Ün ey m im arlı



Yüklə 1,2 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə43/43
tarix18.06.2018
ölçüsü1,2 Mb.
#49336
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   43

PROJE/PROFİL

 Türk Meydanı

Cumhurbaşkanlığı’nın forsunda da yer alan 16 

Türk  devletini  temsil  eden  Türk  Köşeleri  ülke-

mizin  birçok  yerinde,  tarihimizin  gençler  tara-

fından  daha  iyi  öğrenilmesi  adına  yapılmış  iyi 

niyetli uygulamalardır. Genelde bir parkın veya 

bir caddenin kenarına konumlanan “Büyük Türk 

Devletleri” köşesi olarak yapılan bu uygulama-

lar,  ne  yazık  ki  bulunduğu  bölgeyle  bütünleş-

memekte ve yabancı durmaktadır.

İlçemizde gençlerimizin tarih bilincini arttırmak 

için yapılan bu uygulama, konunun daha iyi an-

laşılması ve bulunduğu bölgeye değer katması 

adına  Kozan’ın  merkezi  konumunda  bulunan 

Göçyolu ile Saimbeyli caddelerinin kesiştiği böl-

gede Türk Meydanı olarak planlanmıştır. Çeşitli 

yerlerde  gördüğümüz  tarihteki  16  büyük Türk 

devletinin  kurucularının  sembolik  büstlerinin 

karşısına günümüzde yaşayan 7 Türk devletini 

temsil eden brüt betonarme sütunlar yapılmış-

tır.  Meydanın  işlevselliğini  arttırmak  amacıyla 

meydan, çim amfi ve su öğesiyle zenginleştiril-

miştir.  Özellikle  nevruz  etkinliklerinin  yapıldığı 

meydanda aynı zamanda konser ve çeşitli bir-

çok etkinlikler de yapılmaktadır.



72

 | GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13




 Millet Bahçesi

Kozan’ın merkezinde yer alan ve geçmişte böl-

ge  halkının  rekreasyon  ihtiyaçlarına  cevap  ve-

ren Millet Bahçesi, zamanla bakımsızlıktan do-

layı terk edilmiş ve otopark olarak kullanılmaya 

başlamış 7500 m²’lik alana sahip, imar planında 

park  olarak  görünen  bir  alandır.  Yetişmiş  bazı 

bölgeleri  oldukça  sık  ağaçlarla  kaplı  bu  alanın 

tekrar halkın hizmetine sunulması amacıyla bir 

peyzaj planlama projesi hazırlanmıştır. Projenin 

hazırlanması aşamasında ciddi bir ağaç rölövesi 

alınmış ve hiçbir ağacın zarar görmeyeceği bir 

planlama yapılmıştır. Projede; Kozan’ın kermes, 

toplantı,  sergi  vb.  gibi  birçok  etkinliğin  yapıla-

cağı çok amaçlı salon ihtiyacı bu proje ile kar-

şılanacaktır.  Millet  Bahçesi’nin  merkezinde  yer 

alan  600  m²  alana  sahip  yapının  parka  zarar 

vermemesi amacıyla yapı 120 cm. toprağa gö-

mülmüş  ve  üzeri  toprakla  kapatılarak  yeşil  bir 

kubbe  oluşturulmuştur.  Kozan’ın  dağlık  ve  te-

pelik coğrafyası ile uyumlu bir park elde edilmiş 

olup binanın üzeri de parkın bir bölümü olarak 

düşünülmüştür.  Binanın  toprak  altında  yapıl-

masıyla binanın iklimlendirilmesi toprağa daya-

lı ısı pompaları ile sağlanmaktadır. Yapım ihalesi 

yapılan projede; çok amaçlı salon, köz kahvesi, 

tuvalet, pastane, amfi, büfe ve çocuk oyun alan-

ları bulunmaktadır.

GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13 | 

73



PROJE/PROFİL

 Mustafa Kemal Sokağı Sağlıklaştırması

Jeopolitik  konumu,  verimli  toprakları  ve  do-

ğal  güzellikleri  nedeniyle  Kozan,  birçok  me-

deniyete ev sahipliği yapmıştır. Birçok mede-

niyetin izlerini halen taşıyan Kozan’ın kaleleri, 

konakları  ve  camilerinin  yanında  4,5  ha.’lık 

kentsel  sit  alanı  da  bulunmaktadır.  Bütün 

bu  mirasın  korunup,  sosyal  yaşama  katarak, 

gelecek  kuşaklara  aktarmak  adına  yapılan 

çalışmalardan  bir  tanesi  de  Mustafa  Kemal 

Sokağı’nın,  sokak  sağlıklaştırma  projesidir. 

Tarihî  Hoşkadem  Camisi’nin  doğusunda  yer 

alan  üç  tane  tescilli  binanın  bulunduğu  130 

m. uzunluğundaki sokak, aslına uygun olarak 

restore  edilmiştir.  Bu  kapsamda  yollar  doğal 

taş kaplama yapılmış olup yıkılmaya yüz tut-

muş konaklara yeni işlevler (butik otel, resto-

ran, konuk evi) verilerek yaşatılması amaçlan-

maktadır. Kozan’ın sahip olduğu ama şimdiye 

kadar ihmal edilmiş olan bu bölgelerin ayağa 

kaldırılması, tarihî kültürel mirasın korunarak 

yaşatılması  ve  Kozan’ın  turizmini  canlandıra-

cağından  dolayı,  bu  çalışmalar  neticesinde 

hem sosyal hem ekonomik olarak kentin ge-

lişmesi sağlanmaktadır.



74

 | GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13




ÇUKUROVA 

ÜNİVERSİTESİ 

DEVLET 

KONSERVATUARI



ÇUKUROVA 

ÜNİVERSİTESİ 

MİMARLIK BÖLÜMÜ 

2012-2013

GÜZ YARIYILI

MİMARİ PROJE 8

eklenmesi ile klasik bir eğitim yapısından çok 

farklı bir işlev grubunu içerisinde barındırmak-

tadır.

Konservatuar  binasının  çok  karmaşık  olan 



programı, konservatuardaki ilgili öğretim ele-

manları  ve  yöneticileri  ile  işbirliği  yapılarak 

oluşturulmuştur.  Devlet  Konservatuar  Binası 

programı;  Müzik  ve  Bale  İlköğretim  Okulu  ve 

Orta  Okulu;  Müzik  ve  Sahne  Sanatları  Lisesi; 

Müzik, Sahne Sanatları ve Müzikoloji Bölümle-

rinden oluşan lisans ve yüksek lisans eğitim bi-

naları, idari ve servis birimlerinden oluşmakta-

dır. Eğitim yapılarına ek olarak Sahne Sanatları 

Bölümü’nün  kullanacağı  350  kişilik  ve  Müzik 

Bölümü’nün kullanacağı 500 kişilik salonlar da 

programda yer almaktadır.

Önerilen  konservatuar  binası  için  Balcalı 

Hastanesi’nin  güneyinde,  kampusun  yeni  ge-

lişmekte  olan  bölgesinde  belirlenen,  uygun 

büyüklükte  bir  arsa  seçilmiştir.  Öğrencilerden, 

bütün  fonksiyonları  göz  önüne  alarak,  yerleş-

ke niteliğinde, modern bir konservatuar binası 

kompleksini tasarlamaları istenmiştir. 

Konunun Seçimi,

Proje Amaç ve Kapsamı

Çukurova  Üniversitesi  Devlet  Konservatuarı, 

amaca göre düzenlenmeye çalışılmış, sanat fa-

aliyetlerinin  sunulabileceği  bir  gösteri  salonu 

bulunmayan,  gereksinimi  karşılamayan,  çok 

katlı bir binada işlevini sürdürmeye çalışmak-

tadır. Artan öğrenci sayıları ve yeni açılan Mü-

zikoloji Bölümü ile mevcut bina işlev açısından 

yetersiz  kalmaktadır.  Bu  sebeple,  2012-2013 

bahar  yarıyılında  Mimarlık  Bölümü  diploma 

proje  konusu  olarak;  Müzik,  Sahne  Sanatları 

ve Müzikoloji Bölümlerinden oluşan Çukurova 

Üniversitesi Devlet Konservatuar Binası komp-

leksi seçilmiştir. 

Konservatuar,  ilkokuldan  lisansüstüne  kadar 

çeşitli yaş gruplarındaki geniş bir öğrenci kit-

lesine hizmet etmektedir. Dersler ise öğrenci-

öğretim  üyesi  bire  bir  eğitiminden,  öğrenci 

bireysel çalışması ve grup çalışmalarına kadar 

farklı eğitim tarzlarını aynı anda barındırmak-

tadır. Periyodik olarak yapılan toplu müzik din-

letileri,  konser  ve  tiyatro  gibi  gösterilerin  de 



MİMARLIK EĞİTİMİ-

ÖĞRENCİ ÇALIŞMALARI

GÜNEYMİMARLIK |EYLÜL2013 | SAYI 13 | 



75


MİMARLIK EĞİTİMİ-

ÖĞRENCİ ÇALIŞMALARI

 Ali Furkan YÖNDER

 Burcu KOÇAK

Proje kurgusunda konservatuar, ilk eskizlerden itibaren salon ve eğitim kampusu olarak 2 ana yapı 

grubunda ele alınmıştır. Bunun sebebi, eğitim yapılarının dışarıdan gelecek olan yabancılara olabildi-

ğince izole edilmesi kaygısıdır.

Vaziyet planı, arazi topografyası elverdiğince güney batıya dönük bir aks ve bu aks etrafına belli oran-

lar ve mesafelerle konumlandırılmış bir kompozisyon çalışması olarak ele alınmıştır.

Kampüs Girişi, Ana Yaya 

Aksı, Açık Konser Alanı

Kampüs Güney 

Doğu Perspektifi



76

 | GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13




 Canan AKGÜN

 Emir ÇEKMECELİOĞLU

Ç. Ü. Devlet konservatuvarı proje tasarı-

mında doku ve arazi eğimi göz önüne 

alınarak  Kuzey-Güney  aksında  yeşile 

akan. Su gösterimi ve anfi tiyatro amacı 

güden alan oluşturularak sonlandırılan 

sokak dokusu oluşturulmuştur.

Yapılar farklı kotlara oturtularak ve sos-

yal alanlarda şeffaf yüzeyler yaratılarak, 

mekânlara  farklı  kotlardan  ulaşabilirlik 

ve görsel ilişki sağlanmıştır. Proje kap-

samındaki  Sahne  Sanatları  Bölümü 

ile Müzik Bölümü sokağın Batı ve Do-

ğusuna  yerleştiri-

lerek  birbirinden 

ayrıştırılırken,  bö-

lümlerin  kendile-

rine  ait  Sahneleri 

Kuzeye  ve  eğitim 

birimleri  güneye 

yerleştirilmiştir. 

Önerilen  yapı  ve 

yeşil  doku  arasın-

daki ölçek ve etki-

leşim  boşlukların 

ve  dış  mekânların 

arasındaki  algısal 

sürekliliği  nitelen-

dirmekle ve bu sü-

reklilik  yeşil  doku 

ve sokak ile eğitim 

birimlerine 

yön 


vermektedir.

GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13 | 



77


MİMARLIK EĞİTİMİ-

ÖĞRENCİ ÇALIŞMALARI

 Gülşen YILDIRAK

 Rukiye TÜTER

78

 | GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13




Sanat hayat içindir. Hayat da ancak Yeşil ile var olur.

Doğa sorunlarının evrenselliği doğanın insanlara mekân ve 

kaynak oluşuyla müziğin evrenselliği ve insanların ortak dili 

oluşu arasındaki bağ projemin çıkış noktası olmuştur

Tasarım için müzik ve sahne sanatlarını temsilen 2 ayrı aks 

sistemi oluşturularak birimler, müziğin insanları bir araya ge-

tirmesi  düşüncesiyle  aynı  çatı  altında  toplanmış,zengin  bir 

meydan kazanılmıştır. Kuzeyde düzenlenen salonlar meyda-

nın  başlangıcı,  girişin  simgesi  olmuştur.  Güneyde  meydan 

yeşil çatı ile sonlanmış, taşıyıcı sistem; ekolojik, taşınması ko-

lay ve topografyayla uyumu için çelik strüktür seçilmiştir. Gü-

neyde yer alan ortaokul ve lise alt kotta düzenlenerek hem 

meydandan  koparılmamış  hem  de  özel  teneffüs  alanları 

oluşturulmuştur. Yükselen yeşil çatı eğitimle iyi birer sanatçı 

olması temenni edilen öğrencilerin başarısını temsil etmek-

tedir.  2  aks  sistem  adanın  iklimi  düşünüldüğünde  güney-

batı  rüzgarını  alacak  şekilde  yerleştirilmiş,  meydan  rampa 

ve merdivenlerle desteklenip heykellerle zenginleştirilmiştir. 

Müzik ve sahne sanatları gösteri merkezleri eğime oturmuş 

vaziyette olup 2 salonda da orkestra çukuru mevcuttur ve 

servis  girişlerini  orkestra  çukurunun  bulunduğu  alt  kottan 

alır.  Müzik  bölümü  salonu  500  kişi  olup,  350  kişilik  sahne 

sanatları  ile  aynı  mantıkta  çözümlenmiş,  iç  mekânda  dü-

şünülen  tasarımlarla  faklı  kimlikler  kazandırılmıştır.  Müzik 

bölümüne ait salonda üçgen kırıklarla melodilerin duvarlar-

dan yansıyarak insanlara ulaşması amaçlanmış dinamik bir 

görüntü oluşturularak müziğin duvarlarda dans etmesi izle-

nimi amaçlanmıştır. Sahne sanatları gösteri merkezinde sah-

nedeki  ilgiyi  dağıtmamak  için  sade  ahşap  oymalı  tasarıma 

gidilmiş ve yine doğayla sanatın iç içe oluşu vurgulanmak 

isteniştir. Mekân aydınlatmasında titizlikle çalışılmış seçilen 

renklerin sanatçılara enerji ve ilham verilmesi temennisiyle 

seçilmiş ve düzenlenmiştir. Fuaye alanlarında sergi ve otur-

ma birimlerine yer verilmiş. Üst fuayede kullanılan organik 

hatlara sahip döşemenin mekâna modern ve şık bir görü-

nüm vermesi istenmiştir. 

 Şengül İSPİR

 Şule ERDOĞAN

GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13 | 

79



KÜTÜPHANE

TANIKLARINDAN

MİMARLAR ODASI

1954-1990



Editör: Çetin Ünalın, Mart 2013, 

Mimarlar Odası Yayınları, Ankara,

259 sayfa.

GENÇ TÜRKİYE

İNŞA EDİLİRKEN/ 

ATATÜRK’ÜN

MİMARININ ANILARI

Ernst Egli, Çevirmen: Güven Göktan Uçer

İş Bankası Kültür Yayınları,

İstanbul, 2013, 384 sayfa.

KENTSEL DEVRİM



Henri Lefebvre, Çeviren: Selim Sezer

Sel Yayıncılık, İstanbul, Nisan 2013, 

176 sayfa.

SANAT-MİMARLIK 

KOMPLEKSİ / 

KÜRESELLEŞME ÇAĞINDA 

SANAT, MİMARLIK VE 

TASARIMIN BİRLİĞİ



Hal Foster, Çeviren; Serpil Özaloğlu

İletişim Yayınları, Sanat Hayat Dizisi - 27, 

İstanbul, Mayıs 2013, 365 sayfa. 

Sel Yayıncılık KentSel başlığıyla yeni bir dizi 

yayınına  başladı.  Bu  diziden  yayınlanan  ilk 

kitaplardan  birisi  Henri  Lefebvre’nin  kitabı. 

Kent ve kentleşme konusu bugün toplum-

sal, politik ve ekonomik yönleriyle giderek 

daha fazla tartışılan bir gündem haline gel-

di;  Henri  Lefebvre’in  eserlerine  daha  fazla 

referans verilmesinin, öneminin artmasının 

nedeni de bu. Kentsel Devrim, Lefebvre’in 

Mekân’ı toplumsal analizin merkezine alan 

ilk eseri. Bu bakımdan mekân ve kent konu-

sundaki çalışmalar kadar, sosyoloji, Marksist 

analiz  ve  radikal  politika  için  de  temel  bir 

metin. 

Lefebvre,  “toplumun  bir  bütün  halinde 



kentleşmesi”  hipoteziyle  yola  çıkarak,  hep 

kır-kent  çelişkisi  içinde  ele  alınan  şehir 

kavramının ortadan kalktığını, ortaya çıkan 

“kent  toplumunun”  yeni  yorum  ve  yakla-

şımlar  geliştirilmesi  gereken  karmaşık  bir 

araştırma olarak görülmesi; kentin ise top-

lumsal analiz ve pratiklerin merkezinde yer 

alması  ve  şehirleşme  sorunuyla  sınırlan-

maması  gerektiğini  öne  sürüyor.  Onu  yal-

nızca tüketimin ve yeniden üretimin değil, 

kapitalist üretimin de merkezine yerleştire-

rek,  toplumsal-siyasal  mücadeleyi  üretim-

fabrika eşleşmesinden koparıp, üretim-kent 

ölçeğine ve vizyonuna taşıyor. Metalaşma, 

pazar,  bürokratikleşme  üzerine  kurulu  so-

ğuk  ve  modernist  kentleşme/şehirleşme 

yaklaşımını reddederek, kentin sakinlerinin 

canlı deneyimlerinin altını çiziyor. 

Şehir miti, kalıplaşmış biçim ve biçimciliğe 

karşı,  özgün  sosyal  ilişkiler,  kendi  kaderini 

çizebilme ve bireysel yaratıcılığın öne çıktı-

ğı bir Kentsel Devrim hayal ediyor.

İletişim Yayınlarının  Ali  Artun  editörlüğün-

de gerçekleştirdiği Sanat Hayat dizisinin 27. 

kitabı  yayımlandı.  “Küreselleşme  Çağında 

Sanat, Mimarlık Ve Tasarımın Birliği” alt baş-

lığını taşıyan kitabında sanat-mimarlık ilişki-

sini sorgulayan yazar, “yıldız mimarlar”ın ça-

lışmaları ve sanatı yeni alanlara açan sanat-

çıların  eserleri  üzerinden,  “sanat-mimarlık 

kompleksi”  adını  verdiği  kaynaşmanın  ta-

rihini  ve  günümüzdeki  etkilerini  inceliyor. 

Küresel  gösteri  kültürünün  yarattığı  sahte 

öznelliğe ve toplumsallığa direnmenin yol-

larını araştırıyor. 

Geçtiğimiz  yarım  yüzyıl  boyunca,  sanatın 

mimarlık  ve  tasarımla  kaynaşmasına  tanık 

olduk: Sanat eserleri, alışıldık galeri ve müze 

mekânlarının sınırlarını aşıp eski sanayi ya-

pılarına,  gündelik  hayatın  mekânlarına  ve 

doğaya  açılırken,  mimarlık  da  yapısal,  ta-

rihsel ve toplumsal önceliklerini bir kenara 

bırakarak kendini gitgide bir “görsel sanat” 

olarak kurmaya başladı. Bunun sonucunda, 

bir yandan ölçeği ve kamusal alana müda-

halesi  yönünden  mimarlıkla  boy  ölçüşen 

bir  sanat,  diğer  yandan  görsel  kültürü-

müzde  sanatçılar  kadar  derin  izler  bırakan 

“yıldız  mimarlar”  ortaya  çıktı.  Bu  birleşme 

sonucunda şirketler ve hükümetler, içerdiği 

eserlerden çok mimarisiyle öne çıkan ikonik 

müzelerle, festival ve bienal benzeri etkin-

liklerle şehirleri “markalaştırmak” ve iş dün-

yasının  yatırımlarını  çekmek  için  gözlerini 

sanat-mimarlık ikilisine çevirdiler. Ekonomi 

ile kültürün ayrılmaz biçimde iç içe geçtiği 

bu süreçte, her iki alan da, dünya çapında 

yaygınlaşan  gösteri  kültürüne  eklemlendi 

ve  onu  pekiştirdi.  Sanat  da  mimarlık  da, 

neoliberal  ekonomi  politikalarının  kültür 

yoluyla  hayata  geçirilmesinin  aracı  haline 

geldi.


Pop Art’tan günümüze mimarlıkta imgenin 

ve yüzeyin rolünü gözden geçirerek başla-

yan kitap, çalışmalarıyla uzun süredir farklı 

bir  inşa  yaklaşımı  geliştirmiş  olan  bir  hey-

keltıraşla, Richard Serra ile yapılan söyleşi ile 

tanıtım sona eriyor.

“Tanıklarından  Mimarlar  Odası,  1954-1990” 

kitabında,  Mimarlar  Odası’nın  kuruluş  yılı 

olan 1954’den 1990’a kadar yaşam öyküsü, 

Oda Yönetim Kurullarında görev almış, bu-

gün  bir  kısmı  aramızda  olmayan  en  yakın 

tanıkların, karar defterleri, çalışma raporları 

ve  yayınlar  altyapısıyla  desteklenmiş  anla-

tımları ile aktarılıyor. Kuruluşundan itibaren 

“Toplumun  Hizmetinde”  olmayı  sloganlaş-

tıran bu meslek örgütünün, darbelerle bö-

lünmüş, idamlar, ölümler, hapisler, sorgular, 

sürgünlerle  örülü,  Cumhuriyet  tarihimizin 

en çalkantılı döneminde kazanılmış hakla-

rını koruma ve genişletme, meslek alanında 

örgütlenme,  hukuki  altyapıyı  oluşturma, 

etik  ve  normlarını  geliştirme,  kamusal  or-

tamı  düzenleme,  bilimsel  çalışmalar  yap-

ma ve uygulamayı denetlemenin yanı sıra 

demokrasi,  özgürlük  ve  bağımsızlık  müca-

delesi  anlatılıyor.  2014,  Mimarlar  Odası’nın 

kuruluşunun 60. yılı. Bu yıl dönümünde dö-

nüp geriye bakmak, geçmişi olumlu, olum-

suz yönleriyle değerlendirmek ve bu sürece 

ilişkin bir belge bırakmak amacıyla yapılmış, 

Oda tarihi yazılana kadar araştırmacıların ve 

meraklılarının  önemli  bir  başvuru  kaynağı 

olacağını  düşündüğümüz  kitap,  Mimarlar 

Odası’nın mücadelelerine, çabalarına omuz 

verenlere bir armağan niteliğinde.

Cumhuriyetin  ilk  döneminde  Türkiye’de 

pek  çok  yapıya  imza  atan  Ernst  Egli’nin 

anılarının  Türkiye’ye  ilişkin  olan  bölümleri, 

Türkçe  ve  ilk  kez  bir  bütün  olarak  okuyu-

cuyla buluşuyor. Genç Türkiye Cumhuriye-

tinin  yöneticileri,  1927  yılında  önemli  bir 

karar alır: Eğitim ve kamu binaları bundan 

böyle çağın en gelişkin örneklerine uygun 

biçimde  tasarlanacak  ve  inşa  edilecektir. 

Mevcut mimar kadrolarıyla en yeni teknik-

leri yakalamak ve uygulamak kolay olmadı-

ğından, bu iş için yabancı uzmanlar davet 

edilir. Viyanalı genç mimar Ernst Arnold Egli 

de gelenler arasındadır. Egli kısa süreliğine 

gelip  13  yıl  kaldığı Türkiyeyi,  iş  yaptığı  yer 

olmanın  ötesinde  sever,  benimser.  Gazi 

Mustafa  Kemal’le  harf  devriminin  provası-

nı  yapmaktan  Akademi’de  genç  mimarları 

yetiştirmeye,  İstanbullu  seçkinler  için  villa-

lar tasarlamaktan Anadolu’da bir su başında 

köylülerle  azık  paylaşmaya  uzanan  zengin 

insan  hikâyeleriyle  dolu  zamanlar  geçirir 

Türkiye’de.  Türkiye’deki  gezileri  ve  bilimsel 

gözlemleri  sonucunda  yazdığı  iki  kitapta, 

Mimar Sinan’ı ve Türk ev kültürünü ulusla-

rarası akademik camiaya ilk kez tanıtır. 1953 

yılında, bu kez bir BM programı çerçevesin-

de gelir, Anadolu’yu gezerek farklı yörelerini 

keşfeder.  Özetle  kitap,  Avrupalı  bir  kültür 

insanının kaleminden Türkiye’nin yakın tari-

hini gözler önüne seriyor. Egli’nin çocukluk, 

gençlik ve ilk meslek yıllarına dair bütünle-

yici bilgiyi, kitabın ekinde yer alan “Bir Kültür 

İnsanı,  Modernist  Bir  Mimar:  Ernst  Arnold 

Egli” başlıklı makalede bulmak mümkün.



80

 | GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13





Yüklə 1,2 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə