100
Lokman TAŞKESENLİOĞLU
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 2/3 2013 s. 96-132, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 2/3 2013 p. 96-132, TURKEY
Ey gam-ı hilalim meh-i taban olacahsan
şiirine cevap olarak:
Sen, pir-i cahandidesen, ey Seyyid-i serkar
Menden çek elin, eylegilen pir ile reftar
Olmaz sene gismet dehi bu dövlet-i didar
Bundan sonra hicrimde ciğergan olacahsan
Aşık mene bir men kimi ziba gerek olsun
Mayil güle bir bülbül-i şeyda gerek olsun
14
şiirini yazmıştır.
İnsanın bakış açısını genişletmek için dünyayı keşfetmenin gerekli olduğunu düşünen
Sâbir, 21 yaşında, 1883’te kutsal yerleri görmek bahanesiyle Şamahı’dan yola çıktı. İki yıla
yakın Türk kültürünün merkezleri olan Horasan’ı, Nişabur’u, Semerkand’ı ve Buhara’yı gezdi.
Bu gezi, onun Türk kültürünü en iyi şekilde öğrenebilmesi için muazzam bir vesile olmuştur.
1885’te buralardaki kolera salgını nedeniyle Şamahı’ya geri döndü. 1886 yılında ise bu kez
Kerbelâ’yı ziyaret etmek için tekrar yola çıktı, Aşkabad ve Merv şehirlerini de ziyaret etti.
15
Buralara yerleşmeyi düşünse de yolculuğuna başladıktan birkaç ay sonra babası vefat edince
geri döndü. Artık ailenin bütün yükü, genç Sâbir’in omuzlarındaydı. Bundan sonra ne istediği
zaman seyahatlere çıkabilecekti ne de istediği kadar şiir ve edebiyatla uğraşabilecekti. Bu andan
itibaren ticaret hayatına atılmak, bir şekilde para kazanarak ailesini geçindirmek zorundaydı.
Kuyruk yağından sabun yapıp satarak hayatını kazanmaya başladı. Zor bir iş olan sabunculuğu
mecbur olduğu için yapıyordu. Gençlik yılları sona eren Sâbir, annesinin de ısrarlarıyla
çarçabuk evlendi ve birbiri ardınca 15 yıl içinde 8 kız 1 erkek olmak üzere 9 çocuk babası oldu.
Bundan sonra Sâbir, hayatının sonuna kadar hem ekonomik açıdan hem de sağlık açısından
sıkıntıların hiç bitmediği bir döneme girmişti. Daha sonraları ise bu sıkıntılı dönemleri:
Yaşadıgca herabe Şirvanda,
Bir sefa görmedim ol viranda
Yaşadıgca azaba düştü tenim
Mene zindan kesildi öz vetenim
Agibet igtidarımız getdi
Sâbir iken tehemmülüm bitdi …
16
şeklinde hatırlayacaktır.
14
“A Şirvanlılar” - SABİR, M. E. (1962). Hophopname. Bakü. hzl. Abbas ZAMANOV. s. 359.
15
Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi, C 5. İstanbul s. 83.
16
“Şirvan’da” - SABİR, M. E. (1962). Hophopname. Bakü. hzl. Abbas ZAMANOV. s. 347.
101
Lokman TAŞKESENLİOĞLU
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 2/3 2013 s. 96-132, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 2/3 2013 p. 96-132, TURKEY
1.2.
Edebiyat Dünyasındaki İlk Adımları
20. yüzyılın başlarına kadar Sâbir, Azerbaycan’da bir şair olarak tanınmamaktaydı.
Sâbir’in gazel ve kasideleri hâlâ hiçbir yerde yayımlanmamıştı. Çünkü dönem itibarıyla tüm
çevrede yenilik hareketleri baş göstermişken eski şiire rağbet olmuyordu. Rusya’da, İran’da,
hatta Osmanlı Devleti’nde yenileşme hareketleri peş peşe başlamıştı. Rusya’da çarlık
sarsıntıdaydı, İran’da ve Türkiye’de ise inkılaplar gerçekleştiriliyordu. Bu hareketlenmeler ve
daha sonraları tanıştığı Abbas Sıhhat, Muhammed Terrah ve özellikle Feridun Bey Köçerli gibi
yenilikçi şahsiyetlerle giriştiği yeni şiirin nasıl olması gerektiği konusundaki tartışmaları,
Sâbir’in sosyal hayata ve edebiyata bakışını değiştirdi.
17
Tüm bunlarla beraber Azerbaycan
basın hayatının ilk Türkçe gazetesi olan “
Şark-ı Rus” gazetesinin çıkarılması, Sâbir’i kelimenin
tam anlamıyla tetikledi. Bu dönemden sonra edebiyat dünyasında açtığı yenilik hareketi ondan
sonra da bir daha kapanmadı.
Yaklaşık otuz yılını şiirle geçiren Sâbir’in ilk şiiri, Tiflis’te çıkarılan “Şark-ı Rus”
gazetesinde 1903 yılında yayımlandı. Dil konusunda çok hassas olan Sâbir, yayımlanan bu ilk
sosyal içerikli şiirinde:
Şükrillah ki afitab-ı sühen
Şerg-i me’naden oldu çöhrenüma
Gıl dualar ki “Şerg-i Rus”umuzun
Tel’etinden olar cahan beyza
18
diyerek gazetenin çıkarılmasını bu şekilde alkışlamıştır.
Yavaş yavaş klasik gazel, kaside ve mesnevi edebiyatının dar kalıplarından çıkan şair,
1905’teki birinci Rus İhtilali ve tüm Şark’ın uyanması ile başlayan millî özgürlük
mücadelelerinin yaygınlaşmasına da kayıtsız kalamadı. Aynı yıl “Heyat” gazetesinde
yayımlanan “Beynelmilel” adlı şiiri, yüzyıl ötesine taşacak bir siyasi ve sosyal problemin
çözümü niteliğinde eşsiz şiir olarak değerlendirilmiştir. Şiire “Müselman ve Ermeni
vetendaşlarımıza” diye başlar ve onlara ithaf eder:
Esrimiz hahiş ederken ittifag ü ittihad,
Cümlemiz emniyyet içre almag isterken murad,
Beynimizde yoh iken bir gûne esbab-i tezad,
Bu veten övladına ariz olub büğz ü inad,
Müselmanla ermeniler beynine düşdü fesad,
Yoh mu bir sahib-hidayet, yoh mu bir ehl-i reşad?
…
İki yoldaş, iki gonşu bir vetende hemdiyar,
17
BAYRAMOĞLU, A. (2003). Mirze Elekber Sabir (Heyatı ve Eserleri). Bakü. s. 31.
18
“Afitab-ı Sühen” - SABİR, M. E. (1962). Hophopname. Bakü. hz. Abbas ZAMANOV. s. 329.