Halis
Çetin
23
siyasal iktidar için ortak düşmanlar yaratmak meşruiyet arayışının en önemli
boyutunu oluşturur (Claessen, 1988:23). Tüm bu uğraşların altında yatan
psikolojik faktör ise siyasal iktidarı kaybetme korkusudur (Linz, 1984:28). Bu
korku paralelinde şiddet, terör ve zor totaliter iktidarın en önemli özelliği olarak
ortaya çıkar. Korku ve terör ile dünyanın fethini ve bütünsel bir tahakküm alanı
kurmayı arzulayan totalitarizm, ‘yayılma uğruna yayılmayı’, ‘iktidar uğruna
iktidarı’ gerçekleştirmek için insanın özünü yok eder (Arendt, 1996:11-12).
Arendt, totalitarizmin kaynakları olarak emperyalizm ve antisemitizmi ele aldığı
iki ciltlik eserinde, totaliter iktidarın kendi egemenliğini bir dünya fethi olarak
sunmasının ve bunun önündeki engelleri ötekiler olarak ilan edip dışlamasının
totalitarizmin bütünsel bir tahakküm olanı olarak sınırsız ve denetlenemez
yapısından kaynaklandığına dikkat çeker (Arendt, 1996-1998).
Total iktidar, ötekileştirdikleri ile olan mücadelesinin haklılığına
toplumu inandırmak için eğitim, propaganda ve iletişim araçlarını kullanır.
Böylece ‘ötekilerle savaş’ siyasal iktidarın bir misyonuna dönüşür. Bu misyon
devam ettikçe halkın siyasal iktidarın meşruiyetine olan inancı da devam eder.
Bunun sonucunda total iktidarın meşruiyeti, devamlı bir tayakkuz ve savaş
durumunu temsil eder. Savaş totalitarizmin cynic olarak kaçınılmaz yönüdür ve
savaştan beslenmeyen hiçbir totaliter devlet yoktur. Bu bağlamda, totalitarizm
“ötekilerle savaş” sistemidir. Öteki dinler, öteki ırklar, öteki sınıflar bu savaşın
düşmanlarıdır. Düşmanın varlığı içte ve dışta terörü meşrulaştırır (Friedrich-
Brzezinski, 1964:140). Her şey savaş manevralarına göre gerçekleştirilir. Savaşın
tek amacı ise düşmanı belirleyip her ne surette olursa olsun onu imha etmektir.
Toplumun Topyekün İnşası: Siyasal, Toplumsal ve Ekonomik Mühendislik
Totaliter iktidar, kendi dışındakilerin olumsuzlanması sürecinden sonra
kendi içindekilere yönelir. Yeni durum, içeride birlik, bütünlük ve uyum
içerisinde sosyal, siyasal ve ekonomik bir düzen inşasıdır. Siyasal iktidarın bu
fonksiyonu sosyal, siyasal ve ekonomik mühendislik olarak tanımlayacağımız
toplumun topyekün inşasıdır.
Totaliter iktidarın en önemli fonksiyonu, toplumsal, siyasal ve
ekonomik düzenlemedir. Meşruiyeti devlet kaynaklı kılan ve buna göre toplumu
kuran totaliter iktidar, oluşturduğu siyasal ve toplumsal bütünlük dünyası
içerisinde toplumsal düzenlemeler yapar ve bu düzenlemeler gereği bireyin bu
bütünlüğe entegrasyonunu sağlar. Bu yapı içerisinde ideoloji, insanların her
alanda başvuracakları, ona göre hareket edecekleri, hayatı ona göre
değerlendirecekleri ve sosyal, siyasal, ekonomik yapıda ona göre davranacakları
ilkeleri belirler. Bunu dünya görüşü olarak isimlendirebileceğimiz gibi, kollektif
temsiliyet, bütünsel bilinç, ortak değerler sistemi veya kollektivizm olarak da ele
alabiliriz. Linz’e göre bireylerin iradesini ve toplumsal onamayı kayıt ve şarta
bağlı olmaksızın kullanan totalitarizm meşruluğunu bütüncül bir insan ve toplum
kurma anlayışından almaktadır (Linz, 1984:.34). Bu durum bireyin bir ideolojik
totalite içerisinde eritilmesi, toplumun ‘topyekün siyasallaştırılması’, yeni
insanın organik bir yapı içerisinde yeniden yaratılması sürecidir (Linz, 1984:21).
Linz bu sürecin devlet tekelinde bulunan propaganda, eğitim ve zor kullanılarak
gerçekleştirildiğini söyler (Linz, 1984:.53). Bunlar totaliter iktidarın entegrasyon,
bütünleştirme veya uyumlulaştırma fonksiyonlarını göstermektedir.
Totalitarizm: İdeolojik Kökenleri ve Toplumsal İnşa Araçları
24
Totaliter iktidar, kendi meşruiyetine olan inancı kurmak ve geliştirmek
için çalışır. Total sistem tamamen kendisini koruma altına almak, yönetici sınıfın
çıkar birliğini korumak ve onun hedeflerine yönelik muhalefeti, meşruiyetine
yönelik eleştirileri ortadan kaldırmak için toplumda birlik ve düzeni sağlamaya
çalışır. Toplumsal birlik sağlama gerekliliği beraberinde bir siyasal ve toplumsal
evren oluşturmayı da zorunlu kılar. Bu entegrasyon dünyası, tek
biçimlileştirilmiş bir evrende bireyleri buna göre biçimlendiren, onları
düzenleyen merkezi fikir ve anlamlar dünyasıdır. Bu dünyanın amacı siyasal
iktidara mutlak bir bireysel ve toplumsal uyum yaratılması isteğidir. Devletin
bireyleri kendi belirlediği ‘düzenlilik’, ‘adillik’, ‘iyilik’ veya ‘müreffeh toplum
olma’ gibi toplum-hedef modeline göre sevk ve idare etmesini Erdoğan siyasi
devletçilik olarak tanımlayarak bunun pozitif şiddeti meşrulaştırmanın ve
bireyleri iktidar seçkinlerinin birer aracı kılmanın yolu olduğunu vurgular
(Erdoğan, 1995:45). Ona göre “bu anlayış, toplumu, meşruluğu bireysel
iradelerden türeyen ikincil bir varlık alanı değil de bireylerin meşruluğunu
kendisinden aldıkları ve kendisine tabi oldukları, onlara dışarıdan-otorite
yoluyla- dayatılan bir zatiyet, asli bir varlık alanı olarak görmektedir” (Erdoğan,
1995:46). Siyasal iktidarın bireyi kendi belirlediği alan içerisinde kendi
belirlediği meşruiyet ilkesellikleri üzerine düzenleme istekliliği tüm siyasal
iktidar araçlarının bu inşa sürecinde bu amaçlara endeksli bir işlev görmesinden
geçecektir.
Totalitarizmin Toplumsal İnşa Araçları
Totaliter iktidar, hem siyasal hem toplumsal hem de ekonomik olarak
hiyerarşik düzenleme içindedir. Bireyler bu hiyerarşik yapının içene hapsedilir
ve ideoloji aracılığıyla bu yapının korunması ve devam ettirilmesi konusunda
eğitilirler. İdeolojinin kendisi de bütünsel ve hiyerarşiktir. Bu hiyerarşik
meşruiyet içinde toplumu kontrol altında tutmak için disiplin ve üyelerinin
birbirinden farklı olan fikir ve çıkarlarının sistemle entegre edilmesi gerekir. Bu
süreçte bireylere verilen ilkelerle neyin iyi neyin kötü, hangi davranış meşru
hangisi meşru değil, bunlar öğretilerek bireyin toplumsallaşması, ideolojik
hegemonya içerisinde eritilmesi sağlanır. Böylece bireyler, hem toplumsal hem
de siyasal olarak hangi yargısal ölçütlere göre davranacaklarını, uyumlu fertler
olacaklarını, yargılanacaklarını ve cezalandırılacaklarını öğrenirler. Totaliter
iktidarın meşruiyetinin kaynakları ve araçları olan ideoloji, mitoloji, gelenek,
liderlik/kahramanlık, parti, eğitim, bilim/teknik, hukuk, bürokrasi gibi buluşlar
siyasal ve toplumsal sistem içerisindeki meşruiyet yasasının ve kurulu hiyerarşik
yapının kabulünü sağlamaya yöneliktir. Çünkü total meşruiyetin en temel yasası
olan toplumsal uyum, birlik ve bütünlük içinde düzen, parçalı ve tek tekliğe izin
vermez. Çünkü parçalı sistem, hiçbir zaman total sistemin birlik ve bütünlüğünü
temsil edemez. Bu paradoksu çözmeye yönelik cevap klasik olarak hiyerarşik
formdur. Totaliter sistemin devamı iktidarın hiyerarşik yapısının korunmasına
bağlıdır. Hiyerarşinin en tepesinde lider vardır. Parti, yönetici sınıf, bürokrasi ve
halk bu hiyerarşik yapının katmanlarıdır. Fakat tüm katmanları birbirine ortak
hedef ve ilkeler ile bağlayan ise resmi ideolojidir.
Resmi İdeoloji: Total, İdeolojik Toplumsal Kuşatma
Totaliter iktidarın bireyi ve toplumu kurması ve düzenlemesinin en
önemli aracı ideolojidir. İdeolojinin gücü, siyasal iktidarın belirlediği tanımlar ve