C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi Mayıs 2002 Cilt : 26 No: 1 15-43
TOTALİTARİZM: İDEOLOJİK KÖKENLERİ
VE TOPLUMSAL İNŞA ARAÇLARI
Halis Çetin
Öz
Bu çalışma totalitarizmin ideolojik kökenlerini ve toplumsal inşa/düzenleme
araçlarını incelemektedir. Çalışma doğal olarak totalitarizme bir ahlak, ideoloji, sosyal
ilişki ve siyasal bir sistem, kısaca hayatın tümüne yansıyan bir sistem olarak, onun felsefi
şartlarını ve ilkelerini ele almaktadır.
Çalışma totalitarizmi oluşturan ve onu diğer siyasal sistemlerden ayıran temel
ilkeleri incelemektedir. Çalışma totalitarizmin temel ilkeleri olarak statükonun
haklılaştırılması, kendi dışındakileri ret/ötekinin yaratılması ve sosyal, siyasal ve
ekonomik mühendis olarak toplumun topyekün inşasını incelemektedir. Çalışma
totalitarizmin toplumu kurmasının, düzenlemesinin araçları olarak ideoloji, mitoloji,
liderlik, eğitim, bilim-bilgi, bürokrasi, teknokrasi ve ekonomiyi analiz etmektedir.
Anahtar Sözcükler
Totalitarizm, İdeoloji, Liderlik, Bürokrasi, Sosyal, Siyasal ve Ekonomik
Mühendislik.
Totalitarianism: Its Ideological Origins and Social Construction Means
Abstract
This study examines ideological origins and ordering means of totalitarianism.
Naturally it deals with philosophical circumstances which established totalitarianism as
an ethic, ideology, social relation and a political system, in short as a mode reflecting
totally to daily life.
This study concerns with primary principles that construct totalitarianism and
separates it from other political systems. The study examines principles of totalitarianism.
These principles are justification of status quo, creation and exclusion of “others”, and
reconstruction of society in terms of social, economic and political engineering.
The dissertation, in detail, examines means of totalitarianism. The ideology,
mythology, heroism, charisma, leadership, science-knowledge, education, bureaucracy,
technocracy and economy are defined and criticised as constructive and ordering means
of totalitarianism.
Key Words
Totalitarianism, Ideology, Leadership Bureaucracy, Social, Economic and
Political engineering
.
Giriş
Bu çalışmada totalitarizm kavramını ve dayandığı ilkeleri, bunların
beslendiği teorileri ve amaçlarını inceleyerek totaliter sistemin niçin bir iktidar
bozumu olarak algılanması ve reddedilmesi gerektiği üzerinde duracağım.
Totalitarizmin, demokrasinin evrensel meşruiyet ilkesi olan özgürlük ve
eşitlikten ne derece uzaklaştığını, bütüncül toplumsal inşa amacını
gerçekleştirmek için hangi meşruiyet ilkelerini esas aldığını ve toplumu kurmak
ve düzenlemek ile toplumu bozmak arasında nasıl yol aldığını ve hangi araçları
kullandığını, siyasal iktidar gücüne dayanarak bireysel özgürlüklere ve toplumsal
rızaya dayalı meşruiyet ölçüsünü niçin ve nasıl tek taraflılığa ve keyfiliğe
dönüştürdüğünü analiz edeceğim. Totalitarizmin belirli bir döneme ve ideolojik
eksene dayandırılmasının yanlış olduğunu iddia ederek günümüz gerçekliklerine
uyum gösteren totaliter iktidarların bireysel ve toplumsal alana müdahale
etmekte düzenleyici işlevselliğini ve siyasal iktidar alanlarını bireysel
Totalitarizm: İdeolojik Kökenleri ve Toplumsal İnşa Araçları
16
özgürlükler aleyhine genişletme arayışını sürdürdüğünü savunacağım. Bu
yüzden çalışmam boyunca totalitarizmin teorisi ve temel nitelikleri üzerinde
duracağım.
Totalitarizmi Tanımlama Sorunu
Totalitarizm kavramı faşist ve sosyalist diktatörlüklerin ortak
özelliklerinin tek bir kavramla anlatılması gerekliliği üzerine İkinci Dünya
Savaşı ve sonrası yoğun bir kullanım alanı bulmuştur. Totalitarizm kavramı
Hitler dönemi Almanya, Mussolini dönemi İtalya ve Stalin dönemi Rusya’da
uygulanan siyasal rejimlerin ortak niteliklerini açıklamak için kullanılmaktadır.
Ben, bu tarihsel gerçekliğin yanında özellikle modern teknolojik araçların
gelişmesi ve siyasal iktidarlar tarafından toplumu düzenlemek için yaygın bir
şekilde kullanımının devam etmesinden dolayı totalitarizmin daha geniş bir
tarihsel alan içerisinde değerlendirilmesi gerekliliğine inanıyorum. Bu yüzden
çalışmam boyunca totalitarizmin bir döneme ait pratik örneklerinden çok
günümüze de ışık tutabilecek temel ilkelere ve teorilere yoğunlaşacağım.
Totalitarizm, toplumu bir bütün olarak ele alan, bir bütün olarak
dönüştürmek isteyen ve total kontrol sistemi ile toplumu sürekli düzenleyen
devlet, ideoloji, siyasal parti ve liderlik olgularının bütünlüğü için kullanılır.
Totalitarizmin en önemli özelliği toplumun, siyasal olarak total kontrolünün
sağlanmasıdır. Totalitarizm, devlet ve toplumu bir ve bütünlük içerisinde
birbirine eklemleyen, birbiriyle uyumlulaştıran ve ortak bir dünya görüşünü
topluma dayatan bir siyasal sistemdir. Totaliter sistemde toplum bir ideolojik
totalite içerisinde plan ve programa tabi kılınarak kontrol altına alınır.
Totalitarizm, plüralizme karşı zorunluluğun, özgürlüğe karşı
otoriterizmin esas olduğu siyasal düzendir (Kamenka, 1992:629-630). Bu siyasal
düzeni sadece bir döneme ait faşist ve sosyalist diktatörlükler için kurgulamanın
ve sınırlandırmanın yanlış olduğuna inanıyorum. Totalitarizmi bu özellikleri ile
daha geniş bir alan içerisinde değerlendirmek gerekliliğini savunuyorum.
Günümüzde hala belirli bir ideolojik düşünce ekseninde örgütlenen, toplumu bir
bütün olarak kontrol edip düzenleyen ve baskı ve ideolojik araçlarla siyasal
iktidarını resmi ideolojinin çıkarına bireylerin zararına inşa eden siyasal
sistemler söz konusudur. Özellikle teknolojinin, ordunun, bürokrasinin, iletişim
araçlarının ve eğitimin kullanılmasıyla bir bütün olarak toplumsal
mobilizasyonun sağlandığı siyasal sistemler halen mevcuttur. Demokrasiyi
sadece seçim olgusuna indirgeyerek evrensel demokratik değerler olan siyasal
iktidarın denetimi, keyfiliğin önlenmesi, siyasal katılımın özgür sivil toplumsal
kurumlar aracılığıyla örgütlenmesi, farklı ideolojik yaklaşımların kendini ifade
özgürlüğü, muhalefetin özgürce siyasal iktidarı eleştirmesi ilkelerinin göz ardı
edildiği ve tek bir ideolojik hegemonya içerisinde siyasal yaşamın düzenlendiği
devlet modellerini de totalitarizm içinde ele almak gerekir.
Friedrich ve Brzezinski totalitarizmin temel özelliklerini şu şekilde
sıralar: “İnsan varlığının bütün dirimsel taraflarını kaplayan ve toplumda yaşayan
herkesin en azından edilgin bir şekilde bağlı olduğu resmi bir doktrin meydana
getiren resmi bir ideoloji; tek bir adam, bir diktatör tarafından yönetilen tek bir
kitle partisi, hiyerarşik ve oligarşik düzenlenmiş, bürokrasi ile iç içe ya da ona
üstün bir durumda olan parti; partiyi hem destekleyen hem de parti liderleri adına
onu denetleyen ve yalnız rejim düşmanlarına karşı değil keyfi olarak seçilmiş