NörobiLİm ve yapay zeka çalişmalarinda yaşanan geliŞmeler sosyal biLİmler ve planlama alanin öNÜNÜ nasil açiyor?



Yüklə 391,41 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/18
tarix13.12.2017
ölçüsü391,41 Kb.
#15307
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   18

www.ozetkitap.com 

13

 



olarak farkedildiği dönemlerde iletişimin elektrik gerilimi yaratılarak nöronlar arası elektriğin 

atlamasıyla gerçekleştiği düşünülüyordu. Oysa bir süre sonra iletişimin elektriğin yarattığı gerilimin 

neden olduğu kimyasal maddelerle gerçekleştiği fark edildi. Nöronlar arasındaki iletişim sinaps 

dediğimiz özel kavşaklarda gerçekleşmektedir. Nöronlar arası iletişim elektriksel aktivite ile 

başlamakta nöron içinde hücre içi elektrik çoğalmakta, o noktada ateşleme yaparak akson boyunca 

“ateşleme yaparak”,  kimyasal ulakları

21

 (nörotransmitter) serbestleştirmektedir,  iletişimi bu 



kimyasallar sağlamaktadır. 

22

  İnsan beyninde 100 milyar nöron 100 trilyon sinaps bulunmaktadır. 



Genel olarak tek bir nöron komşu nöronlarla 10.000 bağlantı kurmaktadır. Her hücre saniyede 100 

defaya varan hızla diğer hücrelere signal göndermektedir. Bunlar büyük sayılardır.”Beyinin kendi 

nöral ateşme örüntülerinden oluşan bir dille kurulmuş dış dünya ve beden temsili oluşturabilmesi” bu 

kadar büyük sayıları gerektirmektedir.

23

  

Beyinin hücreleri sadece nöronlardan oluşmamaktadır. Ayrıca “glia” (yapıştırıcı) hücreleri 



bulunmaktadır. Bu hücreler homeostaz sağlamaktadırlar, nöronlarla da ilişki kurma kapasitesine 

sahiptir. 7-8 farklı türü bulunmaktadır. Miyelin biçimindedirler nöronlara destek ve koruma 

sağlamaktadırlar. Sayılarının nöron sayısının 20 katı kadar olduğu tahmin edilmektedir.

24

 



Nöronlar ilişkilendirilmesiyle beyinde devreler oluşturmaktadırlar. Bu çevrimler refleksler, motor 

koordinasyonu, öğrenme ve hafıza gibi değişik işlevleri yerine getirmektedirler. Nöron devrelerinin 

nasıl çalıştığını henüz bilmiyoruz. Nöronların işlevlerini nasıl gerçekleştirdiği moleküler biyoloji dalı 

genetik alanından gelen gelişmelerle, nükleid asit, proteinler ve enzimler üzerinde durarak 

açıklamaya çalışmaktadır.  

Wiener merkezi sinir sisteminin dış dünyadan duyular kanalıyla mesajlar alıp onu işleyerek sonuçlarını 

kaslara gönderen vücuttan yalıtılmış bir sistem olarak düşünülmesinin yetersiz olduğunu, çünkü sinir 

sisteminin performansını sinirlerin değil kaslardan gelen geri dönüşlerin sınırladığına dikkati çekerek, 

vücudun içine yerleştirilmesinin gerekliliği üzerinde durmaktadır.  

Beyni hücre düzeyinde gördükten sonra organ düzeyine, kafatasında yer alan beyine geçebiliriz. 

Manyetik rezonanslı beyin taramalarına baktığımızda insan beyninde üç farklı madde; gri madde, 

beyaz madde ve beyin omurilik sıvısı kendilerini farklılaştırmaktadır. Gri madde beynin dış çeperinde 

kabuk (korteks) olarak yer almaktadır. Bu adın verilmesi kadavradan alınan beyinlerde yapılan 

kesitlerde bu bölümün koyu renkte olması yüzündendir. Rengin koyuluğu bu bölümde nöronların 

gövdelerinin yoğun ve sıkışmış şekilde bir arada bulunmaları dolayısıyladır. Beyaz madde beyin 

kesitlerinde gri maddenin altında merkezde bulunan daha açık renkli kısmını oluşturmaktır. Bu 

                                                                                                                                                                                     

hemoglobin ve oksijen ve bazı nutrientler taşımamaktadır. Aynı zamanda hormonlar biçiminde enformasyonda 

taşımış olmaktadır.   

21

 Bu kimyasal ulaklar olarak, Asetilkolin, Monoaminler, Dopamin, Seretonin, Amino asitler, Norepinefrin, Gama 



amino butirik asit, Glutamat sayılmaktadır. 

22

 Nancy C. Andreasen: Age, s.102. 



23

 Saffet Murat Tura’nın ön sözü, V.S. Ramachandran: Öykücü Beyin: Alfa Bilim, İstanbul,2015.s.9. 

24

 Sinan Canan:Değişen Beynim, Tuti Kitap, İstanbul, 2015,ss.33-35.   




www.ozetkitap.com 

14

 



kısımda hücrelerin aksonları bulunmaktadır. Sinir hücresinin gövdesi, hücrenin yürütücü işlevlerinin 

çoğunu üstlenmiş olmasına karşın hücre toplam hacminin yüzde 90’ı aksonda yoğunlaşmıştır. 

Aksonları kılıf gibi saran miyelin denilen yağsı yapı bu bölümün beyaz olarak görünmesine yol 

açmaktadır.

25

 

Beynin üçüncü maddesi beyin ve omurilik sıvısıdır. Bu sıvı bir yandan beynin dış çevresini sarmakta 



öte yandan beyin içindeki dört karıncığın içini doldurmaktadır.  Beyin-omurilik sıvısı 150 cm küp. 

Kadardır. Bu sıvı beynin eylemliliğini besler ve eylemlilik sonucu oluşan yan ürünleri içerir. Yaşlandıkça 

miktarı artar. 

Genellikle 70 kg ağırlığında olan bir insanın beyni jöle kıvamında 1.400 gramlık bir organdır. Bunun 1 

kg’mı su, 160 gramı yağ, 110 gramı protein, 15 gramı şeker, 10 gramı tuzdur.

26

 Beynin dış çeperini 



oluşturan kabuk (korteks) kısmında 90-100 milyar arasında hücre bulunmaktadır.  Beyin 20 Watlık bir 

enerji tüketmektedir. Beyin vücudun tükettiği enerjinin yüzde 20’sini tek başına tüketmektedir.“ 

Beynin kabuğunun yüzeyi çıkıntılar (girus), ve girintiler (sulkus) içermektedir. Çünkü insan doğarken 

doğum kanalından geçerek hayata kavuşabilmesi için kafatasının hacminin belli büyüklüğün ötesine 

geçmemesi gerekmektedir. Bu durumda beyin kabuğu (korteks) kıvrılarak yüzeyini artırma yoluna 

gitmektedir. Ortalama bir korteks 14 milyar nöron içerir 600 gram kadardır.Beyin kabuğunun 

yüzeyinin gelişmesi çok önemlidir. Bu yüzey ne kadar genişse o beyin o kadar çok işlem 

yapabilmektedir. Kabuğun kıvrımlaşması evrim içinde gerçekleşmiştir. Kıvrımlaşma düzeyini ölçmek 

için GI (gyrification index) kullanılmaktadır. Bu indeks, beynin girintiler çıkıntılar dahil tüm yüzeyinin 

büyüklüğünün, beynin çıkıntılarının ucundan geçerek çizilen yüzeyin büyüklüğüne bölünmesinden 

elde edilen endekstir. Bir ceninin GI endeksi 1,06 dır. Evrimin daha erken aşamalarındaki tavşanın GI 

endeksi de küçüktür. Her iki beynin yüzeyi düze yakındır. Oysa sağlıklı bir ergin insanda GI 2,6 

düzeyine yükselmektedir. 

27

     



1950’de Paul D.Mclean bu beynin evrimsel bir süreç içinde üç aşamada oluştuğu kuramını ileri sürdü.   

Birinci aşamayı sürüngen beyni diye adlandırılan bölümü oluşturmaktadır. Beyincik, omuriliği soğanı 

(beyin kökü)  gibi beyinin en eski bölümünü oluşturur.  Beynin bu aşamaya tekabül eden bölümü kalp 

atışı, nefes alma, vücudun ısısı ve denge gibi vücudun yaşam fonksiyonlarnın düzenlenmesini 

sağlamaktadır. İkinci aşamayı ise memeliler beyni diye adlandırılan limbik sistem oluşturmaktadır. 

Beynin bu bölümü duyular ve heyecanlardan sorumludur.  Davranışların hafızaya kaydedildiği ve 

bilinç dışı olarak değer yargılarının verildiği yerleri oluşturmaktadır. Bu nedenle insan davranışının 

üzerinde önemli bir etkisi bulunmaktadır. Limbik sistemin bulunduğu yerler; hippocampus, amigdale 

ve hipotalamus’un bulunduğu orta beyin bölümüdür.  Üçüncü aşamayı beyin en dışında bulunan 

yenikorteks (neocortex) oluşturmaktadır. Yenikortes önce maymunlarda görülmüş, en gelişmiş haline 

ise insanda ulaşılmıştır. İnsan beyninin ön lobunu oluştururlar. İnsan aklının; dil, soyut düşünce, sanat 

                                                           

25

 Nancy C. Andersen: Age,s.64. 



26

 Sinan Canan:Age,s.31 

27

 Nancy C. Andersen: Age.s.26, Sinan Canan: Age,s.20.21. 




Yüklə 391,41 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   18




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə