NörobiLİm ve yapay zeka çalişmalarinda yaşanan geliŞmeler sosyal biLİmler ve planlama alanin öNÜNÜ nasil açiyor?



Yüklə 391,41 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/18
tarix13.12.2017
ölçüsü391,41 Kb.
#15307
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   18

www.ozetkitap.com 

17

 



talamus, beyincik, hippocampus, hipotalamus gibi bölümleriyle ilişki ya da tamamlayıcılık içinde 

gerçekleştirirler. 

Eski Beyin’de iki yumurta gibi çift taraflı olan talamus merkezi operatörü kritik bir öneme sahiptir. 

Talamus beyninin merkezi santralıdır.  Talamus yenikortesle sürekli iletişim içindedir. Yenikorteksteki 

örüntü tanıyıcıları geçici sonuçlarını talamusa gönderir ve onun teşvik edici ya da engelleyici 

mesajlarını alırlar. Eski beyin kısmında temporal lobda bulunan hippocampusun temel fonksiyonu 

yeni olayları hatırlamaktır. Hippocampus kısa erimli belleği oluşturmaktadır. Bu kısa erimli hatırayı 

hiyerarşik uzun erimli hatıraya nakleder, dönüştürür. Eğer bir insanın hippocampusu hasara uğrarsa 

uzun erimli belleği kalır ama ona yeni bir şey eklenemez. 

Sürüngen beyni dediğimiz kısmın bir parçası olan beyincik omuriliğe yakın bir yerde bulunur. Ağırlığı 

beynin ağırlığının onda biri olan beyincik (cerebellum)   beynin nöronlarının yarısına sahiptir. Başlı 

başına beyne benzer. Hareketi koordine etme ve denge sağlamada özellikle önemli bir rol oynar. 

Hareket halinde yenikorteksin örüntüleri kullanılır. Dans, el yazısı, imza sözkonusu olduğunda 

beyinciğin kayıtları kullanılır.  Beyinciğin işlevleri bozulduğunda kişi denge sorunları yaşar. Beyincik 

dört loptan veri toplar.  Bu da bedeninin uzamdaki durumunu birkaç kanaldan (dokunma, görme ve 

denge) denetlemesine yol açar. 



Hipotalamus metabolizma, iştah, libidonun tam ya da kısmi sorumluluklarını yüklenir. Beyin sapında 

retiküler formasyon adı verilen bir nöron ağı uyuma ve uyanma döngülerini kontrol eder. Bir anlamda 

bilincin şalteri işlevi görür. Eski beynin(memeli öncesi) badem şekilli bölgesi olan amigdala emotional 

(korku) tepkisiyle ilişkilidir. İki amigdala şakak loblarına derinlemesine yerleşmiştir. İrkilme refleksini  

başlatır. Korkuyu işler. Ama bunu tek başına gerçekleştiremez çünkü amigdala tehlikeyi yorumlamak 

kapasitesine sahip değildir onun için yenikortekse başvurulması gerekmektedir. Beyinde görevi 

dünyaya ilişkin değerlendirmelerimizi sürekli güncelleştirmek olan küçük eski bir sistem vardır. Bu 

sistem ortabeyindeki küçük bir hücre grubudur. Kimyasal ulak olarak “dopamin” den yararlanır.  

Yenikorteksin motor korteks bölümü kas hareketlerini koordine eder. Bunun için standart neokortikal 

algoritmaları kullanır. Motor kortex kaslarımızı harete getirmek için omuriliği uyandıran emirleri 

gönderir. Kaba hareketler ile senkronize zarif hareketler için kortexte; premotor korteks, suplementer 

korteks olarak ayrı ayrı yerlerde bulunmaktadır.  Daha sonra gerçekleştirdiğiniz hareket amaçlanana 

yakın olup olmadığını da belirler. Eğer uyumsuzsa beyincik bir başka beyin yapısına “talamus’a” sinyal 

gönderir. Talamus mesaji motor kortese iletir ve kaslara nasıl ayarlanacaklarını söyler. 

Beyinde 5 duyunun işlendiği uzmanlaşmış bölgeler bulunmaktadır. Bu duyular buralarda işlendikten 

sonra 1) tanıyarak ne akışı olduğunu saptar daha sonra 2) nerede bulunduğunu saptar. Örneğin 

birincil görme yetisi hasar görürse nesneleri tamam olarak görmeyebiliriz, yerlerini belirleyemeyiz.  

Beynin yaklaşık 1/3 çü görmeye ayrılmıştır. İnsanlar görme duyularına olağan üstü bel bağlarlar. Bu 

nedenle beyinde daha büyük yer tutarlar. Beyin haritalarında tekmelemek için büyük bir yer yokken, 

dudaklar, dil ve parmaklar için geniş yerler tutmaktadır. 

Önceki satırlarda beynin üç evrim aşamasından geçtiğini görmüştük. En son aşamayı oluşturan 

yenikortest aklı/zihni (mind) oluşturmaktadır. İnsanın davranışlarını akılcı bir sistem olarak 

yönlendirmek istemektedir. Oysa evrimin ikinci aşamasında beynin duygusal sistemi (limbik sitem) 

oluşturduğunu görmüştük. Limbik sistem “duygu devresi” beynin üst ve alt bölgeleri arasında bir 




www.ozetkitap.com 

18

 



geçiş görevi görür. Limbik sistem dört bir yana ulaşır ve beyinle bedenin farklı bölgeleriyle etkileşime 

geçer. Limbik sistem ön loblarla birlikte çalışarak öfori,  melankoni ya da şehvet gibi duyguları yaşatır. 

Limbik sistem içinde işlenmelerine rağmen duygular, incelikli ve şaşırtıcı biçimlerinde beynin başka 

bölümlerine taşar. Limbik sistem ve şakak lobları cinsellikle de ilişkilidir. 

Eski beyin bizi hala zevk ve korkuyla motive etmektedir.  Bertrand Russell’in dediği gibi korkuyu 

yenmek bilgeliğin başlangıcıdır. Zevkle ilgili bölgeler “accumbens”,” ventral pallidum” ve 

yenikorteksir. Zevkin düzenlemesinde kimyasal ulak (neurotransmitter) olarak seretonin önemli rol 

oynar. Daha üst düzey emotionların etkinleşmesinde “spindle” nöronları etkili olmaktadır. Beyinde, 

sevgi, kızgınlık, üzüntü ve cinsel isteğin oluşmasında  80.000 spindle nöronu aktif hale gelmektedir.  

Eski beyne ilişkin bu duygu sistemi insanların davranışlarını duygusal olarak etkilemekte ve 

yönlendirmeye çalışmaktadır. Akılcı ve duygusal sistemler insanların davranışlarını etkilemek için 

yarışmaktadırlar, aralarında rekabet yaşanmaktadır. 

Beyin, doğa aynı işlevi görmek için birden fazla mekanizmayı birden geliştirebiliyor. Beynin farklı 

yerleri aynı işleve ayrılabiliyor. Bellek meselesinde ve problem çözmek konusunda bir den fazla 

mekanizması var. Beyin büyük ölçüde örtüşen çözümler sistemi üretir. Rakiplerin takımı için bir 

mimari oluşur. Bu mimari beyinin evrimsel bir gelişme içinde oluşmasının bir sonucu olduğu 

düşünülebilir. Bu şekilde oluşmuş bilişsel rezervler yaşlılık döneminde işlevsel hale gelmekte, yararlı 

bir biçimde kullanılmaktadır. 

İnsan beyni problem çözmeye yarayan otomatize edilmiş, devrelere kazınmış programların 

toplamından ibaret değildir. Bu hazır programlarını çözümlerinin beklentilerine uygun düşmediğinde 

insan bilinçli olarak farkına varabilmekte yeni arayışlara girebilmektedir. Bilinçli olması insanı 



hayvanlardan farklılaştırmaktadır. Bu bakımdan bilincinin beyinden nasıl doğduğunu açıklamak 

nörolojinin temel sorunu olmuştur. Bilinçli olmayı insan kişiliğinin farkında olarak öznelliğini 

kullanabilmesi diye alırsak, bunun akıl (mind) beyin ayrımı yapılmasına yakından bağlı bir kavram 

olduğunu da farkederiz. 



VI: GÜNÜMÜZDE BEYNE İLİŞKİN ONTOLOJİK KABULLER HANGİ NOKTAYA ULAŞMIŞ BULUNUYOR 

Bu yazıda beyinin bilgisinin moleküler hücresel düzeyde ve organ düzeyinde olmak üzere iki farklı 

ölçekte ele alınması gerektirdiği kabul edildiği için ontolojik kabullerin de iki ayrı düzey için 

saptanması gerekmektedir. Beyin/mind’ın bilgisine sadece bir düzeyin çalışmasıyla ulaşılamaz. 



Moleküler hücresel düzeye ilişkin ontolojik kabuller. 

Hücre düzeyi beyinin temel yapıtaşıdır. Hücre düzeyindeki her faaliyet moleküler düzeye kadar 

açımlanmalıdır. Beyin ve merkezi sinir sistemi içindeki süreçlerin maddesel süreçler olarak 

açıklanabilmesi ancak nöronlar içindeki moleküllerin etkileşmesi üzerinden sağlanır.   

Beyinin sinyal alış verişini düzenleyen uzmanlaşmış hücreleri nöronlardır. Nöronların gövdesinde  

çekirdeğini oluşturan DNA ve hücrenin metabolik görevleri için gerekli enerjiyi sağlayan mitokondriler 

yer almaktadır. Bu gövdenin çevresinde iki grup çok sayıda uzantı yer almaktadır. Bunlar dendiritler 

ve aksonlardır. Dendiritler nöronların yakın mesafedeki nöronlarla iletişimini sağlar. Nöronlar kendi 

mesajlarını axonlarla vücudun organlarına göndermektedir. 




Yüklə 391,41 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   18




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə