Türk,
Azerbaycan ve Orta Asya’da Değişim Sürecinde Ortaya Çıkan Turancı Siyasi Hareketler (1989-2007)
207
olduklarının daha iyi anlaşılması bakımından önemlidir.
Bir sonraki aşamada
ise sırasıyla Azerbaycan (MP, Bozkurt ve Turan partileri), Kazakistan (Alaş,
Azat Yurttaş Hareketi ve Kazakistan Cumhuriyet Partisi) ve Özbekistan’da
(Birlik, Erk, VTP, Türkistan Halk Hareketi ve Türkistan İslam Halk Hareketi)
ortaya çıkan Turancı partiler analiz edilecektir.
Orta Asya, Türkistan ve Turan Kavramları
Günümüzde dar anlamda eski SSCB cumhuriyetleri; Kazakistan, Özbekistan,
Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan’ı kapsayan Orta Asya (Zentralasien
(Alm.), Central Asia (ing), Asie Centrale (Fr.), Zentralnaya Aziya (Rus.) kav-
ramı tarihsel süreç içinde farklı kültürlerde farklı anlamlara gelecek şekilde
kullanılmıştır. Bu çalışmada Orta Asya kavramı yukarıdaki beş ülkeyi ve
Azerbaycan’ı kapsayacak şekilde kullanılmaktadır. Günümüzde Türkiye
Türkçesi’nde dar anlamda Orta Asya’yı tarif etmek için yaygın olarak “Orta
Asya Cumhuriyetleri” veya “Türki Cumhuriyetler” gibi sıfatlar kullanılmakta-
dır. Esasında bu iki kavram yanlış olarak kullanılmaktadır. Söz konusu dev-
letleri nitelendirmek için “Türkistan Cumhuriyetleri” tabirini kullanmak daha
uygundur (Andican 1996: 396). Orta Asya geniş anlamda söz konusu beş
ülkeye ilaveten Otonom Sincan Uygur Bölgesi (Çin), Moğolistan ve Afganis-
tan’ı da kapsamaktadır. Orta Asya 19. yüzyılın sonlarında Batı Türkistan
(Rus hakimiyetinde) ve Doğu Türkistan (Çin hakimiyetinde) ayrımına tabi
tutulmuştur. Türkistan kavramı Türkçe kaynaklarda yukarıda anılan beş Orta
Asya devletinin günümüzdeki toprakları, Kuzey Afganistan ve Doğu Türkis-
tan bölgesini kapsayacak şekilde kullanılmaktadır. Rusça kaynaklarda ise
Orta Asya denilen bölge tarihsel nedenlerden dolayı daha özel bir ayrıma
tabi tutularak Merkezi Asya (Zentralnaya Aziya) ve Orta Asya (Srednyaya
Aziya) diye adlandırılmıştır. Birincisi Orta Asya’yı geniş anlamda ve genellikle
Sovyet toprakları haricindeki Orta Asya devletlerini tarif etmek için kullanır-
ken ikincisi, dar anlamda SSCB’nin Kazakistan hariç dört cumhuriyetini
(Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan) kapsayacak şekilde
kullanılmıştır. Bu bölgeye Batı literatüründe Sovyet Orta Asya’sı (Soviet
Central Asia) adı verilmiştir (Stadelbauer 2007: 9-29, Stadelbauer 2003: 58-
63).
Türkistan kelimesi Güney Kazakistan’da bulunan Türkistan (Yesi) şehrinin
adından gelmektedir. Türkistan kavramı 1867’den itibaren Rusya’nın Orta
Asya’da ele geçirdiği toprakları ifade etmek için kullanılmaya başlamıştır.
Aynı kavrama 1885 yılından sonra da Hazar Denizi ile Tanrı Dağları arasın-
daki bölgeyi tanımlayıcı bir anlam yüklenmiştir. Doğu ve Batı Türkistan ay-
rımını ilk kez ünlü Çek coğrafyacı Fritz Machatschek yapmıştır. Bu kavram-
lardan ilki Sincan Uygur Bölgesi’ni ikincisi ise Rusya Türkistan’ını belirtmek
için kullanılmıştır. Bu ayrım 19. yüzyılda İngiliz araştırmacılarına kadar geri
bilig, Güz / 2009, Sayı 51
208
gitmektedir. 19. yüzyıldan önceleri ise Türkistan, merkezi Buhara olan Büyük
Buhara ve merkezi Kaşgar olan Küçük Buhara olarak adlandırılmaktaydı.
Doğal olarak bu ayrım o zamanın güç dengesini yansıtmaktaydı. Rus Harbi-
ye Nazırı Suchosanet 1857’de yaptığı yazışmalarda dahi Kaşgar’ı Türkistan
ve buranın Müslüman ahalisini de Türkistanlılar olarak nitelendirmiştir. Fakat
Machatschek Afganistan ve İran Türkistan’ından bahsetmemektedir. Esasın-
da Afganistan ve İran Türkistan’ı Rusya ve Çin Türkistan’ı ile birlikte jeopoli-
tik anlamda Türkistan’ı oluşturmaktadır. Buhara ve Hive hanlıklarının kuru-
luşundan sonra yani 1500’lü yıllardan itibaren Türkistan kavramı Afganis-
tan’ın Herat Bölgesi’ni belirtmek için kullanılmaya başlamıştır. Musketov’un
Türkistan kelimesini etnografik düşüncelerle salt coğrafyayı esas alarak Tanrı
Dağları, Hazar Havzası, İran Platosu ve Buz Denizi arasındaki bölgeyi kapsa-
yacak şekilde kullanması literatürde pek taraftar bulmamıştır. Bolşevikler
Türklerin ülkesi anlamına gelen Türkistan tabirinin yerli halk arasında
1919’da olduğu gibi bölgede muhtariyet düşüncesini canlandırma ihtimalin-
den korktuklarından Türkistan kelimesini kullanmaktan özellikle kaçınmışlar-
dır. Yani Orta Asya kavramı Türkistan kavramına göre SSCB’nin politik
amaçlarına daha uygun düşmüştür. Bartold’a göre, Rusya’nın Türkistan
kelimesini resmi yazışmalarda kullanmaktan özenle kaçınmasının nedeni
etnografiktir. Jeopolitik Türkistan kavramı, Afganistan’da Hindukuş Dağla-
rı’nın kuzeyinden Tanrı Dağları’na kadar olan bölge ve İskender Dağla-
rı’ndan Balkaş Gölü’ne ve Hazar Denizi’nin güneyinden geçerek Gobi Çö-
lü’ne kadar olan alanı içine almaktadır. Jeopolitik Türkistan günümüzde
aşağıdaki bölgeleri kapsamaktadır: İran Türkistan’ı (Gorgan ve Horasan)
Afganistan Türkistan’ı (Hindukuş Dağları’nın kuzeyindeki iller ve Herat Böl-
gesi), Çin Türkistan’ı (Sincan Otonom Bölgesi) ve Batı Türkistan (Kazakistan,
Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan) (Olzscha ve Cleinov
1942: 8-11).
“Turan” kavramı İran menşelidir. İran’ın kuzeyinde Türklerin yaşadıkları
yerleri tarif etmek için kullanılmıştır. Daha geniş anlamda Turan, İran’ın ku-
zeydoğusundan Çin içlerine kadar uzanan coğrafyanın büyük bir bölümünü
kapsayan bölgedir. Turan kavramı Macarlar tarafından 1893’ten itibaren
kendi köklerini ve eski anavatanlarını tanımlamak için kullanılmaya başlamış-
tır. Daha sonraları Paikert adlı bilgin bütün Turan halklarının birleşmesini
gündeme getirmiştir. Paikert’in tanımına göre, bu halklar arasında Macarlar,
Finler, Bulgarlar, Türkler, Tatarlar, Kafkasya ve Sibirya Türkleri, Tibetliler,
Himalaya halkları, Tamiller, Mançuryalılar, Çinliler, Koreliler ve Japonlar yer
almaktadır. Diğer yandan bu tanımı çok geniş bulan Arminus Vambery bü-
tün Türklerin Osmanlı tacı etrafında bir araya getirilebileceğini söylemiştir
(Hentig 1942: 185-188). Ziya Gökalp’e göre ise Turan, bütün Türkleri bir
araya toplayan ülküsel vatanın ortak adıdır. Gökalp Türklerin oturduğu ve