Türk,
Azerbaycan ve Orta Asya’da Değişim Sürecinde Ortaya Çıkan Turancı Siyasi Hareketler (1989-2007)
209
Türkçenin konuşulduğu bütün ülkeleri Turan olarak nitelemektedir (Gökalp
1997: 63). Rusya’daki Türklerin sırasıyla bağımsızlıklarını elde etmesi, kendi
bağımsız devletlerini kurmaları ve komşularıyla ortak bir devlet birliği mey-
dana getirmeleri Gökalp’e göre Turan devletinin kurulmasını sağlayacak
aşamalardır (Tunaya 2000: 390-93). Batı dillerinde Turan kavramıyla eş
anlamlı olarak Pantürkizm ve Panturanizm kelimeleri de kullanılmaktadır. Bu
çalışmada Turan ve Pantürkizm kavramları birbiriyle eş anlamlı olarak kulla-
nılmaktadır.
Orta Asya’da Turancı Partilerin Tarihsel Arka Planı
Türk birliğini savunan ilk parti 20. yüzyılın başlarında Azerbaycan’da kurul-
muştur. Azerbaycan’ın siyasal hayatında önemli rol oynamış olan MP 1911
yılında Mehmet Emin Resulzade tarafından kurulmuştur. MP’nin tam künyesi
Türk Federal Müsavat Halk Partisi’dir. Partinin ilk bildirisinde İslam birliği
düşüncesi daha ağır basmaktaydı. Yani Türklük ile Müslümanlık henüz birbi-
rinden kesin çizgilerle ayrılmamıştı. MP’nin hedefi bir yandan tüm Müslüman
ülkelerin bağımsızlıklarını korumalarına yardımcı olmak diğer yandan da hali
hazırda bağımsızlığını kazanamamış Müslüman devletlerin bağımsızlıklarını
sağlamalarına yardımcı olmaktır (Gendilov 1995: 69). MP’nin 1917’de yapı-
lan Birinci Kongresi’nde bir millet meydana getirmek için yalnız din birliğinin
yetmeyeceği bunun yanında ortak dil, adet ve edebiyatında gerekli olduğu
kabul edilmiştir. Böylece bütün Türklerin bir millet olduğu onaylanmış olu-
yordu. Bu durumda MP’de ümmetçilik devri kapanmış, Türk milliyetçiliği
devri başlamıştır (Bala 1938: 73). Ancak bu parti kadroları daha sonraları M.
Emin Resulzade liderliğinde bağımsız Azerbaycan ve Türk birliği düşüncesini
savunmaya başlamışlar ve 1918’de kısa ömürlü olan Azerbaycan Cumhuri-
yeti’ni kurmuşlardır. MP kendisine uzak hedef olarak bütün dünya Türkleri-
nin birleşmesini koymuştur. Bu düşünce partinin 1919’da Bakü’de yapılan
İkinci Kurultayı’nda aşağıdaki şekilde dile getirilmiştir: “ Bugünkü hali ile
dağınık bulunan geniş Türk dünyasının bir gün birlik ve beraberlik içerisinde
büyük Türk dünyasını oluşturacağına inanıyoruz. Bu imanla gittiğimiz emel
yolunun baş hedefi gayemizin düşünceden gerçeğe dönüştürülmesidir.”
(Toker 1992: 41-42).
Orta Asya’da Türk birliği düşüncesini savunan ikinci parti 20. yüzyılın ilk
çeyreğinde Kazakistan’da kurulmuştur. 21 ila 26 Temmuz 1917 tarihleri
arasında yapılan Birinci Genel Kazak Kurultayı’nda Alaş adında siyasal bir
partinin kurulmasına karar verilmiştir. Kurultayda Alaş hakkında aşağıdaki
görüşler dile getirilmiştir: “Kazak halkının kendi siyasal partisinin kurulması
gerekli görülmüştür. Kurultay bu partinin programını yapma görevini Umumi
Rusya Müslümanları Kurultayı’na seçilen Kazak delegelere vermiş bulunmak-
tadır. Parti programına göre, Rusya’da demokratik, federatif ve parlamenter
bilig, Güz / 2009, Sayı 51
210
bir cumhuriyetin kurulmasını istemek temel ilke olarak ortaya konmalıdır.”
(Kesici 2003: 174). Parti yöneticileri arasında Alihan Bökeyhan ve Ahmet
Baytursun, Mir Yakup Dulat, Eldes Omaroğlu, Esengali Turmuhammedoğlu,
Abdülhamit Cündibayoğlu ve Azimbek Birimcanoğlu gibi milli liderler bulu-
nuyordu. İleri gelen Kazak aydınlarının da katıldığı parti Rus idaresi tarafın-
dan ezilen Kazakların kurtarılması amacıyla yola çıkmıştı. 1917 yılının sonla-
rına doğru Alaş’a muhalif olan Üş Cüz adında sosyalist bir parti kurulmuştur.
Bu parti sosyalist olmasına rağmen İslam birliği ve Turancı eğilimleri de bün-
yesinde barındırmaktaydı. Bu nedenden dolayı Üş Cüz Partisi başlangıçta
Rusya karşıtı bir tutum sergilemiştir. Ancak 1918 Ocak ayından itibaren tu-
tum değiştirerek Kazakistan’da Sovyet idaresinin yerleşmesi için çalışmaya
başlamıştır (Kesici 2003:174-76).
Alaş’ın programına bakıldığında partinin Turancı politikalar izlediğine dair bir
işaret bulunmamaktadır. Esasında Alaş daha çok milliyetçi doğrultuda Kazak
otonomisi ve ulusal birliğini sağlamak için uğraş vermiştir. Zaten 5 ila 13
Aralık 1917’de Orenburg’ta yapılan İkinci Kazak Genel Kurultayı’nda da Alaş
Orda Milli Otonomi Hükümeti kurulmuştur. Bir süre sonra Bolşeviklerin Ka-
zakistan topraklarını işgal etmesi üzerine 5 Mart 1920 tarihinde Alaş-Orda
Milli Kazak Hükümeti tarihe karışmıştır. Alaş ve Alaş-Orda Hükümeti Kazak-
lar arasında milli bilincin gelişmesine önemli bir katkı yapmıştır (Kesici 2003:
175-84).
Burada parti olmamasına rağmen Türkistan birliğini sağlamaya çalışan Turar
Rıskulov’un faaliyetlerine değinmekte fayda vardır. T. Rıskulov Orta As-
ya’nın Türk ve Müslüman halklarını tek bir devlet çatısı altında toplamaya
çalışan bir grubun liderliğini yapmıştır. 1919’da Rusya Komünist Partisi
(RKP) Müslüman Bürosu Başkanı olarak Türkistan Komünist Partisi’ne karşı
mücadele etmiştir. Rıskulov başlangıçtan itibaren RKP’den bağımsız bir Müs-
lüman örgüt meydana getirmeye çalışmıştır. Rıskulov Türkistan Komünist
Partisi’nin Beşinci Bölgesel Kongresi’nde milli sorunlar üzerine bir rapor
sunmuştur. Raporun maddelerine bakıldığında Türkistan birliğini amaçlayan
Türkçü bir yaklaşım hemen göze çarpmaktadır. Raporda Türkistan Özerk
Sovyet Cumhuriyeti’nin adının Türk Cumhuriyeti olarak değiştirilmesini
öneren Rıskulov Türkistan Komünist Partisi’nin Türk Komünist Partisi olarak
adlandırılması gerektiğini belirtmektedir. Bu rapora göre Türkistan ahalisi
Türk olarak adlandırılmalı ve Türkçe Türkistan’ın resmi dili olmalıdır. Müs-
lüman Türk ordusu kurma, kurulacak Türk cumhuriyetinin kendi anayasası-
na sahip olması ve bu devletin tam bağımsız bir askeri, ticari, mali ve dış
politika izlemesi gerektiği bu raporun içerdiği diğer noktalardır (Kesici 2003:
194-96, Andican 2003: 47-53). Parçalanmadan irileşmek gerek düsturu ile
hareket eden Rıskulov, Türk ve Müslüman toplulukların mikro milliyetçilik