Erdem ve mutluluk



Yüklə 32 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə14/77
tarix14.05.2018
ölçüsü32 Kb.
#43822
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   77

House'a (New York); F. Kafka'nın Dava (E.I.Muir'in çevirisi) 
adiı eserinden alınan parçalar için Aifred A. Knopf a (New 
York); Soinoza'dan Seçmeler (Editörü: John Wild) adlı 
eserden alınan parçalar için Charles Scribner's Sons'a 
(New York); Aristoteles'in Ahlâk'ından (VV.D.Ross çevirisi) 
alınan parçalar için The Oxford University Press'e (New 
York); W.James'in Psikolojinin İlkeleri adlı eserinden alınan 
parçalar için Henry Holt Co.'ya (New York); H.Spencer'in 
Ahlâk'ın İlkeleri (Cilt I) adlı eserinden alınan parçalar için 
d e Appleton-Century Co.'ya (New York) teşekkür etmek 
isterim. 
Erich Fromm 
8 1



Şüphesiz, dedim, bilgi ruhun gıdasıdır; bu yüzden 
dostum, tıpkı beden için gerekli olan yiyecek 
maddelerini toptan ya da perakende olarak satan 
tüccarların yaptığı gibi, sofist de, sattığı şeyi övdüğü 
zaman, bizi kandırmasın diye dikkatli olmalıyız. Çünkü 
tüccarlar, gerçekten yararlı mı yoksa zararlı mı olduğunu 
bilmeden ve hiçbir ayrım yapmadan, sattıkları bütün 
malları överler; bu mallardan herhangi birini her nasılsa 
satın almış olan bir hekimin ya da bir beden eğiticisinin 
dışında, onların alıcıları da neyin yararlı neyin zararlı 
olduğunu bilmez. Tıpkı bunun gibi, şehir şehir dolaşarak 
toptan ya da perakende bilgi satan kimseler de sattıkları 
bütün malları aynı şekilde överler; ama dostum, onların 
çoğu da bu malların insan ruhu üzerinde nasıl bir etki 
yapacağını gerçekten bilmez; bu gibi malların alıcıları 
da, bir ruh hekimi olmadıkça, bu konuda tümüyle 
bilgisizdirler. Bu yüzden, neyin iyi neyin kötü olduğunu 
biliyorsan, Protagoras'ın ya da başka birinin sattığı bir 
bilgiyi rahatça satın alabilirsin; ama dostum, neyin iyi 
neyin kötü olduğunu bilmiyorsan, o zaman dur ve en 
değerli şeyini bir şans oyununda tehlikeye atma. Çünkü 
bilgi satın almak, yiyecek ve içecek satın almaktan çok 
daha tehlikelidir. 
Platon,
 Protagoras 
Bir gurur ve iyimserlik havası son birkaç yüzyıl içerisinde 
Batı kültürünün belirgin bir özelliği hâline gelmiştir: İnsanın, 
tabiatı anlamak ve ona egemen olmak için kullandığı bir araç 
olarak akıldan duyduğu gurur ile insanlığın en fazla belbağladığı 
umutların gerçekleşmesi, en çok sayıda insanın en büyük 
mutluluğa ulaşması konusundaki iyimserlik... 
11 1



İnsanın gurur duyması haklı ve yerinde bir davranıştır. Aklı 
sayesinde insan öyle bir maddî dünya yaratmıştır ki, bu 
dünyanın gerçekliği hayallerin, peri masallarındaki önsezilerin ve 
utopia'ların bile çok ötesine ulaşmıştır. İnsan, kendi soyuna, 
onurlu ve verimli bir hayat için gereken maddî şartları sağlama 
imkânını veren fizik güçlerini işe koşmuştur; gayelerinin birçoğu 
henüz gerçekleşmemiş olsa bile, bu gayelere erişebileceğinden 
ve -geçmiş yılların problemi olan- üretim probleminin genellikle 
çözümlendiğinden hemen hiç şüphe etmemektedir. Şimdi insan, 
tarih boyunca ilk defadır ki, insan soyunun birliği fikrinin ve 
insanın amaçları için tabiatın fethedilmesinin, artık bir rüya değil 
de gerçek bir imkân olduğunu anlayabilmiştir. Gurur duymaya, 
kendine ve insanlığın geleceğine güvenmeye hakkı yok mudur? 
Şu var ki, çağdaş insan, kendini yine de tedirgin ve gitgide 
daha şaşkın hissetmektedir. Çalışıp çabalamakta, ama yaptığı 
işlerin boşluğunu belli belirsiz bir şekilde fark etmektedir. Madde 
üzerindeki gücü arttıkça, özel hayatında ve toplum içerisinde 
kendini güçsüz hissetmeye başlamıştır. Tabiata egemen olmak 
için yeni ve daha iyi araçlar yarattıkça, bu araçların karmakarışık 
ağına düşmüş ve onlara anlam kazandıran biricik gayeyi -yani 
kendisini- gözden kaçırmıştır. Tabiatın efendisi oldukça, kendi 
elleriyle yapmış olduğu makinenin kölesi haline gelmiştir. Madde 
konusundaki tüm bilgisine rağmen, insan varlığının en önemli ve 
temel soruları konusunda bilgisizdir: İnsan nedir, nasıl yaşamak 
zorundadır, insanın içindeki çok büyük güçler nasıl serbest 
bırakılabilir ve verimli bir şekilde nasıl kullanılabilir? 
İnsanlığın çağdaş bunalımı bizi Aydınlanma Çağının 
umutlarından ve fikirlerinden vazgeçmeye götürmüştür -oysa 
politik ve ekonomik ilerlememiz bunların desteği sayesinde 
başlamıştı. İlerleme fikri, çocukça bir yanılgı olarak nitelenmiş ve 
bunun yerine, insana duyulan aşırı bir güvensizdi dile getiren 
12 
yeni bir kelime, "gerçekçilik" kelimesi önerilmiştir. İnsana son 
birkaç yüzyılın çok büyük başarılarını gerçekleştirmek için 
gereken kuvveti ve cesareti vermiş oian insan gücü ve insan 
onuru fikri, insanın önünde sonunda, güçsüz ve önemsiz bir ya-
ratıktan başka bir şey olmadığını yeniden kabul etmek zorunda 
kalmamız yüzünden sarsılmıştır. Bu düşünce, kültürümüzün en 
derin köklerini yok etme gibi bir tehlike yaratmaktadır. 
Aydınlanma fikirleri, insana, sağlam ahlâk normları 
koyabilmek için bir yol gösterici olarak akla güvenebileceğini ve 
iyiyi-kötüyü bilebilmek için ne Tanrı vergisi bir sezgiye ne de 
kilise otoritesine ihtiyaç duymaksızın kendine güvenebileceğini 
öğretmişti. Aydınlanma Çağının "kendi bilgine güven" anlamına 
gelen "bilmek cesaretini göster" şeklindeki davranış ilkesi, 
çağdaş insanın çabaları ve başarıları için itici bir güç olmuştu. 
Şu var ki, insan aklı ve bağımsızlığı konusundaki gittikçe artan 
şüpheler ahlâkî bir karışıklık yaratmış, böylece insan hem aklın, 
hem de Tanrı vergisi bir sezginin önderliğinden yoksun 
kalmıştır. Bunun sonucu olarak da, değer yargılarının ve ahlâk 
normlarının yalnızca bir zevk sorunu olduğunu, yani keyfimize 
göre yaptığımız gelişi güzel bir seçme olduğunu ve bu alanda 
objektif olarak geçer olan bir şeyin söylenemeyeceğini öne 
süren rölativist bir anlayış önem kazanmıştır. Ama insan, 
değerler ve davranış normları olmadan yaşayamayacağına 
göre, bu rölativizm onu akıldışı değer sistemleri için kolayca 
yakalanan bir av haline getirmiştir. Eski Yunan Aydınlanma 
Çağının, Hıristiyanlığın, Rönesansın ve 18. yüzyıl Aydınlanma-
sının daha önce son vermiş olduğu bir duruma geri dönül-
müştür. Böylece, devletin istekleri, güçlü önderlerin ve güçlü 
makinelerin sihirli nitelikleri karşısında duyulan coşkunluk ve 
maddî başarı, insanın değer yargılarının ve davranış normla-
rının kaynakları haline gelmiştir. 
13 


Yüklə 32 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə