Davranış Araştırmalarında Kuram, Ölçüm ve Analiz Yöntemi Birlikteliğinin Önemi:
Birey-Örgüt Uyumu Üzerine Ampirik Bir Çalışma
Cilt / Volume 2 Sayı / Issue 1 Nisan / April 2017
37
Tablo 7.
Karşılaştırmalı Hiyerarşik Regresyon Analizi Sonuçları: Birey-Örgüt
Uyumunun Örgütten Ayrılma Niyetine Etkisi
a
Sonuçlar Grafik 2’de iki boyutlu, Grafik 3’de ise üç boyutlu olarak görselleş-
tirilmiştir (Aiken ve West, 1991; Edwards, 1996).
Düşük
Birey İdeal
Yüksek
Birey İdeal
Düşük Mevcut Örgüt
3
2,5
2
1,5
1
Ö
rgütten Ayrılma
Niy
eti
Yüksek Mevcut Örgüt
Grafik 2.
İdeal Örgüt Kültür Profili ve Mevcut Örgüt Kültür Profili Değişkenlerinin
Örgütten Ayrılma Niyeti Üzerindeki Etkisi
Ali Fehmi Ünal | Bilçin Tak Meydan
Yönetim ve Organizasyon Araştırmaları Dergisi | Journal of Management & Organization Studies
38
Ayrılma
Niyeti
Mevcut Örgüt
Kültür Profili
İdeal Örgüt
Kültür Profili
İdeal Örgüt
Kültür Profili
Mevcut Örgüt
Kültür Profili
Ayrılma
Niyeti
Grafik 3.
Üç Boyutlu Grafik ile İdeal Örgüt Kültür Profili ve Mevcut Örgüt Kültür
Profili Değişkenlerinin Örgütten Ayrılma Niyeti Üzerindeki Etkileri
Tartışma
İkinci çalışmanın sonuçları uyum-mutlak fark, uyum-molar ve polinomiyal
denklemde kullanılan mevcut ve ideal örgüt kültür profili değişkenlerinin ör-
gütsel özdeşleşme ve örgütten ayrılma niyeti üzerine istatistiksel olarak anlamlı
etkileri olduğunu göstermektedir. Hatırlanacağı gibi birinci çalışmada, uyum-
fark değeri arttıkça örgütsel özdeşleşmenin azaldığı görülmekle birlikte mevcut
örgüt kültür profili değerinin ideal örgüt kültür profili değerinden yüksek olduğu
gözlemlerin eksikliği nedeniyle uyum-mutlak fark değişkenin etkisi test edile-
memişti. İkinci çalışmanın sonuçları ise uyum-mutlak fark değişkenin örgütsel
özdeşleme üzerinde negatif ve anlamlı bir etkisi olduğunu; uyum-fark değişke-
ninin ise örgütsel özdeşleme üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin ol-
madığını göstermektedir. Uyum-mutlak fark değişkeninin anlamlı etkisi, ‘mev-
cut ve ideal örgüt kültür profilleri arasındaki ‘uyumsuzluk’ arttıkça -yani bu iki
değer arasındaki fark hangisinin yüksek veya düşük olduğundan bağımsız olarak
arttıkça- , örgütsel özdeşleşmenin azalacağına’ dair varsayımı (Tablo 1) destekle-
mektedir. Bulgular ayrıca, birinci çalışmada uyum-fark değişkenine dair ‘mevcut
örgüt kültür profil değeri artıkça örgütsel özdeşleşme artacak, ideal örgüt kültürü
profil değeri arttıkça ise azalacaktır’ yönündeki varsayımın (Tablo 1) doğrulan-
madığını göstermektedir. Benzer şekilde uyum-mutlak fark değişkenin pozitif ve
anlamlı etkisi , mevcut örgüt kültür profili ile ideal örgüt kültür profili arasındaki
fark arttıkça, örgütten ayrılma niyetinin de artacağına dair varsayımları destekle-
mektedir. Uyumsuzluk yerine sadece birey ve örgüt arasındaki uyuma odaklanan
Davranış Araştırmalarında Kuram, Ölçüm ve Analiz Yöntemi Birlikteliğinin Önemi:
Birey-Örgüt Uyumu Üzerine Ampirik Bir Çalışma
Cilt / Volume 2 Sayı / Issue 1 Nisan / April 2017
39
uyum-molar değişkeni ile ilgili bulgular ise ‘bireyin zihnindeki boyutlar üzerin-
den yapılan genel birey-örgüt uyumu değerlendirmesi’ kuvvetlendikçe örgütsel
özdeşleşmenin arttığını, örgütten ayrılma niyetinin ise azaldığını göstermektedir.
Polinomiyal regresyon yönteminde bireyin idealize ettiği ve mensubu olduğu
örgütlere dair değer profilleri iki ayrı değişken olarak analize dahil edilmiştir. Bu
yöntemle yapılan analizler mevcut örgüte dair algılanan kültür profili ve idealize
edilen örgüte dair kültür profilinin örgütsel özdeşleşme üzerinde pozitif ve an-
lamlı etkisi olduğunu göstermektedir. Bu sonuçlar uyum-mutlak fark yaklaşımın
‘uyumsuzluk’ varsayımının (bakınız Tablo 1) desteklenmediği şeklinde yorumla-
nabilir. Son olarak, polinomiyal regresyon sonuçlarına göre mevcut ve ideal ör-
güt kültürü değişkenlerinden herhangi birinin azalması -bu değişkenin örgütsel
özdeşleşme ile pozitif ilişkisi nedeniyle- örgütsel özdeşleşmenin de azalmasına yol
açacaktır. Mutlak fark yaklaşımında ise birey ve örgüt değişkenlerinden sadece
değeri düşük olanın azalması halinde iki değişken arasındaki fark artacağı için
örgütsel özdeşleşmenin azalmasına neden olacağı varsayımı mevcuttur (bakınız
Tablo 1).
Polinomiyal regresyon yöntemi ile yürütülen analizler, örgütten ayrılma ni-
yeti üzerinde sadece mevcut örgüt kültür profili değişkenin negatif etkiye sahip
olduğunu göstermektedir. Ancak, mevcut örgüt kültürü değişkeninin negatif et-
kisinin idealize edilen örgüte dair profilin artmasına bağlı olarak güçlendiği ve
örgütten ayrılma niyetinin en düşük seviyelere gerilediği gözlemlenmektedir. Yu-
karıdaki sonuçlara paralel olarak mutlak fark uyum yaklaşımına ait ‘uyumsuzluk’
varsayımının, örgütten ayrılma niyeti ile ilgili sonuçlar açısından da desteklen-
mediği görülmektedir. Polinomiyal regresyon yönteminde mevcut ve ideal örgüt
değişkenlerinden birinin azaldığı durumda örgütten ayrılma niyetinin artması
beklenirken ; mutlak fark yönteminde örgütten ayrılma niyetinin artmasının ise
sadece mevcut ve ideal örgüt kültürü değişkenlerinden düşük değere sahip olanın
azalması ile mümkün olacağı varsayılmaktadır. Bulgular, bu varsayımın da doğru
olmadığını göstermektedir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan bulgular, birey-örgüt uyumu ve ilgili ba-
ğımlı değişkenler arasında beklenen ilişkilere dair kuramsal önermeler ve hipotez-
lerle tutarlı birey-örgüt uyum ölçüm ve analiz yöntemi seçiminin önemini ampi-
rik olarak ortaya koymaktadır.