Eker,
Avrupa Birliği’nin Yeni Mottosu ‘Farklılıkta Birlik’ ve Türkçenin ‘Farklılıkta Birlik’teki Yeri
37
yerli,
göçmen veya
misafir işçi vb. değişik statülerde
bulunan Türkçe konu-
şurlarının dil hakları, ‘paralel toplum’ oluşabilir endişesiyle resmen gündeme
gelmemektedir. Öte yandan, AB üyesi Yunanistan’da, Lozan Antlaşması’nın
dayanak gösterilerek ‘Türk’ adının kullanılmasının dahi yasaklanmış olması;
azınlık haklarıyla ilgili belgelerden UAKÇS’nin (Ulusal Azınlıkların Korunması
için Çerçeve Sözleşme) tamamının ve özellikle 6, 8, 10 ve 11. maddelerinin,
BADAŞ’ın (Bölge ve Azınlık Dilleri İçin Avrupa Şartı) tamamının ve özellikle
7, 10 ve 12. maddelerinin açıkça ihlali olup sorunla ilgili tüm resmî belgelerin
ruhuna da aykırıdır. Örnekleri artırmak mümkündür.
Türkçenin kısa,
orta ve uzun vadede; Avrupa’nın,
Farklılıkta Birlik ‘mot-
to’suyla
2
simgelenen farklılıklarının bir parçası olamayacağı; ancak, görmez-
likten de gelinemeyecek sayıda konuşuru bulunduğundan,
daha az konuşu-
lan dillerle (İng. lesser-used languages) birlikte, Avrupa’nın folklorik bir çeşni-
si olmaktan öteye gidemeyeceği kuvvetle hissettirilmekte ya da en azından
bu tür ‘yanılsama’ların ortaya çıkmasına vesile olabilecek ortamlar ve süreç-
ler yaratılmaktadır. Ancak, AB dil politikalarının dayandığı temellerin ana
çizgileri ile incelenmesi ve Türkçenin bu politikalarda
diğer AB dilleriyle bir-
likte eşit şartlarda yer alıp alamayacağının değerlendirilmesi, Türkçenin AB
mevzuatı içindeki ‘politik-dilbilimsel’ konumunun anlaşılmasına yardım ede-
cektir.
Avrupa Birliğinin Anahtar Kavramları: Çokdillilik ve Farklılıkta
Birlik
Farklı etnik, kültürel ve dilbilimsel arka plana sahip yaklaşık 450 milyon AB
vatandaşının farklılıklarının ve haklarının güvence altına alınması, AB’nin
insan haklarıyla ilgili müktesebatının öncelikli maddeleri arasındadır. Bu
amaçla,
AB Temel Haklar Şartı çerçevesinde bölge, dil, din, inanç esaslı
ayrımcılığı yasaklayan AB; bu farklılıklara saygıyı temel politika olarak kabul
etmiştir. BM antlaşma ve sözleşmelerine ilave olarak
Bölge veya Azınlık Dille-
ri İçin Avrupa Şartı
3
(1992),
Ulusal Azınlıkların Korunması İçin Çerçeve Söz-
leşme (1995),
AB-THŞ (2000), AB’nin ‘haklar’ ile ilgili temel başvuru kay-
naklarıdır. BM, AK ve AB tarafından insan hakları bağlamında dil ve azınlık
haklarıyla ilgili, üzerinde mutabakata varılan ve imzalanan her belgenin üye
ülkeler için bağlayıcılığı vardır
4
.
Özellikle 1990’lardan sonra, AB’nin eğitim ve kültür politikalarında kültürel
ve dilbilimsel farklılık ve çokkültürlülüğün doğal sonucu olan,
‘belirli bir coğ-
rafyada birkaç dilin bir arada konuşulması’, ‘bir kişinin
birden fazla dili kul-
lanma becerisine sahip olması’ anlamındaki
çokdillilik önemli bir rol oyna-
maya başlamıştır.
bilig
, Bahar / 2009, sayı 49
38
Yapılan araştırmalar, AB vatandaşlarının en az yarısının sözlü iletişimlerinde
ana dillerinden farklı ikinci bir dili kullandıklarını göstermektedir.
5
Bu nokta-
dan hareketle, AB’nin çokdillilikte varmak istediği noktalardan biri,
ana dili-
artı-iki dil sloganında ifade edildiği üzere, vatandaşlarının en az üç dilli hâle
getirilmesidir.
6
Çokdillilik ilkesi; AB’nin, ülkeler, halklar, diller ve bireyler arasında
eşit mu-
amele öngören, kültürel ve dilbilimsel farklılıkları garanti eden ve vatandaşla-
rına Avrupa kurumlarıyla resmî dillerden
7
herhangi biri aracılığıyla etkileşim-
de bulunma hakkını sağlayan temel ilkelerinden ve anahtar özelliklerinden
biridir. AB’ye göre, vatandaşlarına değişik bakış açıları sunan ve Birliğin en
önemli toplumsal dinamiklerden
biri olan çokdillilik; kültürlerarası hoşgörü-
nün, farklı hayat tarzlarını anlamanın bir anahtarı olmasının yanı sıra, iş bul-
ma, öğrenim, Avrupa’da seyahat ve kültürlerarası iletişim kanallarını açık
tutması itibarıyla da önemli bir role sahiptir.
8
Farklı dil ve kültürleri bir arada
yaşatmayı amaçlayan çokdillilikten sorumlu ABK ve Komiserliği bu ilkenin
hayata geçirilmesini koordine ve kontrol eder. BM; 2008’i
Diller Yılı, AB ise
Kültürlerarası Diyalog Avrupa Yılı olarak ilan etmiştir.
9
Karmaşık ortak karar süreçlerine sahip bir çokdilli kurum niteliğindeki
AB’nin, esinini İsviçre modelinden alan farklı kültürlerden
ve dillerden oluşan
tek topluluk idealini hayata geçirme projesi, 2004 yılında imzalanan
Bir Av-
rupa Anayasası Kuran Antlaşma’nın 1–8. maddelerinde yer alan
Farklılıkta
Birlik ‘motto’su ile simgelenmektedir AB’nin, üye ülkelerin halkları arasında
ortak bilinç, değerler sistemi ve kimlik yaratmayı amaçlayan
Avrupa bayrağı,
Avrupa marşı,
9 Mayıs Avrupa Günü ile birlikte resmî simgeleri arasında yer
alan
Farklılıkta Birlik ‘
motto’su, Avrupalıların, AB aracılığıyla barış,
refah için
işbirliği yapmak üzere birleştikleri ve Avrupa’daki çok farklı kültür, gelenek ve
dillerin kıt’a için birer zenginlik olduğu mesajlarını vermektedir.
10
AB’nin çokdillilikle ilgili belirlediği politikaların esası ‘dil öğreniminin teşvik
edilmesi, sağlıklı çokdilli ekonomik yapının tesisi, bütün AB vatandaşlarına,
üye ülkelerde veya AB’de resmî statüsü bulunup bulunmadığına bakılmaksı-
zın, Birliğin yasama, işlem ve bilgilerine kendi dilleriyle ulaşmalarının sağ-
lanması’ başlıkları altında toplanmaktadır. Bu politikaları hayata geçirmek
üzere Avrupa Toplulukları Komisyonu tarafından 2005’te
Çokdillilik İçin
Yeni Bir Çerçeve Strateji belirlenmiştir. Bu strateji
çerçevesinde çokdilliliği
teşvik etmek üzere, dil öğretimine yönelik
lingua vb. projelere de önemli
destekler verilmektedir.
Bütün bu politikaların
farklılıkta birlik yerine,
birlikten daha ziyade, farklılık
yarattığı iddiasıyla AB kurumları için ortak dil, bir
lingua franca kullanılması-
nı, yasal özgün belgelerin bu dilde yazılmasını öneren ve
farklılıkta birlik