Eker,
Avrupa Birliği’nin Yeni Mottosu ‘Farklılıkta Birlik’ ve Türkçenin ‘Farklılıkta Birlik’teki Yeri
43
Türkçe, diğer Avrupa dilleri karşısında olumsuz ayrımcılığa tâbi tutulmakta-
dır. Ana dili veya esas dil olarak Türkçe konuşan AB vatandaşları da yerli
azınlıklara sağlanan bu dilbilimsel haklardan yararlanamamaktadır. Türk
çocuklarının ana dillerini öğrenmeleri için sunulan ‘imkânlar’,
Türkçenin
öğretilmesini ‘açıktan engellememe’ düzeyindedir. İspanya, Belçika gibi bir
iki ülke dışında, AB ülkelerinde sayıca az, genel nüfus içinde genellikle çok
küçük oranlar teşkil eden azınlıklara sağlanan dil hakları, yazılı ve görüntülü
medya aracılığıyla yayın yapabilme ve genellikle ilköğretim düzeyinde, okul
saatleri içinde veya dışında anadilini seçmeli olarak okuyabilme haklarından
ibarettir (İsveç, Fransa ve Hollanda’daki örnekler için bk. Canatan 2007:
159-172). İlgili ülkenin eğitim sistemi dışında bulunmak kaydıyla, Türkçe de,
genellikle gönüllü-seçmeli ders veya
kurs statüsündedir. Ülkelere veya eyalet-
lere göre farklı uygulamalar
söz konusu olmakla birlikte, kursların tamam-
lanmasını müteakip verilen belgelerin geçerliği de bulunmamaktadır (bk. İleri
2000: 5–66). Zaman zaman ana dilde öğrenim haklarının bu düzeyde dahi
kullanılmasının örtülü biçimde önüne geçilmektedir.
Yabancıların, özellikle Türkçe konuşurların Birlik üyesi ülkelerin resmî birim-
lerince kimi zaman ‘okullarda veya iş yerinde Türkçe konuşmanın yasaklan-
ması’ vb. hak ihlallerine, kısıtlamalara ve ayrımcı uygulamalara maruz kaldık-
ları, bu olumsuzluklara gösterilen demokratik tepkilerin de çoğu zaman de-
magojik açıklamalarla geçiştirildiği görülmektedir.
30
Göçmen azınlıkların
uyumu için öngörülen çözümün, genellikle
entegrasyon adı altında
asimilas-
yon olduğuna ilişkin ciddi belirtiler vardır. Oysa, ana dilin öğrenilmesi ve
öğretilmesi ile ilgili uluslararası kazanımların büyük ölçüde aktarıldığı bilinen
ortaklık hukukunun ve Birlik mevzuatının, uzmanlarca incelenerek yaşanan
sorunların
AB Ombudsmanı,
31
AB Yüksek Mahkemesi,
AK İnsan Hakları
Mahkemesi gibi kurumlara götürülmesi durumunda, Türkçenin resmen kul-
lanılması, öğretilmesi konusunda olumlu gelişmeler ortaya çıkabilir.
32
AB sınırları dâhilinde, ‘Türkçenin hakları’; yerli Türk azınlıkların yaşadığı
Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ile sınırlı olmak üzere, AB tarafından
resmen tanınan en büyük STK’lardan
33
biri olan ve bölge veya azınlık
dilleri-
nin korunması ve geliştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunan
Daha Az Kul-
lanılan Diller Avrupa Bürosu (EBLUL) tarafından savunulmaktadır.
34
Ancak,
bu büronun faaliyetleri de, romantik kültürel faaliyetler olmaktan öteye ge-
çememektedir.
Türkçenin Önünü Kesen Stratejik Rum Planı
Annan Planı,
Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB’ye
müracaat etmesi duru-
munda Türkçenin, Rumca ile birlikte AB’nin resmî dili olmasını öngörmüştü.
Plan, ortak devletin yasama, yürütme ve yargı faaliyetlerinde her iki dilin de
kullanılmasını, ortak devletin dokümanlarının ve resmî gazetenin iki dilde
bilig
, Bahar / 2009, sayı 49
44
yayımlanmasını, Türkçe ve Rumcanın ortaöğrenim kurumlarında zorunlu
olarak okutulmasını öngörüyordu. Vatandaşların resmî makamlara yazılı
müracaatlarına cevap, müracaat edilen dilde verilecekti (m. 7,
Resmî diller
ve resmî işlemlerin yürürlüğe konması).
35
1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni temsil ettiği iddiasında bulunan
GKRY, 24 Nisan 2004’te Annan Planı’nı reddetmesinin hemen ardından,
Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla 1 Mayıs 2004’te AB’ye tam üye olmuştur. AB
üyesi GKRY; para, doğum belgesi, kimlik,
pasaport, posta pulu, tv ve radyo
haberleri vb. resmî belgelerde ve yayınlarda Rumcanın yanında Türkçeye yer
vermesine karşılık, Birliğe, Türkçeyi resmî dil olarak bildirmemiştir.
GKRY’nin bu eylemi, yalnızca KKTC Türk halkına yönelik ayrımcı bir uygu-
lama değil, aynı zamanda İngiltere’deki Kıbrıslı Türkler de dâhil olmak üzere,
Avrupa ülkelerindeki yerli ve göçmen bütün Türkleri yakından ilgilendiren
kültürel, ekonomik ve siyasal bir tecrit ve engelleme eylemidir. Örneğin, AB
kurumlarında çalışabilmek için
Avrupa Personel Seçme Ofisi (EPSO) tarafın-
dan yapılan merkezî sınavlarda iki dilden başarılı olma şartı bulunmaktadır.
AB üyesi ülke vatandaşlarının müracaatı için ana dilleri ve diğer bir AB dili
yeterli olurken, ana dili Türkçe olanlar en az iki yabancı dil bilmek ve bu
dillerden sınavlara girmek zorundadır.
36
Annan Planı’na ‘evet’ diyen KKTC’ye, AB tarafından verilen sözler çerçeve-
sinde, AP bünyesinde bir ‘Yüksek Temas Grubu’ kurulmuş, Türkçeye AB dili
statüsünün tanınması hususunda
girişimler olmuş, ancak bu faaliyetler somut
bir sonuca ulaşamamıştır. GKRY’nin AB üyeliği ile, Türkçenin de AB’nin
resmî dili olması gerektiğini, aksi durumun hukuksuzluğun AB tarafından
kabul edilmesi anlamına geleceğini ileri süren çoğunluğu Türk bir grup İngiliz
vatandaşı
AB üyesi ülkenin resmî dili olduğu halde, AB’nin resmî dili olma-
yan tek dil: Türkçe sloganıyla imza kampanyası başlatmışlardır.
37
Benzer
şekilde, AP bünyesinde
Türkçe, AB’nin resmî dili olsun başlıklı başka bir
imza kampanyası düzenlenmiştir. AP Rum milletvekili M. Matsakis de, Rum
yönetimin bu hukuksuz, ama stratejik eylemini taktik bir
manevra ile Rumlar
lehine bir gösteriye dönüştürmek amacıyla, AP Başkanlığına verdiği dilekçe
ile Türkçenin AB’nin resmî dili olmasını talep etmiş, AP Başkanı Pöttering,
Kurucu Antlaşma’nın 290. maddesine göre bunun, ancak, ABK’de oy birliği
ile alınabilecek bir kararla mümkün olabileceği cevabını vermiştir.
3
8
Güney
Lefkoşa'daki Avrupa Birliği Komisyon Temsilcisi Themis Themistokleus vd.
AB yetkililerinin zaman zaman gündeme gelen Türkçenin AB dili olmaması-
nın sorun teşkil ettiği, Rusçanın da benzer durumda bulunduğu vb. söylemle-
rinin samimi
olduğu kabul edilse dahi, gerçek, değişmemektedir.