Diklamideik: Üreme organ farklılaşması. Bir çiçekte kaliks ve korolla
farklılaşmasının bulunması, üreme organlarının (ginekeum) ayrı çiçekler üzerinde
bulunmasıdır.
Diklin: Bir eşeyli çiçek. Erkek üreme organlarının (andrekeum) ve dişi üreme
organlarının (ginekeum) ayrı çiçekler üzerinde bulunmasıdır.
Dikotil: Çift çenekli. Çok yıllık odunsu bitkilerdir. Embriyolarında çift çenek
yaprağı bulunan, yaprakları genellikle ağsı damarlı, çok yıllık odunsu bitkilerdir.
Dikotiledon: Çift çenekli bitki. İki çenekli yaprak. İki kotiledona (çenek yaprak)
sahip bitkidir.
Dikotom: Çatalsı, çatallı.
Dikotomsimpodial: Ana eksenin baskın olmadığı dikotom dallanma şeklidir.
Diluent: Sayım aşamasında örneği seyreltmek için kullanılan çözeltidir.
Dim: Türün yaşam alanı. Benzer canlı grubu. Belirli bir alanı işgal eden ve
kendi aralarında çoğalan benzer organizmaların oluşturduğu popülasyondur.
Dimorfik: İki yapılı. Birbirinden farklı 2 morfolojik yapı gösterendir. Örnek: Bir
fungusun 25-30 C 'de küf (mantar) formunda 35 – 37 C 'da maya formunda olması.
Dimorfizm: İki formlu. Bir tür içinde, iki farklı formun görülmesi durumudur.
Dioik: İki evcikli. Bir birey üzerinde dişi, bir başkası üzerinde erkek çiçekleri
bulunan bitki türleridir. Vücudunda dişi veya erkek üreme organlarından sadece birini
bulunduran canlı, ayrı eşeyli.
Dioik poligami: Bitki iki evcikli; fakat bazı erdişi. çiçeklerin, erkek çiçek veya
dişi çiçek veya her ikisi ile birlikte bulunmasıdır.
Diplobasil: Çubuk çiftli bakteri. Bölündükten sonra ayrılmayıp, çiftler halinde
birbirine bağlı kalmış çubuk şeklindeki
bakterilerdir.
Diplobiyont: Hayat devrinde en az iki tip bireyle karakterize olan organizmaya
verilen addır.
Diploblasti: İki tabakalılık. Embriyonik gelişim sürecinde sadece endoderm ve
ektodermin oluşması.
Diploit: Çift kromozom setli. 2n kromozom takımı taşıyan hücre. İki kat veya
çift kat kromozomlu. Gametlerde bulunan iki takım kromozom sayısı, iki takım
kromozoma sahip hücre ya da organizma.
Diplokok: Yuvarlak bakteri çiftleri. Bölündükten sonra ayrılmayıp, çiftler
halinde birbirine bağlı kalmış
yuvarlak
bakteriler.
Diplostamenli: Erkek organ yer farklılaşması. Çift halkada dizilmiş olan
stamenlerin, dış halkadaki stamenler sepallerin, iç halkadaki stamenlerin ise petallerin
önünde bulunması.
Disakkarit: Çift şekerliler. İki şekerliler. İki mol monosakkaritin dehidrasyonu
sonucu oluşan çift şekerdir. Maltoz, sakkaroz,
laktoz
gibi.
Disentrik: İki merkezli kromozom. İki sentromerli kromozom
Diskoid:
Disk
biçiminde.
Distal: Aralıklı, belirli bir noktadan uzakta.
Distikus: İki sıralı. Yaprak ve çiçeklerin aynı düzlem üzerinde birbirlerinin ters
yönünde sıralanmasıdır.
Diüretik: İdrar söktüren. İdrar
söktürücü.
Divergent: Birbirlerinden ayrılmış ve uzaklaşmış şekilde. Uzaklaşmış, ayrılmış
yapı.
Divisio: Bölüm.
Diyabet: Şeker hastalığı.
Diyare: İshal.
Diyet: Günlük olarak alınan besinler.günlük besin
DNA (Deoksiriboz Nükleik Asit): Çift zincirli Yönetici molekül.
Kromozomlarda ve nükleotidlerinde bulunur.
Dolikosefal: Uzun kafalı. Eni boyunun %75’ inden az olan bir kafatası biçimidir.
Dominant: Etkin gen. Baskın
gen.
Dorsal: Sırt. Sırt kısmı.
Dorsifiks: Sırttan bağlı. Flamentin antere sırt kısmından bağlı olması.
DPN (Difosfopiridin nükleotid): Hidrojen taşıyıcı. Aynı zamanda NAD
(Nikotin Adenin Dinükleotid) de denir. Birçok reaksiyonda bir hidrojen alıcısı ya da
vericisi olarak iş gören bir koenzim.
Drepanyum: Sıralı eğimli-sarkık diziliş. Birbirini izleyen çiçek saplarının hepsi
aynı yönde ve düz bir plan üzerindedir.
Drupa: Eriksi meyve. Meyve kabuğunun dış kısmı derimsi, orta kısmı etli ve iç
kısmı sertleşmiştir. Örnek: Erik, kayısı.
E. coli: En basit bakteri. Gram negatif, çubuk şeklinde, genellikle zararsız,
laktozu fermente eden, ortak yaşayan ve bazı suşları hastalık yapan, gen
klonlamalarında gen ekspresyonları için konak organizma olarak kullanılan fakültatif
anaerob bir bakteri.
E.coli O157:H7: Bugün için bilinen en tehlikeli gıda zehirleyici patojen
(öldürücü)
bakteri.
Echinodermata: Derisi dikenli. Derisi dikenliler şubesi. Deniz hayvanları, deniz
yıldızı, deniz kestanesi v.b.
Effektör: Uyarıcı bez organı. Bir organizmanın faaliyette bulunduğu vücut
yapısı, uyarıya karşı reaksiyon gösterme arasıdır. Örnek: Kas ve bez.
Egzama: Kaşıtılı deri. Tende kaşınma, sulanma, kabuk bağlama biçiminde
görülen bulaşıcı olmayan bir deri hastalığıdır.
Egzotik: Yerli olmayan. Yerli olmayan canlılardır.
Ekdoderm: Embriyo dış tabakası. Embriyo gelişimi sırasında meydana gelen dış
tabakadır.
Ekilibrum: Denge durumu. Birbirine denk karşıt kuvvetlerin durumudur.
Ekinokok: Köpekgiller paraziti. Köpek ve kurtlar, nadiren kedilerde bulunan bir
parazittir.
Ekjozen aminoasit: Elzem amino asit. Vücutta üretilmeyen gerekli protein
yapıtaşı/amino
asit.
Ekoloji: Çevre bilimi. Organizmaların birbirleri, fiziksel ve biyotik çevreleriyle
olan ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır.
Ekolojik
faktör: Çevresel faktör. Canlı organizmaları etkileyen herhangi bir
çevre faktörüdür.
Ekolojik
niş: Canlı çevresel yaşama şekli. Organizmanın uyumu, fizyolojik
tepkileri, kalıtsal ya da öğrenilerek elde ettiği özel davranışlardan doğan, komünite veya
ekosistemdeki benimsediği-geliştirdiği yaşama şeklidir.
Ekolojik Tür: Çevresel verimli tür. Belli bir ekolojik nişe bağlı ve bir tür gibi
davranan ve çevredeki tür ile üreme yeteneğinde olan bir grup birey.
Ekosistem: Canlı ve cansızlardan oluşan sınırı amaca göre belirlenen doğal veya
yapay sisteme verilen kavramdır. Örnek: Akvaryum veya botanik parkı
Ekotip: Ekolojik koşullara bağlı olarak oluşan farklılık gösteren canlı ırkları.
Ekoton: Tür geçiş bölgesi. Komşu biomlar arasında oldukça geniş bir geçiş
bölgesidir. Bu bölge kısıtlı ölçüde de olsa, ekoton için karakteristik olan bazı
organizmalara ek olarak yakın olan her biomdan bir miktar organizma içerir.
Ekovirüs: İnce bağırsakta ve solunum sisteminde enfeksiyon yapan, solunum
hastalıkları ve menenjite neden olan picornavirüs grubunda bir grup virüs.
Dostları ilə paylaş: |