10
İslami kaynaklara göre ise Hz. Davut, temiz kalpli,
39
alçak gönüllü ve
duygusaldı. Çok ağlardı. İnsanların en çok sabırlısı, öfkesini en çok yeneni ve en çok
ibadet edeni idi. Allah’a ibadet için en faziletli vakitleri araştırırdı. Bir gününü tamamen
ibadete ayırırdı. Tenhaya çekilip gün boyu Rabbine ibadet ederdi. Gecenin üçte birinde
namaz kılardı. Bir gün oruç tutar bir gün iftar ederdi. Yılın yarısını oruçlu geçirirdi.
Kazancının üçte birini fakirlere tasadduk ederdi.
40
Hz. Davut’un yüz hanımı
41
ve on dokuz oğlu
42
olduğu söylenmiştir. Rivayete
göre “Davut (as), ailesi hakkında son derece kıskançtı. Dışarıya çıktığı zaman kapılar
kilitlenir, kendisi dönünceye kadar ailesinin yanına hiç kimse giremezdi.”
43
Kitab-ı Mukaddes’te
44
Davut’un soyu ve yakın çevresiyle ilgili oldukça fazla
bilgi bulunmaktadır. Önce “Davut” isminin ne manaya geldiğini ve bu husustaki
görüşleri ziredelim istiyoruz:
1. “Davut” isminin sadece Davut’a verilmiş bir isim olduğu söylenmiştir: “
‘Davut’ ismi, Kitab-ı Mukaddes’in İbranice metninde ‘Davîd’ veya ‘Dâvîd’ şeklinde
39
Ebu Cafer Muhammed b. Cerîr, et-Taberî (ö. 310 H.),
Târîhu’t-Taberî (Târîhu’r-Rusul ve’l-Mulûk),
Dar’ut-Turâs, Beyrut 1387 H., I/476; Köksal,
a.g.e., s. 179.
40
Köksal,
a.g.e., s. 188-190.
41
Calasın,
a.g.e., s. 49.
42
Köksal,
a.g.e., s. 199.
43
Köksal,
a.g.e., s. 197.
44
“Kitâb-ı Mukaddes, Hristiyanların dinî alanda otorite kabul ettikleri, Yahudilerin kutsal kitabını da
kapsayan yazılar koleksiyonuna verdikleri isimdir.” Ömer Faruk, Harman, “Kitâb-ı Mukaddes”,
DİA,
Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2002, c.26, s.75-76; Kitâb-ı Mukaddesin birinci bölümünü
Yahudiliğin kutsal kitabı Ahd-i Atîk; ikinci bölümünü ise Hristiyanlığın kutsal kitabı Ahd-i Cedîd
oluşturur. Ahd-i Atîk’de 39 ayrı kitap/yazı vardır ve üç kısma ayrılır: 1. Tevrat (Tora): Hz. Musa’ya
indirildiğine inanılan Eski Ahid’in ilk beş kitabına verilen isimdir. 2. Neviim (Peygamberler):
Hz. Mûsâ
sonrası peygamberlere indirildiğine inanılan kısımdır. 3. Ketuvim (Kitaplar/Yazılar):
Ketuvim “Yazılar”
demektir. Bunlar, Mezmurlar ve Süleyman meselleridir. Hz. Dâvûd ve Süleyman’a dayandırılırlar. Ahlâkî
ve güzel sözleri içerirler. Daha geniş bilgi için bkz. Ekrem Sarıkçıoğlu,
Dinler Tarihi, Fakülte Kitabevi,
Isparta 2002, s. 274.
Ahd-i Cedîd’de 27 ayrı kitap/yazı vardır ve dört kısma ayrılır: 1. İsa’nın Yaşamı: Matta, Markos, Luka,
Yuhanna adında dört yazar tarafından kaleme alındı. Yazarlar hem olaylara doğrudan doğruya tanık
oldular, hem de görenlerden gerekli bilgileri topladılar. 2. Habercilerin İşleri: İlk sırada bulunan yazılar
gibi, tarihsel konuları ele alır. Luka’nın yazdığı bu parça, dirilip göklere yükselen İsa Mesih’in İnanlılara
Kutsal Ruhu’nu göndermesiyle başlar. İnanlılar topluluğunun oluşması ve gelişmesiyle ilgili olayları
yansıtır. 3. Mektuplar: Habercilerin yazdığı yirmi bir mektup İsa Mesih’in dirilişinden sonraki kişiliğini
ve bununla ilgili öğretiyi içerir. Haberci Pavlos bunların on üçünü belli yerdeki topluluklara ve kişilere
yazmıştır. Diğer sekiz mektup ise inanlılara yazılmıştır. 4. Vahiy: İsa Mesih’in yeniden gelişine ilişkin
peygamberlik bildirilerini içerir. Daha geniş bilgi için bkz. Sarıkçıoğlu, Ekrem,
a.g.e., s. 274-275; İncil,
Önsöz, Kitab-ı
Mukaddes Şirketi, Baskı Ohan Matbaacılık Ltd. Şti., İstanbul 1996.
11
geçer ve İbrânîce’de
‘en çok sevilen kişi, göz bebeği’ anlamına gelir. Sadece Hz.
Davut’a isim olarak verilmiştir.”
45
2. “Davut” kelimesinin bir fiil veya isimden türemiş olabileceği söylenmiştir:
“Dâvûd kelimesi,
‘sevmek, hoşlanmak’ ve
‘sevgisi, muhabbeti olmak’
anlamındaki İbrânîce fiilden türemiştir. Ayrıca kelime
‘dost, sevgili’
anlamındaki bir isimden de türemiş olabilir. Kitab-ı Mukaddes sözlüğünde
Dâvûd,
‘mahbûb yani
‘sevilen’, ‘
âşık olunan’, ‘yar’ ve ‘sevgili’ anlamına
gelir. Papaz Munis Abdunnur, Dâvûd isminin
‘mahbûb yani
‘sevilen’, ‘âşık
olunan’ ‘yar’ ve ‘sevgili’ anlamına geldiğini ve onun tam bir isimden
muhtasar olduğunu söyler.”
46
3. Bir diğer görüşe göre, Kutsal Kitabın verdiği birçok ad gibi “Davut” isminin
lakap olduğu söylenmiştir:
“Her ne kadar bu ada şimdiye kadar ‘sevgili’ anlamı verilmişse de Kutsal
Kitabın verdiği birçok adlar gibi Davut da bir lakaptır. Bunu en yeni buluşlar
bize göstermiştir: Fırat üzerinde, bir zamanlar büyük ve zengin bir şehir olan
Mari, binlerce yıl, tıpkı öteki sayısız höyükler gibi, bir toprak tepe halinde
uyumuşken, 1933 yılında, Fransız bilginleri tarafından kazılmaya başlanmış
ve bilim dünyasına yepyeni ışıklar getirmiştir. İşte burada bulunan
tabletlerde ‘Davidum’ kelimesi sık sık geçer ve ‘komutan’ ya da ‘savaş şefi’
anlamına gelir. Özel ad olan Caesar, sonradan Çar ya da Kayser şeklinde
unvan
haline gelmişken, burada unvan sonradan ad olup çıkmıştır.”
47
Yahudiler “Davut” ismini dualarında zikrederler. Davut’un Amida, Birkat
Amazon, Roş Hodeş gibi dualarda ve bazı berahalarda
48
adı geçer.
49
45
Harman, “Dâvûd”,
DİA, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 1994, c. 9, s. 21.
46
Ataullah Kartal,
Kur’ân-ı Kerim’de Dâvûd ve Süleymân (as) Kıssaları, (Yüksek Lisans Tezi)
Marmara
Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2009, s. 37.
47
Hayrullah Örs,
Musa ve Yahudilik, Remzi Kitabevi, İstanbul 2013, s. 179.
48
“Gündelik hayatında her Musevi’nin günde 100 beraha (şükür duası okuması) gereklidir, bunlar belli
eylemlerden sonra okunabileceği gibi (bir şeyler yiyip içmek, koklamak, tuvaletten çıkmak, vs.) bazen de
ansızın karşılaşabilecek olaylar da olabilir, (şimşek çakması gibi). Bu sebepten dindar Museviler açık
başla beraha söylenemeyeceğinden sürekli kipa ile dolaşırlar.”
Wikipedia, “Kipa”, Kaynak: http:
//tr.wikipedia.org/wiki/Kipa. (Erişim Tarihi: 29 Aralık 2014).
49
Yusuf Besalel,
Yahudilik Ansiklopedisi, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın A.Ş., İstanbul 2001. c. 1, s.
137.