30
b) ‘Sekine Tabut’un içinde bir şeydir’ diyenler: Bu görüş hususunda değişik
şeyler söylenmiştir:
1) Hz. Musa ve sonra gelen peygamberlere ait kitaplardır. Bu kitaplarda düşman
korkusunun kaldırılacağı müjdesi vardı.
2) Tabut’un insan yüzüne benzer bir yüzü ve duyulan bir nefesi vardı.
3) Tabut zeberced veya yakuttan yapılmış bir heykeldi. Kedinin ki gibi bir başı
ve kuyruğu vardı. Kedi gibi ses verdiğinde düşmana doğru hareket eder. Beni İsrail’de
onunla birlikte yürürlerdi. O durunca onlar da dururdu. Böylece ilahi yardım inmiş
olurdu.
4) Tabut’un içinde ne olduğu bilinmeyen bir şey vardı.
150
Taberî sekinenin manası hususunda te’vil ehlinin ihtilaf ettiğini söylemiş, bu
hususta ne kadar görüş varsa hepsini tefsirinde zikretmiştir. Taberi’nin aktardığı bilgiye
göre sekine’nin ne olduğu hususunda söylenenler şunlardır:
1) O, insan yüzüne benzer bir yüzü olan uğultulu rüzgârdır. 2) Onun kedi başına
benzer başı ve iki kanadı vardı. 3) O, bilakis ölü bir kedi başıdır. 4) O, kendisiyle
kalplerin yıkandığı cennet altınından yapılmış bir lavabodur. 5) O Allah’tan bir ruhtur.
6) O, kendisiyle sakin olunan bir takım ayetlerdir. 7) Rahmettir. 8) Vakardır.
Taberî, Âta’nın görüşünü tercih eder. Ona göre sekine, nefislerin kendisiyle
teskin olduğu, bildiğimiz ayetlerdir.
151
Zemahşeri, sekineyi sükûnet ve emin/müsterih
olma hali diye açıklamıştır.
152
Hâsılı kelam, İslami kaynaklardaki galip görüşe göre
“sekinet”, gönül huzuru, yüksek moral manalarında kullanılan Arapça bir kelime olarak
düşünülmüştür.
153
Musa ve Harun ailesinin bıraktıklarından arta kalanların ne olduğuna gelince bu
hususta da ihtilaf edilmiştir. Kimisi, bunlardan maksadın Tevrat levhalarının parçaları,
150
Râzî,
a.g.e., VI/507-508.
151
Taberî,
Câmiu’l-Beyân fî Te’vili’l-Kur’an, V/326-329.
152
Zemahşerî,
a.g.e. s. 142.
153
Hayreddin Karaman, Mustafa Çağırıcı, İbrahim Kâfi Dönmez, Sadrettin Gümüş,
Kur’an Yolu Türkçe
Meâl ve Tefsir, Diyanet İşleri Başkanlığı Yay., Ankara, 2006. I/248.
31
Hz. Musa’nın asası, ayakkabısı, Hz. Harun’un sarığı ve İsrailoğulları’na indirilen
Selva’dan bir miktar olduğunu söylerken,
154
kimisi de ilim ve Tevrat olduğunu
söylemiştir.
155
Kur’an’daki
“Tabut” kelimesinin Kitab-ı Mukaddes’te “
Rab’bin/Tanrı’nın Ahit
Sandığı” şeklinde ifade edildiğini görüyoruz.
156
“İbranicede sandık ‘tebah’ ve ‘Aron’
olarak tercüme edilmiştir. Her iki kelimenin de manası ‘kutlu-sandık’ veya ‘banka-
sandık’tır. Ahit Sandığı şeklinde bir tamlama olarak İbranicede ‘Aron ha Berit’ veya
‘Aron ha Kodeş’ olarak bilinir. Kur’an-ı Kerîm’de ‘Tâbût’ diye geçmektedir.”
157
Kitab-ı Mukaddes’e göre Ahit Sandığı, akasya ağacından yapılmış olup, boyu iki
buçuk, eni ve yüksekliği birer buçuk arşındır. İçi ve dışı saf altınla kaplıdır. Çevresine
altın pervaz yapılmıştır. Dört altın halka ikisi bir yanda ikisi öbür yanda olacak şekilde
dört ayağına takılmıştır. Akasya ağacından yapılmış altın kaplamalı sırıklar yanlardaki
halkalara çıkarılmayacak şekilde geçirilmiştir. Sandığa saf altından boyu iki buçuk, eni
bir buçuk arşın olan bir Bağışlanma Kapağı yapılmış, Kapağın iki kenarına dövme
altından birer keruv
158
eklenmiştir. Ahit Sandığı’na önce on emrin bulunduğu taş
levhalar konmuş,
159
daha sonra Musa’nın emriyle sandıktaki Anlaşma Levhaları’nın
önüne omer man (kudret helvası) ile dolu bir testi yerleştirilmiştir.
160
Ahit Sandığı’nı
bekleme ve koruma görevi Levililer’e
161
verilmiştir.
162
Kitab-ı Mukaddes’in verdiği bilgiye göre Eli
163
zamanında İsrailliler Filistliler’le
savaşmak için yola çıkarlar. Filistliler, İsraillileri bozguna uğratıp dörtbine yakın
askerlerini öldürürler. Ahit Sandığını ellerinden alırlar.
164
Filistliler Tanrı’nın Sandığını
Aşdot’ta bulunan Dagon Tapınağı’na taşıyıp Dagon heykelinin yanına yerleştirirler.
154
Vehbe Zuhaylî,
Tefsirü’l-Münir, Çev.: Hamdi Arslan, Ahmet Efe, Beşir Eryarsoy, Hz. İbrahim Kutlay,
Nurettin Yıldız, Bilimevi Bas. Yay. Ltd., İstanbul 2003, c. 1, s. 668.
155
Hasan Basri Çantay,
Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm, Ahmed Said Matbaası, İstanbul 1972, c. 1, s.
69.
156
Kitab-ı Mukaddes, I. Samuel, 6/1-21;
II. Samuel, 6/2.
157
Galip Atasağun,
İlâhî Dinlerde (Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm’da) Dinî Semboller, (Doktora Tezi)
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 1996, s. 31-32.
158
Kanatlı ve doğaüstü bir varlığın heykeli. Bkz.
Kitab-ı Mukaddes, Sözlük, s. 1361.
159
Kitab-ı Mukaddes, Mısır’dan Çıkış, 25/10-16.
160
Kitab-ı Mukaddes, Mısır’dan Çıkış, 16/33-35.
161
İsrail’in on iki oymağından biri. Bkz.
Kitab-ı Mukaddes, Sözlük, s. 1362.
162
Kitab-ı Mukaddes, I. Tarihler, 16/4.
163
Eli, Samuel’in küçükken gözetiminde kaldığı bir kâhindir.
164
Bkz.
Kitab-ı Mukaddes, I. Samuel, 4/1-11.