T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ antropoloji (SOSYAL antropoloji) anabiLİm dali



Yüklə 1,25 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/80
tarix22.07.2018
ölçüsü1,25 Mb.
#58208
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   80

ix 
 
ayrıntılı  bir  biçimde  değinilmiştir.  Bu  yönüyle  çalışmamın,  ilerideki  çalışmalar  için 
bir başvuru eseri niteliği taşıması için gereken çaba gösterilmiştir. 
 
Bu  çalışmayı  tamamlayana  kadarki  süreçte  hep  desteğini  gördüğüm  değerli 
hocam  Prof.  Dr.  Zafer  İlbars’a;  tezimi  okuyup  yapıcı  eleştirilerini  esirgemeyen 
değerli  hocam  Prof.  Dr.  M.  Muhtar  Kutlu’ya;  beni  böyle  bir  çalışma  yapmaya 
yönlendiren  ve  çalışmaya  başladığım  günden  itibaren  desteğini  ve  sonsuz  sabrını 
benden esirgemeyen değerli hocam ve tez danışmanım Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı’ya 
teşekkürü bir borç bilirim. Onların desteği olmasaydı, bu çalışma ortaya çıkmazdı. 
 


GİRİŞ 
 
Konusu  insan  ve  kültürü  olan  sosyal  antropoloji  bilimi  diğer  beşeri  bilim 
dalları  ile  sıkı  ilişkiler  içerisindedir.  Bu  ilişkiler  çeşitli  bilim  adamlarınca  değişik 
şekillerde  tanımlanmıştır.  Antropoloji  mikro  bağlamda  insan  (birey),  ilksel 
topluluklar  ve  onların  kültürünü  incelerken  folklor  de  büyük  insan  toplumlarının 
maddi  ve  manevi  alanlarda  ürettikleri  çeşitli  eserleri  inceler.  Ulus  devlet 
yapılanmasına geçiş  ile  birlikte kurulan  modern devletler coğrafi sınırları  içerisinde 
farklı etnik, dini ve siyasi gurupları barındırsalar da artık dünya coğrafyasının belirli 
bir  bölgesinde  tek  bir  halk  olarak  sınıflandırılmışlardır.  Bu  modern  ulus  devletlerin 
ürettikleri  maddi  ve  manevi  kültür  ürünlerinin  de  tek  bir  halk  tarafından  üretildiği 
varsayılmaktadır.    Bu  açıdan  halkbiliminin  (folklorun)  konuları  ve  alanı  sosyal 
antropoloji ve etnografya ile iç içedir. 
Halkların  ürettikleri  kültür  ürünleri;  müzikler,  mitoslar,  hikâyeler,  fıkralar, 
destanlar da folklorun inceleme alanını oluşturur. Halkbiliminin sanatın çeşitli dalları 
ile  de  yakın  ilişkileri  bulunmaktadır.  Bu  dalların  başlıcaları  edebiyat,  tiyatro  ve 
sinemadır.  
Toplumu  ilgilendiren  hemen  her  alanla  yakın  ilişki  içinde  bulunan  folklor, 
sadece  toplumla  ilgili  olanları  araştırmakla  kalmaz,  aynı  zamanda  toplumun 
devamlılığına  da  katkı  sağlar.  İnsanlar  folklor  araştırmalarıyla  “milli  benliklerinin” 
farkına varırlar, bunu korumayı ve geliştirmeyi ulusal birliklerinin temel taşlarından 
biri olarak görebilirler. 
 



 
Çalışmada,  araştırma  evrenini  konu  alan  bazı  sınırlılıklar  bulunmaktadır. 
Bunlardan  en  önemlisi  iki  ismin  verdikleri  eserlerde  daha  ziyade  Türk  kültür 
alanından  kişileri  konu  edindikleri  çalışmalarının  üzerinde  durulmasıdır.  Bunun 
haricinde  iki  bilimcinin  halk  kültürünün  farklı  alanlarında  (masal,  bilmece,  türkü, 
halk ozanları ve sözlü kültürün diğer alanlarında) verdikleri eserleri de bu çalışmada 
okuyucuya  tanıtılacak  ve  incelenecektir.  İki  halkbilimcinin  halkbilimi  konuları 
dışında verdikleri eserler de çalışmada yer almaktadır. 
 Türkiye’de  halkbilim  çalışmalarını  yirminci  yüzyılın  ilk  çeyreğine  kadar 
geriye götürmek mümkündür. Kendisi bir halkbilimci olmamakla birlikte, halkbilim 
çalışmalarının  önemine  vurgu  yapan  bir  makalesi  ve  yaptığı  bazı  çalışmalarının 
halkbilimle  örtüşen  yanları  dolayısıyla  Ziya  Gökalp  Türkiye’de  bu  alanın  öncüsü 
olarak  genel  kabul  görür.  Kendisi  sadece  bu  sosyal  bilim  dalının  değil  neredeyse 
ülkemizdeki tüm sosyal bilim dallarının da öncüsüdür. 
Cumhuriyet  sonrasında  ise  Selim  Sırrı  Tarcan  ve  Mehmet  Halit  Bayrı 
tarafından  bu  alanda  bazı  çalışmalar  yapılmışsa  da  bu  dönemde  akademik  anlamda 
ilk  akla  gelen  isim  Pertev  Naili  Boratav’dır.  Bu  büyük  ustanın  yanında  yetişen  en 
önemli isim ise Muzaffer İlhan Başgöz’dür. 
 Bu  durumda  iki  ismin  çalışmaları,  Türk  kültür  tarihinde  yer  alan  önemli 
isimlerin ve bu isimlerin verdikleri eserlerin Cumhuriyetten sonra –yani ulus devlete 
geçişten  sonra-  yeni  rejimin  bakış  açısı  ile  yetişmiş  iki  halkbilimci  tarafından  nasıl 
değerlendirildiğini  ve  yorumlandığını  anlamak  açısından  önemlidir.  Yaptığım 
çalışmanın böyle bir amaca ulaşmasını diliyorum. 


I. HALKBİLİMİNİN DOĞUŞU VE GELİŞİMİ 
 
1. HALKBİLİMİ TARİHÇESİ 
 İnsanların ilk toplum halinde yaşamaya başlamasından itibaren folklor 
olay  ve  ürünleri  var  olmuştur.  Gönümüzden  yaklaşık  bir  milyon  yıl  önce 
yaşamış  olan  pitekantrop  ateş  yakmasını  biliyor,  basit  bir  dille  konuşuyor, 
bazı aletleri yapabiliyor, kendisini ve yakınlarını tehlikelerden koruyabiliyordu. 
Orta  paleolitik  adamı  neandertal;  taş  aletler  yanında  belli  bir  geleneğe  göre 
işlenmiş  kemik  ve  ağaç  aletler  kullanmaya  başlamıştır.  Üst  paleolitikte 
yaşamış  insanlar  sanatı  başlattılar.  Ölülerle  birlikte  mezara  eşyalarını  da 
koyuyorlardı.  Mezarlarını  belirli  bir  yöne  doğru  açmaktaydılar.  Mağaralar 
sihirli  resimlerle  donatılmıştı.  Çizilen  şekillerin  her  biri,  birer  inancı,  geleneği 
gösteriyordu.
1
 
Yukarıdaki paragrafta görüldüğü gibi insanın yerkürede ortaya çıkmasıyla ve 
daha  önemlisi  birlikte  yaşamaya  başlamasıyla  beraber  “folklor”  ürünleri  de  ortaya 
çıkmıştır. Bu ürünler hakkında yapılan araştırmaların bilimin bir dalı haline gelmesi 
ise  çok  uzun  yıllar  sonra  Batı  dünyasında  gerçekleşmiştir.  Tarihsel  açıdan  bilindiği 
gibi  Batı  dünyası  19.  yüzyılda  geçmiş  yüzyıllardan  aldığı  aydınlanma  felsefesiyle 
bilim  devrimini  gerçekleştirmiştir.  Bu  devrim,  tarih  yazıcılığı  alanında  da  yeni  bir 
sayfa  açılmasına  vesile  olmuştur.  Yeni  dönem  tarih  yazıcılığı  “modern”  anlamda 
artık  yalnızca  kralın  ya  da  kilisenin  tarihini  değil  “halk  tarihini”  de  göz  önüne 
almaktadır.  Bu  yeni  dönem  tarih  yazıcılığında  oluşan  halkbilimi  de  bu  gelişmelerin 
                                                             
1
 
Nail Tan, Folklor Genel Bilgiler, İstanbul, 1995, s. 17 


Yüklə 1,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə