Kozmik Doktrin



Yüklə 1,67 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə41/42
tarix15.07.2018
ölçüsü1,67 Mb.
#56051
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   42

 

82 


 

Kümeleri üzerindeki tesirleri, insan ırkına da yansır. Nasıl daima insanlığa rehberlik eden bazı 

'Öğretmenler' mevcutsa, gezegenlerin de, kendi yaşam koşullarıyla belli prensipleri yerleştiren 'Liderleri' 

vardır. Gezegensel maddenin kuvvetleri, hem gezegenin kendi küresi dâhilinde, hem de Dünya üzerinde 

büyük tesirler uygular.  

 

Dünya göksel yolculuğuna başlarken çeşitli gezegenlerin maddesi, sonradan yerküreyi oluşturacak olan 



boş ve düzensiz kütleye nüfuz etmiştir. Böylece oluşan kuvvetler, Dünyanın dış ve içyapısında izler 

bırakırlar ve deprem gibi bazı hareketlere yol açarlar.

 Gerçekte, Dünyadaki bazı maddelerle, ilgili bir 

gezegenin maddeleri arasında süregelen bir bağıntı mevcuttur.  

 

Bu maddelerin etkileşimiyle ise belirli reaksiyonlar ortaya çıkar. İşte bu olgu, astrolojinin hassas 



uygulamalarına temel teşkil eder; ancak, bugün için yeterince anlaşılması ve değerlendirilmesi pek 

mümkün değildir.  

 

Çok eski zamanlarda, ruhban sınıfının ilerlemiş elemanları, yıldızlar, gezegensel kuvvetler ve Dünyanın 



manyetizması hakkında oldukça bilgi sahibiydiler ve bugün kökeni unutulmuş olsa da belli ölçüde 

hatırlanan bir sistem geliştirdiler. Bugün yeryüzünde bazı kişilerin medyomik yetenekleri, bu kuvvetler 

tarafından harekete geçirilmektedir. Örneğin bazı insanlar, depremlere veya atmosferik basınçlara, 

diğerlerine oranla daha duyarlıdırlar. 

Bu insanlar, Dünyada bu tür değişimlere yol açan gezegene tekabül 

eden kuvvetlerin bir kısmını doğalarında içermektedirler. Gerçekte bazı gezegenler, Dünyanın aurası 

üzerindeki tesirleriyle Dünyadaki 'Su', 'Ateş', 'Hava' ve 'Toprak' koşullarını etkilerler.  

 

Temelde yatan prensip her şeyin birliğidir.



 Dünya tek ve özel değildir; Güneş Sistemindeki gezegenlerden 

sadece biridir. Güneş Sistemi, çeşitli safhalardan sonra yoğunlaşarak, Ay, Venüs, Satürn ve diğer 

gezegenlerle birlikte Dünyayı da oluşturmuştur.  

 

Gezegensel Varlıklar, bir bakıma gezegenlerin Grup Ruhları olarak düşünülebilir. Eski zamanlardaki 



uygulamalarda olduğu gibi, görsel imgelemeyle bu varlıklara belli formlar kazandırılabilir. İşte mitolojide 

yer alan kuvvetler, Gezegensel Varlıkların insan aklı ve karakteri üzerindeki etkileri ile ortaya çıkan 

vizyon ve imgelemelerle yaratılan astral formlardan gelişmişlerdir.  

 

Görüldüğü gibi, Gezegensel Varlıklarla, bugün için bile araştırma konusu olan bazı Tanrısal Formlar 



arasında kuvvetli bir bağ mevcuttur.  

 

Bir evrim sona erdiğinde başlayan yeni süreç içinde farklı gezegenler devreye girer. Bu nedenle, bugünün 



astrolojisi pratikte aşılması çok güç olan problemlerle uğraşmak durumundadır.  

 

Yaşam kümelerinin hareketleri ve mevcut insanlık üzerindeki etkileri konusunda öğrenecek pek çok şey 



vardır. Tarih içinde çeşitli dönemlerde belli Gezegensel kuvvetler, taşıdıkları özellikler doğrultusunda 

Dünyayı etkilemişlerdir. Gezegensel kuvvetler denildiğinde, Güneş tesir alanı içinde yer alan, Zodyağın 

on iki burcu gibi bazı Yıldızsal kuvvetler de dâhil edilmektedir.  

 

Burada bu konunun tüm detaylarıyla incelenmesi mümkün değildir. Ancak şunu söyleyelim ki, Atlantis'te 



etken olan kuvvetleri temsil eden İkizler Burcu, içinde bulunduğumuz çağda Dünyayı tekrar tesiri altına 

alacaktır

. Günümüzde yıldız kümeleri, Atlantis'in son günlerinde gözlenene benzer bir konumda yer 

almaktadırlar. Bu nedenle bazı temel Gezegensel kuvvetler ve burçlar insanlığı etkilemektedir. Yıldızların 

sergiledikleri kombinasyonlar o dönemdekilerle tamamen aynı olmasa da, içsel koşullarda bir benzerlik 

mevcuttur.  

 

Bugün için Dünya artık tufanların tehdidi altında olmasa da, çok çeşitli çatışmalara ve mücadelelere 



gebedir.  


 

83 


 

 

  



 

17 

 

Şimdi de, Formun Lordları olarak anılan Logos'un büyük soylularının yaşam dalgası olan ikinci küme 



üzerinde duracağız. Bunları mimar olarak da nitelemek mümkündür; çünkü tüm formlar, tüm şekiller 

onların aracılığıyla gerçekleşir. Bu mimarlar, yaşamın mevcut kuvvetlere reaksiyon verebilmesi için 

gerekli olan belli bir süre boyunca, yaşamsal bilinçliliği saran formu yaratırlar. Bu sürenin sonunda yaşam 

farklı koşullara çekilirken, form terk edilir ve elementlerine ayrışır. İşte böylece 'ölüm' kavramı ortaya 

çıkar. Bu nedenle Formun Lordları, 'Ölümün Tanrıları' olarak da bilinirler.  

 

Büyük ölçekte ölüme yol açan savaş benzeri olgular, Formun Lortlarını derinden ilgilendirir; çünkü böyle 



olaylar tüm gezegeni sarsar ve gezegensel kuvvetlerin yeniden dengelenmesi gerekir. Formun Lordları 

genelde bireylerden ziyade grup ruhları ile işbirliği içindedirler. Ancak, insanlığa yol gösteren büyük bir 

'öğretmen' söz konusu olduğunda, Formun Lordları, gezegeni yeni ve yüksek yaşamsal kavramlara adapte 

etmek için bir çalışma nizamı içine girerler. 'Mesih'in, Nazareth'li İsa'nın bedenini kullanarak Dünya 

gezegenini derinden etkilediği dönemde, Dünyasal hatlarda kesin ama ölçümlenmesi zor değişiklikler 

meydana gelmiştir. Bilimsel açıdan gözlenmesi mümkün olmayan bir süreç içinde Logos'sal Kuvvetler 

yön değiştirmiş ve Dünyanın dış tezahürünün gerisinde yatan içsel (veya Eterik) kuvvetler değişmeye 

başlamıştır.  

 

Form sadece maddeyi çevreleyen hatlardan ibaret olmayıp, şeklin tümüdür ve yaşamın belli bir biçime 



olan gereksinimini karşılar. Şekil birdenbire belirmez; tıpkı yaşam gibi şekil de, belli bir evrim süreci 

içinde gelişir.  

 

Yıldızlar, gezegenler, büyük kara kütleleri gibi Kozmik formların biçimleri, Formun Lordları tarafından 



belirlenir. Eski zamanlarda insanlar bu varlıkların ve sahip oldukları büyük güçlerin farkındaydılar. 

Onları, ateşi ve maden kaynaklarını yöneten 'Titanik*' Kuvvetler' olarak kabul eder ve bu güçlere büyük 

saygı gösterirlerdi.  

 

Büyük kimyasal (ve simyasal) tepkimelerin gerisinde de Formun Lortlarının güçleri görev başındadır. Bu 



Lorular, Elemental Güçler ve Dünyanın metalik ve mineral kuvvetlerini kaynaştırarak ve kullanarak 

formları oluştururlar. Genelde büyük ve geniş formlar en sade olanlardır; ebat küçüldükçe karmaşıklık 

derecesi de artar. Aynı gerçek, tarih öncesi dev yaratıklarla bugünün hayvanlarının yapıları kıyasladığında 

da gözlemlenebilir. Benzer şekilde, bir gezegenin büyük ölçekli 'dış' yapısı oldukça sadedir.  

Ateşin Lordları aynı zamanda 'Vibrasyonun Lordları', Formun Lordları ise 'Ritmin Lordları' olarak 

bilinirler. Formun Lordları, evrenin inşası sırasında ritmik bir ilerleme ve gerileme hareketi sergilerler. 

İşte evrende ritim bu şekilde başlar. Bu arada 'Ölüm' ve 'Doğum' gibi büyük ritimler de ortaya çıkar. Daha 

önce de belirtildiği gibi, bu nedenle Formun Lordları, 'Ölümün Lordları ' olarak da anılırlar.  

Formun Lordları, Kaos Halkası ile yakın bir bağlantı içindedirler. Bu Lortlar, sonunda formu parçalayarak 

kuvveti serbest bırakan, büyük bir itici reaksiyon potansiyelini taşırlar. Aynı zamanda mineral formlarının 

oluşması sürecinin de arkasında yer alırlar; çünkü mineral formları Dünyasal formdan gelişen 

oluşumlardır ve bir anlamda gezegenin yaşamı da mineralin içinde mevcuttur.  

 

Efsanelerde yer alan 'Çekiç ve Örs' tektonik kuvvetleri, 'Demircilerin Tanrıları' gibi yeraltının büyük 



güçleri, Formun Lortlarının hizmetçileri olarak görev yapan, düşük derecede elementallarla bağıntılıdır. 

Doğru koşullarda gerçekleştirilen bir ritüelde Elementaller, diğer kuvvetler devreye girinceye kadar 

mevcut kuvvetleri bir arada tutan astral formlar yaratırlar. Burada ritim ve tekrar önemlidir; çünkü 

formların oluşmasındaki süreklilik sayesinde, astral planda mümkün olabilen en yoğun formlar ortaya 




Yüklə 1,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə