4
başlarsınız. Ancak edinebileceğiniz bilginin bir sınırı vardır. Algılama varoluşun duvarında durur. Onun
ötesinde yatanı sadece tahmin yoluyla kavramaya çalışırız.'
Okuyucu, bu tür konuların açıklanmasındaki güçlüğü göz önünde bulundurarak, sık sık sembolik
anlatımlara başvurulmasının nedenini anlayabilir. Herkes okurken kendi imgeleme ve sezgi gücünü
devreye sokmalıdır; çünkü burada söz konusu olan bir teoremin ispatı türünden bir açıklama değil, fizik
plandan çok önce ayrılmış bir varlık tarafından,
çok soyut bazı kavramları, olabildiğince somut bir şekilde,
halen enkarne halindeki varlıklara aktarma çabasıdır.
BÖLÜM 1 Tezahürün Şafağı
BÖLÜM 2
Negatif Evren Güçleri
BÖLÜM 3
Oniki Işın ve 7 Kozmik Plan
BÖLÜM 4
Atomun Yaratılışı
BÖLÜM 5
Kozmik Planlarda Atomik Evrim
BÖLÜM 6
Bir Güneş Sisteminin Başlangıcı
BÖLÜM 7
Bir Güneş Sisteminin Evrimi
BÖLÜM 8
Bir Büyük Varlığın Evrimi
BÖLÜM 9
Bir Evrenin Yaratılışı
BÖLÜM 10
Bilincin Başlangıcı
BÖLÜM 11
Bilincin Evrimi
BÖLÜM 12
Zihnin Başlangıcı
BÖLÜM 13
İlahi Kıvılcımların Evrimi
BÖLÜM 14
Gezegensel Bir Varlığın Evrimi
BÖLÜM 15
Ateşin, Formun ve Zihnin Lortlarının Evrimi
BÖLÜM 16
Ateşin, Formun ve Zihnin Lortlarının Tesirleri
BÖLÜM 17
İnisiyatör Olarak Zihnin Lortları
BÖLÜM 18
İnsanın Evriminde Rol Alan Tesirler
BÖLÜM 19
Logos'la Tezahür Evreninin İlişkisi
BÖLÜM 20
Tezahür Evreninin Tesirleri
BÖLÜM 21
İlk 3 Kümenin Lortları ve Doğa Kanunları
BÖLÜM 22
İnsanlığın Kendi Üzerine Uyguladığı Tesirler
BÖLÜM 23
Etki ve Tepki Kanunu
BÖLÜM 24
Sınırlılık Kanunu (1.Bölüm)
BÖLÜM 25
Sınırlılık Kanunu (2.Bölüm)
BÖLÜM 26
Yedi Ölüm Kanunu
BÖLÜM 27
Çarpışma Kanunu
BÖLÜM 28
Kutupluluk Kanunu
BÖLÜM 29
Uzayın Çekimi Kanunu
BÖLÜM 30
Merkezin Çekimi Kanunu
BÖLÜM 31
Ek Materyal
1.TEZAHÜRÜN ŞAFAĞI
'Tezahür Etmemiş Olan' saf varoluştur. Her şeyin başlangıcı olan kaynaktır. O var olan tek 'gerçek'tir.
Yalnız O özdür. Yalnız O sürekli olandır; geri kalan her şey bir ilizyondur, geçicidir. Onun hakkında
söyleyebileceğimiz tek şey, 'O, O'dur'. O, nitelendirilemeyen, geçmişi olmayan, saf oluş halidir. O'nun
bildiğimiz hiçbir şey olamayacağı açıktır; çünkü bir şeyi bilebilmemiz için onun tezahür etmiş olması
gerekir. 'Tezahür Etmemiş Olan' Büyük Yokluktur; aynı zamanda açığa çıkmamış olan sonsuz kudrettir.
5
Bu öğretilerde, üzerinde düşünmeniz için size belli imajlar verilecek.
Sembolik olan bu imajların işlevi,
zihni bilgilendirmek değil, eğitmek olacaktır.
Burada, 'Tezahür Etmemiş Olanı sonsuzluk, 'Logos'u,
gezegenlerden oluşan bir sistemle çevrelenmiş bir güneş ve 'Logos'un tesirlerini ışınlar olarak
imgeleyebilirsiniz.
'Tezahür Etmemiş Olan' tek Birliktir. Tezahür ile birlikte dualite başlar.
Asıl dualite 'uzay' ve 'hareket'tir.
İlk hareket uzayda bir akımdı. Sizin için pek bir anlam taşımasa da bu
sembolü kullanmak zorundayım. Tek söyleyebileceğim 'uzay' hareket ediyordu; ilerde bu sözlerimde
birçok ipucu bulacaksınız.
Şimdi, uzay hareket ettiğinde garip bir özellik taşır: Sürtünme olmadığı için momentum/hareket
kaybetmez, akmaya devam eder. Uzay hareket ettiğinde iki kuvvet iş başındadır:
(a) Uzayın hareketine sebep olan kuvvet: uzayın hareket isteği;
(b) O zamana kadar uzayın hareketini engellemiş olan kuvvet: uzayın atalet isteği.
Her harekette bu iki faktör mevcuttur; fakat hareket arzusu, (daha güçlü olduğundan) atalet arzusuna üstün
gelir ve atalet isteği, hareketi denetleyen bir unsur olarak kalır. Bunun sonucu olarak hareket hafifçe bir
yana çekilir. Bu nedenle Kozmos'da düz çizgi diye bir şey yer almaz. Her hareket, projeksiyonunda belli
belirsiz bir eğri çizer; öyle ki,
spiral bir yol takip ederek sonunda başlangıç noktasına döner.
Şimdi, asal hareket, iyonlarca yıl sonra, başladığı yere dönen ve yolculuğuna tekrar başlayan bir uzay
akımıdır. Bu da, inanılmaz büyüklükte bir çapı olan, dönen bir kuşak demektir. Bu kuşak, belli bir planda,
çok uzun bir süre, değişmeyen bir dönme sürdürür. Bu hareketin etkisiyle başka uzay parçaları da kuşağa
katılır. Bir plandaki dönme, oluşan kuvvetlerin etkisiyle, ilkine dik bir yönde ikinci bir akım oluşana kadar
sürer ve aynı olay tekrarlanır. Bunun sonucu olarak biri diğerinin içinde, farklı çaplarda,
iki tane dönen
boyut oluşur.
Sayısız yıllar boyunca bu boyutlar, birbirine dik açıda döner dururlar ve tekâmül olgusu tamamen bu
boyutların hacimleri arasındaki farktan kaynaklanır. Boyutlardan büyük olanı, daha küçük ve daha yaşlı
olanla aynı hizaya erişince, onu etkilemeye başlar; bunun sonucu olarak da eski çember yenisine doğru
çekilir.
Şimdi, ilk çemberin bir üst, bir de alt yüzeye sahip olduğu düşünülebilir. Dışa akan arkın oluşturduğu üst
yüzey pozitif, alt yüzey ise negatif olarak kabul edilir. İçe doğru akan arkta ise bunun tersi söz konusudur.
Bu çemberler birbirlerini karşılıklı olarak iter ve çekerler. Öyle ki, birinci çemberde dışa akan arkın üst
yüzeyinin, ikinci çemberin buna karşı gelen yüzeyine doğru çekildiğini ve diğer arkın alt yüzeyinin ise
aşağıya doğru basınç yaptığını düşünebilirsiniz. Böylece ikincil bir hareket başlamış olur. Bu yeni hareket,
devresini tamamlayıp sabit döngüsüne eriştiğinde yeni Kozmos oluşmaya başlamıştır. Burada anlatılanlar,
bir Kozmos'un temel oluşumu hakkında sunulabilecek en yaklaşık sembolik bir açıklamadan ibarettir.
İlk devrenin ikinci döngüsü 'Geçilmez Halka'dır.
İkinci biçimlenmenin devresi ise 'Kaos'a sınır koyan
küredir.
Dışarıdaki kürenin üstünde ikincil bir oluşum mevcuttur ki, dâhil olduğu Kozmos için asal
dinginliği temsil eder.
'Kaos Halkası' olarak adlandırılan bu bölge, Kozmos'un hareketine tepki göstererek
aynı zamanda momentumun kazanılmasında rol oynar. 'Kaos Halkası' asal kuvvetin itiş gücüne karşı
gelişen reaksiyondan ortaya çıkmıştır. Asal dönüş yönüne dik açıda hareketini sürdürür ve ona zıt bir tesir
yaratır. 'Kozmos Halkası'nı ikincil hareketine başlatarak, 'Geçilmez Halka' (asal sınırlayıcı) denen ikincil
döngünün oluşmasına yol açan etken, 'Kaos Halkası'nın çekimi olmuştur. Sonuç olarak, temelde,
Kozmos'un yaratılışını sağlayan 'Kaos Halkası'dır.