•
Aliağaoğlu, Narlı, Edebî Miras Turizmi ve Türkiye’de Edebî Mekânlar
•
6
•
bilig
KIŞ 2012 / SAYI 60
ilişkili iken, Post-Aven ressam Gaugin, Auvers-sur-Oise
ise Vincent Van
Gogh’un yaşama alanıdır. Cabourg, Marcel Proust’un hem yaşadığı yerdir,
hem de onun bir romanında (Geçmişin İzinde) mekân olarak yeniden
kurulmuştur. Pont-Even, Gaugin’in artistik ifadenin yeni şekillerini ve
yeni resim yapma stilini oluşturduğu yerdir. Auvers, burada birçok önemli
Fransız ressam yaşamış olmasına karşın, kendini, Van Gogh ile özdeştir-
mekte ve turistik imaj oluşturmaya çaba harcamaktadır.
Herbert’e göre (1996: 78), yukarıda ifade edilen yerler kendilerini artistik
ve edebî miras turizminin sosyal yapılaşma süreci
ile turistlere sunmakta-
dırlar. Bu süreç dört aşamalıdır. Bunlar; üretim, metin, okuma ve etki
aşamalarıdır. Üretim aşamasında özendirme, imaj ve gelişim üzerine karar-
lar alınmakta, metin aşamasında bu kararlar mekâna yerleştirilmekte,
okuma aşaması, ziyaretçilerin mekânı kullanım ve mekânla etkileşim bi-
çimlerinden oluşmaktadır. Etki aşaması ise ziyaretin ziyaretçilerin davra-
nışları ve değer yargıları üzerindeki etkilerinden oluşmaktadır.
Sonuç olarak, söz konusu üç mekânı ziyaret eden kişiler, artistik ve edebî
hac amaçlı
turistlerden çok, genel amaçlı turistlerdir. Sadece az sayıda
ziyaretçinin mekânların artistik ve edebî önemi hakkında ön bilgisi vardır.
Ancak ziyaretten sonra bu mekânların önemi ve bunlara duygusal bağlılık
kazanılmıştır. Metin oluşturma çabası içinde olan her üç mekân önemli
ölçüde turist çekmişse de, bunda, bu mekânlarda kültürel imaj oluşturma-
nın hangi ölçüde etkili olduğunu ölçmek zordur. Cabourg, barok mimarisi
ve kıyıda olma özelliği nedeniyle turist çekmişse de, kültürel çekiciliklere
en az bağımlı olan yerdir. Auvers, bu üçlü arasında artistik mekân imajına
en çok umudunu bağlayan yerdir.
Fawcett ve Cormack’a (2001: 686-704) göre Lucy Maud Montgomery,
Kanada’nın en iyi bilinen ve eserleri yabancı
dillere en çok çevrilen ve
“Anne of Green Gables” adlı eseri ile tanınan yazardır. Yazar, eserleri ile
Prens Edward Adasının edebî miras turizmine önemli ölçüde katkıda bu-
lunmuştur. Yazarlar üç ayrı lokasyonda, Montgomery’nin Cavendish evi
(Yeşil Üçgen Çatılı Ev), Prens Edward Adası Milli Parkı ve Park Corner’de
bulunan Anne’nin Yeşil Üçgen Çatılı Müzesi, edebî miras turizminin öz-
günlüğü (otantikliği) üzerinde çalışmışlardır.
Bu üç alanın yöneticileri kendi alanlarını otantik olarak tanımlamakta ve
ziyaretçilere sunmaktadırlar. Otantiklik, açık gerçek vurgular ve gerçek
olamayan kesin dışlamalarla sağlanmaktadır. Buna bağlı
olarak her bir
alanda otantikliğin farklı yorumlama biçimleri görülmektedir. Bu yorum-
•
Aliağaoğlu, Narlı, Edebî Miras Turizmi ve Türkiye’de Edebî Mekânlar
•
7
•
KIŞ 2012 / SAYI 60
bilig
lar L. M. Montgomery’nin Cavendish Evi’nde modernist, Yeşil Üçgen
Çatılı evde akılcı, Anne’nin Üçgen Çatılı Müzesi’nde ise seçicidir. Moder-
nist yorumlama, orijinalliğe, başlangıca, gerçeğe ve çoğaltmamaya bağlı bir
düşüncedir. Akılcı yorumlama, bürokratik olarak onaylanmış
yorumlama-
ları ayırmaya ve insanları bu yönde yönlendirmeye dayalı büyük ölçüde
bilinçli bir plan sunmaktadır. Dolayısıyla Kanada Federal Parkları düzen-
lemesine göre, sahanın, Montgomery’nin yaratıcılığını etkilediği şekliyle
kalmasını arzu etmektedir. Dolayısıyla park yönetimi, alanın yazarın kur-
gusal tanımlamaları ölçüsünde dekore edilmesine ve manzaralandırılması-
na izin vermektedir. Seçici yorum ise yapısallaşmamış, çok yönlü, birçok
turistik yorumlamalar üzerine kuruludur.
Herbert bir başka çalışmasında (2001) Birleşik Krallık’ta iki edebî mekân
olan Chawton ve Laugherne’yi incelemektedir. Bu iki mekân edebî kişilik-
lerden sırasıyla Jane Austen ve Dylan Thomas ile ilişkilidir.
Bu iki alan ya-
zarlar ve onların çalışmalarına adanmış yerlerdir. Her iki alanda turistik
deneyim daha çok yazar evleri ve yakın çevresinden oluşmaktadır. Ancak bu
durum daha çok Chawton ile ilgilidir. Çünkü bu alanda ne yazarın roman-
ları için bir mekân, ne de yazarın romanlarında kullandığı karakter ve olaylar
meydana gelmiştir. Chawton’da Austen’in aile eşyaları, bir tutam saçı ile
ziyaretçiler yüzünden öldüğü hastalığının ayrıntılarını anlatan gıcırtılı kapı
bulunmaktadır. Laugarne’de Dylan Thomas’ın kaydedilmiş şiir okuyan sesi,
video, aile fotoğrafları, belge ve mektupların kopyası bulunmaktadır.
Yazarın araştırma soruları, başlıca turist tipleri, mekânlar hakkında önce-
den bilgi sahibi olup olmama ve ziyaretlerin nedenleri olmuştur. Çalışma
alanlarının turist tipleri yönünden ortak özellikleri, yüksek sosyal sınıfın
hâkimiyeti, tatilcilerin, genç ve orta yaşlıların çokluğu
ile ilk kez ziyaretçi-
lerin mevcut oluşudur. Edebî mekânlar hakkında ön bilginin yüksek oluşu
dikkat çekicidir. Örnek olarak ziyaretçilerin %90’nın Jane Austen’in işle-
diği konuları bildiği tespit edilmiştir. Mülakat yapılanların %79’u ise,
Dylan Thomas’ın eserlerini okuduklarını, duyduklarını ve gördüklerini
ifade etmişlerdir. Sosyal sınıfla miras alanlarını ziyaret etme alışkanlığı
arasında ilişkinin varlığı, çalışmanın esas sonucun olarak ortaya çıkmıştır.
Edebî mekânlarla miras mekânları, bu konuda aynı özelliklere sahiptir.
Özdemir, turizm ve edebiyat arasındaki ilişkinin bazı yönlerini ele almak-
tadır. Bu ilişkinin çift yönlü olduğu vurgulanmaktadır. Bu bağlamda,
“gezgin edebiyatçılar, gezgin edebiyat gelenekleri,
sanal ortamda edebiyat-
gezgin işbirliği, turistik amaçlı tanıtımda edebî söylemin işlevselliği, moda