I-önemli Deniz Akıntıları



Yüklə 257,1 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/11
tarix04.02.2018
ölçüsü257,1 Kb.
#23608
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Deniz ve okyanuslarda yaşayan canlılar hareketlilik durumlarına göre de gruplandırılabilirler. 

Bu takdirde benthos, nekton ve plankton grupu canlılar söz konusudur.  

Bentoslar tabanda yaşayan canlılardır. Sabit veya hareket halindedirler. Fakat dip ortamından 

ayrılmazlar. Mollusca grupu tipik bentik hayvanlardandır.  Benthoslar arasında bitkiler 

(algler) de vardır. Bunlar genelde sabittirler. Fotosentez yaparak oksijen üretirler. Algler, 

mavi, yeşil, kahverengi, kırmızı olarak gruplandırılırlar.  



Nektonlar serbestçe yüzüp dolaşan hayvanlardır. Bir çok balık bu grupa dahildir. 

Köpekbalıkları, göçmen balıklar, balinalar, yunuslar nekton grupundan canlılardır.  

Planktonlar akıntılarla sürüklenen milimetrik veya mikroskopik canlılardır. Bunlardan bir 

kısmı basit yapılı hayvanlardan (protozoa) oluşur. Bunlara zooplankton denilir. 

Foraminiferler zooplanktonların en önemli grupunu teşkil ederler.  

Diğer planktonlar basit bitkilerden (mesela diatome) meydana gelirler. Bunlara fitoplankton 

denir. Akıntılarla sürüklenirler. Planktonlar okyanuslardaki besin zincirinin temelini oluşturur. 

Deniz suyu bunlarla kaynaşır. Bir damla deniz suyunu mikroskop altında incelendiğinde 

planktonlar bariz olarak görülür. Balina gibi dev yapılı hayvanlar planktonlarla beslenirler.  

Su içinde serbest olan canlıların  hepsini birden ifade etmek için pelajik canlılar terimi de 

kullanılır. Diplere bağlı olanlara ve yaşayanlara da bentik canlılar  denir.  

XIV 


Okyanus ve Denizlerde ekonomik faaliyetler 

Denizcilikten sonra en önemli faaliyet balıkçılıktır. İslanda başta olmak üzere bazı dünya 

ülkelerinin ekonomisinde balıkçılık çok önemli rol oynamaktadır. Bunlar genellikle 

okyanuslara ve açık denizlere kıyısı olan ülkelerdir. Türkiyenin dört denize 8000 km kdar bir 

kıyısı vardır. Fakat denizleri kapalı denizler sayılır. Türkiyenin her denizinde balıkçılık 

faaliyeti varsa da Marmaradaki balıkçılık faaliyetinin özel bir durumu vardır.  

 

Marmarada Balıkçılık 

Marmara denizi balık göç yolları üzerinde yeralır. Balık popülasyonları Akdeniz ile 

Karadeniz arasındaki mevsimlik fiziki farklılıklar nedeniyle besin bulma ve barınma amacıyla 

periyodik göçler yaparlar. Akdenizin suları ısınmaya başladığında göçmen balıklar (uskumru, 

torik, palamut, lüfer) marmaradan geçerek  Karadenize açılırlar. Bunlar 15°-20°Cler civarında 

su sıcaklığını seven balıklardır. Yaz mevsimini Karadenizde geçirirler. Yumurtlarlar. Havalar 

ve sular soğumaya başlayınca Sonbaharda Karadenizden Marmara yoluyla sürüler halinde 

Akdenize dönerler. Bu dönemde balıklar iyice yağlanmış ve çok lezzetlidir. Bu geçişler 

sırasında Çanakkale boğazında, Marmara adaları civarında ve İstanbul boğazında  bol 

miktarda avlanırlar. Bu denizde 200 kadar balık çeşidi bulunduğu belirtilmektedir.  

Zamanımızdan 50 yıl kadar önce Marmarada kılıçbalığı da bol miktarda mevcuttu (xyphias 

gladius) fakat gerek aşırı avlanmalarla gerekse ekolojik ortamın bozulması nedeniyle bu balık 

Marmara denizinde görülmez olmuştur. Bazı kaynaklarda 1915 li yıllarda İstanbul boğazı ve 

Marmara kesiminde yılda 180 ton kılıç avlandığına dair bilgiler vardır (Deveciyan 2006). 

Marmara denizinde bu göçler sırasında ve Karadenizde yumurta döneminde yapılan 

kontrolsüz balık avcılığı ile bu balık türlerinin soyu söz konusu bölgelerde tükenmeye yüz 

tutmuştu. 1930 lu yıllara kadar Marmarada balıkçılık sandallarla ve küçük teknelerle, olta ile 

yapılırdı. Hatta kıyılarda kurulan dalyanlar da çok önemli idi. Bu dönemde kısıtlı imkanlarla 

yapılan balıkçılık balık nesline pek zarar vermiyor ve bu canlılar yeniden üreme imkanını 

buluyorlardı. Bu durumun önüne geçmek amacıyla 22.03.1971 yılında 1380 sayılı “su 



ürünleri kanunu” yürürlüğe girmiştir.  Bu kanun 1 mayıs 31 ağustos arasındaki devrede 

techizatlı balıkçı tekneleriyle balık avlanılmasına yasaklama getirmiştir. Avlanma yasağının 

olduğu devre balıkların yumurtlama ve yavruların büyüme dönemine denk gelmektedir. Daha 

sonraki yıllarda avlanma yasağı 15 nisandan itibaren başlatılmıştır.  




1970 li yıllarda Türkiyede avlanan balık miktarı 100 000 ton civarında idi. Bunun 20 000 ton 

kadarı Marmara denizinden avlanıyordu.  

Son istatistiklere göre (2011)  Türkiyede avlanan balık miktarı 432 000 ton kadardır. Bunun 

36 400 tonu marmaradan avlanmaktadır. Bu oran Türkiyede avlanan balıkların % 8.4 ünü 

teşkil etmektedir. Marmara denizinde Türkiyenin en etli ve en lezzetli balıkları avlanmaktadır. 

Bunlar periyodik göçmen balıklar olan uskumru (scomber scombrus) , palamut (sarda sarda) 

torik veya iri palamut, lüfer(irisi kofana-küçüğü çinekop) (Pomatomus saltatrix)  gibi 

balıklardır. Marmara denizinde ayrıca yerli hamsi (Marmara hamsisi, Engraulis 



encrasicholus), sardalya (Sardina pilchardus) balıkları da çok avlanır. Bunlar da sürü 

balıklarıdır. Sardalyalar ilkbaharda egeden marmaraya gelirler. Yaz sonlarında  Egeye 

geçerler. Barbunya (Mullus barbatus) kumlu diplerde yaşayan rengi kırmızılı eti çok lezzetli 

kıymetli bir balık türüdür. Marmarada avlanan balıklardandır. Bununla aynı familyadan olan 

akraba tür (mullus surmuletus) benzer özelliklere sahiptir. Levrek (dicentrarcus labrax) 

marmarada avlanan iri balıklardandır. Küçük gruplar halinde dolaşırlar. Bazıları 15-20 kg 

olabilir. Çok lezzetli ve makbul balıklardandır. Sürü balıkları olarak istavrit (trachurus 

trachurus) Marmara ile Karadeniz arasında gezinen sürü balıklarındandır. Çok avlanır. Eti 

lezzetli, fazla iri olmayan ve kılçığı çok bir balıktır.  

Marmara denizinde balıkçılık genelde 5-10 tonluk motorlu teknelerle yapılır. Bunlar büyük 

balıkçı ağlarına sahip ve teçhizatla donatılmış deniz vasıtalarıdır. Ağlarına gırgır ağı adı 

verilir. Su ürünleri kanunu çıkıncaya kadar bu balıkçı tekneleri deniz tabanını tarayan ve trol 

adı verilen bir ağ kullanıyorlardı. Bu deniz diplerinin ekolojik ortamına çok zarar veriyordu. 

1991 yılında bu tarz balık avlanması yasaklanmıştır. Türkiyede en büyüğü 500 tona ulaşan 14  

300 kadar balıkçı teknesi vardır. Marmara denizindeki kıyı yerleşmelerine kayıtlı olanların 

sayısı 2632 dir. Bunlar Türkiyedeki teknelerin % 18 kadarını meydana getirirler. Günümüzde 

balıkçılıkla uğraşanlar kooperatifleşmişlerdir. Marmara denizi balıkçılık alanını ilgilendiren 

çok sayıda su ürünleri kooperatifi vardır. 2011 TÜİK istatistiklerine göre  kayıtlı balıkçı sayısı 

37747 dir. Bunun 8240 kadarı Marmara deniz alanına bağlı  balıkçılarıdır. Bunlar Türkiye 

kayıtlı balıkçı sayısının % 22 kadarını meydana getirirler.  

Türkiyede balıkçılıkla ilgilinen Bakanlık “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı”dır. Bu 

bakanlığa bağlı Balıkçılık ve Su ürünleri Genel Müdürlüğü, balıkçılığı ilgilendiren kanuni 

mevzuatı yürütür.  

Türkiyenin en kaliteli balıklarının avlandığı Marmara denizi büyük bir kirlilik tehdidi 

altındadır. Bunun belirtileri de görülmektedir. Balık türleri sayısı azalmış ve ortam kirlenmiş 

durumdadır. İstihsal artık artmamaktadır. Marmaraya günde 2.4 milyon m³ atık su deşarj 

edilmektedir.  

Marmara denizinde başlıca balıkçılık merkezi İstanbuldur. Türkiyede mevcut 277 balıkçı 

barınağından 53 ü Marmara denizindedir. Bu toplam balıkçı barınaklarının % 19 una tekabül 

eder.  Marmara adaları, Gemlik, Tekirdağ, Bandırma ve Çanakkale başlıca balıkçılık 

merkezleridir.  

Türkiye denizlerinde 350 kadar balık çeşidi olduğu belirtilmektedir.  247 Karadeniz, 200 

Marmara,  285 Akdeniz. 

 

Türkiye Deniz Balık Çeşitleri  

Adı  

Türkçe adı 

    durumu 

Alopias vulpinas 

sapanbalığı  

     

Carcharias taurus 

Kum köpekbalığı 

     

Carcharodon carcharias 

Büyük Beyaz köpekbalığı  

     

Centropharus granulosus 

camgöz 


     

Galeocerdo cuvieri 

kaplan köpekbalığı  

     

Cetorhinus maximus  

Büyük Camgöz  

     



Yüklə 257,1 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə