hareketleri ile ilişkilidir. Birbirine doğru yaklaşan (konverjans) levhalardan biri diğeri altına
dalar. Genelde okyanusal levhalar kıtasal levhalar altına dalar. Dalma -batma zonunda
bükülmelerle derin deniz çukurlukları oluşur. Bu duruma en güzel misȃl Pasifik okyanusunda
Japon adalarının doğu kenarı boyunca takibedilen derin deniz çukurlarıdır. Guam çukuruda bu
hat üzerindedir. Bu dalma batma zonları aynı zamanda volkanizma kuşağını da oluşturmuştur.
Kamçatka, Japon adaları ve Mikronezya adaları ve Filipin volkanları bu dalma batma zonuyla
ilgilidir.
XII
Okyanus ve Deniz Sedimentleri
Okyanuslar ve denizler birikme alanlarıdır. Karalardan akarsular ve rüzgȃrlar vasıtasıyla
taşınan her boyuttaki materyal denizlerin ve okyanusların tabanlarında birikir. Bu olaya
sedimantasyon, oluşumlara da sediment denir.
Akrsuların denizlere sürükledi unsurlar boyutlarına göre irileri kıyıya yakın ufakları kıyıdan
biraz açıkta boyutlarına göre dizilirler. Bunlar genelde kıta şelfi ve kıta yamacı üzerinde
çökelerek depolanırlar. Kıyı çizgisinden açıklara doğru gidildikçe dip sedimentlerinin
boyutları küçülür. Kıyıda çakıllar, biraz açıklarda kumlar ve ince kumlar ve daha ilerlerde kil
boyutundaki unsurlardan oluşmuş çamurlar depolanır. Bu depoların içinde kavkı kırıntılarına
(molluska kabukları) da çok rastlanır.
-1000 m den itibaren açık denizlerde ve okyanusların derin kısımlarında plankton cinsinden
organizmaların kalıntılarından, rüzgȃrlarla buralara sürüklenmiş toz parçacıklarından, volkan
küllerinden veya uzaydan dünyanın atmosferine girerek parçalanan meteoritlerin tozlarında
oluşan unsurlar depolanır. Bunlar pelajik depoları sedimentleri veya çamurları meydana
getirirler.
Pelajik depolar özelliklerine göre başlıca şu alt gruplara ayrılırlar
Globijerinalı çamurlar: Bunlar 2000 m-5000 m arasındaki okyanus tabanlarını örterler.
Globigerinalar, omurgasız canlıların foraminifer grupu içinde yeralan bir hücreli ve kalker
kavkılı, mikroskopik hayvanlardır. Planktonları teşkil ederler. Öldüklerinde kalker kavkıları
diplerde birikir ve globigerinalı çamurları oluşturur. Kavkıları kalkerden (Ca Co3)
oluşmuştur. Bu nedenle globigerinalı çamurlar kalkerli çamurlar grupu içindedir.
Diatomeli çamurlar: bunlar diatome adı verilen silisli alglerin okyanus tabanlarında birikmiş
kavkılarıdır. silisli çamurları meydana getirirler.
Radiolarialı çamurlar: Bunlar 4000m-8000 m arasındaki derinliklerde birkmişlerdir.
Radiolaria adı verilen bir hücreli mikroskopik hayvanların silisli kavkılarında oluşurlar ve
kırmızı renklidirler.
Kırmızı killer: Bunlar 5000 m den daha derinlerde biriken ve karadan rüzgarlarla taşınmış
toz boyutundaki unsurlardan oluşurlar. İçlerinde manganez ve demir çoktur. Kırmızı
renklidirler.
Okyanuslarda son yapılan keşiflerde diverjan bölgelerde tabandaki yarık ve çatlaklardan
püsküren metal içerikli sıcak suların (300 °C civarında ) okyanus sularına karıştığı
gözlenmiştir.
**
XIII
Denizel Canlılar
Okyanus ve denizlerde canlı hayatı çok zengindir. Tür sayısı milyara ulaşır. Bu canlılar
hayvanlar ve bitkiler olarak iki büyük grupa ayrılır. Okyanus ve denizlerde hayvani hayat
bitkisel hayata göre daha zengin ve çeşitlidir. Bitkilerden sadece alg adı verilen yosunlar
yaşar. Çiçekli bitkiler yok denecek kadar azdır. Okyanus ve deniz canlıları sistematik ve
ekolojik bakımlardan incelenebilirler.
a-Hayvanlar
Sistematik bakımdan deniz hayvanlarını (faunası) omurgasızlar ve omurgalılar
olarak iki
büyük grup halinde ele almak mümkündür. Omurgasız hayvanlar deniz ve okyanuslarda
muazzam bir tür zenginliğine sahiptirler. Deniz ve okyanuslarda yaşayan omurgasızlardan pek
çoğu bir hücrelidir. Bunlara protozoa grupu denir. Mikroskopik hayvanlardır. Foraminifera
adı verilen alt grup bunların en önemlilerindendir. Bunların 10 000 kadar aktüel türü vardır.
Globigherina, Fusulina ve Nummulites foraminiferlerin en tanınmış olanlarıdır. Kalker kavkılı
olanların dibe çökenlerinden globigerinalı çamurlar oluşur. Nummulites jeolojik devirlerde de
yaşamış bir foraminiferdir. Bunlar o dönemde çapları 3 cm kadar olabilen dairevi ve yassı, dış
görünüşleri şekil olarak madeni paralara benzeyen canlılardı. O dönemde çok gelişmişlerdi.
Bazı tortul tabakalar bunların kalıntılarından oluşmuştur. Bunlara nummulitli kalkerler adı
verilir. Karakteristik fosil olarak eoseni temsil ederler. (Nummus kelimesi Latincede madeni
para anlamına gelmektedir).
Radiolaria da protozoa grupu içinde yeralan silis kavkılı bir hücreli hayvani bir canlıdır.
Jeolojik devirlerde bunların sedimantasyonu neticesinde radiolarit adı verilen silisli kayaçlar
oluşmuştur.
Protozoa zooplanktonları teşkil eden canlılardandır. Bunlar akıntılarla sürüklenirler.
Süngerler (porifera) çok hücreli deniz canlılarıdır. Dipte sabittirler.
Medüzler (Hydrozoa)
3000 kadar türü bulunan çok hücreli şeffaf deniz hayvanlarıdır. Akıntılarla sürüklenirler.
Mercanlar (anthozoa) tropikal denizlerde koloniler halinde yaşayan kalker iskeletli çok
hücreli canlılardır. Bunlar zemine yapışırlar ve sabittirler. Kalker iskeletlerinin içinde
hayvanın yumuşak ve canlı kısmı bulunur. Deniz suyunu içlerine çekerek besinlerini alırlar ve
aynı yoldan sindirilenleri geri atarlar. Öldüklerinde kalker iskeletleri birikip yığışarak mercan
kayalıklarını, atol adı verilen mercan adalarını oluştururlar.
Mollusca (yumuşakçalar) adı verilen grup denizlerde yaşayan hayvani canlıların en
önemlileri arasında yeralır. Bunlar çift parçalı veya tek parçalı kalker kavkılara sahiptirler.
İçinde hayvanın yumuşak kısmı bulunur. İki parçalı kavkıdan oluşanlarına bivalvia
(pelecypoda, lamellibranchiata, yassısolungaçlılar) adı verilir. Bunların 20 000 kadar türü
vardır. Midye(Unio), istiridye (ostrea) gibi cinsler başlıcalarıdır.
Tek parçalı kavkılardan oluşmuş yumuşakçalara gastropoda (karındanbacaklılar) adı verilir.
Bunlarında kavkıları calsiyum carbonattan yapılmıştır. Spiral bir şekilleri vardır. Kavkının
içinde hayvanın yumuşak kısmı yaşar. Şeytanminaresi adı verilen canlılar (Cerithium)
bunların en tipiklerini oluştururlar. Gastropodların denizlerde yaşayan 100 000 türü vardır.
Yumuşakçaların çoğu diplerde yaşarlar (benthos) . Genellikle hareketlidirler. Kavkılarının
birikmesinden kavkılı kalkerler (lümaşel) oluşur. Molluscalar epikontinental bölgeyi temsil
ederler.
Yumuşakçaların bir de cephalopoda (kafadanbacaklılar) şubesi vardır. Ahtapotlar
(octopoda) Mürekkepbalıkları (sepiida, sepia) bunları temsil eden en önemli türlerdir.
Ammonitler triyas, jura ve kretasede yaşamış fosil cephalopodlardır.
Okyanusve denizlerde yaşayan omurgasız hayvanlar arasında crustace (kabuklular) türce
çok zengin bir gruptur. Bunların kalker karışımlı organik bir maddeden oluşmuş sert kabukları
vardır. Yengeçler (Brachyura) ve istakozlar (Astacidea) bu grupun tanınmış üyeleridir.
Crustaceler genellikle diplerde yaşayan bentik hayvanlardır.
Derisidikenliler (Echinodermata) grupundan denizkestaneleri (Echinoidea) ve
denizyıldızları (asteroidea) da diplerde yaşayan bentik hayvanlardandır. Bunlar içlerine
aldıkları deniz suyunu yıldız biçimindeki kollarına ve dikenlerine sevkederek hareket ederler.
Ağızdan aldıkları besin maddelerini hazmettikten sonra aynı yoldan geri atarlar. Jeolojik
dönemlerde deniz kestaneleri çok gelişmiş idi (micraster, clipeaster). Fosilleri miyoseni temsil
eder.
Omurgasız Deniz Canlıları