Erdem ve mutluluk



Yüklə 32 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/77
tarix14.05.2018
ölçüsü32 Kb.
#43822
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   77

imkânını sağlayan soruların başında "Ne yapacağım?" ve 
"Ne yapmam gerekiyor?" soruları gelir. Bu soruları 
kendime sorarsam, cevapların sonunda kararların, çözüm 
yollarının, belli bir niyeti ifade eden önermelerin ya da 
ahlâkî ilkelerin ortaya çıktığı görülür. Bir başkasına 
soracak olursam, cevaplar bir emir, bir uyarı, öğüt ya da 
"şunu veya bunu yap ya da yapma" gibi bir tavsiye 
şeklinde ortaya çıkar. Ahlâkî dille söyleyecek olursak, 
burada söz konusu olan temel etkinlik birincide bir seçme, 
ikincide ise seçmeyi tavsiye etmedir. Öteden beri ahlâk, 
uygulamalı bir bilim olarak görülmüştür, çünkü amacı 
uygulamalı bilgilere ulaşmaktır: Ne yapacağımızı ya da 
ne yapmamız gerektiğini bildiren bilgilere ulaşmak... 
Bu ayrımın yapay olduğunu, olsa olsa bilgi toplama 
yöntemlerinde ve süreçlerinde kolaylık sağlamak için 
yapıldığını, ya da bilimsel alandaki uzmanlaşmanın sonu-
cu olduğunu düşünüyorum. Bence, her bilgi kullanılır ve 
kullanılmalıdır. Alfred North Whitehead'in deyimiyle, 
kullanılmayan -ya da kullanılamayan- bir bilgi "ölü" 
bilgidir, "cansız" bilgidir. Özellikle psikoloji asla soyut, 
salt kuramsal bir bilim olamaz. Alfred Adler ve Erich 
Fromm gibi psikologların da çok açık bir şekilde belirtmiş 
oldukları gibi, psikoloji aslında uygulamalı bir bilimdir. 
Psikoloji, tüm bulgularını bütün insanlığın hizmetine 
sunmalı, genellikle herkesin anlayabileceği ve kullana-
bileceği şekilde sunmalı, günlük sorunlarına uygulayabi-
leceği ve bu sorunlara çözüm yolları bulabileceği şekilde 
sunmalıdır. Bu bakımdan, psikologların ahlâk konusuna 
eğilmeleri de kaçınılmazdır. Daha önceki dönemlerde filo-
* Alfred North VVhitehead, The Aims of Education • And Other Essays (New 
York: Mentor Books, 1949). 
XX 
zoflarm ve edebiyatçıların yapmış olduğu görev, bugün en 
az onlar kadar -hattâ psikoloji ve psikanaliz alanındaki 
gelişmeler dolayısıyla onlardan da fada- psikologlara 
düşmektedir. 
Bununla birlikte, ahlâk psikologları, genelde, şu ya 
da bu gibi bir durumda nasıl hareket etmemiz gerektiği 
konusunda ayrıntılı pratik öğütler vermezler bize. Ama 
hepsi, ahlâk filozofları geleneğinde olduğu gibi, şu nokta 
üzerinde birleşirler: Ahlâkın gayesi uygulamalı bilgilere 
ulaşmaktır. Amaçları, iyiliğin "ne" olduğunu bilmemizi 
değil, iyi olmamız gerektiğini ve nasıl iyi olabileceğimizi 
öğrenmemizi sağlamaktır. Ama "iyi"nin ne olduğunu 
bilmezsek, nasıl "iyi" bir insan olmağa çalışabiliriz? Önce 
"İyi bir insan kime denir?" sorusunu cevaplandıracağız ki, 
iyi bir insan olmağa gayret edelim. Ayrıca, kendimizi 
tanımazsak, kendi hatalarımızı, kusurlarımızı ve zaafla-
rımızı göremezsek bütün bunları nasıl düzeltebiliriz? Bu 
bakımdan, "Ne yapacağım?" ya da "Ne yapmam gereki-
yor?" gibi sorulara cevap vermeden önce "Ben neyim, 
kimim, nasılım?" sorusunu cevaplandırmam gerekir. Ku-
ramsal bilgilerle uygulamalı bilgiler arasındaki, ayrımın 
yapaylığı bu noktada da çok açık bir şekilde belli olmak-
tadır. 
Ahlâk filozoflarının ve ahlâk psikologlarının bir 
başka noktada da birleştiklerini görüyoruz: İnsanların 
bazı gayeleri, amaçları ve istekleri olduğu ve bunları 
gerçekleştirmek, başarmak, tatmin etmek istedikleri... Bu 
amaçlar "iyi bir hayat" olabilir, "insan için iyi olan 
şeylere ulaşmak" olabilir "mutluluk" olabilir, vb. Burada 
bütün bu amaçların "ne" olduğunu genel olarak tanımla-
XXXIX 


mak kadar, bu amaçlara "nasıl" ulaşabileceğimizi ortaya 
koymak da filozofların ve psikologların görevidir. Bu nok-
tada da kuramsal ve uygulamalı bilimlerin iç içe geçtiğini 
görüyoruz. 
Tutalım ki, "iyi bir hayat"ın, "iyi bir insan olma"nın 
ve "mutluluğun" ne olduğunu öğrendik. İnsan için neyin 
"iyi", neyin "kötü" olduğunu da biliyoruz. Ahlâk filozofları 
ve psikologlar bize bu konuda gerekli bilgileri de sağlamış 
olsunlar. Tutalım ki, bu gayelere "nasıl ulaşabileceğimizi" 
ve bu gayelere varmak için hangi yöntemleri kullanabile-
ceğimizi de biliyoruz. İstenilen gayeye ulaşmak için yeterli 
midir bu bilgiler? Nowell-Smith bu konuda çok güzel bir 
örnek veriyor bize: Çocuğunun saldırgan olarak yetişme-
sini istemeyen bir babadan söz ediyor. Şimdi bu örnek 
üzerinde bir parça duralım ve Nowell-Smith'in kuralları 
bilme ve uygulama alanına koyma problemi açısından ele 
aldığı bu örneği, kuramsal ve uygulamalı bilimlerin nasıl 
iç içe geçmiş olduğunu göstermesi bakımından biraz daha 
derinlemesine inceleyelim. 
Diyelim ki, bir baba, çocuğunun haris, açgözlü ve sal-
dırgan bir insan olmasını istemiyor. Psikologlar da, ampi-
rik araştırmalara dayanarak, çocuğu vaktinden önce
 me-
meden kesmenin onda bu gibi özelliklerin gelişmesine
 yol 
açtığını ortaya koymuş olsunlar. Açgözlülüğe ve saldır-
ganlığa yol açan başka etkenleri de ışığa çıkarmış
 olsun-
lar. Bütün bunları bilmek o adamın problemini
 çözmek 
için yeterli midir? Şüphesiz hayır. Sözgelişi, emzirmek
 an-
nenin sağlığı için zararlıysa ya da annenin çalışması,
 yok-
sulluk, yanlış eğitim tekniklerinin benimsenmesi, vb.
 gibi 
* Aynı eser, s. 15. 
XXII 
sosyo-kültürel etkenler dolayısıyla veya ölüm gibi tabiî 
etkenler nedeniyle bebeğin emzirilmesi mümkün olamıyor-
sa durum ne olacak? İşte bu noktada psikoloji alanından 
sosyal psikoloji ve sosyoloji alanına geçmek zorunda 
kalıyoruz. İster tabiî, isterse sosyo-ekonomik ve sosyo-
kültürel etkenler sonucu olsun, bu gibi olumsuz şartları 
ortadan kaldırmak ya da telâfi etmek için toplum ne yapa-
bilir ve ne yapmalıdır? Yukarıdaki örneğin üzerinde işle-
meğe devam edersek, annenin hastalığı ya da çalışması 
veya ölümü halinde bebeğin gereken şekilde beslenmesini 
sağlamak için ne gibi toplumsal kurumlar ya da çareler 
önerilebilir? Yani çocuğun istenilen şekilde yetişmesi için 
nasıl bir toplumsal düzen kurmak gerekir? Demek ki, yine 
kuramsal ya da normatif alana dönüyoruz. Böylece, şöyle 
bir şema çıkıyor ortaya: 
Mutluluk ve insan için iyi olan şey nedir? (Kuramsal 
ve normatif alan) 
Bu amaca ulaştıracak araçlar nelerdir? + Bu amaç-
lara varmayı engelleyen etkenler nelerdir? (Ampirik 
araştırma alanı) 
Bu araçları kullanmak ve bu engelleri ortadan kal-
dırmak için yapılması gereken şeyler nelerdir? (Yine 
normatif alan) 
Görülüyor ki, burada felsefe, ahlâk, psikoloji, sosyal 
psikoloji, sosyoloji ve kültür antropolojisi iç içe geçmiş 
durumdadır. Başka bir deyimle, istenilen amaca varabil-
mekiçin kuramsal ve uygulamak bilimler elbirliğiyle 
çalışmak zorundadır. 
XLIII 


Yüklə 32 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə