Diyanet iŞleri başkanliği yayinlari 1273 Halk Kitapları : 279 Yayın Yönetmeni Dr. Yüksel salman



Yüklə 6,82 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə42/46
tarix06.05.2018
ölçüsü6,82 Kb.
#42788
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   46

149
Şimdi  bütün  bunlardan  sonra  aklımıza;  Cami  ve  kitap/
kütüphane birlikteliğiyle ilgili geçmişten günümüze hep mü-
kemmel örnekler mi ortaya kondu? Bize yalnızca girilmiş olan 
yolda devam etmek gibi bir sorumluluk mu kaldı? tarzında 
sorular gelebilir? Hayır, geçmişte her şey mükemmel değildi. 
Bizden önce yaşayan Müslümanlar hatasız da değillerdi. On-
lar yapabildiklerini yaptılar. Biz geçmişin güzellikleriyle iftihar 
ediyoruz. Ama bize düşenin, 
iyidoğru ve güzele ulaşma yolun-
da bayrağı, öncekilerin ulaştırdıklarından çok daha yukarılara 
taşımak olduğunu bilmek durumundayız. Çünkü zaman de-
ğişmektedir. Değişmeyen Allah’ın Kur’an-ı Kerim’le gönderdiği 
mesaj ve Resul’ünün Sünneti’dir. Buradan hareketle diyebiliriz 
ki, camilerimizi Müslümanların hayrına uygun biçimde de-
ğerlendirmenin sorumluluğu hepimizin sırtına yüklenmiştir. 
Kanaatimizce oraları sağlıklı bilgiye ulaşılan mekânlar haline 
getirme çabaları da bu sorumluluğun anlaşıldığının göstergeleri 
arasında bulunmuş olmalıdır. 
   GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE CAMİ, KİTAP VE KÜTÜPHANE 
ÜZERİNE BAZI DEĞERLENDİRMELER   
CAMİ VE KİTAP.indd   149
29.09.2016   15:34:20


Camilerde kitaplıkların olması önemli. Ama 
daha önemlisi kitapları çocukların ulaşabileceği 
yerlere koymak. Yoksa o kitaplar niye yazılsındı, 
bir çocuk onun sayfalarında kaybolmayacaksa.
CAMİ VE KİTAP.indd   150
29.09.2016   15:34:20


151
Bülent Ata 
Yazar
Camideki Kitap Dolabı
K
üçük bir çocukken ilk gittiğim camiyi hatırlıyorum. 
Kimsenin olmadığı ya da dikkatini çekmediği bir an 
camekânlı dolapta duran kitaplara yönelmiş, gözlerimi ala-
mamıştım. Yaldızlı sırtları kalın kitaplardı. Dolap kilitliydi, 
keşke dedim o kitaplara bakabilsem, keşke uzanıp alabilsem. 
Bizim evimizde olmayan kitaplardı. Bu kutsal mekânda bu-
lunduğuna göre önemli kitaplardı.
Hoca gelip dersimiz başladığında bile gözlerimi kitaplıktan 
alamıyordum. Cesaret edip de kitapları görmek istediğimi kim-
seye söyleyemedim. Ulaşılmaz bir imge olarak çocukluk anı-
larım arasında bir yerlerde kaldı. Caminin açık penceresinden 
içeri dolan esintiyi hatırlıyorum. Güneş vurmuş halı ve ahşap 
kokularını, camdan vuran ışığın gölge oyunlarını, yazın sıca-
ğında elif cüzü koltuğumuzun altında ayakkabımızı giyerken 
hatırlıyorum kendimi. Bir keşif adası olarak zihnimden çıkmadı 
o kitaplık ve içindeki kitaplar.
Birkaç yıl sonra köye gittiğimizde bağ bahçe gezmelerinden 
sıkılıp eve atmıştım kendimi. Okuyacak bir şeyler olsaydı ya. 
Bunu duyan halam beni bir akrabamızın evine götürdü. Onlar 
köyde olmayacakmış bir süre. Kilitli evin kapısını açtı, beni bir 
odaya götürdü. Aman Allah’ım! Böyle bir şey olabilir mi? Yıllar 
önce camide gördüğüm o kitaplığın neredeyse aynısı, hatta 
CAMİ VE KİTAP.indd   151
29.09.2016   15:34:20


  CAMİ VE KİTAP  
152
kitaplar bile aynıydı. Damağımın limon yemiş gibi kamaştığını 
hatırlıyorum. Her şeyi unutup, o odanın ve kitaplığın tozu-
na havasızlığına aldırmadan başladım kitapları karıştırmaya. 
Peygamberler Tarihi, Halk hikâyeleri ve daha adını hatırlaya-
madığım pek çok kitapla iki hafta boyunca baş başa kaldım. 
Günlerim o odada geçti.
Geçmiş zamanın unutulan kıymetli bilgilerinden, hikmetli 
sözlerinden ve heyecanlı hikâyelerden geriye kalan bir küçük 
çocukluk anısı işte. Şimdi geriye dönüp bakıyorum, öğrendi-
ğim ve bildiğim şeylerin o ilk basamaklarını, ilk okumalarımı 
nerede yaptım, hangi kitaplarla yaptım? Hikâyesi budur işte. 
Herkesin başka başka hikâyeleri vardır mutlaka.
Camilerde kitaplıkların olması önemli. Ama daha önem-
lisi kitapları çocukların ulaşabileceği yerlere koymak. Yoksa o 
kitaplar niye yazılsındı, bir çocuk onun sayfalarında kaybol-
mayacaksa.
Camilerin  önemli  işlevlerinden  biri,  şehrin,  mahallenin 
hayatın merkezinde olmasıdır. Camilerde kadın ve erkeklerin 
ibadetleri için uygun ve nezih bölümlerin yanı sıra eğitim bi-
rimlerinin de olmaya başladığını görüyoruz. Bunlar çok değerli 
adımlar. Aslında cami mimarisinde geleneksel sembol değerleri 
yanı sıra insan cami ilişkisini biraz gözetmek gerekir. Değişen 
toplum ihtiyaçları, insan alışkanlıklarını da hesaba katmalı ve 
bir incelik üzere çözümler aranmalı. Mimar Sinan bir biçim 
ve şekil değil bir ruh ve incelikle bulmuştur aradığını. Yüksek 
matematik, yüksek mühendislik ve yüksek şiirdir yapıtlarının 
her biri. Mimar Sinan bir kuyumcudur aynı zamanda. Ulu ca-
milerimiz iç mekânları ile ses ve ışık kullanımı, duvar süsleme-
leri, haşmet ve muhabbet duygularını aynı anda uyandırmayı 
başarması ile göz bebeklerimizdir. Caminin yaşayan ruhunu 
insanların ona yaklaşımından anlayabiliriz. Bursa Ulu Camii 
insan dokuyan bir dokuma tezgâhı değil de nedir? Her caminin 
kendine has bir uhreviyeti olduğunu düşünmüşümdür. Cami 
CAMİ VE KİTAP.indd   152
29.09.2016   15:34:20


   CAMİDEKİ KİTAP DOLABI   
153
dediğimiz tuğladan taştan betondan ibaret olamaz. Süleymani-
ye, selam verilmeden yanından geçilip gidilecek bir yer midir?
Eskiden oturduğumuz bir semtte o kadar az cami vardı ki, 
kışın cuma ve bayram namazlarında insanlar üst üste namaz 
kılardı. O caminin imamı, çok gayretli ve örnek alınacak bir 
insandı. Onun varlığı vakit namazlarına gelen insanların çoklu-
ğundan, gecenin köründe sabah namazı için gelen insanlardan 
belli oluyordu. Bu insanlar yıllardır camiye gelen insanlar da 
değildi üstelik. Bu imam efendi ama güler yüzü hoş sohbeti ile 
ama gayreti ile insanlarda bir merak uyandırmış, insanlar sanki 
düşüyorlarmış da tutunacak bir ip bulmuşlar gibi o camiye 
akın akın gelmeye başlamışlar idi.
Bir gün caminin yanındaki boş bir hizmet odasını düzen-
leyip kütüphane yapmaya karar verdi. Evlerden kullanılmayan 
kitaplar, kitaplıklar geldi. Kimi atmak istediği kitapları getirmiş, 
ama olsun. Sonra bir genç adam elinde iki çanta romanla çıktı 
geldi. Kimi daha okunmamış, klasikler. Cami cemaati çantaları 
alıp incelemeye başladı, biraz yüzler ekşidi. “Bunlar olmaz” 
dedi biri. Bu kez genç adamın yüzü düştü. O sıra imam efendi 
çantaları kavrayıp “Bizim her tür kitaba ihtiyacımız var” deyip 
kitapları aldığı gibi kütüphane odasının yolunu tuttu. Genç 
adama da işaret edip “Benimle gel” dedi. Kütüphanenin kapı-
sını açıp kitapları içeri bıraktı, genç adama sarıldı ve teşekkür 
etti. Genç adamın işi vardı gidecekti belki, ama içi ılıdı bir kere, 
vakit namazını kılmak için kaldı. İmam efendi bir kişi daha 
kazandı gördün mü?
Caminin alışılageldiği üzere iç mekânı değil belki, ama he-
men yanında bir ek binada ya da alt katlarda çocuklar gençler 
için kitaplıklar olmalı. Bu kitapların okunması için kitap oku-
ma salonu, masal okuma salonu, siyer okuma salonu, Mehmet 
Akif okuma salonu gibi adlarda dizaynı ne güzel olurdu. Semt 
kütüphanelerini gençler ders çalışma, test çözme mekânı olarak 
kullanıyor. Böyle yerlere de ihtiyaç var. Ticaret için uygun ol-
CAMİ VE KİTAP.indd   153
29.09.2016   15:34:20


Yüklə 6,82 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə