Diyanet iŞleri başkanliği yayinlari 1273 Halk Kitapları : 279 Yayın Yönetmeni Dr. Yüksel salman



Yüklə 6,82 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə40/46
tarix06.05.2018
ölçüsü6,82 Kb.
#42788
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   46

143
dir. Aynı şekilde külliyelerde cami yanında kütüphanelere yer 
verme geleneğinin Osmanlının sonlarına kadar devam etmiş 
olduğu anlaşılmaktadır. İlk kurucusu Ayasofya vaizi Feyzullah 
Şükrü Efendi, hâlihazır yapı ise onun oğlu Küçük Efendi olarak 
da tanınan Şeyh Mehmed Abdürreşid Efendi ismini taşımakta 
olup 1826’da tamamlanmış olan Küçük Efendi Külliyesi bu 
durumun dikkat çekici örneklerinden biri olmalıdır. İstanbul 
Kocamustafa Paşa’daki bu külliye cami, kütüphane, çeşme, şa-
dırvan, tekke odaları, çilehane, su haznesi, kuyular ve hazire-
lerden ibaret olup eskiden zengin bir koleksiyona sahip olduğu 
düşünülen kütüphanesi camiye kuzey batıdan bitişik dikdört-
gen planlı bir yapıdır ve camiye bir kapı ile geçilmektedir. 
3-  Cami ile Kitap/Kütüphane İlişkisi Yönünden 
Örnek Camiler
Bu küçük makalemizi bitirirken, biraz da bir hedef göster-
me arzusuyla, burada incelediğimiz cami ile kitap/kütüpha-
ne ilişkisi açısından İslam dünyasında örnek gösterilebilecek 
birkaç caminin gündeme getirilmesinin yararlı olacağını dü-
şünmekteyiz. Çünkü tamamı Müslümanlar için muazzez ve 
mukaddes olmalarına rağmen İslam dünyasında genelde büyük 
camiler arasında bazıları var ki, bunlar çevrelerine çok yönlü 
katkıları dolayısıyla her devirde ibadet mekânı olmalarından 
daha ileri bir merhaleyi temsil etmişlerdir. Nitekim 
Emeviyye 
Camii, bünyesindeki kitap koleksiyonlarının zenginliği ve kıy-
meti ile muhitindeki bilim ve kültür hayatına yaptığı yoğun 
katkılarıyla bunlardan biriydi. Burada önceki dönemlerden iti-
baren biriken kitap koleksiyonuna Eyyûbîler tarafından da yeni 
ilaveler yapılmıştır. Örnek olarak hatırlanmak gerekirse büyük 
âlimlerden Tâceddin Ebü’l-Yümn el-Kindî’nin, topladığı değerli 
kitapları 
Maksüretü İbn Sinan’a konulmak üzere vakfetmiş oldu-
ğunu zikredebiliriz. Bu vakfın fihristini gören Ebû Şâme, kolek-
siyonda yer alan 771 cilt kitabın Kur’an, Hadis, Fıkıh, Lügat, 
Şiir, Nahiv, Sarf ve 
‘ulûm-i evail’e dair eserler olduğunu, ancak 
   GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE CAMİ, KİTAP VE KÜTÜPHANE 
ÜZERİNE BAZI DEĞERLENDİRMELER   
CAMİ VE KİTAP.indd   143
29.09.2016   15:34:20


  CAMİ VE KİTAP  
144
bunların bir bölümünün daha sonra kaybolduğunu naklet-
miştir. Şerefeddin İbn Urve ise kitaplarını Emeviyye Camii’nin 
doğu kısmında 
Meşhedü Urve diye anılan bölüme konulmak 
üzere vakfetmiş, hadis öğretilen bu bölümde kitaplar iki dolaba 
yerleştirilmişti. Emeviyye Camii’nin içindeki bazı koleksiyonlar, 
el-Melikü’l-Muazzam İsâ b. el-Melikü’l-Âdil döneminde Şam 
Kadısı Cemâleddin Yûnus b. Bedrân’ın teklifi üzerine bir araya 
toplanarak 
Meşhedü Urve’nin doğusuna ve batısına konulan 
kitap dolaplarına yerleştirilmişti. Nitekim ileri bir tarihte Şam’ı 
ziyaret eden İbn Fazlullah el-Ömerî burada kitaplarla dolu çok 
sayıda dolap gördüğünü söylemiştir. Emeviyye Camii komplek-
si içerisinde Nûreddin Mahmud Zengî’nin yaptırıp Selahaddin-i 
Eyyûbî tarafından ihya edilen 
Kellâse Medresesi’nde Kâdî el-Fâ-
zıl tarafından kurulup daha sonra oğlu tarafından geliştirilen 
ve nihayet Takıyyüddin Abdurrahman el-Yeldânî’nin, kendisine 
ait kitapları bağışlayarak zenginleştirdiği kütüphane de daha 
sonra Emeviyye Camii’ndeki merkez kütüphaneye katılmıştır. 
Mamafih İslam dünyasının en önemli camilerinden biri olan ve 
Osmanlı sultanlarının da baştan itibaren dikkatlerini çekerek 
geniş çapta ilgilerini gören bu mabet ile çevresindeki medre-
selerde yer alan kitap koleksiyonları burada hatırlatılanlardan 
çok daha fazla idi ve yüzlerce yıl yalnızca sade Müslümanların 
değil çevresindeki geniş ilim taliplilerinin ihtiyaçlarına cevap 
vermeyi sürdürmüştü.
Cami  ve  kütüphaneyi  içeren  bir  bütün  olması  yanında 
çevresinde farklı bir muhit oluşturmuş bulunması dolayısıy-
la İslam tarihinin şaheserleri arasında yer alan Emeviyye Ca-
mii’nden söz ettikten sonra benzer bir müessese olarak Fas’ta, 
bütün Mağrib’in en iyi bilinen, kapsamlı külliye ve camileri 
arasında yer alan 
Karaviyyîn ile satırlarımıza devam edebili-
riz. Bu camiyi de içine alan külliye Kayrevan’dan Fas’a göçen 
fakih Muhammed b. Abdullah el-Fihrî’nin kızı Fatma Hanım 
tarafından 859’da yaptırılmıştır. Kurucusunun aldığı tedbirler 
yanında Karaviyyîn Camii’nin gerek bakım, onarımı ve gerekse 
CAMİ VE KİTAP.indd   144
29.09.2016   15:34:20


145
bünyesinde gerçekleştirilen dinî hizmetlerle kültürel faaliyetle-
rin masraflarının karşılanması amacıyla baştan itibaren çeşitli 
vakıflar kurulmuştur. Karaviyyîn Camii, hizmete başlamasıyla 
birlikte, yalnızca yakınları değil uzak çevresinde de ilmî haya-
tın gelişmesine kaynaklık eden bir merkez olmuş, Muvahhid-
lerle (1130-1269) başlayan bu süreçte, özellikle Murâbıtların 
(1056-1147) Merakeş’i başşehir edinmelerini (1062) takip eden 
devrede, bütün İslam dünyasının en önemli eğitim ve kültür 
menbalarından biri haline gelmiştir. Denebilir ki, Mağrib’te İs-
lam medeniyetine en büyük katkı Merînîler (1196-1465) dö-
neminde ve Karaviyyîn müesseselerince yapılmıştır. Bu sırada 
Karaviyyîn ve gerekse yeni Fas Camisi’nin çevresinde Merînîler 
tarafından medreseler ve kütüphaneler yaptırılmıştır. Sonuç 
olarak bu gelişmeleri müteakip eğitim öğretim alanında Kara-
viyyîn müessesesi dünyanın en kadim üniversitelerinden biri 
olarak günümüzde hizmetlerini, yeni zamanların gereklerine 
uygun  biçimde  sürdürmekte,  bünyesindeki  Karaviyyîn  Kü-
tüphanesi ise Fas’ın en önemli kütüphanelerinden biri olarak 
 değerlendirilmektedir.
İsmini, inşa edildiği yerdeki zeytin ağacından veya zeytin-
yağının bizatihi ışık yayması benzeri, ilim ışıklarını bölgesinde 
neşretmesi arzusuyla, Nûr Suresi’nin 35. âyetinde
3
 Allah’ın nu-
runun temsili için verilen örnekte geçen 
‘zeytûne’ kelimesin-
den almış olan 
Zeytûne Camii, İslam dünyasının en kadim ve 
önemli camilerinden biri olarak Emevî valilerinden Hassân b. 
Nûmân tarafından 699’da Tunus şehrinde çarşıların ortasında 
tesis edilmiştir. Gerek inşa edildiği mevki ve gerekse büyüklü-
ğü dolayısıyla da 
Camiu’l-Kebîr ve Tunus Ulucamii isimleriyle 
de tanınmıştır. Zeytûne Camii ilk kuruluşundan itibaren İs-

“Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun temsili şudur: Duvarda bir 
hücre; içinde bir kandil, kandilde bir cam fanus içinde. Fanus sanki inci gibi 
parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan 
zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile nerede ise 
aydınlatacak (kadar berrak)’tır. Nur üstüne nur. Allah, dilediği kimseyi nuru-
na iletir. Allah, insanlar için misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.”
   GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE CAMİ, KİTAP VE KÜTÜPHANE 
ÜZERİNE BAZI DEĞERLENDİRMELER   
CAMİ VE KİTAP.indd   145
29.09.2016   15:34:20


Yüklə 6,82 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə