Diyanet iŞleri başkanliği yayinlari 1273 Halk Kitapları : 279 Yayın Yönetmeni Dr. Yüksel salman



Yüklə 6,82 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə39/46
tarix06.05.2018
ölçüsü6,82 Kb.
#42788
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   46

  CAMİ VE KİTAP  
140
külliyede Şeyh Vefa tarafından vakfedilmiş 381 kitaptan mey-
dana gelen bir kütüphanenin varlığı vakıf kayıtlarından öğ-
renilmektedir. Bu arada Fatih bizzat kendisi çok sayıda hayır 
eseri kurması yanında, çevresindeki devlet ileri gelenlerini de 
bu yönde teşvik etmekten geri kalmamaktaydı. Nitekim onun 
vezirlerinden Gedik Ahmed Paşa’nın 1470 civarında tamamlan-
mış olması gereken Afyon’daki külliyesinde caminin yanında 
bir de kütüphane kurmuş olduğu bilinmektedir.
II. Bâyezid (1481-1512) biri başkent İstanbul, diğer iki-
si Amasya ve Edirne’de olmak üzere üç külliye kurmuştur. 
Amasya’daki külliyede bir kitaplık, Edirne’deki külliyede ise 
iki yanında birer tabhane ve misafirhanenin yer aldığı cami 
ile etrafında aşhâne, imâret, mutfak, erzak ambarı, medrese, 
dârüşşşifâ ve hamam ile Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelâm, Usul, Belâ-
gat, Mantık ve Tıp konulu kitaplardan oluşan 42 ciltlik küçük 
bir kütüphaneyi içermekteydi. İstanbul’daki külliyesinde ise 
kütüphane ilerleyen dönemlerde kurulmuştu. Aslen Saraybos-
na’nın Drozgometva köyünde doğan ve bir devşirme olarak 
Osmanlı sistemi içerisine dâhil olup zaman içerisinde yetenek-
leri ve çabasıyla haklı olarak II. Bâyezid döneminde iki devre 
halinde (1501-1503; 1506-1511) devletin padişahın ardından 
en üst makamı olan sadrazamlığını üstlenen Atik Ali Paşa, ba-
şarılı yöneticiliği yanında ilim ve sanatla da yakından ilgilenen 
bir şahsiyete sahipti. Nitekim fetih sonrası Osmanlı mührünün 
vurulmaya çalışıldığı başkent İstanbul’a, döneminin en önemli 
kültür müesseselerinden biri olmak üzere cami, medrese, ima-
ret, mektep, diğer müştemilât 119 cilt kitaptan oluşan kütüp-
haneyi içeren bir külliyeyi (1509/1510) kazandırmıştı.
Kanuni  Sultan  Süleyman’ın  biri  Şam,  diğeri  İstanbul’da 
olmak üzere iki külliyesi bulunmakta ve Osmanlı başkenti İs-
tanbul’daki külliyesinde, ilk kuruluşu sırasında olmamakla bir-
likte, muhtemelen cami açılışından birkaç sene sonrasında, bir 
kütüphane kurulmuş bulunmaktaydı. II. Selim’in Süleymaniye 
gibi 1568-1574 yılları arasında Mimar Sinan’a yaptırdığı Seli-
CAMİ VE KİTAP.indd   140
29.09.2016   15:34:19


141
miye Camii ve diğer bir kısım hayır eserini içeren külliyesinde, 
Süleymaniye’den farklı olarak daha eser tamamlanmadan, dö-
nemine göre zengin bir kütüphanenin hazırlıklarına başlanmış 
ve zamanı geldiğinde de caminin içerisindeki yerinde açılmıştır. 
Yine II. Selim’in eşi Nurbanu Sultan’ın Üsküdar Toptaşı’nda 
1570-1579’da Mimar Sinan’a yaptırdığı ve sonraları Atik Valide 
ve Valide-i Atik diye tanınmış olan külliyesinde medrese ve da-
rulhadis talebelerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuş 
bir kütüphane bulunmaktaydı.
III. Mustafa (1695-1703) dönemi sadrazamlarından Am-
cazâde Hüseyin Paşa İstanbul Saraçhane’de daha ziyade kı-
raat ve tecvid öğretimine hizmete yönelik olmak üzere der-
shane-mescid, 16 medrese hücresi, sıbyan mektebi, sebil ve 
içerdiği koleksiyon günümüzde diğer benzerleri gibi Süleyma-
niye Kütüphanesi’nde korunmakta olan kitapları içeren kütüp-
haneden oluşan bir külliye yatırmış ve 1700 tarihli vakfiye ile 
kaydettirmişti. Lale Devri’nin ünlü sadrazamı Damat İbrahim 
Paşa üç külliye kurmuştur. Bunlardan ikisi başkent, üçüncüsü 
ise doğum yeri Nevşehir’de olup İstanbul Şehzadebaşı’nda Ma-
yıs 1720’de açılışı gerçekleşen külliyede cami ve buna simetrik 
kütüphane ile darulhadis medresesi, çeşme, sebil, çarşı bulun-
maktadır. Damat İbrahim Paşa Kütüphanesi oluşturulurken 
Kazasker Sünbül Ali Efendi’nin kitaplarının da buraya bağış-
lanmış olduğu vakfiyesinden öğrenilmektedir. Nevşehir’deki 
külliyede ise cami ile birlikte daha mütevazı bir kütüphane 
oluşturulmuştur. I. Mahmud döneminde sadrazam Hekimoğ-
lu Ali Paşa’nın İstanbul Davutpaşa’da 1734/35’te tamamlanan 
külliyesinde cami yanında, eğitim öğretime doğrudan katkı 
sağlamayı hedefleyen oldukça zengin müstakil binası bulunan 
bir kütüphane kurulmuştu.
Hacı Beşir Ağa (ö. 1746) Osmanlı ülkesine bir zenci köle 
olarak geldi. Zaman içerisinde kendini geliştirdi ve devlet ka-
demesinde muhtelif görevler yaptıktan sonra III. Ahmed ta-
rafından 1717’de getirildiği Dârüssaâde ağalığına I. Mahmud 
   GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE CAMİ, KİTAP VE KÜTÜPHANE 
ÜZERİNE BAZI DEĞERLENDİRMELER   
CAMİ VE KİTAP.indd   141
29.09.2016   15:34:19


  CAMİ VE KİTAP  
142
döneminde de devam ederek vefatına kadar aralıksız 29 sene 
makamını korudu. Kendisi çok sayıda hayır tesisi kurmuştu 
ve 
‘büyük kitap meraklısı’ nitelemesine uygun olarak çok sayıda 
kütüphane tesis etmişti. Onun bu alandaki eserleri arasında sa-
hip olduğu özel kütüphanesi yanında, Cağaloğlu’ndaki külliye-
sinde caminin sağ tarafına bitişik, kapısı camiye açılan 1745’te 
kurduğu ve daha sonra bağışlarla zenginleşen, Eyüp’te 1735’te 
kurduğu daha sonra Rabia Hatun’un 1743’teki kitap bağışıyla 
gelişen, Medine’de kurduğu ve reisülküttâb İsmail Efendi’nin 
de 1740’ta 18 cilt kitap bağışladığı, Ziştovi’de bir okulu da 
içeren kütüphaneleri ve bunlara ek olarak da Bağdat’ta İmam-ı 
Âzam Camii Kütüphanesi’ne yaptığı kitap bağışı hatırlanabilir. 
Beşir Ağa Afrika’dan gelerek Osmanlı sistemine dâhil olan ve 
orada yetişen biri olarak her türlü takdiri hak etmektedir.
I. Mahmud saltanatının son yıllarında içerisinde büyük bir 
kütüphaneyi de içermesini hedeflediği bir külliye yapımına 
girişmiş, bu amaçla bir ölçüde kitap da temin etmişti. Fakat 
kendisi bu emelini gerçekleştiremeden vefat ettiğinde yerine 
geçen kardeşi III. Osman, bu hayır işini tamamlamış ve Aralık 
1757’de açılışı yapılan tesisin ismini de Nûr-ı Osmânî koymuş-
tur. III. Mustafa (1757-1774) da Laleli’de 1760-64 yılları ara-
sında yaptırdığı külliyesinde cami yanında bir kütüphaneye yer 
vermiştir. Şüphesiz Osmanlı dönemi külliyelerinde cami ile ki-
tap/kütüphane birlikteliği denildiğinde hatırlanması gerekenler 
burada sayılanlardan ibaret değildir. Doğrusu burada sayılan-
ların ancak örnekler olarak değerlendirilmesidir. Nitekim XV. 
yüzyıla ait Darende yakınlarındaki Abdurrahman Erzincanî’nin 
türbe ile yanında inşa edilen cami, kütüphane ve meşrutayı içe-
ren mütevazı bir külliyesi de bu durumun örneklerinden birini 
oluşturmakta, sadrazam Halil Paşa’nın doğum yeri Kayseri Tav-
lusun’da (1618), Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın İncesu’da 
(1670), sadrazam Erkiletli Mehmed Paşa’nın Erkilet’te (1671) 
kütüphaneyi içeren külliyeler kurdukları, benzer durumun Os-
manlı ülkesinin diğer yerleri için de geçerli olduğu bilinmekte-
CAMİ VE KİTAP.indd   142
29.09.2016   15:34:19


Yüklə 6,82 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə