22
ADRENAL VE GONADAL
HASTALIKLAR ÇALIŞMA GRUBU
A. Adrenomedüller Tümörler: Feokromositoma
Adrenal insidentalomalı hastaların yaklaşık % 3-10’unda feokromositoma bulunabilir. Adrenal kit-
lesi olanlarda klinik olarak sessiz feokromositoma olabileceğinden bütün hastalarda feokromositoma
endokrin testlerle mutlaka ekarte edilmelidir. Feokromositoma vakarlının çoğunluğu (%86) spora-
diktir. %14 ailesel sendromlarla birlikte olabilir.
%10 vakada bilateral yerleşimli olabilir. Feokromositoma tanısı 24 saatlik idrarda serbest katokolaninler
(norepinefrin ve epinefrin) veya katokalamin metabolitlerinin (vanilmandelik asit (VMA), serbest veya
total metanefrinler) artmış seviyeleri ile gösterilebilir. Sensivitesinin düşüklüğü ve yanlış pozitif sonuç
oranının yüksekliği nedeniyle plazma katokalamin ölçümü önerilmemektedir.
Görüntüleme yöntem-
lerinde subklinik feokromositoma şüphesi yüksek, fakat 24 saatlik idrar analizlerinde sonuç normal
geliyorsa fraksiyone serbest plazma metanefrinlerinin ölçümü faydalı olabilir. Yüksek plazma fraksiyone
metanefrinlerinin feokromositoma için sensivitesinin yüksek olmasına rağmen (%98–100) spesivitesi
düşüktür (%85–89). Fraksiyone plazma metanefrin ölçümü sadece yüksek feokromositoma şüphesi
olan hastalarda, yanlış pozitif sonucu en aza indirmek amacıyla önerilmektedir.
Feokromositomalar sporadik olabilecekleri gibi herediterde olabilir.
Herediter feokromositomalar
Multibl Endokrin Neoplazi Tip 2, nörofi bromatozis ve von Hippel Lindau birlikte olabilir. Bu ne-
denle aile hikâyesi dikkatli bir şekilde alınmalıdır.
B. Adrenal korteks lezyonları
Adrenal korteks lezyonları non-fonksiyone olabildiği gibi kortizol, aldosteron salgılayabilir. Andro-
jen salgılayan adrenal insidentalomalar nadir görülür ve genellikle maligndir. Asemptomatik insiden-
tal adrenal kitlelerin büyük çoğunluğunu adenomlar oluştururlar.
1. Primer aldosteronism
Adrenal korteksin aldosteron salgılayan tümörleri genellikle 2 cm.den küçüktür. Adrenal insidenta-
lamoların %1.6–3.8’nün oluşturur. Adrenal kitlesi olan hipertansiyonlu hastalarda primer hiperal-
dosteronizm araştırılmalıdır. Hipertansiyonu olan vakalarda plazma K ve renin aldosteron düzeyine
bakılmalıdır. Plazma aldosteron/plazma renin aktivitesi oranı 30 ve üzerinde
ve plazma aldosteron
düzeyi 0,5 nmol/l ve üzerinde olan vakalarda otonom aldosteron salınımı olduğu düşünülmelidir.
2. Kortizol aşırı yapımı: Subklinik Cushing Sendromu
Cushing sendromunun (CS) klinik bulguları olmaksızın hafi f hiperkortizoleminin olduğu bir du-
rumdur. Adrenal insidentalomalarda tespit edilen fonksiyonel anormalliklerin en sık olanıdır (%5–
8). Subklinik CS da biyokimyasal olarak CS vardır, ancak klinik olarak bulgu yoktur. Subklinik CS’li
hastalarda Cushing sendromunun yaygın belirtilerinin çoğunun olmamasına rağmen devamlı endo-
jen kortizol salgılanmasının bazı klinik yansımaları vardır. Subklinik CS hastalarda hipertansiyon
obezite, dislipidemi, Diabetes Mellitus, ateroskleroz gibi metabolik durumlar aynı yaş ve cins normal
popülâsyona göre daha fazla görülür. Adrenal insidentalamoya bağlı subklinik CS tespit edilen 28 va-
kanın, 100 normal hasta ile karşılaştırıldığı bir çalışmada; Subklinik CS’li
hastalarda hipertansiyon,
dislipidemi, bozulmuş glikoz toleransı veya Tip 2 Diabetes Mellitus ve aterosikleroz bulguları daha
fazla bulunduğu bildirilmektedir.
23
ADRENAL VE GONADAL HASTALIKLAR KILAVUZU 2011
Tanı: Asemptomatik adrenal insidentalomalı hastalarda idrar serbest kortizolü, gece tükrük kortizolü
ve/veya deksametazon süpresyon testi (1 mg ve 2 mg) tarama olarak kullanılır. Bazı otörler baskı-
lanmış plazma kortizol seviyesi için limit değerini 5 alırken, hassasiyeti artırmak için diğer bazıları
1,8 μg/dl sınırını tercih etmektedirler. DST sonrası kortizol <1.8 μg/dl gelirse Cushing dışlanabilir.
DST sonrası kortizol > 5 μg/dl Sub klinik Cushing düşünülebilir. Eğer DST sonrası kortisol 1.8-5
μg/dl arasında gelmişse klinik bulgulara göre değerlendirmek gerekir. Subklinik Cushing şüphesi
varsa ilave testler yapmak gerekir. Bazı merkezler yanlış pozitifl iği azaltmak için daha yüksek doz
deksametazon (3 mg) kullanmaktadırlar. Bu durumda kortizol sınırını 3 μg/dl alınması önerilmekte-
dir. Cushing sendromu tanısı için henüz bir görüş birliği yoktur. Eğer test sonucu pozitif çıkmış ise
otonomiyi doğrulamak içim düşük (2 gün 2 mg) ve yüksek doz (8 mg tek doz) supresyon testlerinin
de yapılması gerekir. Adrenal insidentalomalı
geniş bir seride; subklinik CS’lu hastaların hormonal
değerlendirmede: %79’unda düşük bazal ACTH sekresyonu, %73’ünde 1 mg deksametazondan
sonra kortizolda yetersiz baskılanma, %75’inde subnormal üriner kortizol sekresyonu, % 43 ünde
bozulmuş kortizol sirkadiyen ritmi ve %55’ inde CRH’ya körelmiş ACTH cevabı bildirilmektedir.
Subklinik Cushingli hastalar unilateral adrenaloktomiye verilmeli midir? Subklinik CS’lu hastaların
ameliyatları konusunda mutlak bir fi kir birliği yoktur. Hiperkortizoleminin uzun süreli kompli-
kasyonlarından korumak için hastaların opere edilmeleri düşünülebilir. Ancak hangi hastaların ile-
ride aşikâr CS’na dönüşeceğini belirlemek mümkün değildir. Farklı görüşler olmakla birlikte genç
hastalarda ve otonom glukokortikoid sekresyonununa katkıda bulunacak hastalığı (son
zamanlarda
başlayan hipertansiyon, diyabet, obesite ve düşük kemik kitlesi gibi) olanlar ve gecelik deksametazon
süpresyon test ve iki günlük yüksek doz deksametazon süpresyon testinde yetersiz baskılanması olan-
larda adreneloktemi düşünülebilir.
Subklinik CS’lu hastalar adrenal yetmezlik, hemodinamik krizler ve ölüm riskleri nedeniyle periope-
ratif glukokortikoid koruması yapılmalı ve hipotalamo hipofi zer adrenal aksı toparlanıncaya kadar
izlenmelidir.
3. Adrojen salgılayan adrenal tümörler
Oldukça nadirdir. Benign veya malign olabilir. Klinik olarak virilizasyon bulguları vardır. Dehydro-
epiandrosteron sulfat adrenal androjen salınımını gösteren en önemli testtir.
Adrenal insidentsaloma
vakalarında DHEAS düzeyinin mutlaka ölçülmesi gerektiği düşünülmektedir.
4. Adrenal Karsinom
Normal populasyonda insidansı milyonda 0,6–2’ dir. Tedavi edilmeyen adrenal karsinomun prognozu
kötüdür (5 yıllık yaşam beklentisi %20’ den azdır) Tüm kanser nedenleri ile ölümlerin % 0.02–0.22’sini
oluşturur. Tedavi seçenekleri sınırlıdır. Bu nedenle bu tümörlerin erken evrede tanınması önemlidir. Bi-
rinci ve beşinci dekadlarda pik yapar. Kadınlarda erkeklerden daha sık görülür (2.5/1). Adrenokortikal
karsinom hormon sentezi ve klinik özelliklerine göre fonksiyonel ve non-fonksiyonel olabilir. Adreno-
kortikal karsinomların %80’i fonksiyoneldir. Yaklaşık %45’i sadece glukokortikoid, %45’i glukokorti-
koid ve androjenler veya sadece androjenleri salgılar. İzole mineralokortizolizm nadirdir (<%1)
5. Diğer adrenal dışı lezyonlar
Myelolipom, Lipom, Nörofi broma, Hamartom, Teratom Xanthomatosis, Amiloidoz, Kist, Hema-
tom, Granulomatozis nadiren de olsa adrenalleri tutabilir.