Today’s technical education in turkey nurhayat varol technical Teacher abstract



Yüklə 3,42 Mb.
səhifə16/17
tarix20.09.2018
ölçüsü3,42 Mb.
#69456
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17

ÖZET

Uzaktan Eğitim veya Uzaktan Öğrenim kavramları yapılan birçok tanımların bileşkesine göre; öğrenci ile öğretenin birbirinden ayrı mekanlarda olmalarına rağmen eş zamanlı veya ayrı zamanlı olarak teknoloji yardımıyla iletişim kurdukları bir eğitim sistemidir. Yakın zamana kadar tek yönlü iletişimin sağlanabildiği uzaktan eğitim, İnternet ortamının kullanılması ve yine destekleyen çoklu ortam materyallerinin kullanımları ile klasik eğitim sistemine bir alternatif olmakla birlikte yerine göre de sistem tamamlayıcısı görevini üstlenerek çıktı. Sahip olduğu ayrıcalık özellikleri nedeniyle Uzaktan Eğitimin gün geçtikçe ülkemizde de yaygınlaşması yolunda çalışmalar yapılmaktadır.


Uzaktan Eğitim projelerinin başarıya ulaşmaları için öğrenci merkezli bir eğitim ve öğrencilerin kendi kendilerine öğrenmelerini sağlayacak ortamlardan yararlanmalarını sağlamakla birlikte eğitimci ile öğrenci arasındaki arayüz olan pedagojik unsurların sağlanması gerekmektedir. Bu çalışmada uzaktan eğitim çerçevesinde ders alan öğrencilerin pedagojik açıdan beklentileri ve hitap ettiği grubun sosyal boyutu incelenecektir.


1. GİRİŞ

Eğitim kurumları ve çalışma hayatında sosyalleşen birey hiç şüphesiz ki bu süreci iletişim çatısı altında gerçekleştirmektedir. Bilişim ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeye paralel olarak uzaktan eğitimde kullanılan materyal ve ortamlar da gelişmekte ve çeşitleri artmaktadır. Uzaktan eğitim modelinde ders alan grubun ve derslerin nitelikleri göz önüne alınarak farklı ortamlarda ders sunumu yapılabilir.Bu ortamlar; TV yayını, İnternet/İntranet tabanlı Eğitim, etkileşimli CD, basılı materyal ve yüz yüze eğitim gibi ortamlardır.


Uzaktan eğitim yaklaşık son yirmi beş yılda gelişen teknolojiye paralel olarak küçümsenmeyecek boyutta gelişmiştir. Temelinde insan yaşamını kolaylaştırma düşüncesine dayalı teknolojik değişimler bir yandan çözüm üretirlerken diğer yandan çözüm bekleyen sorunları da oluşturmaktadırlar. Özellikle İnternet’in günlük yaşamda ve bireyler arası iletişimde aktif kullanılması, senkron bir eğitim için de ideal bir teknoloji olması nedeniyle yaşamın içerisinde yerini hemen almıştır. Sanal sohbetler, sanal arkadaşlıklar, sanal gruplar derken sanal üniversite kavramını da birlikte getirirken uzaktan eğitim ortamında en çok kullanılan teknoloji olarak yerini almıştır. Ancak beraberinde de sosyal izolasyon olumsuzluğunu da dikkat edilmez ise birlikte getirmiştir.
Uzaktan Eğitim uygulamalarını işleve geçiren bazı etmenler ve kavramsal kaynakları şöyle özetlemek mümkündür.

  • Büyük kitlelere ulaşma,

  • Eğitimde fırsat eşitliğini sağlama,

  • Yoğun eğitim isteğine imkan verme,

  • Artan nüfus sayısı,

  • Yaşam boyu eğitimi gerçekleştirme,

  • Teknoloji ve eğitimi birleştirme,

  • Bireysel ve toplumsal öğrenmeyi gerçekleştirme gibi ihtiyaçlar,

  • Mali durum gibi seçenekler,

  • Toplumu oluşturan bireylerin eğitimde eşit faydalanmasını sağlamak,

  • Mevcut eğitim kurumları dışında da bulunan bireylere eğitim fırsatı yaratmak,

  • Farklı eğitime ihtiyaç duyan bireylere istekleri doğrultusunda eğitim vermek, bireysel öğrenmeyi geçekleştirmek,

  • Öğrenci merkezli bir sisteme geçmek

gibi etmenleri sıralamak mümkündür. Uzaktan eğitim olgusu dünyada kabul görmüş, Türkiye’de de Anadolu Üniversitesi’nin başlatmış olduğu “Mektupla Öğretim”, “Yaykur”, “Açık Öğretim” programları ile Türkiye de öğrencisi en fazla olan Üniversiteler arasına girmiştir.


Uzaktan eğitim, başlangıç projelerinde teknoloji olarak yazılı materyal kullanılır iken; gelişen teknolojiye paralel olarak uzaktan eğitim adeta imajını değiştirmiştir. Bilgisayar gelişim sürecini tamamladıktan sonra İnternet kullanımı artık bir yaşam şeklini almıştır.
Uzaktan eğitim yakın gelecekte belki yalnız İnternet üzerinden olacaktır. Çünkü;
a) Öğrencilerin takip edilmesi, etkileşimli ortam sağlanması ve görsellik bakımından İnternet mükemmel bir ortamdır.
b) İnternet ortamında eş zamanlı eğitim, ses, veri, içerik paylaşımı ve anında iletişim mümkündür.
c) Çoklu ortam ders içerikleri hazırlama işlemi daha hızlı ve kolay yapılabilir.
d) Ortaöğretim, dershane, üniversite ve halkı aydınlatmaya yönelik programlarla hitap ettikleri halkayı genişletmişlerdir.
e) Uzaktan Eğitimde online sınav sistemi kullanılarak anında değerlendirilme söz konusu olmaktadır.
f) İletişim özelliğinden dolayı eğitmen ile öğrenci arasında ki iletişim oldukça iyidir.
Web ortamındaki sanal ama gerçek algılanan sınıf, asenkron ve senkron eğitim platformu olarak kullanılabilecek, senkron sınıfta canlı ses, data ve ders içerik paylaşımı ve iletimi, katılımcılar arası etkileşimi ve dolayısıyla, öğrenmeyi arttırıcı bir etken olacaktır. Artık bu son yıllarda “İnternet tabanlı uzaktan eğitim” konusu popüler olmaya devam etmektedir.
İnternet’in gelişiyle birlikte uydu üzerinden gerçekleşebilen video-konferans İnternet veya ağ üzerinden gerçekleştirilerek uzaktan eğitimdeki teknolojinin mükemmelini kullanıma sunmuştur.

2. UZAKTAN EĞİTİM SİSTEMİNDE PEDAGOJİNİN VE SOSYAL YAPININ ÖNEMİ
Uzaktan eğitim günümüzde artık bir çok alanda kullanılsa da bu kavram Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi ile doğmuş, büyümüş ve ulu olma yolunda ilerlemeye devam etmektedir. Bu nedenden dolayı; olaylar genellikle bu üniversite üzerinde yoğunlaşmaktadır. Dünyada ilk uzaktan eğitim sistemini uygulamaya koyan İngiltere’deki “Open University” dir. Ve bu üniversite kalite açısından tüm üniversiteler arasında yaklaşık ilk 15 üniversite içerisindedir. Bu üniversiteden mezun olanlar çok iyi şartlarda iş bulmaktadırlar. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi ilk açıldığı zaman bu alanda deneyimli olan Open University’i örnek aldığı ve AÖF’nin de dünyada uzaktan eğitim yapan seçkin üniversiteler arasına girdiği gerçeği varken sonuç neden aynı değildir?

Başlangıçta yola çıkış amaçları aynı fakat sonuçlarının aynı olmamasının bazı nedenleri şöyle açıklanabilir. Farklılık veya sorun bu fakülteye girişteki öğrenci kalite farklılığı ve neden tercih ettiği faktörüyle başlamaktadır. AÖF’nin öğrencileri çoğunlukla herhangi bir lisans programına kayıt yaptırabilmek için yeterli puan alamayanlardır. Bir başka ifadeyle istisnalar hariç genellikle başarısız öğrenciler ilgili kurumun öğrencileridir. Veya herhangi bir işi olup işini kayıp etmek istemeyen kitleye yönelik programlardır. Hedefsiz bir kitleye hizmet etmek örgüt için oldukça zor hizmettir. Sistemi, yenilikleri takibe zorlayan etmen onu oluşturan elemanlardır ve öğrenci kalitesi sistemin geleceğini bir bakıma biçimlendirmektedir. Öğrencilerin psikolojik durumları göz ardı edilmeksizin onlara öncelikle eğitim sistemi ve sonuçlarının anlatılmasında, sisteme adapte edilmelerini sağlamada bazı çalışmaların yapılmasında yarar olabilir. Eğitim sistemini benimseyen öğrencilerin başarı düzeyi artarak kendilerine özgüvenleri gelecektir.



Uzaktan eğitim de “Open University” örneğine bakılacak olursa dersi tasarlayan kişi, pedagoji uzmanı, konu uzmanı, grafiker ve yardımcı elemanlar tarafından dersler oluşturulur. Dersler basılı materyal ve dijital ortam da kullanıcıya sunulur. İhtiyaç çerçevesinde öğretim elemanı ile yüz yüz görüşme mümkün olabilir. Deney yapılması ihtiyacında deney setleri öğrenciye günlü ve sıralı verilerek pekiştirme çalışması sağlanabilir. AÖF 1970’li yıllardan beri yazılı materyallerle ilk hizmetini vermeye başlamıştı. O yıllarda pedagojik ve görsellik açıdan yoksun hazırlanan kitaplar sadece uygulamasız bilgi deposu gibiydi. Kitapların posta yoluyla ulaşımı dahi oldukça gecikmeliydi. İlerleyen yıllarda yazılı materyaller daha kullanılabilir hale gelmekle birlikte AÖF bürolarının bir kısmına Bilgisayar Destekli Eğitim Laboratuarları kurularak öğrencilerin hizmetlerine sunulmuştur. Ancak bilgisayar ve programı kullanım güçlüğüyle kullanıcılar karşı karşıya kalmışlardır. Yapılan bir araştırmada öğrenciler, BDE ortamında sunulan derslerin içeriklerinin yetersiz olduklarını ve bu alanda yalnızlıklarını, yardıma ihtiyaçları olduklarını dile getirmişlerdir. Rehber veya uzman kişiler başkanlığında bu konuda yardımcı olunabilir önerisinde de bulunmuşlardır.
Yıllar önce de AÖF dersleri TV yayınları ile desteklenmekteydi. Ancak TV programlar pek çok öğrencinin seyredemeyeceği sabah çok erken saatlerde yayına girmekteydi. Yani reyting alamayacak saatler olduğu için herhangi bir programı yerleştirme yerine AÖF dersleri yayınlanmaktaydı. O saatlerde hitap ettiği hedef kitleye pek yararlı olamadığı gerçeğiyle karşı karşıya kalınmıştı. Teknoloji kullanılmış olsun diye kullanılan çalışmanın verimi elbette ki tartışılamaz. İnsanların o saatte tek yönlü bir iletişim aracından faydalanamayacağı ve onların psikolojik yıpranmalarına neden olacakları gerçekleri göz ardı edilmişti. İlerleyen yıllarda TRT’nin bazı kanalları bu hizmet için devreye girince öncelikle ders yayın saatlerinde iyileştirme daha sonra da kalitede de hissedilir iyileştirme ile ders yapmanın ne kadar sağlıklı olduğunu gözlemlemek mümkündür artık.
Uzaktan eğitim ifadesi artık web tabanlı eğitim ifadesiyle oldukça iç içe girmiştir. Çünkü; uzaktan eğitimde kullanılan teknoloji çeşitleri içerisinde senkron eğitimin daha kullanılabilir olan sistemi İnternet üzerinden yapılan eğitimdir. Bu sistemin verimli olması için mutlaka veri transfer bant genişliğinin fazla, bilgisayarların çoklu ortam donanımına sahip olmaları istenir. Ama teknolojik alt yapının fevkalade iyi olması başarıyı birlikte getirir diye düşünülmemeli. Asıl merkezde olan faktör, sağlıklı iletişim kurabilmektir. Öğrenciler arasında işbirliği, öğrenciler ve eğitmenler arasında iletişim, ödevler hakkında bilgi ve anında dönüt, proje çalışmalarında öğrencileri motive edebilecek sistemi kurmak başarıyı da birlikte getirecektir.
Uzaktan eğitim sistemi ve proje tabanlı dersler öğrenci merkezli eğitim sistemin temelini oluşturmaktadır. Öğrenme, öğretme ve eğitim bu çatı altında paylaşıma açıktır. Ortam içerisinde bulanan öğrenciler işbirliği yapma, birlikte çalışma, birlikte üretme gibi özellikler kazanıyorlar. Bu çalışmalar öğrencilerin özgüvenlerini de arttırmaktadır.

Yeni teknolojilerle birlikte gelişen uzaktan eğitim, toplumun sosyal yapısını etkileyen bir faktör olarak görülmektedir. Bu değişimleri olumlu ve olumsuz gözlemlemek mümkündür. Uzaktan eğitim diplomaya, sertifikaya yönelik olurken İnternet üzerindeki eğitim programları sadece dünya görüşünü değiştirmek isteyen, istenirse kendi kendisini istediği alanda yetiştirmek isteyen, dünya ile bütünleşmek isteyen, ansiklopedik bilgilere ulaşabilecek kaynak olarak herkese hizmet vermektedir.


Teknolojiye bağlı olarak toplumun sosyal yapısı da değişiklik göstererek, bazı sosyal problemlerin de çıkışına neden olmuştur. Uzaktan eğitim gelişen teknolojinin bir ürünü olarak eğitim ve teknoloji kavramlarıyla bütün olmuştur. Teknoloji geliştikçe uzaktan eğitimin sosyolojik anlamı da değişecektir. Uzaktan eğitimin sosyolojik etki boyutu fert ve toplumsal açıdan farklılık göstermektedir. Eğitim ve teknolojinin bileşkesi olan sistemde farklı yerleşim yerlerdeki insanların iletişim kurmaları, kültürlerini yaymaları ve sosyal etkileşim içerisine girmeleri doğaldır. Uzaktan eğitim mekan ve zaman sınırlaması tanımadığı için eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin en güzel göstergesidir.
Uzaktan eğitim sisteminde yer alan öğrenciler ile yüz yüze görüşme bazen çok seyrek bazen de hiç mümkün olmadığı için öğrenciler veya öğrenci grupları sanal bir topluluk oluştururlar. Bu gruplar arasında ortak davranış sergilenmesini sağlamak başarıyı artırabilir. Özellikle küçük yaşlarda öğrencilerin yüz yüze eğitimden vazgeçmemeleri, teknoloji destekli eğitimi kaynak olarak değerlendirmelerinde yarar olacaktır. Eğitmenin öğrencisi ile olan fiziksel teması, onun jest ve mimikleri, sınıf içerisinde olacak grup çalışmaları, öğrenciler arasındaki paylaşım, sıcak duyguları teknoloji ortamında bulmak mümkün olamayacaktır. Bu sistem, bu yaş grubunda antisosyal bir geleceğin temelini oluşturabilir. Ancak bazı alanlarda desteklenmesinde yarar vardır. Türkiye dışında eğitimlerini sürdüren çocukların eğitimlerinin yanı sıra kendi kültürel değerlerimiz de uzaktan eğitim ders materyalleri verilebilir.
Uzaktan eğitim programına yeni girmiş olan öğrenciler genellikle sistematik bir programa, disipline ihtiyaç duyabilirler. Daha sonraları öğrencilerin bilgi seviyesi ve tecrübeleri arttıkça öğretmen ve öğrenci arasındaki diyalog kurma ihtiyacı da artarak aradaki uzaklık kavramı bir anlamda kayıp olacaktır.
Çekingen, içine kapanık ve düşünmek için fazla zamana ihtiyacı olan öğrenciler online tartışmalarda daha başarılı olabilirler, böylece toplum içerisinde konuşmanın veya tartışmanın temelini atmış olurlar. Klasik eğitim ile kıyaslandığında; klasik eğitim ortamında öğrenme harici kaynaklardan gerçekleşirken, uzaktan eğitim sisteminde sanal sınıflarda öğrenmenin öğrenciler arasında gerçekleştiği ve öğretmenlere bağımlı öğrenci manzaralarından bağımsız düşünebilen, davranış serbestliği olan öğrenci gruplarının varlığına geçiş gözlenmektedir. Bu sonuç içerisinde bilgiler daha fazla paylaşıma açık olacağından birlikte çalışma ve onu takiben de sosyal ilişkilerde daha iyileşme olacağı gerçeği vardır.
On-line sistem ile tanışıncaya kadar uzaktan eğitim programında yer alan bireyler gerçekten de birbirlerine uzak konumda idiler. Ancak dijital teknoloji ile küreselleşen dünya, uzaklık kavramını kaldırarak öğrencilerin ve öğretmenlerin anında iletişim kurmalarını sağladığına göre bu sistemdeki bir çok problem çözülmüş oldu. Sistemin sosyolojik ve psikolojik boyutları da bu teknolojik gelişmelere bağlı kalarak değişecektir.
Unutulmamalı ki eğitimin temelinde pedagojinin önemi çok büyüktür. Teknoloji ne olursa olsun önce sistemin pedagojik boyutu ve uzaktan eğitimin hitap edeceği grupların sosyal yapıları gözardı edilmemelidir.
4. KAYNAKLAR
1.ÖZFIRAT, A.; YÜRÜKER, S. Uzaktan Eğitim Materyallerinde Öğretim Tasarımı: BTIE 99
2. http://www.uluslararasi.egitim.com
3. BİRKÖK, M. C. http://www.geocities.com

EK:
Özgeçmiş:
İlk-orta ve lise tahsilini Elazığ’da yaptı. 1977 yılında Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Matematik bölümünden mezun oldu. Orta öğretim kurumlarında matematik öğretmeni olarak çalıştı 1990 yılında Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisans çalışmasını tamamladı. YÖK Dünya Bankası Projesiyle İngiltere de 9 ay süreyle eğitim amacıyla bulundu. ABD de uzaktan eğitim, bilişim teknolojileri alanında seminerlere katıldı. Uluslararası MED-Campüs projelerin üç yıl katılarak çoklu ortam, BDE, uzman sistemler alanlarında çalışmalara katıldı. Halen Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektronik-Bilgisayar Eğitimi bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Bilgisayar Destekli Eğitim, Bilgisayar Destekli Tasarım, Çağdaş Eğitimde Yeni Teknolojiler, Temel Bilgisayar Bilimleri gibi dersleri yürütmektedir. Kendisi evli ve iki çocuk annesidir.
Nurhayat VAROL

Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi 23119 ELAZIĞ

Tel: 0- 424-2368980 / 0-424- 2361492

Cep:0-532-3833923

Fax:0-424-2338443

E-mail: nvarol@firat.edu.tr


BİLGİSAYAR OKUR-YAZARLIĞI VE TOPLUMDAKİ SOSYAL BOYUTU

Öğr. Gör. Nurhayat VAROL

Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi 23119 ELAZIĞ

e-mail: nvarol@firat.edu.tr

ÖZET:
Teknolojinin ve bilimin hızla değişerek gelişip yayıldığı çağdayız. Bu hızlı gelişim toplumu sosyo-ekonomik alanda etkilemektedir. Hızlı gelişen endüstriye paralel olarak eğitim sektörü de kendisini yenileyip yeni teknolojik cihazlar arayışı içerisine girerek onları elde etme ve kullanma şanslarını yakalamışlardır. Bu süre içerisinde üniversitelerimize büyük görevler düşmektedir.
21. Yüzyıl bilgi ve enformasyon çağı olup, “İletişim çağı” olarak da adlandırılabilir. İletişim çağı, teknolojik çağla birbirlerini tamamlamış etmenlerdir. Bu çalışmada, eğitimi destekleyen, öğrenmeyi pekiştiren eğitim ortamı olarak sayılabilecek eğitim teknolojileri üzerinde durulacak ve bilgisayar okur-yazarlığın toplumun sosyal boyutu üzerine etkileri ele alınacaktır.

1. GİRİŞ:
Eğitim açısından insanlık tarihi dört dönemde incelenebilir.

  1. Avcılık dönemi: MÖ 8000 yıllara kadar olan dönemi kapsar. Eğitim aile büyüğünün tecrübelerini genç nesle aktarma şeklinde yürütüldüğü dönemdir.




  1. Tarımsal toplum dönemi: MÖ 8000 ve MS 1700 yıllarını kapsar. Aile tecrübelerinin aktarılması büyük oranda devam ederken, az da olsa yazım dilinin ortaya çıkması ile eğitim- öğretim üst elit tabakanın eğitimi için okullarda yürütüldüğü dönemdir.




  1. Endüstriyel toplum dönemi: 1700-1955 yılları, makinenin insan gücü yerine kullanıldığı dönemdir. Bu dönemde, aile içi eğitim yeterli olmadığından hızlı okullaşma dönemi ve örgün eğitim sistemi önem kazanmıştır.




  1. İletişim araçlarını etkin kullanan toplum dönemi: 1955 yıllarından sonra ise iletişim teknolojisindeki gelişmelerin eğitime yansıması sonucu yaygın eğitim kavramı gelişmeye başladı. Radyo, televizyon bu amaçla kullanılan araçlar olmuş ve uydu teknolojisiyle bağlantısı kurulduğunda çok geniş ülkeler arası kullanılan eğitim aracı haline dönüşmüştür. 1968 yılında İngiltere’de faaliyete geçen “Open University”; günümüzde Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Almanya diğer Avrupa Topluluğu ve diğer dünya ülkelerine hizmet vermektedir. 1980 yılında Bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler ve fiyatlarının hızla ucuzlaması, bu aletlerin birçok amaç için kullanılmalarına yol açmıştır. Çoklu ortamın (ses, görüntü, telefon bağlantısı) bilgisayarlarda kullanımı, iletişim teknolojisinde gelişmeyi hızlandırması yanında eğitim amaçlı kullanımına imkan vermiştir. Bilgisayar destekli eğitim hızla yaygınlaşmaktadır.

Türkiye hızla gelişen teknolojik gelişmelere ayak uydurmaya çalışmaktadır. Bilgiye erişimde yakaladığımız teknolojik gelişmeler deyince; donanımdan yazılıma, ürünlerden hizmetlere, merkezi sistemlerden yerel sistemlere, sabit sistemlerden mobil sistemlere, tekil ortamlardan çoklu ortamlara (multimedia) doğru hızlı bir gelişme söz konusudur. Televizyon, video, tepegöz, data-show, slayt projeksiyonu, bilgisayar vb. araçların öğretimde etkili bir biçimde kullanılabilmesi için bu araçların öğretimde etkili bir biçimde kullanılabilmesi için bu araçların kullanım alanlarının ve özelliklerinin iyi bilinmesi gerekir. Çoklu ortam uygulamaları; genelde görsel ve işitsel özellikleri bir arada bulundurur.


Günümüzde bilgi ve iletişimin olağanüstü bileşimini, bilgisayar gibi insanın zihinsel gücünü makineleştiren bir araca borçluyuz. İnsanın zihinsel yeteneklerinin yerine konabilen bilgisayar yetenekleri olmasaydı yeni bin yıla geçerken insanlığın çok önemli yeni bir büyük sıçramanın eşiğinde olduğunu söyleyemezdik. Kol gücü makineleştiğinde insanlık neler yaşadı diye düşünecek olursak, zihinsel gücün makineleşmesinin neler getirebileceğini daha iyi kestirebiliriz.
Yeni teknoloji gereksiniminin hissedilmesini etkileyen bazı faktörler mevcuttur. Bunlar; bilginin artması, nüfusun artması, toplumun değişim göstermesi, bireysel farklılıkların olması, eğitime talebin artması, bilgiye daha kolay erişim şeklinde ifade edilebilir. Bilgi teknolojisini eğitim alanına yerleştirmenin çözümü, daha çok bilgisayar almak değildir. Gençlerimiz ve çocuklarımızın bilgi ihtiyaçlarının arttırılması aşağıda görüldüğü gibi zincirleme gelişen öğretim süreci içerisinde gelişmektedir.
Ezbersiz eğitim Bilgi ihtiyacının artması Bilişim Teknolojilerinin Kullanımı Bilgiye kolay erişim
Klasik eğitim anlayışında, eğitim bireyi yaşama hazırlama gibi görülmüş ise eğitim bir yaşam şekli halini almıştır. Yine öğretmen, bilgi kaynağı olarak görülürdü ve bilgiyi sınıf ortamına aktarmada öğretmen büyük rol oynardı. Ancak eğitim teknolojilerinin kullanımı bu düşünce şeklini ve öğretmenin görevindeki rolünü değiştirmiştir. Öğretmen, öğrenciye bilgi aktarmanın yanında öğrenciyi bilgiye yönlendiren, araştırmacı yapılarının gelişimini sağlama misyonunu da üstlenmişlerdir.
Eğitim öğretimde kullanılan teknolojinin kavramsal gelişimi, dört aşamadan geçmektedir. (Alkan, 1984) Bunlar; araç, ortam, teknoloji ve sistemdir.
Araç: Video, Tv., radyo, film makineleri gibi görsel-işitsel olabilir.
Ortam: Araç+ortam gibi düşünülse de fiziki anlamdaki ortamın yerini teknoloji kavramı almıştır.
Teknoloji: Araç+ortam+teknoloji bileşkesi olmuştur.
Sistem: Yukarıda oluşturulan bileşkenin tabanını oluşturur.

2. BİLGİSAYAR OKUR-YAZARI OLMA VE SOSYAL BOYUTU
Günümüzde bilim ve teknoloji baş döndürücü hızla gelişmektedir. Bu gelişme günlük yaşantımızı oldukça fazla etkilemektedir. Bilim ve teknolojinin buluştuğu yerler bilgisayar benzeri ortamlardır. İnsanların temel bilgisayar bilgilerini öğrenmeleri ve bu bilgileri modern yaşamada kullanmaları kendilerini olduğu gibi gelecek nesillerin yönlendirilmesi, onlara meşale tutulması açısında önemlidir. Bu çağdaş gelişmelere paralel olarak bilgisayarlar bankalarda, sağlık sektöründe, sanayi alanında, iletişimde, eğitim alanında özel tüm sektörlerde, sosyal yaşamda, otomasyon dünyası vb. alanlarda etkin olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yenilik ve gelişmişlik karşısında Bilgisayar okur-yazarlık gibi bir kavramla karşı karşıya kalmaktayız. Toplum olarak Bilgisayar okur yazarı olma yolunda kısa zamanda hiç de azımsanmayacak yol almanın zorunlu olduğunun bilincinde olmalıyız.
Toplumun katmanlarında, yetişkinlerin de yaşamlarının sonuna kadar bilgisayarlardan yararlanma konusunda sürekli eğitilmeleri gerekmektedir. Bu eğitim her türlü basın-yayın ortamlarından yararlanarak, eğlenir ve dinlenirken bile kendiliğinden olacak biçimde geliştirilebilmelidir.
Bilgisayar okur-yazarlığı; eğitim ortamında bilgisayarın araç ve ortam olarak kullanılmasıdır diye düşünmek mümkündür. Okur-yazarlık denince, bilgisayar ve kullanım alanlarının neler olduğunu ve niçin kullanıldığını, özelliklerinin neler olduğu anlaşılır. Bilgisayar okur - yazar olma bilgisayara her yönüyle teknik olarak hakim olmak yerine günlük hayatta bilgisayarın kullanılabilecek yerlerin farkında olunması ve günlük gereksinmeler için kullanılmasıyla geliştirilecek bir olgudur diye tanımlansa da, bilgisayar teknolojisindeki sürekli gelişen donanım ve yazılım yenilikleri bilgisayar okur-yazar niteliklerini de sürekli değiştirmektedir.
Bilgisayar okur-yazar bir neslin yetişmesi için öncelikle bilgisayarın günlük yaşamdaki kullanımlarının ve toplum üzerindeki etkilerinin farkına varılması gerekir. Bu teknolojinin öneminin farkında olan toplumun, kendilerini bu teknolojinin içerisinde bulmaları kaçınılmazdır.
Bilgisayar teknolojilerindeki hızlı gelişim, bilgisayar okur-yazar olmanın bir kerede tamamlanabilecek bir eğitim aşaması olmadığını bu eğitimin ömür boyu sürmesi gerekliliğini ortaya koymuştur.
Bilgi patlamasının yaşandığı şu son yıllarda teknolojinin etkisi oldukça büyüktür. Dolayısıyla gelişen bu süreçte eğitimciler farklı problemlerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Günümüzün dinamik nesli bilgiye bir an önce ulaşmayı ve ilgili teknolojiyi bir an önce kullanmayı amaçlamaktadır. Daha bilinçli ve aktif olan öğrencilere hitap edebilecek, yeni teknolojileri kullanabilecek bireyleri yetiştirmek için eğitim kurumlarına ciddi boyutta görevler düşmektedir.
Günümüz toplumunun bilgisayar okur-yazar olma imkanını yakalayabilmeleri için kişinin ihtiyaçlarını ve sahip olması gereken bilgi ve becerilerini iyi saptayabilmesi gerekir.
Eğitimin amacı,toplumu oluşturan bireyleri çağın gerektiği bilgi ve becerilerle donatmaktadır. İyi bir eğitim kişileri hem yaşadığı toplumun hem de modern toplumun uyumlu bir üyesi haline getirmesi gerekir. Bu durumda eğitim sisteminden beklenen ise,çağdaşlaşmanın sonucunda kalkınmanın gerektiği sayı ve nitelikteki insan gücünü,bireylerin ilgi ve yeteneğini en verimli şekilde değerlendirerek yetiştirmesidir.
Okullar,eğitim sistemimizin temel taşıdır. Okullar,kişileri toplumun ihtiyaçları doğrultusunda hayata hazırlamaktadır. Bu hazırlık safhası yoğun teorik bilgilerin artık uzaklaşmaktadır. Bireyleri teknolojik konularda bilgilendirerek teknolojilerden en iyi biçimde yararlanmalarını da sağlamalıdır. Eğitim sisteminde araç+amaç+ortam olarak kullanılan bilgisayar öğretimi, iki safhada gerçekleşmektedir.


    1. Bilgisayar okur-yazarlığının öğretimi

    2. Bilgisayar öğretimi

Bilgisayar okur yazarlığını geliştirmek için örgün eğitim,yaygın eğitim ve eğitim kurumları dışında da çalışmalar sürdürülmeli ve bu alandaki eğitim okul öncesi dönemde başlayarak ömür boyu devam etmelidir.


Bilgisayar okuryazarlığı,bilgisayarın yaptığı işleri farkında olma ve fonksiyonel olarak kullanma ortamını hazırlar. Bilgisayar okur-yazar olabilmek için öncelikle okur olgusunun gelişmesi gerekirciyi bir okur olabilmek için aşağıda verilen kavramların açılmasında yarar vardır.
Temel Bilgisayar kavram ve tanımları

Sık kullanılan bilgisayar terimler ve anlamları

Bilgisayarların kısa tarihçesi,çalışma prensipleri,özellikleri,çevre donanımları

Bilgisayar ağları temel bilgiler


Günümüz şartlarında iyi bir yazar olabilmek için de;


İnternet kullanımı

Algoritma oluşturma

Programlama kavramları

Yazılımların sınıflandırılması

Basit programlama

Hazır paket programları kullanabilme


Objelerinin,iyice irdelenerek eğitim süreci içerisinde bir bütün olarak verilmesinde yarar olacaktır.
Okul öncesi dönem için; Basit oyun programları ile başlanarak çocuklara yönelik eğitici programlarla çocuğun bilgisayar dünyası renklendirebilir.
İlköğretim dönemi için;klavye ve fareye hakimiyeti sağlanabilir,başlangıç düzeyinde bilgisayar okurluğu geliştirilebilir,Çizim programları,kelime-işlem programları kullanılabilir,bazı ders ve konular için (Yabancı dil,Fen Bilgisi, Matematik,Sosyal Bilimler gibi.) Bilgisayar Destekli Eğitim yazılımları kullanabilir.
Ortaöğretimin denemi için;Algoritma oluşturma,akış şemaları, İnternet kullanımı,Bilgisayar Destekli Eğitim,Web tabanlı eğitim gibi konular içerisine öğrenci kendi isteğiyle çekilebilir.
Üniversite Dönemi için; Ülkemizde ortaöğretim düzeyinde bilgisayar okur-yazarlığı yeterince yaygınlaşmadığından,üniversiteye gelen öğrenciler bu alanda ancak kendi gayreti dışında pek detaylı bilgiye sahip değildirler. Milli Eğitim’in laboratuar olanak ve bilgisayar alanında yetişmiş öğretmen eksikliğinin sıkıntısının üzerine çağa ayak uydurmada zorlanan,bu teknolojiden korkan belki de öneminin farkına varmayan idarecilerin varlığı,eğitimin bu kademesinde modern eğitimin amacına ulaşmasını farkında olarak veya olmayarak engellemişlerdir. Bu nedenle üniversitelerimizde bilgisayar okur-yazarlık konusu ciddi şekilde ele alınmıştır. Çağa ayak uydurmada hızlı davranan üniversitelerimizde önceden idarecilerin ileri görüşlülükleriyle ilişki olarak programlara isteğe bağlı olarak yerleştirilen bilgisayar dersleri,artık üniversitelerde enformatik bölümlerinin faaliyete geçmesiyle birlikte bütün fakültelerde en az bir yarıyıl zorunlu okutulacak şekilde okur-yazarlık programlarını içeren yazılımlar programlama yerleştirilmiştir.
Yetişkinler için; halka açık ve gerekirse sertifikaya yönelik bilgisayar kursları açılmalı, web tabanlı,çevrim içi kullanılabilen öğretim materyalleri kullanıcının hizmetine sunulabilir. Yetişkinler ev veya iş yerlerinde;iş alanları ile ilgili (rapor hazırlamak,veri tabanı tutmak,resim yapmak,işi gereği autocad kullanmak gibi) çalışmaları yapmak için kullanmalıdırlar. İnternetin günlük hayatımıza girmesiyle resmi kimliği olan veya olmayan bireyler www dünyasında kendilerini bularak sanal dünyada gezinmeye, gazete okumaya, haberleşmeye (mail,chat vb.)başlamışlardır. Ancak kullanım yoğunluk ve alanları için yeterli demek mümkün değildir.
Toplumlar bilgi patlamasıyla birlikte hızla gelişen bilgi teknolojileri,hızla gelişimi ve destekleyen diğer faktörler nedeniyle çok büyük ve ciddi değişimler göstermektedir. Bu gelişmeye paralel olarak eğitim sistemleri de değişmekte ve sürekli reform içerinde güncellemektedir. Teknolojinin ve bilginin hızla ilerlemesi,bilginin hızla ilerlemesi,bilginin çok kısa sürede paylaşılması,toplumların farklı kültürleri daha yakından tanıyarak kaynaşması,bilgilerin her yaşa göre hitap edecek şekilde görsellik kazandırılarak sunulması gibi nedenler ve yenilikler öğrenmenin yaşan boyu olması imkanını sunmuştur. Bilgisayar okur-yazarı olan toplum,özellikle İnternetin günlük yaşantımıza girişiyle gelişmeye açık bir toplum halini alma yolunda ilerleyecektir. Kendi kendisini rahat yetiştiren,ilgi alanına giren birikimlere dünyanın neresinde olursa olsun ulaşımı mümkün kılan,bilgiye ilk elden ulaşımı sağlayan,iyi kullanılırsa zamanla yarışan kişiler için büyülü bir ortam ve teknoloji olan İnternet;toplumun bir kısmını bilgisayar okuru yapma yolunda iddialı olacak kanısı büyüktür.
Bilgisayarlar temelinde bireysel araçtır. Kişiler bu araçlarla kendi başlarına çalışmaktadırlar. Dolayısıyla bu araçla uzun zaman bireysel olarak çalışan öğrencilerin sosyal yönleri olumsuz bir şekilde etkilenmektedir. Bunu engellemek için öğrenci eğitiminde sosyal yöne ağırlık veren yöntemlerin de kullanılması gerekliliği unutulmamalıdır. Öğrenciler, bilgisayarda küçük gruplar halinde çalışmalı ve diğer klasik yöntemler de unutulmamalı ve uygulanmalıdır.
Evlerde veya okullarda bilgisayar kullanan çocukların kendilerine özgüvenlerinin arttığı büyük ölçüde gözlenmektedir, bilgisayarlar kullanıcı için hızlı ve aydınlatıcı cevap verir, bazı oyun programlarıyla birlikte kavramların gelişmesi sağlanabilir, kullanıcının hızına uygun öğrenmeyi gerçekleştirir, kişilerin bireysel ihtiyaçlarını gerek uygun yazılımlarla sağlayarak İnternet üzerinden dış dünyaya açılmasını sağlar.

Yüklə 3,42 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə