Today’s technical education in turkey nurhayat varol technical Teacher abstract


MESLEK YÜKSEKOKULLARININ MEVCUT DURUMU



Yüklə 3,42 Mb.
səhifə13/17
tarix20.09.2018
ölçüsü3,42 Mb.
#69456
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17

3. MESLEK YÜKSEKOKULLARININ MEVCUT DURUMU
Birçok Meslek Yüksekokullarının açılması, maalesef plansız ve programsız gerçekleşmiştir. Fiziki alt yapısı olmadan ve öğretim elemanı sağlanmadan politik baskılar sonucunda açılan Meslek Yüksekokullarımızda kaliteli eğitim yapıldığını söylemek mümkün değildir. Bazı ilçelerimizde açılan Meslek Yüksekokullarının bulundukları ilçelerdeki yaşam koşulları yüzünden, bazı programlarda üç dört öğrenci ile derslerin yürütüldüğü bilinmektedir.
Mevcut 412 Meslek Yüksekokullarından 1983-1997 yılları arasında Dünya Bankasından temin edilen fonlarla geliştirilen 30 meslek yüksekokulu hariç tutulduğunda, diğerlerinin donanım ve eleman yönünden arzu edilenin çok gerisinde kaldığı bilinmektedir.
YÖK/Dünya Bankası Endüstriyel Eğitim Projeleri kapsamında bulunan Meslek Yüksekokulları ile Fırat, Gazi ve Marmara Üniversiteleri bünyesinde yer alan Teknik Eğitim ve Mesleki Eğitim Fakülteleri donanım açısından çok iyi konuma gelmişlerdir. Bu birimlerimizin öğretim elemanlarının önemli bir bölümü yurtdışına gönderilerek eğitimden geçirilmişlerdir.
Teknik Eğitim Fakültesi bünyesinde bulunan öğretim elemanlarının büyük bir bölümü lisansüstü eğitimlerini sürdürerek kariyer yapma imkanlarını bulurken, maalesef aynı gelişmeyi Meslek Yüksekokullarında görmek mümkün olamamıştır. Meslek Yüksekokullarının öğretim görevlileri yurtdışına gidince yabancı dilleri ve mesleki bilgileri gelişmiş ve sanayiden kendilerine çok cazip teklifler gelmiştir. Bir kısım Meslek Yüksekokulu öğretim görevlileri, bulundukları üniversite bünyesinde lisansüstü çalışmalar yapmak istemiş, ancak yönetim bu fırsatı da vermeyince üniversiteden ayrılmışlardır.
Meslek Yüksekokullarımızın büyük bir bölümü çıkmaz bir sokak içerisinde yol bulmaya çalışmaktadır. Mevcut temayüller devam edecek olursa, Meslek Yüksekokullarının gelişmesi mümkün görünmemektedir. Bu açıdan ele alındığında hem kaliteyi yükseltmek hem de Meslek Yüksekokullarında eğitim gören öğrenci sayısını 2005 yılında 644000 seviyelerine çıkartmak için iletişim alanındaki yeni teknolojilerin süratle devreye alınması zorunluluğu bulunmaktadır. Mevcut imkanlarla soruna çözüm bulmak, ancak Uzaktan Eğitim yöntemleri ile olabilir.

4. MESLEK YÜKSEKOKULLARININ BİRİNCİ SINIFLARININ UZAKTAN ÖĞRETİM YÖNTEMİ İLE OKUTULMASI PROJESİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının ilgi a) da gönderdiği yazı ve ilgi b) eki, kayda değerdir. Ancak taslak proje önerisi incelendiğinde bazı eksikliklerin ve çelişkilerin yer aldığı ortaya çıkmaktadır. Aşağıda bu konular işlenecektir.

4.1. MYO Uzaktan Öğretim Projesi Sayfa IV “Proje Özeti” Bölümü Paragraf 3
Mevcut Durum:
Halihazırda MYO’larda okutulan 270 ayrı programın ve bununla ilgili derslerin Anadolu Üniversitesi tarafından tek tek hazırlanarak öğrencilerin hizmetine sunulması olanaksızdır. Bu nedenle 270 MYO programı 6 ana program gurubuna bölünmüş olup öğrenciler yerleştirildikleri bölümlere göre bu 6 ana program gurubunun birinde eğitim-öğretim göreceklerdir. Bu programlar şunlardır.
Elektrik-Elektronik grubu, Kimya grubu, Makine grubu, İnşaat grubu, Tarım grubu, İktisadi ve idari Programlar grubu”
Öneri:
Meslek Yüksekokullarının Birinci Sınıflarının Uzaktan Öğretim Yöntemi İle Okutulması işleminin sadece Anadolu Üniversitesi tarafından yapılmasının önerilmesi yanlıştır. Çünkü Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi genelde sosyal branşlarda programlar yürütmüş ve televizyon ağırlıklıdır. Uzaktan eğitim için İnternet, Telekonferans, Videokonferans gibi diğer birçok yeni teknolojiler söz konusudur. Teknik branşlarda eğitim veren birçok üniversitemiz (Örneğin ODTU, ITU, Bilkent, Boğaziçi, İstanbul, Fırat Üniversiteleri ve diğerleri) İnternet, telekonferans, videokonferans yöntemleri ile teknik bazı alanlarda başarı ile uzaktan eğitimi sürdürdükleri bilinmektedir. O halde deneyimi olan birkaç Üniversitenin bir araya gelerek aralarında oluşturacakları Ortak Girişim ile bu tür bir programı birlikte yürütülmeleri daha uygun olacaktır.
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı 14 Aralık 1999 tarihli ve 23906 sayılı Resmi Gazetede “Üniversitelerarası İletişim ve Bilgi Teknolojilerine Dayalı Uzaktan Yükseköğretim Yönetmeliğini” ve 1 Mart 2000 Tarih, 23980 Sayılı Resmi Gazetede “Enformatik Milli Komitesi Yönetmeliği” yayımlanmıştır. Bu iki yönetmelik uzaktan öğretimin çalışma ilkelerini zaten belirlemiş durumdadır. Meslek Yüksekokullarının Birinci Sınıflarının Uzaktan Öğretim Yöntemi ile okutulmasının koordinasyonu “Enformatik Milli Komitesi” tarafından yapılmalıdır.
Elektrik-Elektronik grubu, Kimya grubu, Makine grubu, İnşaat grubu, Tarım grubu, İktisadi ve idari Programlar olarak oluşturulan 6 ana grup yeterli değildir. Bilişim yazılımları ve teknolojileri başlı başına bir sektör konumuna gelmiştir. Bu saha dinamik olup sürekli yenilik gerekmektedir. İletişim alanında da gelişmeler çok hızlıdır. Bu nedenle “Bilişim-İletişim grubu” diye yeni bir grup oluşturulmalı ve böylece grup sayısı 7’ye çıkartılmalıdır.
Bilişim-İletişim Grubu içerisinde Meslek Yüksekokullarında yer alan aşağıdaki programlar yer almalıdır:
Bilgisayar Donanımı

Bilgisayar Destekli Tasarım

Bilgisayar Operatörlüğü ve Teknikerliği

Bilgisayarlı Muhasebe ve V ergi Uygulama Bilgisayar Destekli Muhasebe Bilgisayar Programcılığı

Bilgisayar ve Enformasyon Sistemleri Haberleşme

Haberleşme Teknolojisi Halkla İlişkiler

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Masa Üstü Yayıncılık

Radyo Televizyon Programcılığı Radyo TV Yayımcılığı Reklamcılık Yönetimi Telekomünikasyon



4.2. Sayfa 23 “5. Projenin İşleyiş Şekli” Paragraf 3:
Mevcut Durum:
Birinci sınıfta yoğunluklu olarak teorik dersler okutulacak, ikinci sınıfta ise öğrenciler tamamen uygulama eğitimi yapacaklardır. Bu amaçla ikinci sınıfın teorik derslerinin büyük bir bölümü birinci sınıfa aktarılarak öğrencilerin ikinci sınıfta tamamen uygulama ağırlıklı bir eğitim-öğretim görmeleri sağlanmış olacaktır” denilmektedir.
Öneri:
Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı gibi birinci sınıfta yoğunluklu olarak teorik derslerin okutulması düşünülmektedir. MYO Teknik Programlarının büyük bir bölümünde her ders uygulama ağırlıklı olarak yürütülmektedir. Teorik dersler birinci sınıfa alınıp uzaktan eğitim şeklinde yürütüldüğünde ikinci sınıfa sadece uygulamalı dersler kalacaktır. Teorik dersler zaten sınıf ortamında yapılmakta dolayısıyla atölye ve laboratuar mekanları teorik dersler için kullanılmamaktadır. Diğer bir deyimle teorik derslerin birinci sınıfa alınması ve uzaktan eğitim şeklinde yürütülmesi, atölye ve laboratuar mekanlarının daha fazla süre ile kullanılmasına büyük fayda sağlamayacaktır.

Meslek Yüksekokullarında atölye ve laboratuar derslerinin yürütülmesinde sürekli problemler yaşanmaktadır. Problemlerin asıl nedeni uygulama saatlerine ödenen ders ücretlerindeki sınırlılıktır. Mevcut uygulamaya göre bir öğretim elemanı ancak 10 saatlik uygulama dersini ders yüküne saydırabilmekte veya ücretini alabilmektedir. Bu nedenle öğretim elemanlarının büyük bir bölümü atölye ve laboratuar derslerine girmek istememektedirler. Teorik dersler ile uygulama dersleri dengeleştirilerek öğretim elemanlarına ders dağılımı yapılarak, uygulama derslerinden olan kayıpları kısmen giderilmekte idi.


Her öğretim elemanı zorunlu ders yükünü karşılayacak kadar uygulamalı ders almak isteyecektir. Zorunlu ders yükü haricinde öğretim elemanlarına ek ders verdirmek, ancak kendileri kabul ettiği takdirde gerçekleşebilir. Uzaktan Öğretim başladığında teorik dersleri ellerinden alınacak öğretim elemanlarının tamamen uygulama derslerine yönelmeleri, ancak uygulama derslerine konulan 10 saatlik sınırın kaldırılması halinde mümkün olabilir.
MYO’daki teknik derslerin büyük bir bölümünde önce teorik ders anlatılmakta, hemen müteakip saatlerde ise uygulaması yaptırılmaktadır. Bu yöntem sayesinde teorik bilgilerin anında uygulama çalışmalarıyla pekişmesi sağlanabilmektedir. Yeni önerilen sistemde ise teorik derslerin tümü birinci sınıfta verileceği için, ikinci yılda öğrenci MYO’daki atölye veya laboratuara girdiğinde teorik derslerde işlenen konuları unutmuş olabilecektir. Uygulama derslerinde verim fazlasıyla düşebileceği göz ardı edilmemelidir.
Atölye ve laboratuar imkanlarının artırılması için yarıyıl tatilleri ve yaz dönemlerindeki boşlukların kullanılması önerilir.

4.3. Sayfa 28 “Öğrencilerin y erleştirilmesi” Paragraf 3 “İkinci seçenek”
Mevcut Durum:
Birinci Seçenek: Öğrenciler okuyacakları meslek yüksekokullarını ve bu yüksekokulların programlarını üniversite girişte tercihleri arasında gösterirler, bu öğrenciler yerleştirildikleri programın özelliğine göre uzaktan öğretimin teknik veya sosyal bilimler programlarında bir yıl okurlar, başarılı olanlar bir yıl önce yerleştirildikleri meslek yüksekokullarına kayıtlarını yaptırırlar.
İkinci Seçenek: Meslek Yüksekokullarında okumak isteyen adaylar üniversiteye girişte uzaktan öğretimin teknik ve sosyal bilimler programlarını, hangi üniversitenin hangi programında okuyacakları bilgisine sahip olmadan, tercihleri arasında gösterirler, bu adaylar teknik veya sosyal bilimler ile ilgili önceden belirlenen kontenjanlara yerleştirilirler. Uzaktan öğretimde 1. sınıfın sonunda başarılı olan öğrencilerden meslek yüksekokulu ve program tercihi alınmak ve1. sınıftaki not ortalamaları da göz önünde tutulmak suretiyle meslek yüksekokulların 2. sınıflarına yerleştirilme yapılır.
Öneri:
Yukarıda belirtilen “Birinci Seçenek”, 1. sınıfta başarısız öğrenci sayısının fazla olması durumunda Meslek Yüksekokullarının 2. sınıflarında kontenjanların dolmamasına neden olabilecektir. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi’nde okuyan binlerce öğrencinin bir-iki dersten dahi yıllarca beklemek zorunda kaldıklarına şahit olabiliyoruz. Bu durum sonucunda 1. sınıfta her yıl bekleyen öğrenci sayısında hızlı artış olacaktır. Dolayısıyla ikinci sınıfta yüz yüze eğitimde kontenjanlar açık kalabilecektir.
İkinci seçenekte ise hangi Meslek Yüksekokulunda okuyacağını bilmeden uzaktan eğitimi tercih etmek isteyenlerin sayısında azalma olabilecektir. Çünkü 1. sınıfı uzaktan eğitim şeklinde okuyacak öğrenciler, eğer yıllarca başarısız olup bilahare 1. sınıfı geçerlerse ve daha sonra da yapılan sıralamada Meslek Yüksekokuluna giremezlerse, bu duruma karşı birçok şikayet durumları ortaya çıkabilir ve bu projenin başarılı sürdürülmesine engel olabilir.
Dolayısıyla yukarıda önerilen her iki seçeneğin dezavantajları bulunmaktadır. İkinci Seçeneğin Birinci Seçenek karşısında daha dezavantajlı olduğu görülmektedir. İlk etapta Birinci Seçenek uygulanmalıdır. Kontenjan açığını önlemek için, birkaç dersten borçlu 2. sınıfa geçme yöntemi uygulanabilir. Yani örneğin Uzaktan Eğitim şeklinde sürdürülen birinci sınıf öğrencilerinin kaç dersten en fazla başarısız oldukları, istatistiksel olarak incelenir ve örneğin 3 dersten başarısız olanların daha çok olduğu görülüyorsa, üç derse kadar borçlu 2. sınıfa geçiş sağlanır. Borçlu 2. sınıfa geçenler için yoğunlaştırılmış sınav programları uygulanarak, başaran öğrenci sayısı artırılabilir.

4.4. Sayfa 30. “8. Programlar” Paragraf 1:
Mevcut Durum:
“Ortak dersler (Türk dili, yabancı dil, AİİT, bilgisayar, mesleğe giriş vb ) dir.
Öneri:
Teknik programların birinci sınıflarında yukarıda verilen dersler haricinde Matematik, Fizik ve Kimya gibi temel derslerin yer aldığı teknik programların sayısı çok fazladır. O nedenle uzaktan eğitimle matematik, fizik ve kimya gibi dersler de okutulabilir. Bilgisayar Destekli Eğitim kapsamında hazırlanmış yazılımlar bu amaçla kullanılabilir. Temel Bilgisayar dersleri İnternet veya televizyon ortamlarında tamamen uzaktan eğitim şeklinde yürütülebilir.

4.5. Sayfa 42. “9. Öğretim Süreçleri- Metotları”
Mevcut Durum:
“9. Öğretim Süreçleri-Metotları” bölümünde uzaktan eğitimin tamamen Anadolu Üniversitesi tarafından yürütülmesini öngörmektedir.

Öneri:
Doğu Anadolu Projesini yürütmekte olan Atatürk, Fırat, İnönü, Kafkas ve Yüzüncü Yıl Üniversiteleri arasında DPT Müsteşarlığınca Telekonferans ve İnternet’e dayalı sisteminin kurulması planlanmıştır. Atatürk, Fırat, İnönü, Kafkas ve Yüzüncü Yıl Üniversiteleri arasında kurulacak bu sistem sayesinde normal eğitimde görülen eksikliklerin uzaktan eğitim ile giderilebileceği, bu bağlamda bu Üniversitelere bağlı Meslek Yüksekokulları için de telekonferans sistemi ile birinci sınıfları için uzaktan eğitim uygulanabilecektir. İnternet üzerinden ders materyalleri hazırlanacak, ödevlerin takibi e-posta vb. yöntemlerle yürütülecektir.
Meslek Yüksekokulları için sadece Anadolu Üniversitesi tarafından yürütülen bir uzaktan öğretim sistemi yerine, Doğu Anadolu Projesinde olduğu gibi bölgesel mekanlar da göz önüne alınarak birkaç üniversitenin bir araya gelerek uzaktan öğretim yapması daha isabetli olacaktır. Bölgesel anlamda Üniversiteler arasında oluşturulacak Ortak Girişimler arasındaki koordinasyonu “Enformatik Milli Komitesi” yürütebilir. Ortak Girişimlerin uzaktan eğitim için kullanacakları ortamları kendileri belirleyebilmelidirler. Örneğin bir Ortak Girişim, telekonferans sistemini esas alarak web, CD, kitap vs kullanırken, diğer bir Ortak Girişim İnternet ağırlıklı veya Anadolu Üniversitesi’nin yaptığı gibi televizyon ağırlıklı yürütebilir. Ortak Girişimlerin kullanacakları yöntemler, rekabet ortamını geliştirecek ve daha kaliteli eğitim için mücadele verilecektir. Oysa uzaktan eğitimi sadece Anadolu Üniversitesi yapacak olursa Açıköğretim Fakültesi örneğinde olduğu gibi tekelleşme meydana gelebilecek ve kaliteli bir uzaktan eğitim ortamı ortaya çıkmayabilecektir.

SONUÇ
Yukarıda sunulan önerilerin göz önüne alınması halinde Meslek Yüksekokullarının birinci sınıflarının telekonferans ve İnternet’e dayalı uzaktan eğitim şeklinde sürdürülmesi mümkündür.
Meslek Yüksekokullarının birinci sınıflarının uzaktan öğretim ile eğitim-öğretimlerini sürdürmeleri olumlu bir düşüncedir. Ancak bu işlemin sadece Anadolu Üniversitesi tarafından yürütülmesi; rekabetçi ve kaliteli bir öğretimin yapılmasını engelleyebilir.
Bir çok üniversitemizde birkaç yıldan beri farklı ortamlar kullanılarak ders bazında uzaktan eğitim sürdürülmekte ve bazı üniversitelerimiz kendi aralarında (örneğin İstanbul Üniversitesi ile Harran Üniversitesi gibi) ikili ilişkilere girmiş bulunmaktadır. ODTÜ Enformatik Enstitüsü, İTÜ UZEM Projesi, Fırat Üniversitesi FIRAT RTV, İnternet ve telekonferans sistemlerine ait çalışmalarını yürütmektedir. Bu nedenle bir tek Üniversite tarafından yürütülen uzaktan öğretim sistemi yerine, ABD örneğinde olduğu gibi farklı Üniversitelerin bir araya gelerek oluşturacakları Ortak Girişimler tarafından farklı uzaktan eğitim ortamları kullanılarak yapılacak uzaktan öğretim, daha kaliteli ve rekabete dayalı bir ortam yaratabilir.
Uzaktan Eğitim için oluşturulan Ortak Girişimler arasındaki koordinasyon “YÖK Enformatik Milli Komitesi” tarafından yürütülmelidir.
Her Ortak Girişim kendine bağlı Meslek Yüksekokullarındaki tüm eğitim ve öğretimi, Enformatik Milli Komitesi denetiminde kendisi organize etmeli ve yürütmelidir.
Fırat Üniversitesi olarak YÖK/Dünya Bankası Endüstriyel Eğitim Projelerinden faydalanan hem Teknik Eğitim Fakültesine hem de Meslek Yüksekokuluna sahip nadir Üniversitelerimizden biridir. 1992 Yılından beri kendi yerel televizyonunu kurarak bilgisayar alanında sertifika programları düzenlemiştir. Yürüttüğü Doğu Anadolu Projesi (DAP) Genel Koordinatörlüğü görevi sayesinde Atatürk, Fırat, İnönü, Kafkas ve Yüzüncü Yıl Üniversiteleri arasında telekonferans ve İnternet sistemlerini kurma çalışmalarını sürmektedir. Bu proje tamamlandığında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yer alan Meslek Yüksekokullarının birinci sınıfları için uzaktan eğitim uygulanabilir.
KAYNAKÇA
[1] VAROL, A.; VAROL, N.: ABD’de Uydu İle Uzaktan Eğitim, Uzaktan Eğitim, 1998.Kış, S.17-21
[2] VAROL, A.: Uydu İle Uzaktan Eğitim, Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ve Asya Pasifik Ülkeleri Uluslararası Eğitim Sempozyumu, 24-26 Eylül 1997, Elazığ, S: 146-158
[3] VAROL, A.; VAROL, N.: Almanya’da Uzaktan Eğitim Üniversitesi, Uzaktan Eğitim, 1998 Yaz 1999 Kış, S: 30-35
[4] KUNÇ, Ş.; VAROL, A.: 21. Yüzyıl Eğitiminde Teknoloji Kullanımı ve Mesleki Teknik Eğitim, Endüstriyel Teknoloji, Bilimsel ve Teknik Dergi, Cilt 1, Sayı 1, Kasım 1994, S:41-46
[5] VAROL, A.: Televizyon-Telekonferans ve İnternet Sistemlerinin Uzaktan Eğitim Amaçlı Kullanımı, Türkiye 1. Uluslararası Uzaktan Eğitim Sempozyumu, 12- 15 Kasım 1996, Bildiriler Kitabı, S: 659-667
[6] VAROL, A.: Televizyonla Uzaktan Eğitim ve Mahalli Radyo ve Televizyon Kuruluşlarının Sıkıntıları, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi VI, 1997, S: 145-157
[7] VAROL, A.; KUNÇ, Ş.: “Uydu Yayın Teorisi ve Fırat Televizyon Yayınları”, Fırat Üniversitesi Araştırma Fonu Proje Raporu (FÜNAF No.56), 1993.
[8] VAROL, A.: Televizyon Yayın Sistemi, Konutbirlik, Sayı:108, Nisan 1993, S:22-23, İstanbul
[9] V AROL, A.; KUNÇ, Ş.: Fırat Televizyonu Yayın Sistemi, Fırat Üniversitesi, Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi, Cilt:5, Sayı:l, S:118-131, 1993, Elazığ
[10] İSBİR, E., G.; VAROL, A.: Distance Learning Goals of Fırat University, Distance Education, Summer 1997, 42-44
[11] VAROL, A.: 3984 Sayılı Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun ve Fırat Televizyon Yayınları, Mesleki ve Teknik Eğitim Sempozyumu I, F.Ü. Teknik Eğitim Fakültesi, 22-23 Haziran 1995, Elazığ, Cilt: Teknik Bilimler, S:15-21
[12] İSBİR, E. G.; VAROL, A.: Doğu Anadolu Projesi (DAP) ve İletişim, Bilişim’99, 15-19 Aralık 1999, İstanbul, S.:22-27

Yayınlandığı Yer: VAROL, N.: “Bilgiye Erişimde Yeni Teknolojiler” 21. Yüzyıla Girerken Enformasyon Olgusu Ulusal Sempozyum Bildirileri. 19-20 Nisan 2001 Hatay S. 241-248



BİLGİYE ERİŞİMDE YENİ TEKNOLOJİLER
Nurhayat Varol*
GİRİŞ
Bilgi ihtiyacının artması, yeni teknolojilerin varlığı ve hızla gelişimi, enformasyon teknolojilerinin hızla modernleşmesi sonucunda bilişim alanındaki teknolojiler yaşamımızın adeta birer parçası olmuşlardır.
İnsanlar arası anında iletişim kurabilmek için ilk telefon konuşması 1876 yılında 12 kilometrelik mesafede gerçekleştirildiği göz önüne alınırsa kısa zamanda iletişim alanında da büyük mesafeler alındığı ortaya çıkmaktadır. Bu hızın en büyük etmeni; bilgisayarların bilgi iletişiminde yerini almış olmasıdır.
Bilgi teknolojileri ve sistemlerindeki gelişmeler son dönemlerde olağanüstü hızlanma gösterdi. Küreselleşme veya globalleşme denilen kavramların yaşandığı 20. yüzyılda özel kurum ve kuruluşlar, kamu kesimi, eğitim kurumları, sivil toplum örgütleri kapsamlı ve istatistiksel bilgilere ihtiyaç duymuşlardır.
21. yüzyılda insan hayatı bilimle şekillenecek ve devletlerin refah düzeyleri, bir ülkenin sahip olduğu bilimin bütün dünya- tarafından kabulü, onun dünya bilgi birikimine yaptığı katkının niteliği ve niceliği ile belirlenmektedir.
Akademik ve araştırma dünyasının ve diğer birçok farklı alanların vazgeçilmez iletişim aracı olan İnternet ağ örgüsü hızla gelişmektedir. İnternet’in uluslararası örgütler, devlet kurumları, askeri ve ticari kuruluşlar tarafından yoğun biçimde kullanılmaya başlanması sevindirici bir gelişmedir.
Gelecekte Türkiye’nin dünya ülkeleri arasında layık olduğu yerini alabilmesi için rekabet ortamında mücadele edebilmesi zorunludur. Bu yarışta başarılı söz sahibi olabilmek için de Ulusal Bilgi Politikasının oluşturulup geliştirilerek sürekliliğinin korunması gerekir.
Toplumların sosyal ve kültürel alanda gelişmesinde farklı ortamlarda tutulabilen yazılı materyallerin önemi büyüktür. Bu yazılı materyallerin toplanması, saklanması ve gelecek nesillere iletilebilmesi, ancak kütüphane ve benzeri oluşumlar sayesinde gerçekleşebilir.
Kütüphaneler;


  • Düşünce ve bilgi ürünlerinin insanlar arasında paylaşılmasını sağlayan,




  • Bilgi edinme özgürlüğünü kişilere yaşatan,




  • Bireylerin okuma ve araştırma ihtiyacına cevap veren ve bu özelliklerini de geliştiren,




  • Her yaşa, seviyeye, kültür yapısına sahip insanlara hizmet veren birimlerdir.

Eğitim kurumlarının birçoğunda, kütüphaneler; il, ilçe merkezlerinde de halk kütüphanelerini görmek mümkündür. İletişimin hızla gerçekleştirildiği, bilgi patlamasının yaşandığı, teknolojinin hızla geliştiği günümüzde; bu yeniliklerden yeterince yararlanma hedeflemelidir.


Küreselleşen dünyamızda uluslararası ilişkilere cevap verebilecek enformasyon teknolojilerinin kütüphanelere girmesi, herkesin hayali olmaktan çıkmış artık kaçınılmaz olmuştur.
Kütüphaneciler; bilginin hızla geliştiği, yayıldığı bilgi dünyasında kendi rollerini yeniden belirlemek, kullanıcılarına en iyi hizmeti vermek konumundadırlar. Bu görevlerini yerine getirmek için kütüphanede görev yapan elemanların, teknolojiyi yakından takip etmeleri beklenmelidir.
Donal Norman’ın “teknolojinin değişimi ve gelişimi çok basittir, asıl zor olan sosyal, kültürel ve organizasyonsal değişikliklerdir” sözleri, yaşantımızdaki bazı gerçekleri yaşatmaktadır (Norman,1998).

YER VE ZAMAN SINIRLARINI AŞAN ELEKTRONİK KÜTÜPHANELER
Elektronik kütüphaneler, bilgi kaynaklarını sağlama işlemlerine yeni bir yaklaşımdır. Bilgi depolama ve korumada yeni yöntemler; kullanıcılar için yeni etkileşim yollarının bulunmasını, bilgi kaynaklarını kataloglama işlemleri gibi yeni yaklaşımların oluşturulmasına neden olmuştur.
Bu yaklaşımlar ve ihtiyaçların sonucunda kütüphaneler duvarsız, rafsız kütüphane modelleri ortaya çıkmaktadır. Elektronik kütüphanelerin yapılandırılmasını ve değişim sağlayan gelişmeleri şöyle sıralamak mümkündür.


    • Aynı anda çok sayıda kullanım ihtiyacı,

    • Belirli mekan sınırını aşma,

    • Karşılıklı etkileşim,

    • Birden fazla erişim yolunun olması,

    • Zamanın özgür ve tasarruflu kullanımı,

    • Kullanıcının özelliklerine uygunluğu,

    • Kullanıcı grubu içerisinde her bireyle bağlantı kurulabilmesi,

    • Veri gruplarının sınırlılığının aşılması,

    • Kullanıcılarda sınıfsız öğrenme isteği,

    • Kaynaklara ve verilere ulaşmada fırsat eşitliği,

    • Kullanıcılara sınıf, yaş farkı gözetmeksizin yaşam boyu hizmet,

    • Uzaktan eğitimde elektronik kütüphane desteğine olan gereksinim.



ELEKTRONİK KÜTÜPHANELERİN SINIFLANDIRILMASI:


  1. Görüntü Özelliği Taşıyan Kütüphaneler: Bilginin büyük bir kısmı resimlerle anlatılmaktadır. Ancak yazı desteği de vardır. Çoklu ortam özelliği taşır.




  1. Metin Özelliği Taşıyanlar: Sadece metin içeriklidir, çoklu ortam donanımına ihtiyaç duyulmamıştır.




  1. Hipermetin Özelliği Taşıyanlar: Metin şeklindeki belgeler arasında geçişi sağlayan linkler vardır.




  1. Karışık Özellik Taşıyanlar: Bu özelliklerin birden fazlasını taşırlar.


ELEKTRONİK KÜTÜPHANE KULLANIM AVANTAJLARI VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR
Kullandığımız modern teknolojilerin avantajları ve beraberinde getirebileceği sınırlılıkların olması kaçınılmazdır. Elektronik kütüphaneler için de aynı koşullar geçerlidir.

Avantajları:


  • Güncel bilgiler ve son gelişmeler kullanıcılara aktarılabilir.




  • Kitapların fiziksel bakımı azaltılabilir.




  • Çok yönlü giriş olarak bir kaynak birden çok kişi ve grup tarafından kullanılabilir.




  • Yer ve zaman sınırlanması ortadan kalkar.




  • Okuyucu sayısı artıkça, kullanıcılar ve kütüphane için maliyet düşebilir.




  • Kullanıcıların özellikleri tanımlanarak bilgi hizmeti verilebilir.




  • Bilgi kaynaklarına kullanıcıların zarar verebilmesi önlenebilir.




  • Bilgi depolama kapasitesi artırılabilir.




  • İstenilen kaynağa kısa sürede ulaşılması sağlanabilir.


Yüklə 3,42 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə