Tck tanitim semineri notlari


II. YENİ TÜRK CEZA KANUNUNDA DÜZENLEME



Yüklə 4,78 Mb.
səhifə12/127
tarix29.05.2018
ölçüsü4,78 Mb.
#46542
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   127

II. YENİ TÜRK CEZA KANUNUNDA DÜZENLEME


Yeni Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinde, somut olayda hükmedilen hapis cezasının kısa süreli olması durumunda, etkin ve ülkemiz şartları bakımından da uygulanabilirliği olan seçenek yaptırımlar öngörülmüştür.

Kısa süreli hapis cezasına mahkûm olan kişinin cezası, hâkim tarafından uygun görülmesi ve kendisinin de rızasının bulunması hâlinde kamuya yararlı bir işte çalıştırma tedbirlerine çevrilecektir. Hükümlünün çalışacağı kurumda kadrolu olması ve bir ücret alması da söz konusu olmayacaktır.

Kısa süreli hapis cezasını gerektiren bir suçu işlemiş olan ve eğitim derecesi elverişli bulunan bir kişinin, örneğin, okuma yazma öğreten bir kursta öğretici olarak görev yapmasına karar verilmesi, bu seçenek yaptırıma örnek olarak gösterilebilir.

Kişi hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre seçenek yaptırımlara çevrilebilecektir. Bu konuda hâkime takdir yetkisi verilmiştir.

Belirtmek gerekir ki, seçenek yaptırımlar kısa süreli hapis cezası bakımından geçerli olmakla birlikte, Kanunun 50 nci maddesinin dördüncü fıkrasında taksirli suçlar bakımından buna bir istisna getirilmiştir. Taksirli suçlarda verilen hapis cezaları uzun sürelide olsa da adli para cezasına çevrilebilir . Bilinçli taksirle işlenen suçlarda bu hüküm uygulanmaz .

Hâkim seçenek yaptırım olarak;

a)Adlî para cezasına,

b)Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,

c)En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
d)Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,

e)Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,



f)Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya,

Çevirebilecektir.



Kamuya yararlı bir işte çalıştırma ( İnfaz Kanunu )

MADDE 105.- (1) Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan kısa süreli hapis cezasının yaptırım seçeneklerinden kamuya yararlı bir işte çalıştırma; hükümlünün, ücretsiz olarak bir kamu kurumunun veya kamu yararına hizmet veren bir özel kuruluşun belirli hizmetlerinde çalıştırılmasıdır.

(2) Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri, bölgelerinde bulunan bu tür kurumlardan hükümlüleri ne suretle çalıştırabileceklerine dair bilgi alırlar ve hizmetler listesini oluştururlar. Bu listeler mahkemelere verilir. Mahkeme, bu listelerden uygun gördüğü hizmeti ve süresini hükümlüye önerir ve bunu reddetme hakkına sahip olduğunu hatırlatır.

(3) Diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinde kamu yararına çalıştırma kararı verilemez.

(4) İki yıl veya daha az süre ile hapis cezasına mahkûm olanlardan, hükümlülük süresinin yarısını iyi hâlle geçirenlerin, istekleri bulunmak koşuluyla kendilerinin veya yasal temsilcilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, mahkûmiyet sürelerinin geriye kalan yarısını kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına mahkemece karar verilebilir.

(5) Mahkeme kararında belirtilen çalışma esasları ile rejimlere uymama hâlinde, geri kalan ceza aynen çektirilir.
Hükmedilen seçenek yaptırım hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememiş ise hükmü veren mahkeme tedbiri değiştire bilir. ( 50/son )

Suç için hapis ve adli para cezası seçenekli olarak öngörülmüş ve mahkeme hapis cezasını seçmiş ise, bu artık adli para cezasına çevrilemez. ( 50/2 ) Ancak Kanunda sadece “adli para cezasına çevrilemez” dendiği için adli para cezası ve hapis cezasının seçenekli olarak belirlendiği durumlarda mahkemece hapis cezası seçildikten sonra kanaatimce hapis cezası, adli para cezası dışında kalan seçenek diğer seçenek yaptırımlara çevrilebilir.

Hapis cezasının, adlî para cezasına çevrilmesinde, hapis cezası öncelikle gün olarak tespit edilecektir. Daha sonra adlî para cezasının alt ve üst sınırları göz önünde tutulmak suretiyle Kanunun 52 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanacaktır.

50. maddede kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar düzenlenmiştir. Bu seçenekler yukarıda açıklandığı gibi yasada açık bir şekilde sayılmıştır. Bunlardan en önemlisi adli para cezasına çevirmedir.

Burada belirtilen seçenek yaptırımılar kural olarak KISA SÜRELİ (BİR YIL VE DAHA AZ SÜRELİ) HAPİS CEZALARI için geçerlidir. Suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre bu seçenek yaptırımlara karar verilebilir.

Eğer fail daha önceden HAPİS CEZASINA MAHKUM OLMAMIŞ ise ve verilen hapis cezası 30 GÜNDEN AZ SÜRELİ ise ya da fail, fiili işlediği tarihten 18 yaşından KÜÇÜK ise veya 65 yaşından BÜYÜK ise verilen BİR YIL VE DAHA AZ SÜRELİ HAPİS CEZASININ seçenek yaptırımlara çevrilmesi ZORUNLUDUR (m.50/3).

Faile verilen kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırım olarak adli para cezasına çevrildiğinde artık fail hapis cezasına hükümlü bir kişi durumunda olmayacaktır. TCK. nun 50/5 . maddesine göre “Uygulamada asıl mahkumiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbirdir “ demektedir. Bunun bir takım sonuçları vardı. Örneğin ikinci bir suç işlediğinde ve bu suçtan dolayı 20 gün hapis cezası aldığında bu cezanın paraya çevrilmesi zorunlu olacaktır. Yine sonuç olarak belirlenen adli para cezası ikibin lira veya bu miktarın altında ise bu karara karşı istinaf ( kanun ) yoluna başvurulamayacaktır. ( CMK.272 / 3 – b ) Gerçi 647 Sayılı Kanunun5/4. maddesinde , “Uygulamada asıl mahkumiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen para cezası veya tedbirdir. Bu hükmün uygulanması, kanun yoluna başvurmada engel teşkil etmez “denmekteydi. Fakat 647 Sayılı Kanunun bu fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan yer alan,” Bu hükmün uygulanması, kanun yoluna başvurmada engel teşkil etmez “ hükmüne yeni kanun da yer verilmemiş olması ve öte yandan da CMK. nun 272. maddesinin 3. fıkrasının ( b ) bendinde “ sonuç olarak belirlenen “ adli para cezasından bahsettiğininden , hükmedilen adli para cezası iki bin lira veya bu miktarın altında ise bu karara karşı istinaf ( kanun ) yoluna başvurulamayacaktır.

Seçenekli yaptırımların uygulanması :

İnfaz Kanunu MADDE 109.- (1) Kısa süreli hapis cezası yerine Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesine göre hükmedilen seçenekli yaptırımların infazında uygulanacak rejim, tüzükte gösterilir.

Özel infaz usulleri :

İnfaz Kanunu MADDE 110.- (1) Hükmü veren mahkeme veya hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkeme, altı ay veya daha az süreli hapis cezasının;

a) Her hafta cuma günleri saat 19.00'da girmek ve pazar günleri aynı saatte çıkmak suretiyle hafta sonları,

b) Her gün saat 19.00'da girmek ve ertesi gün saat 07.00'de çıkmak suretiyle geceleri,

Ceza infaz kurumlarında çektirilmesine karar verebilir.

(2) Kadın veya altmışbeş yaşını bitirmiş hükümlülerin mahkûm oldukları altı ay veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine karar verilebilir.

(3) Yetmişbeş yaşını bitirmiş olup da üç yıl ve daha az süreli hapis cezasına mahkûm olanların, bu cezalarının ceza infaz kurumlarında çektirilmesi sağlık durumları itibarıyla elverişli olmadığı, tam teşekküllü Devlet veya üniversite hastanelerince verilecek raporla tespit edilenler hakkında cezanın konutlarında çektirilmesine hükmü veren mahkemece veya hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkemece karar verilebilir. Ancak, mahkûmiyete konu suç nedeniyle herhangi bir zarar doğmuşsa, bu zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi şartı da ayrıca aranır. Bunlar hakkında beşinci fıkra hükümleri uygulanmaz.

(4) Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesi kararı, infaza başlandıktan sonra da verilebilir.

(5) Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesine karar verilenler hakkında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz.

(6) Bu infaz usulünün gereklerine geçerli bir mazeret olmaksızın uyulmaması hâlinde, cezanın baştan itibaren infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.

(7) Bu madde hükümlerine göre verilen kararlara itiraz yolu açıktır.



Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri ile koruma kurulları

İnfaz Kanunu MADDE 104.- (1) Cezaları ertelenen, salıverilen veya haklarında hapis cezası dışında herhangi bir tedbire hükmedilen hükümlülerin toplum içinde izlenmesi, iyileştirilmesi, psiko-sosyal problemlerinin çözülmesi, salıverme sonrası korunması ve yargılanan kişiler hakkında sosyal araştırma raporlarının düzenlenmesi ve mağdurun korunması gibi görevleri yerine getirmek üzere denetimli serbestlik ve yardım merkezleri kurulur.

(2) Salıverilme sonrasında hükümlülere iş sağlanması için koruma kurulları kurulur.

(3) Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri ile koruma kurullarının kuruluşu, çalışma yöntem ve esasları, ilgili kanununda düzenlenir.
& 10. Hapis cezasının ertelenmesi

MADDE 51. - (1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;

a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,

b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması,

Gerekir.

(2) Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverilir.

(3) Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.

(4) Denetim süresi içinde;

a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,

b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,

c) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine,

Mahkemece karar verilebilir.

(5) Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.

(6) Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir.

(7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.

(8) Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.40

GEREKÇE :

Madde metninde ertelemenin hukukî niteliği ve uygu­lama koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Bu düzenlemede, erteleme, bir koşullu af olmaktan çıkarılıp, ceza infaz kurumu hâline geti­rilmiş ve erteleme sadece hapis cezası bakımından öngörülmüştür.

Ertelemede denetim süresi içerisinde hükümlü bakımından söz konusu olabilecek yükümlülükler açısından da bazı yenilikler getirilmiştir. Örneğin erteleme sadece mağdurun değil, kamunun uğradığı zararın da tamamen tazmini koşuluna bağlanabilir hâle getirilmiştir.

Ayrıca, cezanın ertelenmesi hâlinde denetimli serbesti tedbirinin daha etkin bir şekilde uygulanabilmesini sağlamak için Tasarıdaki madde met­ninde bazı değişiklikler yapılmıştır. Örneğin denetimli serbesti süresi içinde bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine; bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına; ya da, onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, özellikle bir meslek veya sanat edinme­lerini sağlamak amacıyla, barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine karar verilebilir.

Getirilen diğer bir yenilik de, denetim süresi içinde hükümlüyle ilgili olarak uzman bir kişinin görevlendirilmesidir. Hükümlüye rehberlik edecek bu uzman kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişa­relerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bi­lincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâ­kime verir.

I. GENEL OLARAK

Yeni Ceza Kanununda erteleme, sadece hapis cezası açısından kabul edilmiştir. Bugün tecil dediğimiz cezanın ertelenmesi müessesesi bir af kurumu gibi işlemektedir. Yani bir infaz kurumu olarak işlememektedir. Çünkü ilkin kişi deneme süresi içersinde yeni bir suç işlemezse mahkumiyet esasen vaki olmamış sayılmaktadır. İkinci ise, kişiye deneme süresi içerisinde herhangi bir yükümlülük getirilmiş de değildir. Halbuki iki yıla kadar hapis cezası alan suçları ertelemeye tabi tutuyorsak bunun bir takım sonuçlarının olabilmesi için bunun hukuki niteliğinin değişmesi gerekmekteydi. Bu nedenle, hapis cezasının ertelenmesi bir atıfet kurumu olarak değil bir cezanın infaz rejimi olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle de deneme süresi içerisinde kişiye bazı yükümlülükler getirmek mümkün olabilecektir. Bunlar, ikinci fıkrada öngörülen kamunun uğradığı zararın giderilmesi, mağdurun zararının giderilmesi gibi çeşitli yükümlülüklerdir. Bunun yanında denetim süresi içerisinde eğitim programına devam etme , ücret karşılığı çalıştırma gibi çeşitli yükümlülükler getirilebilmektedir. Yani kişinin cezası ertelendi, başına buyruk hale geldi sistemi sona ermekte ve bütün bunlarla birlikte uygun bir denetim süresi geçirilmişse cezası infaz edilmiş sayılmaktadır. Cezanın ertelenmesinin veya infazının hak yoksunları bakımından önemli sonuçları bulunmaktadır.Bu düzenlemede, erteleme, şartlı bir af olmaktan çıkarılmış ve BİR İNFAZ ŞEKLİ OLARAK kabul edilmiştir.

Yeni düzenlemede bir kişinin cezası ertelendiğinde hükümlü erteleme süresinin sonunda cezasını İNFAZ ETMİŞ sayılmaktadır. Eski düzenlemede yer alan esasen vaki olmamış sayılma hali söz konusu değildir. Eskiden ceza verilip ertelendiğinde bir nevi ceza askıya alınıyor ve erteleme koşulları ihlal edilmediğinde kişi hiç ceza almamış hale geliyordu. Yeni sistemde bu durum terk edilmiştir. Artık kişi erteleme süresi için cezasını infaz eden kişi konumundadır ve erteleme sonunda da hürriyeti bağlayıcı cezasını infaz etmiş kişi durumuna gelecektir. Bunun pratik pek çok sonucu olacaktır.

647 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinden temel farklılıklardan birisi, 647 Kanun uygulanmasında hakkında aynı Kanunun 4 üncü maddesi uygulanan hükümler hakkında da erteleme söz konusu olmasına rağmen, Yeni Türk Ceza Kanununun 6 ncı maddesinin bu uygulamaya imkan vermemesidir. Yani adli para cezalarının ertelenmesi söz konusu değil. Bunun temelinde yatan sebep, bir kere kişinin cezası zaten bir yıl ve daha az hapis cezasıysa o adli para cezasına çevrilebiliyor. Başka tedbirlere de çevrilebiliyor. Ama ondan yukarıdaysa bir yıldan fazla bir hapis cezası söz konusuysa ve bu erteleme kapsamı içerisindeyse, artık burada adli para cezasının ertelenmesi söz konusu değil. Çünkü adli para cezasında hakim bu cezayı tespit ederken kişinin ekonomik durumunu göz önüne aldığı için artık o para miktarı o kişinin ödeyebileceği bir para miktarıdır. Bu nedenle de adli para cezalarının sistemi nedeniyle ertelenme söz konusu olmamalıdır.

Gerek hapis cezasıyla birlikte ve gerek yalnız olarak adlî para cezasına mahkumiyet durumunda, adlî para cezasının ertelenmesi mümkün değildir. Örneğin kişiye bozulmuş gıdaları satması nedeniyle TCK nun 186. maddesi uyarınca iki yıl hapis ve 100 gün karşılığı adli para cezası verildiğinde verilen hapis cezası ertelenebilecek ancak 100 gün karşılığı olarak verilen adli para cezası ertelenemeyecektir.

Ertelemede, denetim süresi içerisinde hükümlü bakımından söz konusu olabilecek yükümlülükler açısından da bazı yenilikler getirilmiştir. Örneğin denetimli serbesti süresi içinde bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine; bir meslek veya sanatı icra sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına; ya da, onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, özellikle bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine karar verilebilir.

Düzenlemeye göre, erteleme sadece mağdurun değil, kamunun uğradığı zararın da tamamen tazmini koşuluna bağlanabilir hâle getirilmiştir.

Getirilen diğer bir yenilik de, denetim süresi içinde hükümlüyle ilgili olarak uzman bir kişinin görevlendirilmesidir. Hükümlüye rehberlik edecek bu uzman kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.

Bu düzenleme, Adalet Bakanlığı bünyesinde yeni bir teşkilatlanmayı (denetimli serbestlik büroları) gerekli kılmaktadır. Bu konudaki çalışmalar Adalet Bakanlığında yürütülmektedir.

Hak yoksunlukları bir güvenlik tedbiridir ve cezasının infazı süresince prensip olarak devam edecektir. Dolayısıyla erteleme, bir cezanın infazı rejimi olduğu için kişinin cezası ertelenmesine rağmen cezasının infaz süresi bitene kadar bazı hak yoksunlukları olacaktır. Diyelim ki, kişi kamu görevlisi ise o kamu görevini artık yapamayacaktır. Yani cezanın ertelenmesinde bu önemli noktayı unutmamamız lazım.




Yüklə 4,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə