Tck tanitim semineri notlari



Yüklə 4,78 Mb.
səhifə13/127
tarix29.05.2018
ölçüsü4,78 Mb.
#46542
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   127

II. UYGULAMA

1. Mahkum Olunan Suça İlişkin Koşullar


İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir.

Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır.


2. Önceki Mahkumiyete İlişkin Koşullar


Kanun Koyucu, mahkum olunan cezanın ertelenmesinde, mahkum olunan suçtan dolayı verilen ceza bakımından bir kısım koşullar aradığı gibi, kişinin bu suçu işlemeden önceki durumunun da göz önünde bulundurulmasını aramıştır. Ve önceki durumun değerlendirilmesinde de bir kısım ölçütler konulmuştur.

Buna göre; erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;

a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,

b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaat oluşturmuş olması,

gerekmektedir.

Sanığın, yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede oluşacak kanat sonucu ceza ertelenebileceğinden, bunun sonucu olarak da ertelemeye ilişkin takdir yetkisinin Yüksek mahkemenin denetim yetkisi dışında kalacağını düşünüyorum.


3. Koşullu Erteleme


Yeni Türk Ceza Kanununa göre, cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna da bağlı tutulabilir.

Koşulun yerine getirilmemesi durumunda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverilir. Koşulun yerine getirilmemesi durumunda ise cezanın infazına devam olunacaktır.


4. Denetim Altında Bulundurma


Hâkim tarafından cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Belirtmek gerekir ki, denetim altında bulundurma hâkimin takdirine bağlı değildir. Denetim hususunda mutlaka karar verilecektir. Hakim ;

1. Denetim süresini,

2. Hükümlüye denetim süresi içerisinde herhangi bir yükümlülük yüklenip yüklenmeyeceğini,

3. Denetim süresi içerisinde hükümlüye uzman bir denetim görevlisi görevlendirip görevlendirmeyeceğini takdir eder.

Denetim süresi içinde;

a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,

b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,

c) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine,

Mahkemece karar verilebilecektir. Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden geçirilmesine de karar verebilir (m.51/6).

Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri ile koruma kurulları

İnfaz Kanunu MADDE 104.- (1) Cezaları ertelenen, salıverilen veya haklarında hapis cezası dışında herhangi bir tedbire hükmedilen hükümlülerin toplum içinde izlenmesi, iyileştirilmesi, psiko-sosyal problemlerinin çözülmesi, salıverme sonrası korunması ve yargılanan kişiler hakkında sosyal araştırma raporlarının düzenlenmesi ve mağdurun korunması gibi görevleri yerine getirmek üzere denetimli serbestlik ve yardım merkezleri kurulur.

(2) Salıverilme sonrasında hükümlülere iş sağlanması için koruma kurulları kurulur.

(3) Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri ile koruma kurullarının kuruluşu, çalışma yöntem ve esasları, ilgili kanununda düzenlenir.

5. Denetim Görevlisi


Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilecektir. Denetim görevlisinin görevlendirilmesi zorunlu değildir. Hâkimin takdirine bırakılmıştır (m.51/5). Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir (m.51/6).

Denetim görevlisi, kişinin kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.


6. Ertelenen Cezanın İnfazı


Hükümlü denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlediğinde veya belirlenen yükümlülüklere hakimin uyarısına uymamakta ısrar ederse ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir. Burada infaz edilecek kısmın ne kadar olacağını hakim takdir edecektir. Hakim hükümlünün aldığı cezanın tümünün aynen infazına karar verebileceği gibi duruma göre belirleyeceği miktarı çekmesine de karar verebilir. Bu konudaki kararı hükmü veren mahkeme verecektir. Bu nedenle hükümlü hakkında kasıtlı bir suçtan dolayı ceza verilir ise cezayı veren mahkeme kararın kesinleşmesinden sonra kararın bir örneğini erteli cezayı veren mahkemeye gönderecektir. Bu kararı alan mahkemede yukarıda belirtildiği gibi hükümlünün cezasını bir kısmının veya tümünün infaz kurumunda çektirilmesine karar verebilir. Eskiden olduğu gibi ikinci hükmü veren mahkemece aynen infaza karar verilmesi hali YOKTUR.

7. Denetim Süresince Yükümlülüklere Uyma


Yukarıda belirtildiği gibi, cezası ertelenen kişinin denetim altında bulundurulması zorunludur. Ancak, denetimin koşula bağlanması veya denetim konusunda uzman görevlendirilmesi, hükümlünün kişiliği ve sosyal durumu göz önünde bulundurularak, hâkimin takdirine bırakılmıştır.

Denetim süresinin, hükümlü tarafından yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirilmesi durumunda, ceza infaz edilmiş sayılacaktır(m.51/8).

Eski düzenlemeden farklı olarak erteleme kararı ile birlikte Mahkeme hükümlü hakkında bir yıl ila üç yıl arasında bir denetim süresi belirler. Bu sürenin alt sınırı mahkum olunan cezadan az olamaz. Örneğin kişi iki yıl hapis cezasına mahkum olduğunda erteleme süresi iki yıl ila üç yıl arasında belirlenir. Eğer kişi 6 ay hapis cezasına mahkum olmuş ise erteleme süresi 1 yıl ila 3 yıl arasında olacaktır. Bu süre belirlenip koşullara uygun olarak geçildiğinde hükümlü cezasını infaz etmiş sayılacaktır (m.51/8). Bu durumda mahkemenin hükümlü hakkında tespit ettiği denemi süresini açıkça kararında göstermesi gereklidir. Süre dolunca hükümlü cezasını infaz etmiş hale gelir. Yani önceden olduğu gibi deneme süresi dolduğunda hükümlülüğün esasen vaki olmamış sayılması hali YOKTUR.

& 11. Adlî para cezası

MADDE 52. - (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.

(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.

(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.

(4) Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. 41



GEREKÇE :

Hâlen yürürlükte olan ve Hükûmet Tasarında da muha­faza edilen, para cezası sistemi, cezadan beklenen amaçları gerçekleştir­mekten uzak kalmaktadır. Özellikle enflasyon nedeniyle Türk parasının de­ğerinin düşmesi karşısında, para cezalarını artırmak için sık sık yapılan ka­nun değişikleri de, uygulamada çeşitli sorunlara yol açmaktadır. Bu sorunla­rın giderilmesi için para cezasının miktarının belirlenmesinde “memur maaş katsayısı” veya “yeniden değerleme oranı” gibi ölçütlerin dikkate alınması ise, ceza hukuku ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.

Diğer yandan, suç işleyen kişinin ekonomik durumu dikkate alınma­dan hükmolunan para cezası, eşitlik ilkesine aykırı sonuçlar doğurmaktadır. Ödeme gücü olan kişi üzerinde etkisi olmayan, ödeme gücü olmayanı ise sonuçta yine infaz kurumuna gönderilmesini sonuçlayan bu sistemden vaz­geçilerek; gün para cezası olarak adlandırılan ve günümüzde Almanya, Avusturya, Polonya, İsveç, Finlandiya, Danimarka ve hatta, Fransa gibi bir çok ülkede uygulanan sisteme geçilmiştir.

Gün para cezası sisteminin temel amacı, para cezasının kişinin ödeme gücüne göre belirlenmesi yoluyla, suç işleyen zengin ile fakir arasındaki eşitsizliği gidermektir. Bunun yanında sistem, uygulaması basit, etkili, say­dam ve para cezasından güdülen amaçları yerine getirebilecek özelliktedir.

Söz konusu yaptırım adli para cezası olarak ifade edilmiştir. Bu su­retle söz konusu yaptırımın, idari nitelikteki “para cezası”ndan farklılığına işaret edilmek istenmiştir.

Adli para cezası ilke olarak hapis cezası ile birlikte değil bu cezaya alternatif olarak uygulanacaktır. Buna karşılık ekonomik kazanç elde etme amacının güdüldüğü belli suçlarda, kanunda ayrıca gösterilmesi koşuluyla hapis ve adli para cezasına birlikte hükmedilebilecektir.

Adli para cezasına hükmederken hâkim önce, suç karşılığı olarak ka­nundaki sınırlar arasında gün birimi sayısını saptayacaktır. Toplam gün bi­rimi sayısı belirlenirken hâkim cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçüleri esas alarak bir sonuca varacaktır. Örneğin yüz gün birimi gibi. İkinci aşa­mada ise kişinin, ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde tutularak bir gün biriminin parasal miktarı tayin edilecektir. Bu miktarı hâkim, kişinin malvarlığını, bir günde kazandığı veya kazanması gereken gelirini dikkate alarak takdir edecektir. Örneğin elli Türk Lirası gibi. Daha sonra toplam gün birimi sayısı ile bir gün biriminin parasal miktarı çarpılarak, adli para ceza­sının miktarı tespit edilecektir. Örnekte yüz (gün) ile elli (Türk Lirası) çar­pıldığında adli para cezasının miktarı beş bin Türk Lirası olarak bulunmak­tadır.

Hâkim gerektiğinde bu miktarın taksitle ödenmesine karar verebilecek ve bunu taksit sayısı ile birlikte kararında ifade edecektir. Taksitle ödemeye hükmedildiğinde, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği kararda ayrıca belirtilecektir.


I. GENEL OLARAK

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 765 sayılı Kanunda öngörülen para cezası sistemi tümüyle terk edilmiş ve “Gün para cezası sistemi” olarak kabul edilen yeni bir para cezası sistemi kabul edilmiştir.

Bilindiği üzere, 765 sayılı Kanunun 11 ve devam eden maddelerinde ceza hukukumuz bakımından, para cezaları sisteminin temel ilkeleri tespit edilmiştir. Buna göre, cürümler için ağır para cezası, kabahatler için ise hafif para cezası öngörülmüştü. 5237 sayılı Kanunda cürüm ve kabahat ayırımı kaldırılmış olduğundan, 765 sayılı Kanunda bu ayırımın bir sonucu olarak cürümler ve kabahatler için ayrı olarak kabul edilmiş bulunan farklı ceza sistemi terk edilmiş ve para cezaları bakımından Adlî para cezası olarak adlandırılan tek para cezası kabul edilmiştir. Suç karşılığında öngörülen ve mahkeme tarafından hükmedilen para cezası ile idarî yaptırım olarak uygulanan para cezası arasındaki kavram karışıklığını önlemek için, ceza hukuku yaptırımı niteliğindeki para cezasının adı, "adlî para cezası" olarak belirlenmiştir.

Yeni Türk Ceza Kanunuyla, 765 sayılı Kanunda öngörülen ve ödeme gücü olan kişi üzerinde etkisi olmayan, ödeme gücü olmayanın ise sonuçta yine infaz kurumuna gönderilmesi sonucunu doğuran ve "memur maaş katsayısı" veya "yeniden değerleme oranı" gibi uygulanması tereddütlere yol açan ölçütlerin dikkate alındığı sistemden vazgeçilerek, günümüzde Almanya, Avusturya, Polonya, İsveç, Finlandiya, Danimarka ve Fransa'da uygulanan "gün para cezası sistemi" benimsenmiştir.



Gün para cezası siteminin temel amacı, para cezasının kişinin ödeme gücüne göre belirlenmesi yoluyla, suç işleyen zengin ile fakir arasındaki eşitsizliği gidermektir.

Bunun yanında sistem, uygulanması basit, etkili, saydam ve para cezasından güdülen amaçları yerine getirebilecek özelliktedir.

Adlî para cezası, kural olarak hapis cezasına seçenek yaptırım şeklinde kabul edilmiştir. Ancak, özellikle ekonomik çıkar amaçlı suçlarda suçun işlenmesiyle bir çıkar elde edildiği kesin olarak öngörülmekle birlikte bunun miktarının belirlenemediği durumlara özgü olarak, hapis cezasının yanı sıra adlî para cezası da öngörülmüştür. Bu tür durumlar Kanunun, 79/1, 80/1, 91/4, 107/1, 109/4, 117/2, 133/3, 142/3, 154/1, 157/1, 158/1, 164/1, 165/1, 174/1, 181/4, 186/1, 188/1, 188/3, 188/7, 198/1, 198/2, 199/1, 199/2, 200/1, 203/1, 219/1, 219/2, 226/1, 226/2, 226/3, 226/4, 226/5, 227/1, 227/2, 228/1, 237/2, 238/1, 239/1, 241/1, 244/4, 255/1, 282/2, 289/1, 289/3, 292/5, 305/1, 308/3, 322/1, 322/4, 323/4 ile 333/3 inci maddelerinde düzenlenmiştir. Fakat sözü edilen maddelerde bahsedilen gerekçe ile adli para cezasının öngörülmesinin saptanan kazancın müsaderesine engel teşkil etmeyeceğini düşünüyorum.

Kanunun, 88/1, 89/1, 99/2, 100/1, 105/1, 106/1, 116/3, 117/1, 122/1- c, 124/1, 125/1, 130/1, 132/1, 132/3, 133/2, 134/1, 148/1, 151/1 ve 153/2 gibi maddelerinde öngörülen adlî para cezalarında para cezasının alt veya üst sınırı konusunda bir hükme yer verilmemiştir. Bu durumda, belirtilen maddelerdeki adlî para cezasının alt ve üst sınırı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrasına göre beş günden az ve yedi yüz otuz günden fazla olamayacaktır.

Yeni ceza kanunu sisteminde para cezasını nispi para cezası veya tazminat kabilinden para cezası gibi ayrımlara tabi tutulması söz konusu değildir. Tek bir ceza var. Adli para cezası. Fakat bu arada yeni Ceza Kanunu yürürlüğe girse bile halen varlığını diğer kanunlarda devam ettiren para cezaları var. Nispi para cezası Kaçakçılık Kanununda mevcut olan nispi para cezası. Bu kanunların yeni Ceza Kanunundaki konseptle uygun hale getirilmesi gerekmektedir.


Yüklə 4,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə