Niyâzî-i Mısrî’nin Kur’an ve Tefsir Anlayışı



Yüklə 340,96 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə15/18
tarix23.08.2018
ölçüsü340,96 Kb.
#63931
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   18

 

M. AY · NİYÂZÎ-İ MISRÎ’NİN KUR’AN VE TEFSİR ANLAYIŞI | 215 

Zira ilm-i esmânın muallimi Allah’tır. Esmâ ile hâsıl olan mana, murâdullah 

olmasa, talîm-i esmâ abes olmuş olur. Allah, abesi talimden münezzehdir.”

151

 

Mısrî, bazen bir olayın âkibetinin ne olacağına dair Kur’an ile tefeüülde bu-



lunmaktadır. Karşısına çıkan âyetten, ebced hesabına göre bir takım hesaplar 

yaparak öngörülerde bulunmaktadır. Şu ilginç ifadeleri buna örnek verilebilir:  

“1083 senesi Rebîulevvel ayının 29. (Pazartesi) günü İslâm askeri, gaza için 

küffâr memleketine çıktı. Onların gâlip gelip gelmeyeceklerini anlamak niye-

tiyle Kur’ân-ı Azîm’den tefeüül ettim. Şu âyet geldi: “Andolsun ki Tevrat’tan 

sonra Zebur’da da yeryüzüne sâlih kullarımın vâris olacağını yazmıştık.”

152

 

Bil ki 1083 sayısında inşallah küffâr memleketinin fethine işaret vardır. Ulvî 



harflerin süflî harflere; nûrânî harflerin zulmânî harflere galebesi de kezâ 

Müslüman askerlerinin kâfirlere galebesine delâlet eder. Zulmânî harflerin 

birbiri üzerine düşmesi de küffârın uzak yerlere sürüleceğine işarettir. 

“İbâd”ın (kullar) mütekkelim yâ’sına izâfeti, onlara şeref vermek içindir. Kul-

ları “sâlih” olarak nitelemek de onların şerefini gösterir. Âyette bulunan “arz”ı 

cennet ile de tefsir etmişlerdir. Eğer: “Burada lafzan da Müslümanların gâli-

biyetine işaret var mı?” denilirse deriz ki: “Evet, ‘inne’l-arza’ sözü yedi harften 

müteşekkildir. Müdğam harf ile sekiz olur. ‘Dâd’ sayı olarak 800’e tekâbül 

eder. Bu cennet derecelerine karşılık gelir. Çünkü İbn Abbas’tan rivâyet edil-

diğine göre cennet yedidir. Bir de kalbi sekiz eder. Bu harfler de zâhirde yedi; 

bâtında sekizidir. Sekiz harf, adetlerine vurulursa Ramazan’ın sayısı gibi 

olur. Şevval de bâtın harfin zuhûru ile Allah’ın sâlih kulları arza vâris olurlar. 

Yani Müslümanlar Şevval ayında gâlip geleceklerdir.”

153


  

Kaynakların verdiği bilgiye göre Mısrî’nin bahsettiği tarihte (Şevval 

1083/Ocak-Şubat 1673) şöyle bir savaş vukû bulmuştur: Padişah IV. Mehmed ve 

Sadrazam Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusu 7 

Safer 1083/4 Haziran 1672’de Lehistan seferine çıkmıştır. Sefer sırasında başta 

Kamaniçe olmak üzere çeşitli kaleler fethedilmiş ve sonunda 25 Cemâziyelâhir 

1083/18 Ekim 1672’de Osmanlı’nın zaferini ilan eden Bucaş antlaşması imzalan-

mıştır.


154

 Mısrî’nin sözünü ettiği sefer, bu sefer olmalıdır. Ancak Mısrî’nin 

öngörüsünün aksine Şevval’de değil, ondan 4 ay önce Cemâziyelâhir’de Osman-

lı’nın zaferini tasdik eden Bucaş antlaşması imzalanmıştır. 

Mısrî’nin hemen her eseri, cefr hesablarıyla doludur. Ancak bu hesaplamalar 

                                                                    

151

   Mısrî, Tefsîru Sûreti’l-Beyyine, Petev Paşa no. 261/10, v. 36. 



152

   Enbiyâ 21/105. 

153

   Mısrî, Mevâidu’l-İrfân, v. 33b; İrfan Sofraları, s. 126-127. 



154

   Bkz. Abdülkadir Özcan “Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa”, DİA, XXVI, 262. 




216 | OSMANLI TOPLUMUNDA KUR'AN KÜLTÜRÜ VE TEFSİR ÇALIŞMALARI -II- 

da son derece karmaşık ve anlaşılması güçtür. O, âyetlerden cefrle işaretler 

çıkarmayı o kadar ileri götürür ki karşılaştığı basit olaylar ve şahıslar için bile 

cefr vasıtasıyla âyetleri kullanmaktan çekinmemektedir. Mesela Bakara 2/2-3 

âyetlerinden, Yunus, Hasan adındaki arkadaşlarının ve balıkçı Hüseyin’in 

karısının vefat tarihini ve bunların ölümüne Karabaş’ın sebep olduğunu;

155

 

Furkan 25/45-46 âyetlerinden padişahın vâlidesinin kendisini zehirlemeye 



teşebbüs edeceğine, ancak muvaffk olamayacağını

156


 çıkarmaya çalışır. 

ee. Kelimelerin Lafzî Delâletlerinden İşâret Çıkarmak 

Mısrî, Musa-Bilge Kul kıssasında niçin

 

 ُتدرأ



-

ÓĬْدرأ


-

  ğƫÖر دارأ

şeklinde fâilleri 

farklı üç ayrı fiil kullanıldığının üzerinde durmaktadır. O, insanların çoğunun 

bu farklı kullanımlardaki hikmeti bilmediğini söyledikten sonra, bu üç farklı 

kullanımdan şöyle bir sonuç çıkarmaktadır: Hızır, birincisinde noksanlaştır-

mak, kusurlu hale getirmek için yapıldığından, yani içinde noksanlık söz konu-

su olduğundan dolayı, “Ben irâde ettim” diyerek onu kendisine isnad etmiştir. 

İkincisi olayda ise, âsî olduğu için çocukta şer, mümin oldukları için ana-babada 

hayır söz konusudur. Dolayısıyla hayır ve şer bir arada olduğu için “Biz irâde 

ettik” diyerek noksanlığı kendisine, kemâli Allah’a isnad etmiştir. Üçüncü 

olayda ise sırf hayır (definenin bulunması için duvarı düzeltmek) olduğu için 

“Rabbin irâde etti ki” diyerek bu fiili Allah’a isnad etmiştir.

157


 

4. Mısrî’nin İşârî Tefsirle Amaçladığı Hedefler 

a. Vahdet-i Vücûd Düşüncesini Âyetlerlerle Desteklemek 

Mısrî’nin düşünce sisteminin en önemli unsuru, vahdet-i vücûd anlayışıdır. 

Bu düşüncenin Kur’an ile uyum içinde olduğunu ispatlamak amacıyla çeşitli 

âyetlerden vahdet-i vücûda işaretler çıkarmaya çalışmaktadır. Bu sebeple pek 

çok âyeti, hem mensûr eserlerinde  vahdet-i vücûda işaret edecek şekilde yorum-

lamakta hem de Divan’ında bazı âyetlere atıfta bulunmaktadır. Bunlara, şu 

âyetler örnek verilebilir:  

1. “O gün, bazı yüzler sevinçten ışıl ışıl parlar. Rablerine bakarlar.”

158

 

Bağlamından anlaşıldığına göre bu âyet, âhiret hayatındaki müminlerin kar-



                                                                    

155


   Bkz. Mısrî, Mecmûa, 15b; a.g.mlf., Niyâzî-i Mısrî’nin Hâtıraları, s. 52-53. 

156


   Bkz. Mısrî, Mecmûa, 15a; a.g.mlf., Niyâzî-i Mısrî’nin Hâtıraları, s. 52. 

157


   Bkz.  Niyâzî-i  Mısrî,  Risâle-i Hızriyye-i Cedîde, Süleymaniye Ktp. Pertev Paşa no. 

261/4, vr. 18-19. 

158

   Kıyâmet 75/22-23. 




Yüklə 340,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   18




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə