166
Brian M. D’Onofrio,Lindon J. Eaves, Lenn… (Çev: Celal Çayır)
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2
ve baskın etkilerini, ebevenylerden çocuklara aktarılan çevresel
faktörleri ve eşlerin müşterek çevre ve arkadaş çevresi tasnifçi eş-
leşme ve ailelerin oluşturmadığı etkilerle ilgili arta kalan etkileri
kapsamaktadır.
Korelasyon
Şekil 1
“Virginia 30.000” de
fiziksel özellik ile kiliseye katılım
arasındaki korelasyon
Modelin tamamı, bu etkilerin hepsinin zorunlu olarak cinsel-
liğe bağlı olarak mümkün olduğunu gösterir. Model, genetik ve
çevresel etkilerin soylarda karşılıklı ilişkili olacağını, çünkü ebe-
veynin ailesel çevreye hangi dini etkilere sahip olduğu önemlidir.
Ham olarak zigot dönüşümünün (Z-transform) ağırlıklı metot olarak
enaz alanının kabul edildiği (cinselliğin paylaşımında)yaş-uygunluk
ilişkisi, aileye benzer bir bileşene sahip olması tahmin edilir. Sınır-
lanmayan karmaşık lineer olmayan parametre değerleri, biyolojik ve
kültürel kalıtımın kolayca diğer paket modeller yoluyla ele alınma-
masından dolayı, Mx bilgisayar programı kullanılmıştı (Neale,
1997).
Tablo 3’te çeşitli genetik ve çevresel değişkenlerin erkek ve
kadınlar üzerindeki katkıları, farklı iki “dini” ölçekle, kiliseye ka-
tılma (churce attendance) ve dini doğruluk tutumları (Religious
Dini Bağlılık, Tutum, ve Davranışlar Üzerindeki Biyolojik ve Sosyal. 167
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2
Right Attitudes) özetlenmiştir. Biz, bu iki cinsellik üzerindeki katkı-
ları çizelgede sunduk.
Genetik faktörlerin rolü büyüktür, fakat kiliseye bağlanma
ile yetişkinin dini davranış gelişiminde çok büyük bir öneme sahip
olduğu anlamını taşımaz. Genetik faktörlerin katkısı, seçici eşleş-
menin (assortative mating) etkisi belirgin bir şekilde göze çarpmak-
tadır. Çeşitli yapıları içeren additive genetik etkiler (dahil olan ge-
netik unsurlar), kiliseye bağlanmada erkekler arasında % 19, kadın-
lar arasında % 18 oranında bir sonuçla açıklanmıştır. Şayet biz ge-
netik dönüşümde baskın görünen katkıları dahil edersek, genetik
faktörlerin kadınlarda yaklaşık olarak % 30, erkeklerde ise % 23
oranında önemli olduğunu görürüz.
Tablo 3
Kilseye Bağlılıkta Çeşitli Bileşenler ve Sosyal Tutumlarda
“Dini Doğrular”
Bileşenler
Kiliseye Katılım
Erkek Kadın
Dini Doğruluk
Erkek Kadın
Genetikliği İçeren
14.5
14.0
35.8
17.3
Çeşitlilik
4.4
4.2
30.1
14.3
Genetikliği İçer-
meyen
3.3
11.8
1.6
8.9
Dikey Kültürel
Aktarım
3.0
4.4
3.3
0.1
Ortak Çevre Pay-
laşımı
16.9
15.7
0.0
6.9
Tek Çevre
50.5
40.9
51.0
51.7
Genetik-Çevresel
Farklılık
7.5
9.0
-21.8
0.9
Şimdiye kadar aile bireylerinde tek etkili unsurun büyük öl-
çüde çevresel unsurlarda olduğu, yaklaşık olarak bu değişimin % 41
168
Brian M. D’Onofrio,Lindon J. Eaves, Lenn… (Çev: Celal Çayır)
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2
ve % 51 oranlarında erkekler ve kadınlar arasında uygunlukla açık-
landı. Ailelerin çocuklarının değişimi üzerinde (% 3) ve torunlarının
değişiminde (% 4) oranında küçük, fakat önemli çevresel etkileri
vardır. Bununla birlikte, bu oldukça küçük etkiler, çocuğun ebevey-
ninin dini pratik çevresine dönüşümünde genler arası ve çevrenin
belirgin olarak değişiminde oldukça ortak etkileri vardır (kadınlarda
% 9, erkeklerde % 8). Burada çevrenin kardeşler ve ikizler üzerinde
önemli derecede etkisinin paylaşıldığını (anılan sıraya göre % 16 ve
% 17), kendi ailelerinin dini davranışlar üzerinde doğrudan etkisinin
olmadığını gösterir. Bununla birlikte evlat edinmede genetik olma-
yan aktarımlar için önemli bir delildir (“dikey ve kültürel kalıtım”;
Cavalli-Sforza & Feldman, 1981). Genotip-çevresel korelasyon
etkilerinin bileşkesi olarak bu katkılarn toplam dönüşümdeki etkisi-
ne oranla küçüktür. Bütün bunlar söylendiği zaman, biz kısa dönem
davranışındaki dönüşümü içeren, aile bireyleri tarafından paylaşıl-
mayan, tek bireyler üzerinde çevresel tecrübelerin dönüşümünde
büyük ölçüde tek katkı olarak buluruz.
Dini Doğrular faktörü bulgularının özeti, bir çok belirgin
faktördeki tek çevre faktöründeki gerçeğe benzer; fakat biz, bir şey
üzerinde genetik faktörlerin büyük ölçüde rolüne dikkat çektik. Ay-
rıca, paylaşılan çevrenin katkısı, bu bireysel farklılık turtumlarında
daha az önemi vardır. Şayet model doğru ise, erkeklerde G X E
(Genetik X Çevre) korelasyonunda negatif bir değer vardır ; çocuk-
lar sosyal etkiler sonucu ailelerine karşı tepki gösterirler. İki dini
değişkenin aktarımında cinsellikte farklılıklar vardır. Bu yüzden bu
parametrelerin her iki uygunluk modeli parametrelerinde de olduğu
tahmin edilmektedir. Sonuç olarak, kadınlarda additive olmayan
genetik faktörlerin her iki durumda da baskın olduğu, önemli ölçüde
genetik unsurların bulunduğu ortaya çıkmaktadır.
KİŞİLİK VE DİN ARASINDAKİ İLİŞKİ
Bazı dini değişkenlerin her ne kadar sadece genetik unsurla-
rın yol açtığı gerçeğine sahipken, biz, kişilik üzerinde bilinen gene-
tik etkilerin, dinin üzerine atıfta bulunup bulunmadığını kendimize
Dostları ilə paylaş: |