Hasan basri Çantay’in kiŞİLİĞİ



Yüklə 3,79 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə55/62
tarix23.11.2017
ölçüsü3,79 Kb.
#12099
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   62

Dini Bağlılık, Tutum, ve Davranışlar Üzerindeki Biyolojik ve Sosyal.  163
 
 
 
 
 
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2 
 
atfedilebilir.  Bununla  birlikte,  evlenme  etkileşiminin  davranışına, 
bu makalenin sınırları içinde yer vermek zordur. Bu yüzden, basitlik 
için, evlenme korelasyonunun, daha sonraki modellemenin amaçla-
rına yönelik seçici eşleşmenin bir sonucu olduğu farzedilecektir. 
Beklediğimiz  gibi,  dinî  bağlılığa  yönelik  ikiz  korelasyonları, 
MZ ve DZ ikizleri arasında belirgin bir şekilde farklılaşmamaktadır. 
Yani,  dinî  bağlılık,  kuşaklar  arasındaki  aktarımı  tamamen  kültürel 
olan bir değişkenden beklenilen hususlara son derece benzemekte-
dir. Kadınlarda, genetik faktörlerin çok küçük bir rol oynayabilece-
ğini ima eden DZ benzerliğinde küçük (ve istatistik açıdan önemli) 
bir azaltma bulunmaktadır. Söz konusu rol, muhtemelen, hangi ço-
cuğun  ebeveynlerinin  dinî  geleneklerini  izlememeye  karar  verece-
ğini belirlemesi olabilir. Bu küçük etki, dinî bağlılığa yönelik karşı 
koyulmaz etkiye rağmen, genetik olmayan aktarımlardan biridir. 
Dinî  bağlılıkla  ilgili  bulgular,  Dinî  Doğruluğun  &  Dürüstlü-
ğün ögeleri olan, sosyal tutumlar ve kilise katılımıyla ilgili bulgular-
la,  açık  bir  tezat  içinde  bulunmaktadır.  Her  iki  vak’ada  da,  MZs 
korelasyonlarıyla kıyaslandığında, DZ korelasyonlarında, dine  ger-
çekçi & uygulanabilir & mâkul yatırım söz konusu olduğunda, ge-
netik  faktörler  için  daha  fazla  rol  anlamına  gelen  önemli  bir 
azal(t)ma vardır. Bu yüzden, her ne kadar dinî bağlılıktaki farklılık-
lar, daha çok kültürel farklılıkları yansıtsa da,  dinî tutum ve uygu-
lamalardaki  farklılıklar,  bir  parça  daha  büyük  genetik  bir  unsuru 
göstermektedir.  Bu  bulguların,  bireysel  dinî  farklılıkların  meydana 
getirilmesinde,  çevrenin  çok  önemli  rolünü  imkansız  kılmadığını 
vurgulamak  önemlidir.  MZ  ikiz  korelasyonları,  birlikten  &  bütün-
lükten son derece mahrumdur. MZ ikiz çiftlerindeki böyle farklılık-
lar, sadece doğumdan önce ya da sonra, daha kısa, ya da daha uzun 
dönemli  çevresel  olayların  bir  sonucu  olarak  ortaya  çıkabilir.  Bu 
farklılıklara, tek  yumurta ikiz çiftinden birisini,  aynı  genleri  payla-
şıp, aynı evde büyüdükleri halde, diğerinden farklı gösteren ölçüm 
hataları da dahildir. (Eaves, 1982) 


164    
Brian M. D’Onofrio,Lindon J. Eaves, Lenn…     (Çev: Celal Çayır)
 
 
 
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2 
 
Dinî Doğruluk & Dürüstlük ölçümüne ve kilise katılımına yö-
nelik olarak, DZ ikizleri korelasyonunun, MZ ikizleri korelasyonun 
yarısından  daha  büyük  olduğu  ortaya  çıkarılmıştır.  Bu  durum  da, 
bizlere bu ölçümler üzerinde, hala önemli müşterek çevresel etkile-
rin bulunabileceğini ifade etmektedir. Bunun yanısıra, eşler arasın-
daki büyük korelasyon MZs’ye oranla DZ ikizleri arasındaki gene-
tik  korelasyonu  yükseltmiş  de  olabilir.  Her  ne  kadar  gerçekte  hiç 
biri bulunmasa bile, bu durum, müşterek çevresel etkilerin görünüş-
te  benzer  olduğu  izlenimini  vermektedir.  (bkz.  Aşağıdaki  analiz) 
Martin  et  al.  (1986)  sosyal  tutumlara  yönelik  seçici  eşleşmenin, 
Londra ve Avusturya’dan alınan ikiz örneklerde, müşterek çevrenin, 
sosyal tavırların genel tutuculuk faktörüne görünürdeki bütün katkı-
sını açıklamaya yetecek ölçüde büyük olduğunu göstermişti. 
Özetle, dinî bağlılıktaki ailevî benzerliğin, aslında beklendiği 
gibi,  kültürel  olduğu  görünmektedir.  Oysa  dinî  tutumlar  ve  davra-
nışlar,  müşterek  ve  müşterek  olmayan  çevrenin  yanı  sıra,  ilave 
additive genetik etkilerden de etkileniyor görünmektedir. Dinî inanç 
ve  uygulamaların  aktarımı  ya  da  kalıtımı  konusunda  sosyolojik  ve 
davranış  araştırmaları,  genetik  etkileri  de  artık  görmezden 
gelemiyecektir. 
Dinî Alanlar ve Kişilik Özelliklerinin Aktarılmasının Mu-
kayesesi 
“Dinî”  değişkenlerle  ilgili  sonuçlar,  kişilikle  ilgili  sonuçlarla 
belirgin  bir  şekilde  tezat  içindedir.  Kişilikle  ilgili  toplam  korelas-
yonlar, dinle ilgili korelasyonlardan daha küçüktür. Ancak, söz ko-
nusu farklılıklar o noktada bitmemektedir. Kişilik için, DZ ikizleri-
nin korelasyonları MZ çiftleri için elde edilen korelasyonların yarı-
sını, arada bir geçmektedir. Bu bulgu, aynı ailede ikizler tarafından 
paylaşılan  çevrenin,  kişilik  farklılıkları  üzerinde  hissedilebilir  bir 
etkisinin  olmadığını  ifade  etmektedir.  (bkz.  Örneğin,  Eaves,  1982) 
Şayet,  DZ  ikizleri  için  kişilikteki  korelasyonlar,  MZ  ikizleri  kore-
lasyonlarının  yarısından  daha  az  olursa,  additive  olmayan  genetik 
etkilerin,  (nonadditive)  (baskınlık  &  ve/yahut  benzer  gen 


Dini Bağlılık, Tutum, ve Davranışlar Üzerindeki Biyolojik ve Sosyal.  165
 
 
 
 
 
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2 
 
epistasileri)  kişiliğin  genetik  mimarisinde  önemli  unsurlar  olduğu 
anlamına gelecektir. (Eaves et al., 1989) Din ve kişilikle ilgili bul-
gular arasındaki son bir önemli farklılık, eşler arasında bulunan  ve 
kişilikle  ilgili  olan,  neredeyse  sıfır  korelasyonda  yatmaktadır.  Bu-
nun gibi küçük korelasyonlar, üç adet kişilik boyutuna yönelik ola-
rak bulunmaktadır. Şayet, (1) gizli (latent) yahut, (2) birbiriyle bağ-
lantılı olan değişkenlere değil de, esasen (3) kişilikle ilgili fenotip’e 
dayandırılırsa, (Heath et la., 1985) söz konusu değişkenler, aile üye-
leri  arasındaki  korelasyonlar  üzerinde,  çok  daha  fazla  etki  sahibi 
olabilirler. Bu durum, tasnifin çok önemli olduğu “dinî” ölçümlerle 
ilgili vak’adan oldukça uzaktır. 
Diğer İlişkilerle İlgili Bulguları Genelleştirme ve 
Assortative Eşlemenin Rolü 
Şekil 1, genetik faktörlerin rolü hakkında daha az tartışmanın 
yaşandığı  fizik  boylarına  (stature)  kıyasla,  kilise  katılımıyla  ilgili 
(cinsiyet esasına göre biraraya getirilmiş) akrabalar arasındaki kore-
lasyonların  şablonunu  göstermektedir.  Biyolojik  ilişkilerle  (şekilde 
aşağıda  yer  alan korelasyonlar) ilgili,  kilise katılımı korelasyonları 
ve fizik boy arasında, pek zayıf biyolojik ve sosyal ilişkiyle beraber, 
azalan bir benzerlikle ilgili  aynı  türden bir şablonu gösterdiklerine 
dikkat  edilmelidir.  Evlilik  yoluyla  kurulan  ilişkiler  için  ise,  eşler 
arasındaki korelasyondan başlayarak, kilise katılımına yönelik seçi-
ci eşleşmenin, fizik boy için görülmeyen kapsamlı bir etkisi müşa-
hede  edilmektedir.  Bu  yüzden,  aile  benzerliği  konusunda  tasnifin 
rolü,  dinî  davranışın  devamını  ve  aktarımını  anlamak  için  atılan 
adımlarda, en başta gelen bir faktörlerden biridir. 
Gizlilik  modeli  (Stealth  Model)  olarak  adlandırılan  model, 
genlerin ve çevrenin etkilerindeki seçici eşleşme ve cinsiyet farklı-
lıkları karşısında, biyolojik ve kültürel kalıtımla ilgili oldukça genel 
bir modelin  örneğidir.  Bu model, Maes et  al  tarafından (1997) de-
taylı  bir  şekilde  tanımlanmış  ve  Virginia  30,000’den  alınan  body 
mass index’deki verilere uygulanmıştır. Bu etkiler, genlerin additive 


Yüklə 3,79 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   62




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə