Hasan basri Çantay’in kiŞİLİĞİ



Yüklə 3,79 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə59/62
tarix23.11.2017
ölçüsü3,79 Kb.
#12099
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   62

Dini Bağlılık, Tutum, ve Davranışlar Üzerindeki Biyolojik ve Sosyal.  175
 
 
 
 
 
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2 
 
tilmiştir (Hood, Spilka, Hunsberger, &Gorsuch, 1996). Halihazırda-
ki bu çalışma, Judeo-Hristiyan geleneği ile sınırlandırılmış ve bura-
daki  kalıtımsal  farklarla  ilgili  sonuçlar,  zorlama  (yapılarak)  diğer 
dinlerin arkaplanı (background) olarak genelleştirilmiştir. Yazarlar, 
burada  sunulan  analizlerdeki  örneklemin  Caucasian  ailelerinden 
oluştuğunu  ve  bunları  oluşturanların  çoğunun  A.B.D’nin  Güney 
bölgelerinden geldiklerini, o yüzden bu bulguların, özellikle de Dini 
Doğruluk  faktörünün  genelleştirilmesinin  kabul  edilemeyeceğine 
işaret ettiler. Gelecekte yapılacak olan araştırmaların başlıca amacı, 
genetik  davranış  araştırmalarının  tamamen  gözardı  edildiği  dinin 
karmaşıklığını ele almak olmalıdır. 30 yılı aşkın bir süredir din psi-
kolojisindeki empirik çalışmalarda, iç güdümlü ve dış güdümlü yö-
nelim  araştırmalarının  kullanımı  hakimdi  ve  çok  boyutlu  amaçlara 
sahip bir çok taslak rafa kaldırılarak (wayside) bir kenara itilmiştir. 
Gorsuch (1994) tarafından yapılan İç güdümlü ve Dış güdümlü yö-
nelimler,  genetik  yaklaşım  için  uygundur,  ancak  İç  güdümlü/Dış 
güdümlü  yönelim    (  I  /  E  description),  örneklerle  iyi  düşünülerek 
kritik  edilirse,  teorik  ve  gerçekleşmesi  bakımından  şüphelidir 
(Kirkpatrik  &  Hood,  1990).  Bu  yüzden  dinin  tanımlanmasının  zor 
olmasıyla  birlikte,  araştırmalar  davranış  (e.g.,  ritual),  inanç  (e.g., 
spiritual) ve tecrübe (e.g., mistical) gibi daha genel  yapılara vurgu 
yapmalıdır.  Dindarlığın  çok  yönlü  boyutlarının  ölçümü  zordur,  fa-
kat bu konuların ele alınması gerekir. 
Tasnifçi Eşleşme ve Evlilikteki Etkileşim 
Viriginia  30.000  deki  spesifik  genetik  ve  çevresel  unsurların 
içinde  kalıtımı  tasvir  etmek/belirlemek  için  kullanılan  modelde, 
eşler arasında bulunan tasnifçi eşleşme korelasyonundaki etkileşim-
den  daha  büyük  olduğu  varsayılmıştı.  Ayrıca,  aile  dindarlığının, 
çocukların dindarlığı üzerindeki etkisinin sadece tasnifçi eşleşmede 
genetik  bir  sonuçla  olabileceğini  söyler.  İkizlerin  eşlerini  içeren 
çalışmalar, evlilikle ilgili benzerliğin altında yatan sebeplerin anali-
zini yapmaya imkan verir (Health, 1987). Gelecekteki analiz çalış-


176    
Brian M. D’Onofrio,Lindon J. Eaves, Lenn…     (Çev: Celal Çayır)
 
 
 
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2 
 
maları, davranıştaki genetik yapının, dindarlığın aktarımında tasnif-
çi  eşleşme  ya  da  evlilikteki  etkileşim  nedenlerinde  bulunan  eşler 
arası büyük korelasyonu açıklamaya ihtiyaç vardır. 
Çevrenin Belirtilmesi 
Burada yeniden incelenen çalışmalarda, dini tutum ya da dav-
ranışların  aktarımında  çevrenin  engelleyen  ya  da  ilerleten  olduğu 
açıkça  belirtilmemiştir.  Bununla  birlikte,  onlar  çalışmaya  uygun 
olabilecek çevre tiplerini açıklamışlardır. Genetik davranış çalışma-
ları,  kargaşalar,  davranışlar  ve  tutumlar  etiolojisi  (etiology  of 
attitudes)  içindeki  çevre  rolüne  büyük  bir  iç  görü  sağlar 
(Hetherington, Reiss, & Plomin, 1994; Plomin, 1994). Genetik fak-
törlerden etkilenen davranış ya da tutumun, belirleyici açıklamalara 
yol açmadığını gösterdi. Kalıtımla ilgili ölçümlerdeki varsayımların 
populasyonu, test edilmiş olan örnekleme bağlıdır. 
Dini  alan  ölçümleri,  tutarlı  bir  şekilde  paylaşılan  çevrenin 
önemini gösterir (bkz. Tablo 1). Geleneksel ailelerde bu çevrelerin, 
ailelerin  dindarlığının  çocuklarına  aktarımında  ılımlı  ve  arabulucu 
olduğu  görüldü.  Ayrıca  bu  çalışmaların  genetik  davranış  yapısı 
içinde  yapılmasın  aihtiyaç  vardır.  Spesifik  olarak,  çevrelerin  dini 
mezhepler/birimlerin değişmesi ile ilişkili olduğu çok az bilinmek-
tedir  (bkz.  Paloutzian,  Richardson,  &  Rambo,  this  vcolume).  Bu 
analizler, anneye ve babaya özgü dindarlık etkisi arasındaki farklı-
lıkları araştırmaya benzer. Aynı zamanda Virginia 30.000 deki veri-
ler,  özellikle  çocuklarda  dindarlığın  değişkenliğine  atıfta  bulunan 
bazı genetik-çevresel korelasyonların olabileceğini gösterir. 
Gelişmeye Yönelik İzlenen Alan (developmental Course) 
  Bildiğimiz kadarıyla ergenlerin dindarlığı ile ilgili bu konu-
da  sadece  iki  çalışma  bulunmaktadır  (Loehlin  &  Nichols,  1976; 
carver & Udry, 1997) ve bu çalışmalardaki analizlerde yaş-değişim 
ilişkisi  üzerinde  durulmamıştır.  Baştan  sonuna  kadar  genetik  ve 
çevresel etkilerin dini tutum ve davranış değişikliğinde etkili olup-
olmadığının  açıklanması  gerekir.  Araştırmalar  göstermiştir  ki,  ço-
cuğun  yaşlanması ve bilişsel yetenek ve paylaşılan çevredeki rolü-


Dini Bağlılık, Tutum, ve Davranışlar Üzerindeki Biyolojik ve Sosyal.  177
 
 
 
 
 
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2 
 
nün azalması ile birlikte genlerinin rolü daha da önem kazanmakta-
dır  (McCartney,  Harris,  &  Bernieri,  1990;  McGue  et  al.,  1993). 
Eaves et al (1997). Muhafazakarlığa riayet etmekle birlikte, genetik 
ya  da  çevresel  etkilerin,  ergenler,  orta  yaş  ve  daha  sonrası  yaş 
populasyonlarında daha önemli olup-olmadığı çok az bilinmektedir. 
Aynen  bunun  gibi,  araştırmalar,  belli  yaşlarda  spesifik  çevrelerin 
“duyarlı periyotları” açıklanmamıştır. 
Çok Değişkenli Analizler  
Başlangıç olarak sadece cinsel tutumlar, sosyal sonuç ve din-
darlık  arasındaki  çevre  ve  genetik  korelasyonlar  verildi.  Gelecekte 
yapılacak olan çalışmalarda, genetik ve çevresel  unsurların dindar-
lığa  nasıl  katkısının  bulunduğunun  yanında,  diğer  klinik  ve  sosyal 
sonuçların  etkisi  üzerinde  yoğunlaşılması  gerekir.  Çok  değişkenli 
analizleri içeren genetik davranış çalışmalarının sonuçları ile birlik-
te, sosyal fenomenin içinde dindarlığın rolü, büyük bir iç görü sağ-
layacaktır. Bu çalışmada sadece Eysenck’in kişilikle ilgili yorumla-
rının analizleri verilmiş; daha kapsamlı bir çalışmada, dindarlık ile 
diğer  kişilik  yapıları  arasındaki  ilişki  üzerinde  çalışılması  gerekir. 
Daha ileri bir çalışmada da dindarlık, cinsel tutumlar ve madde kul-
lanımı  arasındaki  ilişki,  özellikle  çalışılması  gereken    bir  sahadır 
(reviws  in  Benson,  1992;  Gorsuch  &  Butler,  1976)  ve  uyuşturucu 
kullanımı  (Burkett  &  Warren,  1987;  Crossly,  1955;  Kandel  & 
Davies, 1992) 
SONUÇLAR 
  Günümüze  gelinceye  kadar,  dindeki  genetik  davranış  çalış-
malarında, sosyo-kültürel fenomen çalışmaları içinde, sadece sosyal 
ihtimal  teorileri  şeklinde  bazı  yeni  iç  görü  teorileri  teklif  edildi. 
Virginia  30.000  deki  genetik-davranış  araştırması,  daha  çok  temel 
soruların  genetik-davranış  araştırmasına  cevap  verebileceğini  anla-
mak için, farklı dini ölçümlerdeki farklı bireylerin, çevre ve genle-
rin  rolünün  varlığı  ile  sınırlıdır.  Analizler  ayrıca,  genetik  davranış 
çalışmalarından daha kompleks konuların açıklanabileceği iç görü-


Yüklə 3,79 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   62




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə