41
Kesrevî'nin yazdığı gibi nakledilmiştir, ancak daha kısa ve aydın olarak.
Bu iki
kaynağa göre hadiseler böyle cereyan etmiş:
Ocak 1918 yılında İngiltere'nin ikinci kolordu kumandanı Gresi, Urmiye'deki
Fransız Hastânesi'nin müdürü Kujol, Amerikan Konsolosu'nun muavini ve
misyonerlerin şefi Makdavel, Rusya'nın Urmiye'deki Konsolos muavini V.P.Nikitin
ve Asûrîlerin başpapazı Marşimon bir süre müzâkerelerden sonra, silahlanmış
Ermeni-Asûrî kuvvetlerinin Çar ordusunun bölgede kalmış kuvvetlerinin desteği ve
Amerikanların maddî yardımıyla Türklere karşı savaşı devam ettirmesine ve
Âzerbaycan'da (İran'da) müstakil Hıristiyan bir devlet kurmasına karar verdiler.
İngilizlerin tavsiyesiyle Kürtlerin de bu hedef doğrultusunda kullanılması önerildi.
Bu maksat için Marşimon 3 Mart 1918'de 140 süvari asker ve birkaç Rus subayıyla
beraber Simitko'yla görüşmeye giderek ona şöyle diyor: “Biz kendi güçlerimizi
silahlandırıp hazırladık. Bizim süvari gücümüz azdır, sizin süvarileriniz bizimle
beraber olursa gider Tebriz'i bile alırız.” Bu teklif Simitko'nun islami haysiyetine
dokunur ve daha önceden hazırlanmış bir plân üzere Marşimon ve arkadaşları
Simitko'nun süvarileri tarafından öldürülür.
Marşimon'un ölüm haberi Selmas'a ulaşınca, Asûrîler ve Ermeni Daşnakları iki
günde onbine yakın silahsız Müslümanı katliam ederler. Asûrî Kilsesi katliam
fetvası verir ve Kesrevî'nin söylediğine göre, 10,000 kişi öldürülür. Ahmet
Kaviyanpur'un yazdığına göre, Hoy ve çevresindeki Hıristiyan-Müslüman savaşında
takriben 130 bin kişi öldürülmüştür. Bu zaman Rus silahlı kuvvetleri Müslümanları
silahsızlandırmak için emir çıkarmıştır. Bu emirde böyle yazılmıştı: “İran devleti
Âzerbaycan'da tarafsızlığını koruyamadığı için müttefiklerin kararıyla yabancı
(Osmanlı) orduları önlemek ve Âzerbaycan'a girmelerini engellemek maksadıyla
Millî Hıristiyan Ordusu kuruluyor... Müslümanlar aşağıdaki şartlara riayet
etmelidirler:
1- Stepanyans'ın başkanlığında 16 kişilik bir Meclis kuruluyor.
2- Şehirde olağanüstü hal ilan edildiğinden, polis idâresinin başkanı bu
Meclis tarafından tayin edilmelidir.
3- Müslümanlar 48 saat zarf nda silahs zlanmal ve silahlar n teslim
etmeliler.
4- ran Kazak birimleri Rus subaylar n n komutas na tabi olmal d r.
Bu zaman Ermeni General Andranik 3 bin kişilik ordusuyla Aras nehrini
geçerek Hoy'u muhasereye al p, Hoylular k l çtan geçirdikten sonra Urmiye'ye
do ru yol al p H ristiyan kuvvetlerle birleşmek ve H ristiyan Devletinin
kurulaca
yerde, Osmanl ordusunun muhtemel hücumunun karş s n almak
için harekete geçer. Andranik kendi plânlar n gerçekleştirmek ve “Büyük
Ermenistan” devletini kurmak konusunda Rus ve ngiliz kumandanlar n n da
onay n alm şt .
Bu esnada Osmanlı Türk Ordusu Âzerbaycan'a gelerek Hoy ve Selmas'ta
Andranik ve diğer Hıristiyan güçlerle savaşa girip onları yenilgiye uğratır. Bunun
üzerine Andranik kendi ordusuyla kaçmak mecburiyetinde kalır. Böylece
Âzerbaycan'da müstakil Hıristiyan devletinin kurulması hayâli 130 bin insanın
hayâtı pahasına bitmiş olur.
42
Şunu da belirteyim ki o dönemde İranlılarla Osmanlılar arasında dostluk
ilişkilerini güçlendirmek amacıyla Tebriz'de kurulan “İttihâd-ı İslâm Cemiyeti”nin
İranlı eşbaşkanı olan (Osmanlı tarafından Cemiyet'in başkanı, merhum Yusuf Ziya
Beğ idi), halkın ve devletin güvendiği ve Osmanlı ordusu başkumandanı Ali İhsan
Paşa'nın da saygı gösterdiği şahıs olarak bilinen ve bu hâdiseleri yakından müşahide
eden babam, merhum Mirze Ali Heyet (Müctehid)'in o kanlı olaylar ve Osmanlıların
sonraki tepkileri hakkında bizzat şahsıma anlattıkları da yukarıda yazdıklarımla
mutabıktır.
Makalemin sonunda bu facianın bir parçasını açıklayan târihî bir mektubu o
dönemin hadiseleriyle ilgili bir belge olarak nakletmek istiyorum. Bu mektup o
dönem Âzeri Müslümanların yardımına gelen Osmanlı ordu kumandanı (Ferik)
tarafından Emir Erşed'e yazılmıştır. Emir Erşed hükûmet taraftarı olan ve Ermeni–
Asûrî mezâlimi karşısında ağabeyi Serdar Aşayir Hacıalilü ile birlikte Osmanlılarla
işbirliği yapan büyük bir aşîretin hânı (reisi) idi. Bu mektup birkaç diğer mektupla
beraber benim eniştem olan Dr. Cihanşah Hacıalilü'nün babası Serdar Aşayir'in
arşivinde saklanılmıştır. Mektupta adı geçen Topçu Mahmud Han Türkiye'de Harp
Mektebi'ni bitirmiş ve İran ordusuna geçtikten sonra general rütbesi almış şehit
General Mahmud Emin'dir.
İşte mektubun metni:
Emir Erşed Han hazretleri huzûr-i âlîlerine:
Mektûb-i şeriflerini aldım. Samîmî ve berâderâne teşekkürler ederim. Bu
havâlîde elbette mesmû‘-i âlîleri olmuştur ki Ermeniler nâmerdâne bir sûretde
ellisekiz Müslüman kendini [köyünü] târ-ü-mâr etmişler. Bu hareket-i mel‘ûnânenin
önüne geçmek ve İslâmın kanını almak üzere hareket ettim. Zât-ı âlîlerinin
ötedenberi mâ‘lûmum olan samîmiyet ve şecâ‘at-ı dindârânelerinde zerre kadar
şübhem yoktur. Bu taraflarda İran tayında İslam arasında kıtâlın ve cenk ü cidâlın
devâmı, takdir buyurursunuz ki, dîne ve millet düşmanlarımızın ne derece yüzünü
güldürmekte ve Kur’ân-ı Mubîn âşıklarını ne derece rencîde etmektedir.
İran ve İrânî kardeşlerimle münasebetim dâimâ mevcut olmakla berâber
İran'ın vaz‘iyyet-i dâhilesini hakkıyla bilmiyorum. Gerek umûmî ve gerek husûsî
işlerde tenvîr buyurulursam son derece müteşekkir kalır ve hakka mesrûf her türlü
hademâtda noksan etmemeğe gayret edeceğimi va‘d ederim.
Umûr-ı âmme ve husûsât-ı sâ’ireyi şifâhen mâ‘lûmâtdâr etmek üzre ma‘iyyet-i
âlîleri topçu kumandanı Mahmûd Han'ı tâ‘lîmât-ı lâzıma ile Ermenilere i‘lân
etmeksizin (meselâ av bahânesiyle) Mincivan'a gönderirseniz yarınki Çarşamba
günü akşama kadar beni orada bulabilir. Arzu buyurulursa zât-ı selâmîleri de teşrîf
buyurabilirler. Herhâlde yarın gündüz ve gecesi Mincivan'da bulunacağımı arz ile
samîmî selâmlarımın kabûlünü ricâ ederim efendim. 16 Şubat 1336 yevm-i Salı.
İmzâ: Ferik.