Eul journal of Social Sciences 2016; vii(I): 67-89



Yüklə 272,97 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/10
tarix04.11.2017
ölçüsü272,97 Kb.
#8491
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

Gökhan Ak | 83 

 

EUL Journal of Social Sciences (VII-I) LAÜ Sosyal Bilimler Dergisi 



June 2016 Haziran 

 

kaçınılmaz kılmaktadır. Örneğin Kavcar’ın (1985: 7) da vurguladığı şekilde, günümüzde 



daha  çok  çağdaşlaşma  kavramı  ile  karşılanan  ve  genel  olarak  modernleşme  anlamına 

gelen Batılılaşma hareketleri, Osmanlı-Türk tarihinde çeşitli bakımlardan önemli bir yer 

tutmuştur.  Bu  anlamda,  Batılılaşma  çabalarının  Tanzimat’tan  sonra  büyük  bir  hız 

kazandığı  söylenebilir.  Batılılaşma,  kültür,  sanat  ve  edebiyat  alanlarında  ise  en  ileri 

noktaya  1896-1901  yılları  arasındaki  Servet-i  Fünun  döneminde  ulaşmıştır.  Bu  dönem, 

Batı’ya karşı kapıların ardına kadar açıldığı ve hemen her yerde Avrupa modelinin örnek 

alındığı, Osmanlı-Türk toplumuna aktarılmaya çalışıldığı bir dönem olmuştur. Daha çok 

toplumun üst tabaka ve sınıflarında kendini gösteren Batılı yaşayış tarzları, unsurları ve 

anlayışı, doğal olarak olumlu ve olumsuz kültürel etkileri de beraberinde getirmiştir.

18

 



Nitekim  Berkes,  çağdaşlaşmanın  bir  sorun  olarak  görülmesinin,  topluma  Batıcı 

gelişim modellerinin uygulanmaya başlamasıyla birlikte ortaya çıktığı görüşündedir. Bir 

yanda  Batı’nın  gelişme  çizgisine  yaklaşmaya  çalışanlar,  öte  yanda  Doğu  ve  Đslam 

geleneklerini, diğer bir deyişle eski düzeni korumak ve sürdürmek isteyenler arasındaki 

çatışmanın,  günümüze  kadar,  hatta  günümüzde  dâhi  devam  etmesi,  Kovanlıkaya’ya 

(Ekim 1993: 47, 49) göre, Berkes’in “sorun” tahlilini doğrular gözükmektedir.

19

 Ve bu 


anlamda  Berkes,  çağdaşlaşma  yolunda  ulusal  bağımsızlık  mücadelesine  Osmanlı’nın 

yenilik  çabalarından  daha  farklı  bir  yorum  getirmektedir.  Berkes’e  (1975:  249)  göre, 

Türkiye’de  gerçek  anlamda,  “…geleneklerden  kopmaya  bilinçli  olarak  girişmenin” 

yaşandığı  devrimsel  bir  sürece  girilmiştir.  Batılılaşma,  Batı  gibi  olma  özlemlerinin 

yerine önce ulus olma, ulus kimliğini kazanma düşüncesinde hayat bulmuştur. 

Bu  noktada  Berkes  (1975:  251),  Batı’dan  gerekli  görülen  yanların  alınmasının, 

ulusal  bağımsızlık  amacının  yanında  ikinci  bir  amaç  olarak  görüldüğünü  ve  bu  ikisi 

arasındaki  bağlantıyı,  “Ulusal  bağımsızlık  olmadan  Batılılaşma  olamaz;  toplum 



ölçüsünde değişme olmadan uluslaşma gerçekleşemez.”  çıkarımıyla açıklamaktadır. Bu 

iki  anlayışı  birbirine  bağlayan  kavramın  da  “toplumsal  devrim”  olduğunu  ve  bunun, 

Osmanlı’nın  hiçbir  döneminde  ulaşamadığı  bir  düşünüş  olduğunu  vurgulamaktadır 

(Kovanlıkaya, Ekim 1993: 49). 

                                                            

18

 Görüldüğü gibi Niyazi Berkes, çağdaşlaşmayı dil, düşün ve kültür olarak değerlendirmiş; bu anlamda, 



din  sorununun  bir  akıl  aydınlanması  sorunu  olmayıp,  dil,  tarih  ve  kültür  sorunu  olduğu  tespitinde 

bulunarak,  bunun,  ancak  sürekliliği  sağlanabilmek  şartıyla  (Berkes,  1965b:  3),  toplumsal-kültürel 

devrimlerle aşılabileceğini savunmuştur (Görgün Baran, 2012: 85). 

19

  Niyazi  Berkes’in  çağdaşlaşma  üzerine  olan  yorum  ve  analizlerine  karşı,  Cemil  Meriç  (1978:  85) 



tarafından;  “Türkiye’de  Çağdaşlaşma,  bir  misyonerin  kaleme  aldığı  “Tarih-i  Tedenniyat-ı  Osmaniye” 

(Tanınmış müstağriblerden Celâl Nuri Đleri’nin ünlü eseri). Niyazi Berkes, cümle kurmaktan âciz bir idrak 

fukarası.  Herhangi  bir  müsteşrik  kadar  türkçe  bilmeyen  bu  garip  yazarın  teesbit  ve  teklifleri  de  kendisi 

kadar  garip.  Bu  maskaralıkları  teşhir  etmek,  zavallı  gençlerimizi  felâkete  sürükleyen  hokkabazların  ruh 

sefaletini sergilemeye yaradığı ölçüde faydalı olacak.” şeklinde yoğun ve bilim-dışı eleştiriler getiren bir 

çalışma olarak bkz. (Meriç, 1978: 78-86). Ancak, Meriç’in, Berkes’in başyapıtı Türkiye’de Çağdaşlaşma 

üzerine  olan  yazısının  sonunda  yer  alan  bu  eleştiri  görünümündeki  ifadeleri  içerisinde,  özel  isim 

niteliğindeki “Türkçe” ifadesinin “türkçe” olarak yazılması dâhi, Niyazi Berkes’e getirilen eleştirilerin, en 

azından  kalitesi  ve  dikkate  değer  olması  açılarından,  gerek  manidar,  gerekse  okuyanı,  eleştirilerin 

hakkaniyeti anlamında birçok şüpheye sevk eder niteliktedir. 




84 | Niyazi Berkes Düşününde “Laiklik” Ve “Çağdaşlaşma” Kavramlarının Karşılaştırmalı Bir Analizi

 

EUL Journal of Social Sciences (VII-I) LAÜ Sosyal Bilimler Dergisi 

June 2016 Haziran 

 

Örneğin  Berkes’in  siyasasını  hiç  benimsemediği,  hatta  yoğun  biçimde  eleştirdiği 



(Đsmet)  Đnönü dönemini Selçuk (7 Nisan 1997: 20), Batılılaşma kavramı ile açıklarken, 

Atatürk’ün dönemini çağdaşlaşma olarak görmektedir. Bunun kanıtı için de, Atatürk’ün 

sorunu  muasırlaşmak  olarak  koyduğunu  ve  hedef  koyduğu  muasır  medeniyet 

seviyesinin,  aslında  onun  projeksiyonundaki  anahtar  kavramın  Batılaşma  olmadığını, 

çağdaşlaşma  olduğunu  gösterdiğini  vurgular.  Dolayısıyla  Berkes’in  çağdaşlaşma  için 

kullandığı  sekülarizm,  gerçekte  Batıcılığa  ve  Batı  yandaşlığına  karşı  bir  anlam  da 

barındırmaktadır.  Berkes  (1975:  292)  bunu  daha  açık  ve  net  şekilde  şöyle  ortaya 

koymaktadır;  “Ulusal  Kurtuluş  Savaşı’nın  verdiği  ders  şuydu:  Türkiye  ancak  Batı’ya 



rağmen Batılılaşabilir.”  

Zira  Selçuk’un  (7  Nisan  1997:  20)  vurguladığı  üzere, 

Atatürk ne zaman kültürden söz etse, mutlaka başına “milli”sıfatını eklemiştir; “…milli 

bir terbiye programından bahsederken, eski devrin hurafelerinden ve fıtri vasıflarımızla 

hiçbir  münasebeti  olmayan  yabancı  fikirlerden,  şarktan  ve  garpden  gelene  bütün 

tesirlerden  uzak,  milli  seciyemiz  ve  tarihimizle  mütenasip  bir  kültür  kastediyorum 

(Temmuz 1921)”. Görüldüğü gibi Mustafa Kemal, sadece Şark’tan değil, aynı zamanda 

Garp’tan da gelebilecek “bilcümle tesirler”i kastetmektedir. 

Niyazi Berkes, Türkiye’de çağdaşlaşma yorumlamasını yaparken, özellikle Osmanlı 

döneminde  Batı  toplumsal  modelinin  Osmanlı-Türk  toplum  yapısına  uyarlanmaya 

çalışılan yanlarının hatalı alındığını ve toplum yapımızın özellikle kültürel boyutlarının 

göz  önünde  bulundurulmadığı  görüşündedir.  Çağdaşlaşma  sorununun  Batı’nın 

taklitçiliği  olarak  görüldüğü  durumda,  sosyal  ve  siyasal  yapıda  yapılmaya  çalışılan 

yeniliklerin  köklü  değişimlere  ve  dönüşümlere  doğru  bir  evrim  geçirmediğini 

savunmaktadır  (Kovanlıkaya,  Ekim  1993:  50).  Bu  durum  da,  çağdaşlaşma,  Batılılaşma 

ve milli kültür olgularını zorlu bir çıkmaza ve yeni sorunların kapısına sürüklemektedir. 

 

5. SONUÇ VE DÜŞÜNCELER 

Niyazi  Berkes’in  (1984d:  156-157)  görüşüyle;  “…son  iki  yüzyıllık  tarihin,  çağdaş 



dünya  içinde  yaşayabilecek  bir  ulus  ve  devlet  olabilme  zorunluluğunun  son  çözümü 

olarak  doğ[an]  ve  bu  sonuca,  Osmanlı  tarihinin  bozulmuş  doğrultusunun  çağdaş 

dünyaya uymayan bir  çizgiye varmasının doğal  çözümü olarak  varıl[an]”  nokta olarak 

Cumhuriyet’in  temeli  niteliğindeki  laiklik  ilkesi,  1923’den  bu  yana,  “…bir  rejimin 



ilkeleriyle  uygulanışları  arasındaki  uyumu  bulma  sorunları  içinde”  geçen  -2015 

itibariyle- 92  yılda  yapılan sapmaların  her çeşidinin merkezi hedefi olmuştur.  Berkes’e 

(1984d: 158) göre; “Bu sapmaların ne Đslamlıkta, ne Osmanlılıkta ve en son olarak ne de 

Türklükte  bir  geçmişi  vardır.  [Bunlar,]  …kimi  Müslüman  halkların  emperyalist 

dönemlerden kalma şaşkınlıklarının sonucudur.”      

Berkes’in laiklik analizine göre, bir devlet ve onun toplumu çağdaş teknolojiye, araç-

gereçlere  sahip  olabilir,  ancak  laik  bir  rejime  sahip  olmayabilir.  Buna  günümüzden 

verilebilecek güzel bir örnek, Malezya devleti ve toplumudur. Malezya, çağdaş bir Đslam 

ülkesidir,  ancak  devlet  rejiminde  çağdaş  Batı  laikliğini  benimsemiş  bir  ülke  değildir. 

Dolayısıyla laiklik, çağdaşlığı kapsayan ve kaplayan, daha genel ve şemsiye bir kavram 

olarak, daha fazla sosyolojik (özellikle de din sosyolojisi) ve daha az “politik” bir içerik 



Yüklə 272,97 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə