Eul journal of Social Sciences 2016; vii(I): 67-89



Yüklə 272,97 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə2/10
tarix04.11.2017
ölçüsü272,97 Kb.
#8491
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

Gökhan Ak | 69 

 

EUL Journal of Social Sciences (VII-I) LAÜ Sosyal Bilimler Dergisi 



June 2016 Haziran 

 

sosyolojisi,  din-çağdaşlaşma  çatışmasından  kaynaklı  konular  ve  Osmanlı-Türk 



toplumunun  yapısal  özelliklerine  yönelik  araştırmalar  yapmış,  çeşitli  dergi  ve 

gazetelerde toplumsal ve güncel sorunlarla ilgili yazılarıyla da dikkati çekmiştir. Ancak 

1930’lu  ve  1940’lı  yıllar,  Türkiye  açısından  birçok  sosyo-politik  ve  ekonomik 

huzursuzluklarla dolu yıllardır. Bu yılların, zamanın entelektüel ve aydınları üzerindeki 

siyasal  baskıları  da  oldukça  fazladır.  Bu  nedenle,  döneminin  birçok  fikir  insanı  gibi 

Berkes’in  de  düşünce  ve  ifade  özgürlüğü  kısıtlanmaya,  özellikle  yazdıklarından  dolayı 

düşünü  yönetici  ve  sivil  egemen  sınıflarca  baskı  altına  alınmaya  başlamıştır.  Bir  süre 

sonra  bunlar  iftiraya  kadar  varmış  ve  Berkes  türlü  hukuksuzluklara  maruz  kalmıştır.

3

 

Sonuçta  da,  Bakanlık  emrine  almalar,  davalar,  mahkemeler  gibi  nedenlerle  Berkes’in 



bilim yapması engellenmiş, nihayetinde 1948’de TBMM’de Ankara Üniversitesi bütçesi 

görüşülürken kadrosu lağv edilerek öğretim görevinden ve DTCF’den uzaklaştırılmıştır.  

Türk  siyasî  tarihinde  “1948  DTCF  Tasfiyeleri”  olarak  bilinen  hukuksuz  ve  yanlı 

olaylar  zincirinden  sonra  işsiz  kalan  ve  Türkiye’de  yaşam  hakkı  da  kalmadığını  gören 

Niyazi Berkes, 1952’de yurtdışından aldığı teklifi değerlendirerek Türkiye’yi terk etmiş 

ve  Kanada/McGill  Üniversitesi  Đslam  Araştırmaları  Enstitüsü’nde  öğretim  görevine 

başlamıştır.  Yirmi  üç  yıl  bu  enstitüde  çalışan  Berkes,  1975’de  uluslararası  “Emeritus 

Profesör”  unvanını  alarak  emekli  olmuş  ve  Đngiltere’ye  yerleşmiştir.  Burada  1988’de 

ağır  bir  kalp  krizi  sonucu  yaşama  veda  eden  Niyazi  Berkes,  1952-1988  döneminde 

Türkiye’ye  -kendinden  kaynaklanmayan  sebeplerle-  kesin  dönüş  yapamamış  ve  yurt 

hasretini yalnızca kısa ziyaretlerle giderebilmiştir. 

 

2.  NĐYAZĐ 



BERKES’ĐN 

ENTELEKTÜEL 

KĐMLĐĞĐ 

VE 

SĐYASΠ

PERSPEKTĐFĐ 

Tüm  entelektüellerde  olduğu  şekilde,  Niyazi  Berkes’i  de  yaşadığı  dönemlerden  ve 

çağdaşı  aydın,  entelektüel  ve  siyasîlerden  ayrı  değerlendirmek  mümkün  değildir.  Söz 

konusu  sosyo-politik  dönemlerin,  Berkes’in  entelektüel  kimliği  ile  düşünü  üzerinde 

köklü  etkileri  olduğu  da  açıktır.  Dolayısıyla  Berkes’in  görüşleri  ile  yaşadığı  dönemler 

arasındaki  etkileşim  ve  izleri,  onun  geniş  ilgi  alanı  ile  fikir  dünyasında  görmek 

mümkündür. Kayalı’nın (2000: 76-77) da bu meyanda vurguladığı şekilde, Berkes’in: 

                                                            

3

 Berkes’in  (1965a: 146-147) şu satırları, o dönemin siyasal ve ideolojik konjonktürü içinde onun neden 



fikir  ve  ifade  özgürlüğünün  kalmadığını  anlatmaya  yeterlidir;  “Yirmi  yıllık  Kemalist  rejiminin 

deneylerinden  sonra  o  zamanın  fikirlerinin  artık  tarih  sayfalarına  geçmiş  olmaktan  başka  bir  değerleri 

kalmamıştı.  Bu  tarihe  geçmiş  fikirleri  bile  bilmekten  mahrum  olan  şimdikilerin  sözcüleri  için  toplumsal 

değerler sadece bir politika ve kazanç aracı oldu. Kimisi dini, kimisi ırk duygularını, kimisi sınıf ve bölge 

ayrılıklarını, kimisi siyasi mevki sahiplerini ele alıp sömürmekten, ülke yüzeyinde küme küme kin yığınları 

tutuşturmaktan  başka  bir  şey  düşünmüyordu.  Hiçbirinin  ne  din,  ne  milliyet,  ne  ekonomi,  ne  devlet 

alanlarında yapıcı ve olumlu bir görüşü vardı. Ulusal birliği yer yer kundaklayan bu kudurganlık içinde 

Kemalist  geleneğe  aykırı  yolda  yürümeyen,  düşünmeyen  ve  söylemeyenlerden  başkasına  hürriyet  yoktu; 

fakat  onun  dışında  bütün  kemiksiz  dillere  sonsuz  bir  uzanma  hürriyeti  vardı.  Bu  devrin  aynı  derecede 

utandırıcı  yanı,  aydınların  çoğunun  bu  rezalet  karşısında  susması,  varacağı  sonuçlara  karşı 

umursamazlığı olmuştur.” 


70 | Niyazi Berkes Düşününde “Laiklik” Ve “Çağdaşlaşma” Kavramlarının Karşılaştırmalı Bir Analizi

 

EUL Journal of Social Sciences (VII-I) LAÜ Sosyal Bilimler Dergisi 

June 2016 Haziran 

 

…çalışmalarında zaman zaman beliren coşku zaman zaman da hakim olan 



kötümserlik  duyarlılığını  çok  iyi  yansıtmaktadır.  Bu  kadar  coşkulu  bir 

şekilde  yazan  az  sayıda  Türk  entellektüeli  bulunmaktadır.  Niyazi  Berkes’in 

kimi  zaman  depreşen  heyecanı  Türkiye  hakkındaki  beklentilerinden 

kaynaklanmaktadır.  Çoğu  başka  entellektüelin  değişik  dönemlerde 

yazdıklarını  okumak,  değişik  entellektüellerin  metinlerini  okumak  gibi  bir 

duygu  oluşturur.  Fakat  Berkes’in  kırk  yıl  aralıklarla  yazdıklarını  okumak 

aynı  kişiyle  yüz  yüze  olunduğu  izlenimini  uyandırır.  Çünkü  benzeri 

düşüncelerin  ifade  edildiği  rahatlıkla  anlaşılabilir.  Aradaki  tek  fark 

Türkiye’nin o zamanki durumu konusundaki iyimserlik ya da kötümserliktir. 

Düş[ünce]ler  değişmese  bile  duygular  değişmektedir.  Nitekim  hangi 

dönemlerde daha fazla yazdığı görülürse tutumu daha iyi anlaşılır.” 

Berkes’in,  yaşamında  birçok  değişik  ve  dramatik  tecrübeyi  üst  üste  edinmesine 

rağmen,  akademik  ilgilerinde  ve  bunları  ele  alış  tarzındaki  süreklilik  vurgulanmaya 

değerdir.  Her  bir  ayrı  konu,  onun  eser  ve  yazılarında  sosyal  bilimlerin  önemli  bir 

problemiyle  bağlantılı  olarak  belirmektedir.  Berkes,  bu  problemlere  aranan  cevapların 

sosyolojik,  toplum-bilimsel,  tarih-bilimsel,  ekonomik  ve  kültürel  yönlerini  kendi 

akademik  disiplini  içerisinde  ortaya  koymaya  çalışmıştır.  Dolayısıyla  onun  geniş 

bilimsel  ilgileri,  sadece  eğitimini  aldığı  felsefe  ve  sosyoloji  ilimlerinden  türemeyecek 

kadar da çeşitlilik göstermektedir. 

Türkiye’nin  daha  demokratik  ve  çağdaş  bir  hukuk  devleti  olmasına  ilişkin  arzu  ve 

beklentileri,  bir  sosyolog,  toplumsal  tarihçi,  iktisatçı  ve  düşünür  olarak  (Özlem,  2000: 

145)  Niyazi  Berkes’in  yaşamının  her  dönemindeki  temel  vazgeçilmezleri  olmuştur. 

Dolayısıyla  Niyazi  Berkes’i,  yalnızca  akademik  bir  şahsiyet  ya  da  Türkiye’nin  önde 

gelen  sosyal  bilimcilerinden  biri  olmasının  ötesinde,  Türkiye’ye  ilişkin  kaygıları  olan, 

siyasî bir perspektife sahip bir kişi olarak da görmek bu anlamda faydalı olacaktır. 

Fikir yaşamında çeşitli boyutlarıyla birçok kez incelediği Mustafa Kemal ve Atatürk, 

Berkes’in  yaşamının ve  benliğinin geliştirdiği “Mustafa Kemal”dir. Bu Mustafa Kemal 

figürü,  bir  ömür  boyunca  Berkes’in  kişiliğinde  ve  düşüncelerinde  yaşayan  Mustafa 

Kemal’dir.  Fikir hayatı  boyunca tanımaya, tanımlamaya ve tanıtmaya  çalıştığı Mustafa 

Kemal, Atatürk ve Kemalist dünya görüşü, Berkes’in ez az yarım yüzyıllık araştırma ve 

incelemelerinin  tutarlı  çizgisinin  anladığı  ve  anlatabildiği  ölçüdeki  olgulardır.  Nitekim 

Oktay’a  (23  Aralık  1988:  10)  göre  de,  Atatürk’e  ve  devrimlerine  her  zaman  coşku  ile 

sahip  çıkmış  ve  birçok  yönden  tipik  bir  Cumhuriyet  aydını  olarak  kalmış  Niyazi 

Berkes’in entelektüel kişiliğinin başlıca  yapı taşlarından biri de Kemalist dünya görüşü 

olmuştur.

4

 



                                                            

4

  Berkes’e  (1982:  133)  göre  Kemalist  dünya  görüşü;  “…o  dönemin  tarihini  ve  koşullarını  bilmeyen 



yabancı  gözlemcileri  şaşırtan  bir  değişim  olayıdır.  Kemalizm,  bir  düşman  istilasına  karşı  çevrilmiş 

“sıradan” bir ordu savaşı olmaktan çıkıyor, en sonunda siyasal bir devrim akımı oluyor, bir cumhuriyet 

rejimi kuruluyor. Kuruluşundan az sonra da bu rejimin bir devrim dönemi açtığı görülüyor. Cumhuriyetin 

10.  yıldönümünde  Kemalist  devrimin  sembollerini  oluşturan  ilkelerin  altıncısı  olan  Devrimcilik  ilkesi, 

Kemalizm devrimini en sonda değil, en başta tanımlayan bir ilke oluyor.” 


Yüklə 272,97 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə