CAMİLERİN KİTAPLA İMARI
17
hesaba, mizana, cennet ve cehenneme inanmayanın camiyle
cemaatle işi olmaz. Üçüncüsü namaz kılmaktır: Zira camiler
özellikle namaz kılınması için yapılır. Namazın gereğine inan-
mayanlar, cami yapılması gereğini duymayacakları gibi, üstelik
buraların boş kalıp manen yıkılmasına da sebep olacaklardır.
Dördüncüsü zekât vermektir. Zekât vermeyen, fakir ve kimse-
sizleri gözetmeyen kimselerin cami yapmaları veya bunları imar
etmeyi düşünmeleri beklenmez. Beşincisi ise sadece Allah’tan
korkup başka bir şeyden korkmamaktır. Zira böyle kimseler
Allah için yapacağı hayırlı işlerden vazgeçmez, Allah’ın hakkını
üstün tutar, kınayanın kınamasından korkmaz ve gerektiğinde
cihada koşar. Sonuç itibariyle çeşitli korku ve endişelerle Allah
yolundan çıkmayacak kuvvetli bir imana sahip olan kimseler
camileri her yönden imara yönelirler.
Camilerin kitapla imarına gelince bunun başında elbet-
te, bütün kitapların kendisini anlamak için yazıldığı Kur’an-ı
Kerim gelir. Kur’an, bütün ilimlerin, kitapların muhtevalarını
hülasaten ve en mühim nirengi noktalarıyla içinde barındıran
evrensel, zaman ve mekân üstü Allah kelamıdır. Nitekim
“De
ki: Rabbimin kelimelerini yazmak için denizler mürekkep olsa, hatta
bir o kadar daha ilave yapsak, Rabbimin kelimeleri tükenmeden o
denizler tükenir.”
(Kehf, 18/109)
ayetinde Kur’an’ın bu yönüne de
bir işaret yok değildir. Dolayısıyla camilerde Kur’an-ı Kerim,
hakkı verilerek okunursa, o kutsal mekânların kitapla imarına
büyük bir yol açılmış olur. Ancak Kur’an’ın okunmasını -gü-
nümüzde yapıldığı gibi- sadece lafız ve sesten ibaret görmemek
lazımdır. Mana en az o kadar hatta ondan daha da önemlidir.
Allah Resûlü (s.a.s.), camide namazlarda Kur’an okuduğu za-
man, bu okuyuş sadece lafız ve sesten mi ibaretti? Elbette hayır!
Yüce Allah “Kur’an kıraatını”, kıldığımız namazların bir rüknü
yapmıştır. Namazın namaz olması için mutlaka Kur’an okumayı
şart kılmıştır. Hatta sabah namazını, edasında daha fazla Kur’an
okunması gerektiğine işaret etmek üzere
Kur’ânu’l-Fecr yani
“Sabah Vakti Kıraati” diye isimlendirmiştir
(İsrâ, 17/78)
. Meşhur
CAMİ VE KİTAP.indd 17
29.09.2016 15:34:15
CAMİ VE KİTAP
18
müfessir Fahreddin Razi (v. 606),
“O müminler ki namazlarını
huşu içinde kılarlar.”
(Müminûn, 23/2)
ayetinin tefsirinde, ‘huşûun
namazın çok önemli bir boyutunu teşkil ettiğini ve huşûsuz na-
mazın eksik olacağını söyler. Sonra da ayet ve hadislerden ge-
tirdiği delillerle namazda huşu duymak için, namazda okunan
ayetlerin manasını anlayıp düşünmenin çok önemli bir rolü
olduğunu belirtir.’
(Fahreddin Razi, Mefâtihu’l-gayb, Beyrut 1990, XXIII, 68)
Hâsılı camide ve namazda Kur’an, Resûlullah (s.a.s.)’ın oku-
duğu gibi okunmalıdır. O okuyuşun mana, muhteva, misyon
ve vizyonunu taşımalıdır. Eğer bu hedef, bizim camilerimizde
Kur’an’ı namazda, namaz öncesi ve sonrasında sadece lafız ve
ses olarak okumakla gerçekleşmiyor veya gerçekleşme imkânı
bulunamıyorsa o zaman bu hedefi gerçekleştirmek üzere gerek-
li başka bir yol takip etmeli, ilave çalışmalar yapılmalıdır. Geniş
muhtevalı, disiplinli ve etkin cami dersleri, camilerdeki ders
halkaları bu konuda bizim işimize yarayabilir ve istediğimiz
hedefin gerçekleşmesine yardımcı olabilir. İstanbul’da benim de
zaman zaman namazlara devam etmeye çalıştığım bir camide
cami görevlisi arkadaşımız, sadece sabah namazı öncesi 10-15
dakika okumak suretiyle beş ciltlik bir tefsiri baştan sona hat-
metmişti. Bir başka cami görevlisi arkadaşımız da yatsı namazı
öncesi 10-15 dakikalık okumalarla sekiz ciltlik Riyazu’s-Sâlihîn
hadis kitabının şerhini cemaatiyle paylaşmıştı. Bunlar sadece
birer örnektir. Bütün camilerde ve beş vakit, hatta başka uygun
vakitler de belirleyerek camileri tabii ki aynı zamanda cemaati
kitapla imar edebilir, onların zihin ve kalp dünyalarını kitabın
o güzel mana ve muhtevasıyla mamur hâle getirebiliriz.
Diyanet İşleri Başkanlığımızın öncülüğü ve gayretleriyle
küçüğünden büyüğüne camilerimizde az veya çok bazı kitapla-
rın bulunduğu “kitaplıklar” var. Ancak bunların daha kapsamlı
ve işlevsel kütüphaneler hâline getirilmesi gerekmektedir. Bu
açıklamalar ve misallerden hareketle camilerin kitapla imarında
şu hususlara dikkat çekilebilir:
CAMİ VE KİTAP.indd 18
29.09.2016 15:34:15
CAMİLERİN KİTAPLA İMARI
19
• Özellikle cehrî/sesli kılınan namazlarda namazda okunan
sure ve ayetlerin meallerinin ve kısaca tefsirlerinin namaz
öncesi veya sonrası mutlaka cemaatle paylaşılması.
• Namaz sonrası okunan mihrâbiyelerin hemen peşi sıra
meal ve kısaca tefsirinin yapılması.
• Cami ders halkalarının tertip edilmesi.
• Bu ders halkalarında tefsir, hadis, fıkıh, akaid, siyer, ta-
savvuf gibi dersler yanında aile hayatı ve ekonomik hayat
başta olmak üzere sosyal hayat ve sosyal problemlerle ilgili
konuların da işlenmesi.
• Cami kütüphanelerinin oluşturulması.
• Bu kütüphanelerde cemaati her yönden bilgilendirecek çe-
şitlilikte kitaplar olması.
• Cemaatin bu kitaplardan çok kolay bir şekilde faydalana-
bilmesi.
• Camide kitap okuyabilme imkân ve mekânlarının oluştu-
rulması.
• Kitap ödünç alıp dışarıda okuyabilme fırsatlarının tanın-
ması.
Sonuç olarak bizler, tıpkı Allah Resûlü (s.a.s.) zamanında
olduğu gibi, günümüzün şartlarını ve ihtiyaçlarını gözetip, di-
ni-sosyo-kültürel hayatın realitelerini de dikkate alarak camileri
olması gerektiği şekilde her yönüyle imar ve ihyaya yönelir
ve onları hayatın merkezine yerleştirebilirsek o zaman camiler
gerçek fonksiyonlarını icra etme imkânı bulacaktır.
CAMİ VE KİTAP.indd 19
29.09.2016 15:34:15
Dostları ilə paylaş: |