CAMİ VE KİTAP
14
cid’e girdim baktım ki Semîr b. Abdurrahmân kıssa anlatıyor,
Humeyd b. Abdurrahmân da ilim öğretiyor. Bunların hangi-
sinin halkasına oturayım diye düşünürken beni bir uyukla-
ma aldı. Rüyamda biri gelip, ‘Hangisinin halkasına oturayım
diye düşünüp duruyorsun. İstersen sana Humeyd’in yanın-
da oturan Cebrâil (a.s)’ın mekânını göstereyim!’ dedi.”
(Dârimî,
“Mukaddime”, 32)
Cami, Müslümanların kardeşçe bir araya toplandığı ve Al-
lah’a ibadet ettiği kutsal bir mekândır. Bunun Kur’an’daki ismi
Mescid’dir
(A‘râf, 7/29, 31)
. Beytullah olan Kâbe’yi ifade etmek
üzere el-Mescidü’l-Harâm ismi sıkça kullanılır
(Bk. Bakara, 2/144,
149, 150…)
. Kudüs’teki tarihî kutsal mescid de el-Mescidü’l-Aksâ
olarak anılır
(İsrâ, 17/1)
. Çoğulu Mesâcid olarak geçer
(Cin, 72/18)
.
Allah’a secde edilen, ibadet edilen, en değerli ibadet olarak na-
maz kılınan yer anlamında Allah’a izafetle Mesâcidullâh olarak
da anılır
(Tevbe, 9/17-18)
. Kur’an-ı Kerim’de sadece Müslümanla-
rın ibadet yeri olan mescitlerden değil daha önceki ümmetle-
rin ve din mensuplarının mabetlerinden de övgüyle bahsedilir.
Oraların da kutsal görülüp korunması tavsiye edilir
(Hac, 22/40)
.
Toplum hayatında caminin yeri, önemi ve fonksiyonu çok
büyüktür. Bu kutsal yerler, hem maddeten hem manen arın-
ma mekânlarıdır. İnsanlar buraya abdest alıp tertemiz gelirler.
Burada Yüce Allah’a yönelerek, onu tesbih ve takdis ederek
kalplerini, ruhlarını arındırırlar. İstiğfar ederek günahlarından
temizlenirler. İman kardeşleri olarak yan yana, diz dize, dirsek
dirseğe, omuz omuza beraber saf tutarlar. Kalplerini ve ruhla-
rını birleştirirler. Âdeta farklı bedenlerde tek ruh hâline gelirler.
Böylece kalplerindeki kirler, paslar, kin ve nefretler yok olur
gider. Hem arınır hem de kalben, ruhen ve manen güçlenirler.
İçleri aydınlanır, huzur ve mutluluk duyarlar.
Böyle büyük öneme sahip camilerin “imarı” gerekmektedir.
İmar; inşa etmek, yapmak, onarmak, mamur etmek demektir.
Ümran da bundan gelir. Bir şeyi her yönüyle olgunlaştırıp ke-
CAMİ VE KİTAP.indd 14
29.09.2016 15:34:15
CAMİLERİN KİTAPLA İMARI
15
male erdirmektir. Eksiğini gediğini tamamlayıp güzelleştirmek-
tir. Onu faydalı, kullanılabilir, işe yarayabilir hâle getirmek ve
öyle devam ettirmektir.
Camilerin imarı maddî ve manevî olmak üzere iki yönden
ele alınabilir. Maddî imar; camilerin fizikî olarak binalarını yap-
mak, sonra da onların bakım, onarım ve temizliğini sağlamak-
tır. Harap olup kullanılmayacak hâle gelmelerini engelleyecek
tüm faaliyetleri devam ettirmektir. Bu işin fazileti hakkında
Resûl-i Ekrem (s.a.s.),
“Kim Allah için bir mescit yaparsa, Allah da
onun için cennette bir köşk yapar.”
(Buhârî, “Salât”, 65; Müslim, “Mesâcid”,
24)
buyurur.
Bilindiği üzere Hz. Peygamber (s.a.s.), Allah için yapılabile-
cek her işe büyük bir istekle yönelmiştir. Âdeta yarışırcasına bu
hayırlı işlerde çalışmıştır. Mesela; devlet başkanı olduğu halde
Mescid-i Nebevî’nin yapımında herkesle birlikte o da kerpiç
taşımıştır. O, bir taraftan kerpiçleri taşıyor bir yandan da,
ْرَهْطأ�َو اَنَّـبَر ُّرـــَبأ� �َذـــه ْرَبْي َخ َلاَم ِح َال ُلاَم ِحْل� �َذه
“Bu yük Hayber yükü değildir. Rabbimiz! Bu, senin katında daha
kalıcı, daha iyi ve daha temiz bir iştir.”
(Buhârî, “Menâkıbü’l-Ensâr”, 45)
diyordu.
Yine mescidin yapımı sırasında Efendimiz omuzunda ker-
piçlerle yürüyordu. Sırtında toprak taşıyan bir adam da onu
görüyordu: “Ya Resulallah! Müsaade edin, kerpicinizi ben taşı-
yayım” diyordu. Efendimizin cevabı çok dikkat çekiciydi:
“Sen
git, başka bir tane al. Zira sen Allah’a benden daha çok muhtaç
değilsin!”
(Semhûdî, Vefâü’l-Vefâ, Beyrut 1997, I, 333)
Camilerin maddi imarında örnek bir davranışı meşhur sa-
habi Ammar b. Yâsir (r.a.)’den nakledelim. Yine söz konusu iş,
Mescid-i Nebevî’nin yapımıydı. Herkes kerpiçleri birer birer,
Ammâr ise biri kendisi diğeri peygamberimiz için olmak üzere
ikişer ikişer taşıyordu. Allah Resûlü (s.a.s.)’in “Kerpiçleri niçin
CAMİ VE KİTAP.indd 15
29.09.2016 15:34:15
CAMİ VE KİTAP
16
arkadaşların gibi birer birer taşımıyorsun?” sorusuna ise, “Rab-
bimden bunun ecrini bekliyorum” diyordu. Peygamber (s.a.s.)
de onun sırtını sıvazlıyor ve
“Diğerleri için bir ecir var, senin için
ise iki ecir var.”
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 91)
buyuruyordu.
Camilerin maddi imarı kadar manevi imarı da önemlidir.
Bu güzel mekânları manen imar için neler yapılabilir? Orada
Allah rızası için ibadet etmek başta gelir. Bu bağlamda gerek
fert olarak gerek cemaatle namaz kılmak, Allah’ı zikretmek ve
Kur’an okumaktan bahsedilebilir. Ancak bunlar yeterli değildir.
Bunlarla birlikte o nezih, temiz ve güzel yerleri kitap okumak,
ilim öğrenmek, daha başka hayırlı ve faziletli ameller yapmak
için de kullanabiliriz. Yine orada hayırlı hizmetleri yürütecek
liyakatli hocaların yetiştirilmesi de mümkündür. Diğer taraftan
camilerin, yapılış gayesine uygun olmayan her türlü faaliyetten
uzak tutulması da imarın bir yönünü teşkil eder. Kâbe’yi ziyaret
etmeye
imarla aynı kökten gelen umre denmesi, gönlü camilere
bağlı olup oraya çokça gidip gelenlere de “ummâru’l-mesâcid”
denmesi, bize camilerin imarında manevi boyutun ne kadar
önemli olduğunu göstermektedir.
Allah Resûlü (s.a.s.), camilerin manen imarına bizleri teşvik
ederek
“Birinin camilere devam ettiğini görürseniz onun mümin
olduğuna şâhitlik ediniz.”
(Tirmizî, “Tefsîr”, 9/8; İbn Mâce, “Mesâcid”, 19)
buyurmaktadır.
İster maddeten ister manen olsun camileri kimlerin ve han-
gi özellikleri taşıyan kişilerin imar edeceğini Yüce Allah açık-
lamaktadır. O, şöyle buyuruyor:
“Allah’ın mescitlerini ancak Al-
lah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren
ve sadece Allah’tan korkan kimseler gerçek manada imar edebilir.
Doğru yola ermiş olmaları umulanlar işte bunlardır.”
(Tevbe, 9/18)
Ayetin saydığı nitelikleri biraz daha açık hâle getirmek is-
tersek şöyle diyebiliriz: Birinci özellik Allah’a inanmaktır. Al-
lah’a imanı olmayan bir kişinin camiyle, cemaatle ve ibadetle
ne ilgisi olabilir? İkincisi ahirete inanmaktır. Yeniden dirilişe,
CAMİ VE KİTAP.indd 16
29.09.2016 15:34:15
Dostları ilə paylaş: |