Türk Neonatoloji Derneği yenġDOĞanda sivi ve elektrolġt dengesġ rehberġ – 2016



Yüklə 0,51 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə2/19
tarix27.03.2018
ölçüsü0,51 Mb.
#35092
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   19

 

 



Doğum sonrasında ise oksijenasyondaki artış ve vazoaktif hormonlardaki değişiklikler 

sonucu  kapiller  membran  bütünlüğü  tekrar  sağlanır  ve  interstisiyel  sıvı  intravasküler  alana 

geri  döner.  Böylece  bebeğin  ağızdan  alımının  az  olduğu  postnatal  ilk  24-48  saatte 

intravasküler  hacim  korunur.  İntravasküler  hacim  artışı  yanında  pulmoner  vasküler  direncin 

azalmasıyla  oluşan  atriyal  gerilmeye  yanıt  olarak  atrial  natriüretik  peptid  (ANP)  salınımı 

uyarılır. Böbreklerden su ve sodyum atılımının (diürez ve natriürez) artmasıyla azalan TVS, 

kliniğe  tartı  kaybı  olarak  yansır.  Bu  kaybın  başlıca  nedeni  ESS  kaybı  olmakla  beraber, 

özellikle aşırı düşük doğum tartılı (DDT) bebeklerde bir miktar İSS ve transepidermal kayıp 

da  katkıda  bulunur.  Fizyolojik  tartı  kaybı  olarak  tanımlanan  bu  durum,  postnatal  1.haftanın 

sonunda vücut ağırlığının % 7-15’inin kaybı olup, miktarı matürite ile ters orantılıdır. Term 

bebeklerde  ortalama  %5-7(10)  iken,  çok  DDT  veya  aşırı  DDT  bebeklerde  %10-15  kadar 

olabilir. Şekil 1’de yaşa göre vücut sıvı kompozisyonundaki değişiklikler görülmektedir. 

 

 

 



ġekil 1: Vücut sıvı dağılımında yaşa göre değişiklikler



 



SU DENGESĠ 

Yenidoğanda  TVS  dengesi  kardiyovasküler  sistem,  böbrekler,  cilt  ve  nöroendokrin 

sistem  fonksiyonlarının  matürasyonu  ile  yakın  ilişkili  olup  verilecek  sıvı  miktarına  karar 

verilirken tüm bu sistemlerin göz önünde bulundurulması gerekir. 



 


 

Kardiyovasküler sistem 

Bebeğin  gebelik  yaşı  ile  akut  hacim  yüküne  verdiği  yanıt  doğrudan  ilişkilidir.  Hasta 

preterm  bebekte  etkin  bir  miyokard  kasılması,  santral  vazoregülasyon  ve  endotel  bütünlüğü 

sağlanamadığından intravasküler hacmin düzenlenmesinde de kısıtlılıklar olmaktadır. 

Renal Fonksiyonlar 

            Böbrekler,  sodyum  (Na

+

)  ve  su  geri  emilimi  yoluyla  ESS  hacmi  ve  ozmolalitesini 



dengede tutar. İntrauterin hayatta glomerüler filtrasyon hızı (GFH) düşüktür. Doğumdan sonra 

sistolik  kan  basıncındaki  yükselme,  böbrek  kan  akımındaki  ve  glomerül  geçirgenliğindeki 

artışın etkisiyle GFH düzenli olarak artar. Preterm bebeklerde renal kan akımının az olmasına 

bağlı olarak GFH düşüktür ve postmenstrüel (PM) 34. haftadan sonra önemli ölçüde artmaya 

başlar. 

Yenidoğan  böbreğinin  idrarı  konsantre  etme  kapasitesi  azdır.  Özellikle  preterm 

bebeklerde,  interstisiyel  üre  konsantrasyonlarının  göreceli  olarak  düşük  olması,  Henle 

kulpunun  anatomik  olarak  daha  kısa,  distal  tübüler  ve  toplayıcı  sistemlerin  antidiüretik 

hormon [ADH  (vazopressin)]  duyarlılığının daha az olması  gibi nedenlerle bu  kapasite daha 

da  düşüktür.  Yenidoğan  böbreklerinin  dilüsyon-konsantrasyon  kapasitesinin  50-600 

mOsmol/kg, günlük renal solüt yükünün yaklaşık 10-15 mOsmol/kg olduğu kabul edildiğinde 

maksimum  ve  minimum  idrar  çıkışı  1mL/kg/saat  ile  12mL/kg/saat  arasında  değişir.  İdrar 

çıkışı  <1mL/kg/saat  olduğunda  solüt  retansiyonu  başlayacağı  için,  bu  değer  böbrek 

yetersizliği  için  eşik  olarak  kabul  edilebilir.  Term  bebekte  idrar  çıkışı  1-3mL/kg/saat,  aşırı 

preterm  bebeklerde  7  mL/kg/saat  kadar  yüksek  olabilir.    PN  1.  gün  en  az  0.5-1  mL/kg/saat, 

sonraki günlerde 2-3 mL/kg/ saat idrar çıkışı olmalıdır, eğer <1mL/kg/saat olursa araştırılması 

gereklidir. 

Yenidoğanın  renal  fonksiyonlarındaki  bu  kısıtlılık  sıvı-elektrolit  tedavisinde  önemli 

rol  oynar.  Aşırı  sıvı  kısıtlaması  özellikle  preterm  bebeklerde,  dehidratasyon  ve/veya 

hipernatremiye  neden  olurken,  fazla  sıvı  verilmesi  hipervolemi  ve/veya  hiponatremi  ile 

sonuçlanabilir. 

Cilt matürasyonu ve insensibl su kaybı 

 

İnsensibl  su  kaybı  (İSK)  vücut  suyunun  cilt  ve  mukozalardan  buharlaşma  yoluyla 



kaybıdır.  Kaybın  üçte  ikisi  transepidermal  yolla  ciltten,  üçte  biri  ise  solunum  yoluyla  olur. 

Dışkı ile kayıplar hayatın ilk günlerinde çok düşük olup 5 mL/kg/gün miktarından daha azdır. 

Transepidermal  su kaybını  etkileyen  en önemli  değişken bebeğin  derisinin matürasyonudur. 

Preterm  bebeklerde  epitel  tabakasının  immatür  olması  sebebiyle  cilt  yoluyla  İSK  daha 

fazladır.  Stratum  korneumun  keratinizasyonu  su  kaybına  karşı  en  önemli  bariyerdir  ve 



 

34.gebelik  haftasına  kadar  iyi  gelişmemiştir.  Cilt  matürasyonu  doğumla  birlikte  hızlanır  ve 



çok immatür bebeklerde bile PN ilk günlerde hızla artar; ancak epidermisin tam matürasyonu 

yaklaşık  28  günde  tamamlanır.  Preterm  bebeklerde  vücut  yüzey  alanının  vücut  ağırlığına 

oranının  fazla  olması  ve  derinin  göreceli  olarak  daha  fazla  damarlanması  da  transepidermal 

sıvı kaybını artıran faktörlerdir (Şekil 2). 

 

ġekil 2: Gebelik haftası ve postnatal yaşa göre transepidermal su kaybı

Solunum  yolundan  İSK,  solunum  hızına  ve  solunan  hava  veya  hava-oksijen 



karışımının nemlendirilmesine bağlıdır. Tablo1’de yenidoğan bebekte İSK üzerine etkili olan 

faktörler görülmektedir. 



Tablo 1:Yenidoğanda çeşitli faktörlerin İSK üzerine etkileri 



FAKTÖR 



ĠSK ÜZERĠNE ETKĠSĠ 

Gebelik yaşı ve PN yaş 

Gebelik yaşı ve PN yaş ile ters orantılı (Şekil 2) 

Ortam ısısı > nötral termal sınırlar 

Isıdaki artışla orantılı olarak artar 

Vücut ısısının yükselmesi 

Rektal ısı >37.2⁰C → %300’e kadar artabilir 

Ortamda / solunan havada nem oranının yüksek olması 

%30 azaltır 

Cilt bütünlüğünün bozulması 

Lezyonun büyüklüğüne bağlı olarak artar 

Doğuştan cilt defektleri (ör, omfalosel) 

Defektin büyüklüğüne bağlı olarak artar 

Fototerapi  

Kullanılan tekniğe bağlı olarak %25 artar 

Radyant ısıtıcı 

Kuvöz bakımına göre %50 artar 

Çift duvarlı kuvöz ya da plastik örtüler 

%10-30 azaltır 

 

 



Yüklə 0,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə