13
Bir ışık kaynağından bir yüzey üzerine gelen ışık miktarına “ışık akısı” denir.
Işık akısının birimi “lümen”dir. Bir lümen bir mum şiddetindeki bir kaynağın bir
metrekarelik yüzeye 1 metreden dik olarak gönderdiği ışık miktarıdır. Herhangi bir
yüzeydeki aydınlanmanın şiddeti bu yüzeyin 1 m
2
’si üzerine düşen ışık akısının
miktarıyla ölçülür. Evlerde aydınlanma amacıyla kullanılan Tungsten fitilli elektrik
lambaları, harcadıkları her watt’lık elektrik gücü karşılığında 1 mum gücünden biraz
daha fazla ışık gücü verirler. Örneğin, 60 watt’lık bir ampulün ışık şiddeti 66 mum,
100 watt’lık bir lambanın ışık şiddeti ise 127 muma yakındır. Flüoresans lambaların
ışık şiddetleri yüksek olup, watt başına 4 mum kadardır (Ceyhan, 1998:9).
2.1.2.2. Işığın Aydınlatma ve Aydınlanma Kontrastı
Şekil 9. Yüksek Kontrastlık
Çeşitli etmenler tarafından belirlenen kontrastlık, bir görüntüdeki en açık ve
en koyu bölgeler arasındaki farktır. Konu tek bir yönden aydınlanıyorsa kontrastlık
yüksek, her yönden eşit biçimde aydınlanıyorsa düşük olarak kabul edilir. ( Şekil 9)
Işık kaynağı ile konu arasında; hava, bulut ve ya cam gibi ışığı emen ortamların
bulunması da kontrastlığı azaltabilir. Açık renkli duvarların veya kum, kar gibi
maddelerin geniş ölçüde bulunduğu ortamlardaki ışık her yöne yansıma yaptığı için
düşük kontrastlı görüntüler oluşmaktadır (Sözen, 2003:7). ( Şekil 10)
14
Şekil 10. Düşük Kontrast
Bir konunun açık havada aydınlanma kontrastı, konunun üzerine düşen ışığın
yönüne ve konunun etrafındaki diğer maddelere bağlıdır. Bulutsuz bir günde açık
havada aydınlanmada güneş, yaygın olmayan ana ışıktır ve konunun üzerine düşen
ışığın büyük bir kısmını oluşturur. Verdiği ışığın şiddetinin daima sabit olmasına
karşın göğün sağladığı ışığın şiddeti büyük değişiklikler gösterir. Bu iki ışığın
karışım miktarı gökteki mevcut bulutların miktarına bağlı olarak değişir. Bulutsuz bir
günde konunun güneş altında olan kısımları ile gölgede olan kısımlarının birbirine
oranı, yani aydınlanma oranı 1/7’dir. Tamamıyla bulutlu ve kapalı bir günde konu
üzerine düşen ışığın şiddeti çok az olacağından konunun gün ışığı altında bulunan
kısımlarıyla gölgede bulunan kısımları arasındaki aydınlanma ayrımı ortadan
kalkarak her taraf aynı şekilde aydınlanmış olacaktır. Bu durumda konunun
aydınlanma oranı 1/1’ yani 1’e kadar düşer (Gökgöz, 1977:109)
2.1.2.3. Işığın Cisimlere Göre Durumu ve Gölge Oluşturması
Şekil 11. Transparan Nesnelerde Işık
15
Işık kaynağından çıkan ışık cisimlere çarparak, cisimlerin özelliklerine göre
farklı düzeylerde ışıklar yansıtır ve gölgeler oluştururlar. Bazı ışıklar, daima bir
malzemeden geçerken kaybolur. Eğer bir ışığın tamamı ya da tamamına yakını bir
objeye ulaşıp diğer tarafa geçiyorsa o obje transparandır. ( Şekil 11) Pencere camı,
su, hava gibi ışığı geçiren cisimler buna örnek olarak gösterilebilir.
Şekil 12. Opak Nesnelerde Işık
Eğer bir nesne yansıyan ışığın tamamını geri yansıtır ya da tamamen emerse
bu nesneye “opak” denilir. ( Şekil 12) Madde bir sünger gibi düşen ışığı emer ve ışık
görünerek kaybolur, uzun süreli görülemez (Holtzschue, 2009:19).
Şekil 13. Yarı Geçirgen Nesnelerde Işık
16
Bir nesneye yansıyan ışığın bir kısmı geçip bir kısmı geri yansırsa bu
nesnelere de yarı geçirgen adı verilir. ( Şekil 13) Yarı geçirgen nesneler, geçirmeyi
seçtikleri ya da yansıttıkları çeşitli dalga boylarına göre beyaz ya da renkli olabilirler.
Yarı geçirgen nesneler, genellikle ışığın büyük kısmının geçmesine izin verirken
oldukça az ışık geçiren örnekler de bulunmaktadır. Buzlu cam, ince yağlı kâğıt gibi
ışığı kısmen geçiren cisimler ise yarı geçirgen cisimlerdir (Holtzschue, 2009:24).
Çeşitli cisimlerin yansıtırlık dereceleri ise ortalama olarak şöyle sıralanabilir:
Kar: %65
Beyaz ten: %35
Koyu renk yapraklar, ağaçlar: %5-10
Koyu renk elbiseler:%3
Şekil 14. Tam Gölge
Işık saydam olmayan cisimlerden geçemediği için bu gibi cisimlerin
gölgelerini meydana getirir. Işık kaynağı küçükse, meydana gelen gölge sahanının
sınırları kesindir ve bu bölgeye “tam gölge” denir. ( Şekil 14) Aksine ışık kaynağı
büyükse, sınırları kesin olarak belli olmayan bir gölge bölgesi meydana gelir. Bu
gölge bölgesinin tam ortasına gelen kısımda tam gölge bölgesi ile çevreye doğru
koyuluğu gittikçe azalan ve aydınlık bir gölgeyle sona eren bir gölge bölgesi
meydana gelir. Bu bölgeye “yarı gölge” denir (Gökgöz, 1977:25). ( Şekil 15)
Dostları ilə paylaş: |