21
dillerini konuşanlar
72
, farklı Slav dillerini konuşanlar
73
gibi birbirleri ile kendi ana
dilleri üzerinden iletişim kuramazlar. Macar Turancılığının hedefinde yer alan halkların
konuştukları dil arasında yukarıdakiler arasında olduğu kadar dahi bir benzerlik yoktur.
Birbirleriyle akraba olmakla beraber, aynı olmayan diller anlamındaki dil farklılığına
dikkat çeken Kohn, pancermenizmi (ve panarabizmi) aynı dil ve milliyete sahip nüfus
gruplarını birleştirmeye çalışması bağlamında gerçek milliyetçi hareket olarak
değerlendirirken; diğer pan-milliyetçi hareketleri ırksal nitelikli olarak
tanımlamaktadır.
74
Benzer biçimde Snyder’da panslavizm ve panturanizmin farklı
halkları kendisine hedef olarak belirlemesine rağmen, pancermenizmin tek bir halk
üzerinde yoğunlaştığını yazmaktadır.
75
Bu belirlemelerde, dil ailesi sınıflandırmalarının
da gösterdiği gibi haklılık payı vardır. Panslavizm ve Türk Turancılığında ortak bir
konuşma ve yazı dilinin geliştirilmesi gereğini vurgulayan düşünceler aslında akraba
olmak ile birlikte Slav ya da Türk halkların kendi dilleri üzerinden diğer “kardeş”leri ile
iletişim kuramamalarının sonucudur. Macar Turancıları da dil akrabalığını, Turan ırkı
tanımının baş öğesi yapmak ile birlikte, ortak bir dil geliştirilmesinin olanaksızlığını
görmüş olsalar gerek, böyle bir çaba içerisine dahi girmemişlerdir. Bununla birlikte
pancermenizmin tek bir ulus ya da halkı birleştirmek istediği yönlü değerlendirmelere
ihtiyatla yaklaşılmalıdır.
72
Talat Tekin, “Türk diyalektleri” terimine karşı çıkarak, ayrı “Türk dilleri” olduğunu; bu dillerde
konuşanların birbirleri ile anlaşmalarının olanaklı olmadığını (Azeri ve Türkiye Türkçesi gibi bazı
Türk dillerinde anlaşmanın olanaklı olduğunu da ekleyerek); dolayısıyla bir Germen dilleri ailesi, bir
Slav dilleri ailesi olduğu gibi, en az yedi alt gruptan oluşan bir Türk Dilleri Ailesi’nin varlığını
göstermektedir. Tekin’e göre, nasıl ki İtalyanca, İspanyolca, Portekizce gibi diller Fransızcanın alt
dilleri sayılamazsa, Türkmence, Kazakça, Kırgızca da Türkçenin diyalektleri sayılamaz. ( Talat Tekin,
Türkoloji Eleştirileri, Ankara; Doruk Yayınları, Mart 1994, s.143-151 arasında yer alan “Türk
Diyalektleri” değil, “Türk Dilleri” başlıklı bölüm. Bu makale Türk Dili Dergisi’nin, Mayıs-Haziran
1993 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)
73
Kálmán Rátz, A pánszlávizmus története, s.29.
74
Hans Kohn, Encyclopaedia of Social Sciences, s.545.
75
Louis Leo Snyder, Encyclopedia of Nationalism, s.288
22
Pan-milliyetçi hareketler, Herder’in izinden giderek kurulmak istenen “ırk” ya
da “ulus” kategorisini tarihte aramayı yeğlemişlerdir. Pan-milliyetçi hareketlerin çoğu
için geçmişte kökleri bulunan geleneksel kültür ve bu kültürün öğeleri olarak görülen
sagalar, şarkılar, kostümler, öyküler, danslar ve diğer folklor öğeleri, bir halkı birbirine
bağlayan unsurlar olarak değerlendirilmeleri bağlamında önem kazanmaktadır.
76
Kohn’un “Doğu” tarzı milliyetçilikler için söylediği akademisyenler ve şairlerin
hayallerine ve ümitlerine dayandığı savı
77
, bilimsel verilerden daha çok bu tür unsurlara
yaslanmayı yeğleyen pan-milliyetçi hareketler söz konusu olduğunda daha büyük bir
gerçeklik payına sahiptir. Bu bakımdan Antony Smith’in ulusal mitoloji veya etnik
köken ve soy mitlerinde bulduğu motifler pan-milliyetçi hareketlerin hayal ve
ümitlerinin de yükseldiği zemini oluşturur. Bunlar:
1-
Zamandaki başlangıç miti; topluluğun ne zaman ‘doğduğu’;
2-
Mekandaki başlangıç miti; topluluğun nerede ‘doğduğu’;
3-
Soy miti; bizi kim doğurdu ve nasıl onun soyundan geldik
4-
Göç miti; nereleri aşıp geldik;
5-
Kurtuluş miti; nasıl özgürleştik;
6-
Altın çağ miti; nasıl büyük ve kahraman olduk;
7-
Çöküş miti; nasıl bozulduk [veya nasıl özümüzden uzaklaştık] ve fethedildik
veya sürgün edildik;
8-
Yeniden doğuş miti; eski şanlı günlerimize nasıl dönebiliriz.
78
Bu mitlerin ortaya konuş biçimleri o pan-milliyetçi hareketin düşünce
yapısının anlaşılabilmesi açısından da önem kazanmaktadır. Özellikle altın çağ ve
76
a.g.e., s.201.
77
Hans Kohn, Nationalism, Its Meaning and History, s.30.
78
Antony D. Smith, Ulusların Etnik Kökeni, çev.: Sonay Bayramoğlu ve Hülya Kendir, Ankara; Dost
Yayınları, Aralık 2002, s.245.
23
yeniden doğuş mitleri, o pan-milliyetçi hareketin amaçlarının kavranabilmesi
açısından anahtar konumundadır. Bu çerçevede pan-milliyetçi hareketlerde ortaya
konan tarih anlayışı, romantik milliyetçiliğin, organik tarih anlayışını bütünüyle
yansıtır. Bu anlayışta toplumlar da tıpkı bitkiler gibi doğuş, gelişme, çiçeklenme ve
bozulma aşamalarından sonra yeniden canlanma kanunlarına tabidirler.Toplumları
besleyen unsurlardan her hangi birinin eksikliği bozulmaya yol açar. Bu noktada
milliyetçi eğitimcilerin görevi, eksikliği hissedilen unsuru yeniden sağlamak olarak
ortaya konur.
79
Pan-milliyetçi hareketlerin kendilerini meşrulaştırma araçlarından en önemlisi
de karşı olarak görülen ya da gösterilen pan-milliyetçi ve milliyetçi hareketler
olmaktadır. Örnek vermek gerekirse Macarlara bağlı Slav unsurlar, Macar
milliyetçiliğinin tahakkümünden kurtulmanın yolunu panslavimde bulurlarken;
Macarlar ise pancermenizm ve özellikle panslavizm karşısında Macarlığın
varolabilmesini panturancı birliğin gerçekleştirilmesinde göstermeyi
yeğlemektedirler. Benzer biçimde Rus panslavizmi pancermenizmi
80
; pancermenizm
de panslavizmi en büyük tehdit olarak göstermek eğilimindirler.
81
Farklı devletler arasında bölünmüş “ulus”un ya da “ırk”ın birleşmesinin yolu
elbetteki barışçı bir politikadan geçmemektedir. Bu durumda pan-milliyetçi
hareketlerin tümü için savaş, birlik ümitlerinin de kaynağı olarak görülmektedir.
Bununla birlikte bu açıdan bakıldığında pan-milliyetçi hareketlerin de kendi
içerisinde ikiye ayrılmaları gerekmektedir. Başka bir “etnik” grubun malı olarak
79
a.g.e., s.230. Smith kollektif geçmişin yeniden keşfedilmesi ve inşası arayışlarında, biri didaktik,
diğeri dramatik olmak üzere iki boyutun olduğunu da ortaya koyar.
80
Panslavist Rus general Fadeyev, Rusya’nın düşmanını bütün Batı Avrupa olarak değil,; Orta
Avrupa, yani Alman kitlesinden ibaret görüyor, Alman birliği gerçekleştiği taktirde, Rusya’nın
dışında kalan Slavların yok olacağını öngörüyordu. (Akdes Nimet Kurat, Panslavizm, s.264.)
81
Louis Leo Snyder, Encyclopedia of Nationalism, s.293.
Dostları ilə paylaş: |