ilgili doğrudan şekillendirilmesi ve metaya dönüştürülerek değişim değeri
798
Uçkaç A (2019). Neoliberalizm ve Küreselleşmenin Eğitim Üzerindeki Etkisi.
Mülkiye Dergisi
, 43 (4), 785-809.
üzerinden fiyatlandırılması bir yandan sistemin işleyişinin anlaşılmasını
güçleştirirken, diğer yandan da başat ekonomiler doğrultusunda küresel çapta,
özellikle de kalkınmakta olan ekonomiler üzerinde bilgi emperyalizmi kurulması
yolunu açmaktadır (Woodhall,1991: 142-154).
Eğitim hizmetinin neoliberal politikalarla piyasa ilişkilerine eklemlenme süreci,
eğitimin kamusal sunum koşullarını değiştirmiş ve eğitim hizmetini piyasada
alınıp satılabilen bir meta niteliğine dönüştürmüştür. Zira neoliberal politikalar,
insanı bütünüyle kavrayıp sistemin devamı açısından ekonomik sistemle
uyumlu olacak şekilde rasyonel birey olarak yetiştirilmesi yönünde büyük bir
mücadele vermektedir. Bu şartlar altında eğitimin beşeri sermaye yaratma
ögesi olarak değerlendirilmesi öğrencilerin kendilerini beşeri sermaye olarak
görüp, yaratıcılıktan uzaklaştırıldıklarının perdelenmesi aracıdır. Kendilerini
piyasaya hazırlayan öğrenciler öğrenim sürecini yaratıcılığa yönelik faaliyetten
çok, ileride gelire dönüştürülecek meta oluşturma süreci olarak algılamaya
yönelir. Dolayısıyla neoliberal anlayışta eğitim, insandan rekabetçi bir birey
ya da
homoeconomicus
yaratma çabasıdır. Bu bağlamda neoliberal ekonomi
politikalarının eğitim hizmetinin çerçevesini çizdiği beşeri sermaye teorisine
yönelik eleştiriler önem kazanmıştır.
Bu anlamda büyük çaba sunan eleştirel kuramcılar beşeri sermaye teorisinin
göremediği veya dikkate almadığı toplumsal ve eğitsel gerçeklikleri göstermeye
çalışırlar. Bu sayede insanı ve eğitim de dâhil olmak üzere bütün toplumsal
kurumları piyasanın hizmetinde gören başat iktisat anlayışı aşılmaya çalışılır.
Öyle ki, eleştirel kuram toplumsal sorgulama ve anlama yönünden bütünsel bir
yaklaşım ortaya koymaktadır (Bohman’dan aktaran Aksoy vd.2011: 81).
Makalede ele alınan eleştirel eğitim kavramı serbest piyasanın toplumsal
yaşamda, kamusal alanda ve eğitimin niteliğinde yarattığı tahribata karşı
eleştirel bir dil ve olasılıklar yaratmak adına eğitimcilerin, öğrencilerin ve
araştırmacıların dikkatini çekme açısından önem taşımaktadır (Giroux, 2007:
13-14).
Bu düşünceler ışığında eleştirel kuram, neoliberal sistemin eğitimle
sınıfsal farklılığı ve eşitsizliği yeniden ürettiğini ortaya koyarken buna karşı
gerçekleştirilecek olan eğitim hizmetinin insan ihtiyaçlarıyla bağlantılı olması
gerekliliğini ön plana çıkarmaktadır. Bu doğrultuda sunulacak olan eğitim
aracılığıyla sınıfsal farklılıkların ve eşitsizliklerin ortadan kaldırılması önem
taşımakla birlikte, eğitim hizmetinin toplumun ve insanların ihtiyaçlarını
karşılayacak şekilde olması gereklidir. Gereksinimlerin ne olduğu ve onların
istek ve arzulardan nasıl ayırt edilebileceği ise pedagojinin alanıdır. Eğitim,
799
Uçkaç A (2019). Neoliberalizm ve Küreselleşmenin Eğitim Üzerindeki Etkisi.
Mülkiye Dergisi
, 43 (4), 785-809.
eleştirel ve insan ihtiyaçlarını gidermeye yönelik olmanın yanında özgür
düşüncelerin oluşmasına da yol açmalıdır. Aynı zamanda eğitim hizmeti
insanın kendine, yaşadığı topluma ve emeğine yabancılaşmasını önleyecek
ve bütüncül olarak insanlaşmasına katkı sağlayacak bir yorumlama ile ele
alınmalıdır. İnsan ve toplum ihtiyaçlarını karşılamayı hedefleyen eğitim hizmeti
sadece beşeri sermaye teorisine yöneltilen bir eleştiri olmayıp, aynı zamanda
yaparak öğrenme ve yabancılaşmayı ortadan kaldıran politeknik eğitim
anlayışının önemine de vurgu yapmaktadır. Rikowski genel olarak sınıflar
arasındaki eşitsizliğin çözümünde, yukarıda ilave edilenlere ek olarak herkese
eğitim sunma ve eğitime devam etme hakkının tanınmasının gerekli olduğunu
belirtmektedir (Rikowski, 2004: 566-571; Aksoy vd., 2011: 90).
Leonardo da nitelikli eğitimin sağlanmasında eleştirel teoriyle birlikte
bilginin ve eğitimin dönüştürücü gücüne vurgu yapmaktadır. Bununla birlikte
Leonardo, sosyal eşitsizliklerin farkında olunmasında ve ortaya çıkarılmasında
önem taşıyan bireysel bilinçlenmenin eleştirel eğitimle mümkün olduğunu
belirtmektedir. Farkındalık yaratan bilinç düzeyinin oluşturulması, nitelikli
eğitim olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla nitelikli eğitim, sermayeye küresel
boyutta yeni alanlar yaratma yeteneğine sahip ve özellikle de küresel finansal
sermayeye sınırsız bir mobilizasyon sunan neoliberalizmin oluşturduğu
eşitsizliğe karşı mücadeleyi amaçlar. Eşitsizliğe karşı mücadele açısından
önemli olan, sosyal eşitsizlikler yaratan uygulamaları ve bunların kaynağını
görmek ve gösterebilmektir. Bu bağlamda nitelikli eğitimin görevi öğrencileri
bu eşitsizliklerin farkına varmaları konusunda bilinçlendirmektir (Leonardo,
2004: 13).
Beşeri sermaye teorisine yönelik eleştiriler, özellikle neoliberal eğitim sürecini
bireyin zihnini denetleme aracı olarak görüp, bireyi kolay kontrol edilebilen
verimli makineler olarak ele alan yaklaşımına yoğunlaşmaktadır. Bu yaklaşımda
toplum verimli işleyiş amacı olan bir mekanizma olarak değerlendirilirken,
bireyler de toplumsal mekanizmanın sorunsuz işlemesine katkı sunan insan
kaynakları olarak ele alınmaktadır. Bireyi bir makine olarak gören neoliberal
yaklaşım yerine, bireyin özgür, eleştirel ve hayattan zevk alan varlıklar olarak
yetiştirilmesini amaçlayan farklı bir sistemin ikamesi, yani eğitimde insanlaşma
süreci yeni bir toplumun yükselmesi açısından önemlidir (Spring, 2017).
Eğitim hizmetinde önemli olan amaç, bireysel bilinç düzeyinin toplumu yaratan
ve bu toplum içinde bireyin yerini belirleyen toplumsal ve tarihsel dinamikleri
kavramasına dolayısıyla sosyal ve kültürel sermayenin gelişmesine imkân
sağlamasıdır (Spring, 2017: 147).
800
Uçkaç A (2019). Neoliberalizm ve Küreselleşmenin Eğitim Üzerindeki Etkisi.
Dostları ilə paylaş: