Allah’a Giden Yolda Yokuşu Aşmak
63
Biz İslâmcıların, özgürleşmeden önce de sonra da düşün-
celerimiz, niyetlerimiz, vakıayı anlayışımız ve dünyayı değiştir-
me planlarımız üzerindeki karartma çabalarına karşı savaşma-
mız gerekmektedir. Bizler, yöneticilerin üzerimize çullanmaları
oldukça, yer altı hareketi hâlinde kalmamızı arzu eden, bizi
kenarda tutmak ve korkutmak isteyen kimselere karşı da sa-
vaşmalıyız. Çünkü yer altı örgütlenmesinde elimizde bir sopa
varsa onun yerine tabanca koyarlar, böylelikle insanların kar-
şısında tekrarlayıp durdukları ithamlarını bize de yapıştırmaya
çalışırlar. Siyonistlerin o bayatlamış ithamı olan, “Müslüman
kardeşler: Terörist, katil ve gerici” demek isterler.
Biz projemizi açıkça ortaya koyup ilan ediyoruz. Bunun
uğrunda da önümüzün açık olduğu kadarıyla siyasal üsluplar-
la mücadelemizi sürdüreceğiz. Bize baskı yapılacak olursa da
her türlü üslupla mücadele edeceğiz.
Esneklik
Diktatör düzenlerden biri, kimimizi, herhangi bir şekil-
de genel hürriyetler kapısını aralamanın meşruriyetini araş-
tırmaya mecbur etmiş olabilir. Böyle bir durum söz konusu
olmuşsa, merhum ilim adamımız Mevdûdî’nin çizgisi, Müs-
lümanların da demokratik oyuna katılmaları yönündedir. Bu,
Müslümanlara kendi meselelerini ve ümmetin problemlerini
gün gibi açık bir şekilde nasıl çözeceklerini anlatma fırsatı
sunacaktır. Böyle bir açıklık var olduğundan dolayı Müslü-
manlar delile karşı delille mücadele etme imkânı bulurlar. İn-
sanlara parlamentodaki kürsülerden, toplantılardan ve seçim
propogandaları yoluyla mesajlarını ulaştırabilirler. Bu, güzel
bir şeydir. Bununla birlikte İslâm’ın kendine ait bir meşruiye-
tinin olduğu hakkında zorunlu olarak ve geçici bir suskunluk
dönemi de söz konusudur. Böyle bir durum ise, Amerika ve
Rusya yapımı varlıkların ümmetin kürsülerine bağdaş kurup
Nebevî Yöntem
64
ümmete, kâfirlere boyun eğmeyi ve Allah’ın dini hakkında
haktan uzaklaşıp sapmayı öğreten ve bunu müsamaha ile kar-
şılayan demokratik meşruiyetten farklı bir şeydir. Bizler bazen
İslâm’a yaklaşmaya çalışan ve demokratik olmayan bir düzen
altında da yaşayabiliriz. Bu satırları yazarken Pakistan’da ve
başka yerlerde görülen olaylarda olduğu gibi… İşte o vakit
mü’minlerin, halk desteğine ihtiyaçları olan yöneticilerden
herkese karşı açıkça ilan edilecek İslâmî bir anayasa isteme-
leri ve bunu halkın oyuna sunmalarını teklif etmeleri, belirli
bir geçiş aşamasından sonra da İslâmî yönetime hazırlık için
gerekli faaliyetlerin yapılacağına dair yöneticilerden taahhüt
vermelerini istemeleri mümkün olabilir.
Bazen de bir kısmımız, oldukça meşakkat ve belalar do-
ğurmuş birtakım şartlar altında bulunabilir. Bu durumda uzak
vadede davaya hizmet maksadıyla zorba devletlerin medya
ve hükümet aygıtlarına uygun bir şekilde sızmak söz konusu
olabilir. Bir kısmımız da ayrılmak ve ilişkileri koparmak husu-
sunda başkalarımızı itham etmekten de uzak durmalıdır. Çün-
kü her bir konumun kendisine göre bir söylemi vardır. Cihad
üslubunu değiştirmek niyetiyle fırtına karşısında başını eğen
bir kimse, hiç şüphesiz tek başına mü’min hakkında varid ol-
muş şu Nebevî hadis ile toplumsal düzeyde amel ediyor de-
mektir, bunda da bir sakınca yoktur: Buhârî ve Müslim, Ebu
Hureyre’den Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle
buyurduğunu rivayet etmişlerdir: “Mü’minin misali, rüzgâr
nereden eserse kendisini o tarafa eğen taze bir ekin
gibidir. O rüzgâr dindiğinde kendisi de dimdik doğru-
lur. Mü’min de bu şekilde bela ile eğilir. Günahkârın
misali ise, doğru duran sert çam ağacına benzer. So-
nunda dilediği zaman Allah onu paramparça eder.”
31
31
Buhârî, Tevhîd 31; Müslim, Sıfâtu’l-Münâfikîn 58.
Allah’a Giden Yolda Yokuşu Aşmak
65
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in siretini yakından
izleyecek olursak bela zamanında böyle bir sabrı ve taze ekinin
esnekliğini şüphesiz görürüz. Mesela; Süheyl bin Amr, Hudey-
biye antlaşması yazılırken sayfadan besmelenin ve Muham-
med sallallahu aleyhi ve sellem’in risalet vasfının silinmesini
isteyince, Rahmet Peygamberi, o şerefli eliyle bunu silmiştir.
Üstelik yönetim organlarına sızmak ve devlet içinde bilgi
ve idarecilik konumlarının hepsi için yetkin kişiler yetiştirmek
ise yerine getirilmesi gereken çizginin temel bir parçasıdır. Bu
durumda çizgi sağlam bir şekilde etkin, kenarları ise esnek
olur. Irmak ve bu ırmağı besleyenler de tarihi fırsatlar olur.
Belirli istikamette yürüyüş sabit olmakla birlikte, Yüce Allah’ın
takdir edeceği siyasal virajlar, yürüyüşü durdurmayan hare-
ketler olur.
Şer’î siyaset, zorba yöneticilere karşı İslâmî bir kıyamın
meşru olduğu cevabını vermektedir. Bununla birlikte kısmen
niteliklerini açıkladığımız savaş hile ve taktikleri ile birtakım
görüşler de şeriat ile çatışmamaktadır. Bizim bunu yazmamız
ve siyasal oluşum kurallarını ve işlerin girip çıktığı yerleri bilen
kimselere de açıklamamız, güzel görüş, hile ve taktik türün-
dendir. Başkaları ise, doğru görüş, savaş, hile ve taktiklerin
kendisini gizleyip kimsenin kendisini tanımamasıyla gerçek-
leşeceğini sanmaktadır. Bunun sonucunda da ona türlü türlü
musibetler nisbet edilir, onun için tuzaklar kurulur ve o, tağu-
tun kabzasında bir lokmaya dönüşür.
Allah onları çepeçevre kuşatandır. Şüphesiz karşımızda
bir yokuş vardır ve bu yokuşu aşmakla yükümlüyüz.
Dostları ilə paylaş: |