Microsoft Word kitab konfrans son



Yüklə 5,31 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/243
tarix17.10.2017
ölçüsü5,31 Mb.
#5271
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   243

15 

 

açıklama, destek, desteklemek, bilgisayar, soykırım, gecekondu, başarı ve b. 



  Örneklerdeki sözcüklerin yapısına dikkat edilecek olursa buradaki farklar yalnız sesyapısı (fonetik) 

yönünden gözükmektedir. Yani Türkçede soykırımı Azericede yumuşak ünsüz g ile soygırımı şeklinde 

“açıklama” Azericede “açıqlama” gibi yazılır ve telâffüz edilir.  Yukarıda  geçirdiğimiz  örnek  sözcüklerin 

Azericede kullanımı bir raslantı sonucu mu? Bizce hayır, doğaldır. Neden doğal olduğunu kanıtlamamız için 

Yetersay, özelleştirmek, soykırım, bilgisayar, başarı sözcüklerini birer birer gözden geçirelim. 

 Bilindiği üzere 1990'lara kadar Azerbaycan'da (Sovyetlerde olduğu gibi) bir terim olarak 

özelleştirmek kavramı kesinlikle yoktu. Bu yüzden de özel araba, özel lokanta, özel hotel gibi tamlamalar da 

tabii ki, kullanılamazdı. Daha sonra toplumun altyapısı ve üstyapısı değişti. Değişenlere yeni terimler 

(sözcükler) bulmak gerekirdi. Bu hemde çok gecikmeden olacaktı.  

  Ülkemizde reforma yapıldığı zaman bize en yakın olan Türkçeden özel (özelleşmek, özelleştirmek) 

sözcüğünü aldık. Ve hemen halkın diline yattı ve sık sık kullanılır hale geldi.  

Geçelim yetersay kelimesi üzerine. 

Eski toplantı sistemi çökmüştü. Yenisini yapmak gerekirdi. Oy kullanma işlemleri yapılırken rus 

dilinden (ruslar da avrupadan aldı) alınmış kvorum sözcüğünü değiştirmek gerekirdi. Kvorum yapısı 

itibarile türkdilli sözcük yapısına uymuyordu. (Sözcüğün başında bir sert ünsüz k ve bir yumşak ünsüz (diş-

dudak ünsüzü) v-nin kullanılması Türk dili fonetik kurallarına aykırıdır. En azından türkçede sözcüğün 

başında iki ünsüz gelmesi kural dışıdır). Telâffüzü de zordu. Ama yetersay türkün diline uygun bir sözcüktü. 

Bugün artık geniş çapta kullanılmaktadır. Azericede kullanmakta olan soygırım (türkçede soykırım) 

rusçadan almak ve kullanmak zorunda olduğumuz genosit tekinin anlamını tam olarak kapsamaktadır.. 

bunun çarçabuk kullanımlık kazanmasını sözcüğün (terimin) dilimize uyması, çağımız için ve bizim için 

güncel olmasıdır (Hocalı soykırımı bugün bile Türk dünyasının gündeminde) 

Bilgisayar da Türk dilinden Azerbaycan türkçesine gelmiştir. Bilgisayar'ın memleketimize gelişimi 

gözden geçirecek olursa neden onun halkın arasında çok çabuk yaygınlaşması anlaşılır. Birincisi, bilgisayar 

(önceleri kompüter denilirdi) Kömpütere oranla daha anlaşılır. Çünkü Azericede bil ve saymak eylemleri 

eskiden beri kullana gelmiştir. O yüzden de bilgisayar bir terim olarak hemen anlaşıldı, kabullendi ve 

kullanıldı. Kompüter dilimizden daha çıkmadı ve şimdi de kullanmaktadır. Gerek Türkçede gerekse 

Azerbaycan türkçesinde Özleşme Dil olayının olumlu sonuçlarını bu gün görebiliyoruz. Azerbaycan'da Olay 

gazetesini bilmiyen yok. Bir zamanlar olay arap kökenli sözcük olan “Hadise” yerine kullanılmıştı. Demek 

ki, özleşme Türkiye'yi aşarak Azerbaycan dilini bile etkilemiştir. Bu bir gerçek ki, 1990'lara kadar 

kullanılmış  Konstitusiya sözcüğü bir türlü halkın malı olamıyordu. Yapısı itibarile o kadar uygunsuz bir 

sözcük ki, okur yazar bilir kişiler bile zor söyleyebiliyorlardı. (rusça tahsil görünüşler hariç). Bir Dil uzmanı 

olarak bunun nedenini araştırırken görüyoruz ki, konstitusiya (Anayasa) Türk dillerinin en önemli fonetik 

kanunu olan ünlü uyumuna yüzde yüz ters geliyor. Sözcüğün ünlülerinin sıralanmasına dikkat edelim 

(Konstitusiya: o→i→u→i→a) Türkçe sözlük yapısına göre o ünlüsünden sonra kesin olarak i ünlüsü 

gelemez. Yine de i ünlüsünden son u ünlüsü, u ünlüsünden sonra i ünlüsü sonra da a ünlüsü gelemez. 

Böylece konstitusiyanın söylenimi bir sözcük olarak insanları zor duruma sokuyordu. 

20 yıl öncesine kadar Azericede “müvffəqiyyət” bilimsel alanda radyo ve televizyonda, basında sık sık 

görülür bir sözcüktü. Ama bu gün onun dilimizden kolayca “gittiğini” görebiliyoruz. Uğur, başarı türk 

sözcükleri, aslına bakılırsa türk kökenli sözcükler onun yerini tutmakta. Tabii dil yönünden bu durumun 

incelenmesi ilginç sonuçlar verebilir. Neden “müvəffəqiyyət” değil de uğur, başarı? Soruya yanıt ta ortada 

“müvəffəqiyyət” fonetik yapısı itibarile türk dillerinin fonetik yapısına yüzde yüz aykırı ikişer tane ünsüz 

sözcük içinde ikişer defa tekrarlanmakta. Bu da dile ağırlık, sevimsizlik getirmektedir.          

Bu gün Anayasa kullanılır. Her kesin anlıyabildiği kolay söyleyebildiği bir sözcük. Sıradan insanlar 

kolay sözcükleri severler ve kabul ederler. Zor sözcüğü ise en iyi halde kendi bildiği şekilde söyler. Bunun 

böyle olduğunu ıspatlamak amacıyla Türk dilinde bu gün bile kullanmakta olan “eleğimsağma”yı 

inceleyelim: Kimse (özel olarak tahsil görmemişse) eleğimsağma sözcüğünün arapçanın bir tamlaması oldu-

ğunu bilemez. Halbuki eleğimsağma iki sözcükten mürekkeptir (alayım arapça alamet sözcüğünün çoğulu, 

sağma ise sema sözcüğünün insanlarca değiştirilmiş şekli). Aynı ilginç durumu Azerbaycan Türkçesinde de 

görebiliriz. Arapçanın zatülcenbi (soğukalma) sözcükleri dilimizde değiştirilerek setelcem şeklinde 

kullanılmaktadır. İnsanlar kolayını bulmuşlar. Çünkü zatülcenbi yapısı itibarile zor söylenir bir tamlama. 

Özleşmenin başarılarının nedenlerinden biri de Yazı Diline getirilen sözcüklerin gerek Türkiye'deki 

gerek de Azerbaycan'daki halkın dilinde varoluşudur. Guzey, Güney (Türkçede: Kuzey, Güney) 

Azerbaycan'nın halk konuşma dilinde gün'le ilgili sözcüklerdir. Günün her zaman düştüğü yerler Güney, hiç 

gün düşmeyen yerler de güney adlanır. Bir sıra yazar ve şairlerin eserlerinde bu sözcükler Yazı Dili sözcüğü 

gibi kullanılmıştır (konuşma dilinde zaten vardır). Buna rağmen Kutup olarak Şimal, Cenup kullanılır. 



16 

 

Türkiye'deki özleşmeyle bağlı olarak Şimal – Kuzey Cenup da Güney sözcüklerine değiştirildi ve başarılı 



oldu. Demek ki, Yazı diline getirilmiş Kuzey ve Güney sözcükleri olmayıp halkın canlı konuşma dilinden 

Yazı diline aktarılmış oldu.Şunu da ekleyelim ki, 1970'lerdeki Tarama, Derleme gibi sözcüklerin 

yayımlanması da halkın dilindeki sözcüklerin Yazı Diline getirme amacıyla yapılmıştı. Atatürk Türk Dili 

Tetkik Cemiyeti'nden başlayarak (Türk Dil Kurumu Çalışmaları da dahil) özleşmeye ait bir takım toplantılar 

tertiplemiş çeşitli konular görüşülmüş Dilbilimsel bakımdan sözcükler ve ekler gözden geçirilmiş ki, 

çalışmalar yapma karakteri almasın. 

Türkiye'de özleşme sonucunda yapılanlar ortada. Özleşme Dil Politikasından sonra Türk dilinin 

geldiği düzey de her kesçe bilinen bir gerçek. Bu gün Türkî Cumhuriyetlerde Ortak Dil Konusu gündemde 

[Melikli:2008.171]. Bunu olumlu karşılayıp gerekenleri yapmaya hazır olanlar da var, olumsuz karşılayıp 

tepki gösterenler de. Ama Türk dilleri arasında sözcük alış verişi de durmamakta. Hem de alınan sözcükler 

gneseolojik bakımından (psikolojik) gerçeğe uygun.  

Nedir söz konusu gerçek? Alınan sözcükleri incelersek çok ilginç durumlar bulmuş oluruz. Örneğin 

dışarı Türk sözcüğünün Azerbaycan'ın Batı gölgesinde kullanılır olduğunun bilmeyenler olabilir. Yazı 

Dilimizde dışarı'ya “eşik” deriz. Gel gelelim ismini hatırlattığımız bölgede sözişitmez, sözanlamaz birisine 

“Sen yeddi dinden dışgarısan ki” ifadesini kullanırlar. Bununla beraber “Eşik” Türk sözcüğü Azerbaycan 

dilinde “sokak” anlamına gelir. 

Çağdaş Türk Yazı dilinde “Dış”, “Dışarı” (Dış İşleri Bakanlığı, Dışarıya çıkmak) Azeri ağızlarında 

“dışgarı” sözcüğünün sekizinci yüz yıldan beri kullanageldiğini de eklersek birgün Dış sözcüğünün Azerbay-

can Yazı Dilinde (hem de diğer Türk dillerinde) yaygın kullanılır hale gelmesinin bir temeli vardır demek.  

Fikrimizce özleşmenin dile getirdiği sözcükler türkün psikolojisine uygun olduğundan dolayı bazı 

arapça çok yaygın sözcükler bile yavaş yavaş unutularak yerini yeni sözcüklere vermektedir. Orneğin sebep

netice, vazife, hal, talebe, muallim, tahsil, malûm, maruf, mahkûm gibi bugün bile kullanmadan düşmemiş, 

zamanında çok yaygın olan sözcükler yerini neden, sonuç, görev, durum, öğrenci, öğretmen (hoca), eğitim, 

bilinen, tanınmış (ünlü), tutuklu gibi sözcüklere vermektedir. Özel olarak gözlemciliğini yaptığımız örnek – 

sözcüklerin arapçası seyrek hallerde kullanılır, onun yerine yenileri sık sık kullanılmaktadır. 

Kimi arap sözcükleri çok çabuk olarak kullanımdan çıkmıştır. Şimdi kimse nazır, reis, müavin, iclas 

(meclis) demiyor, onların yeni türkçesini kullanırlar: bakan, başkan, yardımcı, toplantı gibi. Bize göre 

Azerbaycan türkçesindeki müavin sözcüğü de çok zaman geçmez de yardımcıya değiştirilir. Burada doğal 

olan şudur: müavin arap sözcüğünde ünlü uyumu bozulur, iki ünlü yanyana söylenmesini zorlaştırır. Hem de 

yanyana gelmiş ünlülerden biri önce öbürüyse kalındır. 

Sonuç olarak diye biliriz ki, bir zamanlar Türkiye'de büyük tartışmalara yolaçmış “özleşme” 

Azerbaycan'da da etkisini göstermektedir ve iki dilin birbirine kavuşmasına yardım sağlamaktadır.  

 

Kaynaklar 



1.  Hacıyev T. 2006. Birinci Türkoloji Kurultayda edebi dil meseleleri./I Türkoloji Kurultayın 80 illik yubileyine hesr olunmuş 

elmi konfransın tezisleri. 23-25 may, Bakû, Tahsil 

2.  Hacıyev T. 1987. Azərbaycan ədəbi dili tarixi (II cild) Bakû: Maarif, 293 s. 

3.  Cikiya S.S. 1971. Türkçe okuma kitabı. (Dil yenileşmesi nasıl olur) Tbilisi, 458 

4.  Melikli T. 2008. Türkoloji problemler (üç telli sözden). Bakû, 179 s. 

 

 



MƏHBUBƏ QURBANOVA  

Filologiya üzrə fəlsəfə doktoru, dosent  

Bakı Dövlət Universiteti  

 

I BAKI TÜRKOLOJİ QURULTAYI (1926) VƏ MÜASİR TÜRKOLOGİYA 



 

  

Açar sözlər: I Türkoloji qurultay, türkologiya, aktual məsələlər, elmi yeniliklər.   



 

The I Baku Turkological Congress (1926) and the modern turkology 

 

The article deals with the I International Turkological Congress and modern turkology. In 1926, Baku hosted the 



First Turkology Congress, which brought together representatives from Turkey and the Turkic-speaking republics of the 

Soviet Union. Here is spoken about the importance of the discussed issues. 

Key words: The I Turkological Congress, turkology, actual issues, scientific innovations. 

 

Türk dünyasının tarixinə qızıl hərflərlə yazılmış I Beynəlxalq Türkoloji qurultay 1926-cı ilin 26 fevral 



- 6 mart tarixləri arasında Bakı şəhərində baş tutmuşdur. Türk xalqlarının tarixində ictimai-siyasi və elmi-

mədəni əhəmiyyət daşıyan bu mötəbər tribunada türklərin keçmişi və gələcəyi ilə bağlı olduqca vacib 




Yüklə 5,31 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   243




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə