4 8 Mark R. Cohen
hastalık gibi onlardan uzak durmak gerekmez mi? Her türlü kö
tülüğün nedeni onlar değil miydi?13
Simon'un sözleriyle, "Yahudi karşılı küfür ustası" Chrysos
tom, "Yahudileri ezeli bir figüre, bir tipe çevirir; bu figür, kendi
sine bakan herkeste gerçek bir dehşet uyandırdığı düşünülen
canavarca, rezilce bir figürdür."14 Bu kilise adamı, "antisemitizmi
bakımından, erken kilisede uç bir örneği ... özel olarak Antak
ya'ya özgü bir görüngüyü temsil eder" se de, hem çağdaşlarını
hem ardıllarını önemli ölçüde etkilemişti. "Chrysostom'un tutum
ve yöntemlerinin yeniden ortaya çıklığı her seferinde, Hıristiyan
yazılarında Yahudi konusu yüzeye çıkar."15 Vaazları yaygın bir
şekilde elden ele dolaşlığı için, etkisi ölümünden sonra da sürdü.
Chrysostom'un yazıl
arının
dikkatli bir incelemesini yapan bir
bilgin, "Musevileştiriciler üzerine vaazlar, Hıristiyan geleneğin
karakteristiği olmuş Yahudi karşılı tutumları destekleyip teşvik
etmeye, ve nefret, düşmanlık v.e zulmü beslemeye yaradı"
ğını
savunur.16
Daha sonraki Hıristiyan düşüncesinde bu derece etkili olan
Chrysostom'un Musevilik karşıtlığı, Kuzey Afrika'daki Hippo
bişopu Augustine'in
(345 -430)
karşı-nüfuzu olmasaydı, Musevi
liğin erken bertarafına yol açmış olabilirdi. Augustine, yazıların
da, Yahudilerin Hıristiyanlık içinde yüzyıllarca korunmalarını
haklı göstermeye hizmet eden "tanık" öğretisini eklemledi,
·
İsa'nın "imansız Yahudiler" tarafından reddi teması üzerine Noel
sonrası bir vaazında Augustine, kanıt metin olarak ilahi yazarını
anımsatır:
Bu nedenle, her yerde nefret ettikleri inanca tanıklık etmek
zorunda kalsınlar diye Yahudiler kendi krallıklarından kovulup
·
bütün dünyaya dağıhldılar. Aslında, tapınaklarını, kurbanlarını,
ruhbanlarını ye krallıklarını yitirdikten sonra bile, gelişigüzel
Yahudi olmayanlarla karışmış olarak, yok olup hakikatin tanık
lığını yitirmesinler diye birkaç eski ayinde adlarını ve ırklarını
Haç ve H il al Altı nda Ortaçağda Yah u d i l e r 4 9
sürdürürler. Kıskançlık ve kibir yüzünden, öz kardeşini öldüren
Kabil gibi, kimse onları öldürmesin diye bir işaretle damgalandı
lar. Aslında bu gerçek, bir insan olarak konuşan İsa'nın "T
annın
,
düşmanlarım konusunda beni uyardı: Senin kanununu unutma
sınlar diye onları öldürme" dediği
58.
İlahi'de (Masoretik metin-
. de
59:
11-22)
kesin bir şekilde görülebilir. Tuhafbr; Yahudi olma
yanlara İsa'nın nasıl kehanette bulunduğunun kanılı bu halk
aracılığıyla sunulmuştur; herhalde böylece Yahudi olmayanlar
kehanetlerinin ne kadar açık gerçekleştiğini gördüklerinde, ta
mamlanmış gerçeklikler olarak algıladıktan şeylerin İsa tarafın
dan önceden söylendiği açıkça belli olacağına göre, Kutsal Kita- ,
bın Hıristiyanlar tarafından oluşturulduğunu düşüneceklerdir.
Bu nedenle, kutsal kitaplar Yahudilerce tebliğ edilir ve böylece
Tanrı, düşmanl
arımız
konusunda, kendi kanununu unutmasın
lar diye onları öldürmediğini yani yer yüzünden silmediğini bi
zim için anlaşılır kılar; zira, onu okuyarak ve gözleyerek, görü
nüşte de olsa, bunu akılda tutar ve böylece bize kanıt sağlarlar.17
Museviliği Hıristiyanlık içinde kabul etme yönündeki prag-
matik muhakemesiyle Augustinian tanıklık öğretisi, Hıristiyan
hoşgörüsüzlüğü sınırlamış olabilir; fakat, ötekiyle ilgili olarak
erken Hıristiyanlıktaki temel ve potansiyel olarak tehlikeli bir
ikircikliliği ortadan kaldıramaz. Erken Hıristiyanlıktaki hoşgörü
süzlüğün kutsal kökleri üzerine düşünce kışkırhcı bir yazısında
G.
Stroumsa, "irenik" (barışçı) ve "eristik" (şiddet) eğilimlerin Ye
ni
Ahit'te erken Hıristiyan yazılardaki belirsiz biraradalığına işa
ret ederek, sosyolog Troeltsch ve Weber ile Freud'dan sezgilere
başvurur. Kurtuluş mesajını yadsıyanlara yönelik nefret ve
düşmanlık duygul
arının
yanı sıra, "düşmanlarını sev" emri de
vardı. Dördüncü yüzyılda Hıristiyanlığın kusurlu, kurtarılma
mış Roma dünyasına uyum sağlaması ironik çizgiyi nötralize
ederken, evrensel ("totaliter") sev emri ile yersiz olarak algıl
anan
Yahudilerin Hıristiyan düzenini reddi arasındaki karşılaşma da
gerilimin habercisi oldu. Roma hukuku tarafından meşrulaşh-
5 0 Mark R.
Cohen
rılmış inatçı bir Yahudi varlığıyla, her gün karşılaşan ve Au
guştine'in tanık öğretisiyle engellenen- Hıristiyanlık, dini hoşgö
rüsüzlüğe dönerek gerilimi çözdü.18
Musevilikle çalışmanın Hıristiyan kendi kendini tanımlama
da özsel bir ideolojik bileşen niteliği aldığı savunusunu kabul
etmek için, Kilise babalarının şiddetli "adversus judaeos" gelene
ğinin, erken Hıristiyanlığın karakteristik kusurunu yansıttığı ve
bunun pagan Musevilik karşıtlığının19 etkisine, fazla borçlu ol
madığı konusunda Rosemary Rueter ile hem
fikir
olmak gerek
mez.20 Hıristiyan olmak,
(1)
Yahudi Kutsal Kitabı temelinde Mu
seviliği reddetmek;
(2)
Eski Ahit vaatlerinin İsrail halkı için artık
geçerli olmadığına inanmak;
(3)
o zamanki Yahudilerin inatçı
sapkınlıklarının, İsrail'in putperestliğe kayan çocuklarında teza
hür etmiş olan asli bir isyankarlıktan ve kendi peygamberleriyle
alay etmelerinden kaynaklandığını vurgulamak. Ve
(4)
emirleri
ni ve adetlerini gözeterek Museviliği yücelten Hıristiyanları aşa
ğılamak ve onlarla kararlı bir şekilde mücadele etmekti. Demek
ki, Musevilik ile Hıristiyanlığın bu ilk karşılaşmasında, gelecekte
daha fazla sürtünme ve anlaşmazlığın emsalini oluşturan çatışan
dinlerle karşı karşıyayız.
Erken İslam ve Yahudiler
Erken Hıristiyan-Yahudi çalışması ile ilk İslam-Musevi karşı
laşması arasında bir karşılaşhrma, ortaçağda İslam-Yahudi ilişki
lerinin, neden Hıristiyan-Yahudi ilişkilerinden çok daha az şid
detle belirgin olduğu sorusunu aydınlatabilir mi? Yüzeysel bir
şekilde, İsl
amın
yükselişi ile Hıristiyanlığın yükselişi arasında bir
paralellik kurulabilir. İslamla Yahudilerin ilk karşılaşması, çalı
şan dinlerin bir örneğini temsil ·eder. İsa gibi bir Yahudi olarak
doğup eğitilmemiş olmasına karşın Muhammed'in de, Musevi
likle ilişkisi vardır. Museviliğin öğretileri ve yazılı, ilahi vahiye
saygısı, onun üzerinde köklü bir etki bırakmışlı. Ticaret kenti
Mekke'ye hakim olan Arap kabilesinden pagan bir tüccarın Mu-
Dostları ilə paylaş: |