112
Doktrininin bir tahrifi olduğu yönünde itham edilmesiyle Sergius, enerji prensibini geri
plana atan, ancak yine de Kristos(Mesih) içinde tek iradenin varlığını kabul eden bir
söylem geliştirdi
587
. İmparator Heraclius’un yayınlattığı Ecthesis
588
adındaki bu ferman
da pek etkili olmadı, hatta Papa Sevenirus tarafından da aforoz edildi. Yoğun siyasi
gelişmelerin dini cereyanları beraberinde sürüklediği II. Konstantin döneminde
imparator, Ecthesis’i yasakladı ve Typos’unu yayınladı. Birliğin susturulma ve taviz ile
sağlanmaya çalışıldığı bu dönemde, Papa Martinus, Lateran’da bir konsil toplayarak
hem Ecthesis’i hem de Typos’u aforoz etti
589
.
Doğu eyaletlerinin Arapların eline geçmesi sonucu, Doğu kiliselerinden ümidin
kesilmesi üzerine ve ciddi çatışmaların yaşandığı Batı kiliseleriyle uzlaşabilmek
amacıyla imparator IV. Konstantin, 7 Kasım 680 yılında İstanbul’da bir konsilin
toplanmasını sağladı.16 Eylül 681’de sona eren konsilde Kadıköy Konsili kararları iki
enerji ve iki irâde doktrini resmi dogma olarak kabul edildi. Sergius, Cyrus ve papa
Honorius aforoz edildi ve Monotelitizm mahkum edildi
590
.
Monothelistler, İsa Mesih’te iki tabiat ve bir şahsın bulunduğu yönündeki
İznik, Efes ve Kadıköy konsili kararlarını kabul etmekte; ancak İsa Mesih’te beşeri bir
doğanın varlığını reddetmekteydiler. Onlara İsa Mesih’te tek bir irâde vardır ve o da
Tanrısal iradedir. Tek Tanrısal-İnsani Eylem (one theandric operation) terimiyle
sistematize etmeye çalıştıkları görüşlerini, tek tanrısal-insânî eylemin, iki eylemin
toplamının bir uyumu mu; yoksa tek tanrısal eylemin hem tanrısal hem de insânî
tabiatın karışmasının bir sonucu mu olduğu sorunu karşısında netleştiremediler
591
.
Monotelist akımın öncülerinden biri kabul edilen Papa Honorius’a göre İsa’da
düşüşten önce gerçekleşen, mükemmel bir tanrısal irâde mevcuttur. Ancak Wolfson,
onun, Sergius’a yazdığı ilk mektubunda geçen “ …itiraf ediyoruz ki , efendimiz İsa
Mesih’in tek bir iradesi vardır ve bizim insânî tabiatımız tanrısallık tarafından açıkça
ele geçirilmiştir ve bu varlık kusursuzdur…” ifadelerinden yola çıkarak çelişkili bulur.
587
Ostrogorsky, a.g.e., s. 102
588
İsa’da bir ya da iki eylem olduğu yönündeki her iki düşünceyi de yasaklayan, enerji meselesini ikinci
plana atan bir kararname. Bu kararnameye göre İsa’da sadece tek bir irâde vardır. Bkz. Kelly, J.N.D.,
“Honorius”, The Oxford Dictionary of Popes, Oxford University Press, Oxford, 1988, s. 71
589
Ostrogorsky, a.g.e., s. 109-112
590
Ostrogorsky, a.g.e., s. 117-8
591
Wolfson, a.g.e., s. 474
113
Çünkü ona göre Honorius burada İsa’nın tek iradesinden bahsetmez ve bu ifadelerden
tanrısal bir irâde çıkarımı yapılamaz. Bu sözlerden, İsa’daki insânî iradenin düşüşle
bozulmuş sıradan bir insânî irâde olduğunun anlaşılacağını iddia eder. İsa’daki insânî
irâde her zaman tanrısal irâde ile uyum içinde hareket ettiği için de iki irâde tek irâde
olarak yorumlanmıştır
592
.
Monotelist akımın muhaliflerinden biri olan Kudüs piskoposu Sophronius’un,
bedenlenen logosun sadece insânî bir görünüm kazanmadığını, iradesizce ya da baskıyla
insânî hareketlerde bulunmadığını ifade ederek acı çekme, eylemde bulunma, hareket
etme gibi tamamen insânî eylemleri, insânî irâde ile gerçekleştirdiğini vurgulamasına
593
karşılık Monotelistler, babanın kendi iradesiyle oğulun iradesi arasındaki çelişkiyi
İsa’nın günlük konuşması örneğinden yola çıkarak, bu durumun bölünmüş bir irâde
anlamına gelmeyeceğini, özel bir durum olduğunu ifade ederler
594
.
Drum, Monotelitizm’in kutsal yazılara da dayandırıldığını dile getirir. Mesih’in
tapınma
595
, alçakgönüllü olduğunu ifade etmesi
596
gibi eylemleri onun insânî iradesine
bir örnek teşkil eder ve tanrısal irâde yanında zayıf bir görünümde olduğunun bir
kanıtıdır da. Daha da ileri giderek insânî iradeyi reddeden monotelistler, "Baba, senin
isteğine uygunsa, bu kâseyi benden uzaklaştır. Yine de benim değil, senin istediğin
olsun
597
” gibi İncil ifadelerinin, İsa’nın iradesinin Baba’nınkine göre kul iradesi
olduğunun biri delili olduğunu iddia ederler
598
. Aynı şekilde, “Baba’nın bana
buyurduğu her şeyi yerine getirdiğimi bilmesini istiyorum
599
” ve “Ölüme bile boyun
eğmiş
600
” cümleleri de, İsa’nın iradesinin her zaman Baba’nın iradesine bağlı olduğu
şeklinde yorumlanabilir.
Günümüzde Lübnan’daki Maruni kilisesi, Monotelistlerin bir devamı kabul
edilir. Zira monotelistlerin bir kısmı monofizitler içinde kaybolurken, diğer kısım ise
592
Wolfson, a.g.e., s. 480
593
Wolfson, a.g.e., s. 472
594
Wolfson, a.g.e., s. 472
595
Yuhanna, 4:22
596
Matta, 11:29
597
Luka, 22:42
598
Drum, a.g.md.
599
Yuhanna, 14:31
600
Filipeliler, 2:8
114
bugün Maruniler olarak bilinen cemaatı oluşturur. Maruniler Roma’ya bağlı olmakla
birlikte kristolojisini reddederler ve ortodoks âyinlerini yaparlar
601
.
e. Katolisizm (Catholicism)
“Genel”, “evrensel” manasındaki Grekçe “ Katholikos” kelimesinden türeyen
Katoliklik, erken dönem Hıristiyanlığında önce Yahudiliğin milli karakterine, daha
sonra dinin geniş bir coğrafyaya yayılmasıyla ortaya çıkan mahalli kiliselere karşı
kilisenin evrenselliğini ifade etmek için kullanılmış bir kelimedir
602
. Ortaçağ’da ise
daha çok heretik kelimesinin karşıtı olarak kullanılan katolik terimi, bütün kiliselerce
genel kabul gören ortak doktrini ifade etmiştir.
313 Milan fermanıyla özgürlüğüne kavuşan Hıristiyanlık, 395’te ikiye
bölünüşüne kadar Roma merkezli bir yapılanma içindeydi. İmparator I. Theodosios,
Hristiyanlığı Roma Devleti’nin resmi dini ilan etmiş ve bu dönemde kilise hiyerarşisi,
sakramentler, ibadet ve disiplin kuralları gibi çeşitli düzenlemelerin gerçekleşmesine
zemin hazırlamıştır. Devlet ve kilise yapılanması iç içe gelişmiştir. Bu dönemde
toplanan konsiller ve ortaya çıkan yeni dini akımlar Roma’nın etkisinde kalmıştır
603
.
Hıristiyanlığın geniş coğrafyalara yayılması sonucu yeni teoloji okullarının
kurulmasıyla pek çok doktrinel ayrılık baş göstermiştir. İskenderiye, Antakya, Kudüs ve
Armenia gibi pek çok okul arasında meydana gelen teolojik çekişmeler, Roma
İmparatorluğunun 395’te ikiye bölünmesinden sonra daha çok Batı ve Doğu şeklinde,
Roma ve İstanbul arasındaki iktidar mücadelesinin etkisiyle şekillendirmiştir.
Büyük bölünme olarak da adlandırılan 1054 yılındaki ayrılıklar sonucu Roma
ve Bizans olmak üzere iki merkezi kilise ortaya çıkmıştı. Bizans kilisesi gerçek imanı
kendisini muhafaza ettiğini ileri sürerek Ortodoks; Roma kilisesi de aynı iddiayla
kendini Katolik kelimesiyle tanımlamıştı. İki kilisenin bölünmesine neden olan
doktrinel anlaşmazlığın temel nedenlerinden birinin, Ortodoks kilisesinin Kutsal Ruh’un
601
Drum, a.g.md.
602
J.H. Maude, “Catholicism, Catholicity”, ER, c. III, s. 258-261; Harman, Ömer Faruk, “Katoliklik”,
DİA,c. XXV, s. 55-58
603
Harman, a.g.md., s. 56
Dostları ilə paylaş: |