Ersan Bocutoğlu
140
Emek ve Toplum (Cilt: 1, Yıl: 1, Sayı: 1)
a.
Marx’a göre, mallar kendi değerden satılır.
b.
Marx’a göre, değerin kaynağı emektir. Buna göre mallar içerdikleri
emek kadar değerlidir ve fiyatlarını da bu emek belirler. Üretimine çok
emek harcanan mallar çok değerli, az emek harcanan mallar daha az değer-
lidir.
c.
Marx’a göre, sömürü emek üzerinden yapılır. Bu nedenle emek yoğun
(çok emek az makine kullanan) endüstrilerde artık değer ve kar oranı daha
yüksektir. Buna karşılık sermaye yoğun (çok makine az emek kullanan)
endüstrilerde artık değer ve kar oranı düşüktür. Makine sömürülemez, çün-
kü üretime ancak kendi değeri kadar katkı yapabilir. Emek sömürülür, çün-
kü artık değer yaratır ve üretime kendi değerinden fazlasını katar.
d.
Marx, c şıkkındaki sonuçların gerçek hayatla çeliştiğini fark etti. Marx
gözlemlerinden şunu anlamıştı ki, kapitalist sistemde, sermaye yoğun (çok
makine az emek kullanan) endüstriler de en az emek yoğun (çok emek az
makine kullanan) endüstriler kadar karlı olabilmektedir. Marx, Klasik ikti-
satçılar gibi, kar oranlarının farklı endüstriler arasında eşitlenme eğilimin-
de olduğunu biliyordu.
e.
Eğer kar oranları bütün endüstrilerde aynı, fakat sermaye-emek bile-
şimi endüstriden endüstriye değişmekte ise, Marx’ın yukarıda a şıkkında
belirttiğinin aksine, mallar kendi değerinden satılamayacaktır. Demek ki
üretime değer katan sadece emek değildir. Sermayenin de üretime değer
katma ihtimali ortaya çıkmıştır. İşte bu çelişkiye Transformasyon Problemi
denir.
Sermaye Birikimi ve Kar Oranlarının Azalması: Marx’a göre,
makineleşmenin ve emekten tasarruf eden yeni icatların yol açtığı verimli-
lik artışı nedeniyle, kar oranı (p’) uzun dönemde düşme eğilimine girecek-
tir. Bu durum Marxçıların sermayenin organik bileşimi dediği olguyu ortaya
koyar. Sermayenin organik bileşimi (Q), sabit sermayenin (c), toplam ser-
mayeye (c+v) oranıdır. Yani,
Q = [ c/(c+v)]. 100
dür.
Kar oranı; artık değer arttıkça artar, sermayenin organik bileşimi arttıkça
azalır. Buna göre kapitalistler makinelere ve hammaddelere (c) daha fazla
ve emeğe (v) daha az yatırım yaptığında, sermayenin organik bileşimi (Q)
yükselir ve kar oranı düşer. Bu sonuç Marx için son derece önemlidir.
Çünkü kapitalizmi yıkacak olan kendi iç çelişkileridir. Kapitalistlerin daha
İktisat Teorisinde Emeğin Öyküsü
(
Cilt: 1, Yıl: 1, Sayı: 1
)
Emek ve Toplum
141
fazla üretim için daha fazla makineleşmeye (sermaye yoğun tekniklere)
gitmeleri, sermayenin organik bileşimini yükselterek, kar oranını
düşürmektedir. Marx’a göre emek, artık değer dahil, bütün değerlerin
kaynağıdır. Daha fazla makineleşme, daha az emek kullanılacağı anlamına
geldiğinden, kar oranının düşmesi kaçınılmazdır. Burada bir soru
sormalıyız: Değer ve kar emek tarafından üretildiğine göre, kapitalist daha
fazla emek ve daha az sermaye kullanmak istemeyecek midir? Marx’ın bu
soruya cevabı hayırdır. Ona göre kapitalizmin dinamikleri, kaçınılmaz ola-
rak, sermayenin organik bileşiminin artmasına yol açacaktır. Bunun iki ne-
deni bulunmaktadır: Birinci olarak, daha fazla ve daha iyi sabit sermaye
(makineler, teknoloji) kullanarak daha etkin bir üretim yapmak isteyen
firmalar, üretim maliyetlerini azaltarak geçici olarak ekstra kar
yapacaklardır. Düşük maliyetlere paralel olarak mal fiyatları düşecek,
makineleşmeye ayak uyduramayan firmalar kapanacaktır. İkinci olarak,
üretimin verimliliği arttıkça (emek gücünün değeri düştükçe), işçinin
geçimlik ücretini sağlamak için harcayacağı zaman azalacak, artık değer ve
kar artacaktır.
Sermayenin emek yerine kullanılmasının doğuracağı başka bir etki daha
vardır. Üretimde makineleşme, sınai işsizler ordusunun sayısını
arttıracaktır. Makineler işçileri işinden edecek, her bir işletmenin daha
büyük sermaye yatırımlarına gitmesi, sermayenin belirli ellerde
toplanmasına yol açacaktır.
Sermayenin Merkezileşmesi ve Servetin Belirli Ellerde Toplanması:
Sermaye birikiminin dinamikleri ve tekrarlayan iktisadi krizler, sermayenin
sahipliğini merkezileştirir ve servetin belirli ellerde toplanmasına yol açar.
Sınıf Çatışması: Servetin belirli ellerde toplanması, işçilerin mutlak ve
nispi olarak fakirleşmesi ile birlikte sınıf çatışması aşamasını doğurur.
İşçilerin artan sefalet, baskı, kölelik, aşağılanma ve sömürü altına düşmesi,
aralarındaki dayanışma duygusunu güçlendirir ve onları isyana teşvik eder.
Kapitalizmin maddi üretim güçleri, kapitalizmin üretim ilişkileri ile
çatışmaya girer ve üretim ilişkileri süratle değişime uğrar. İşçiler kapitalis-
tleri başından atar ve proleterya diktatörlüğünü kurar. Üretim araçlarının
kamusal mülkiyeti, özel mülkiyeti ortadan kaldırır, sermaye genişleme
oranı istikrara kavuşturulur ve işçilerin sömürülmesi sona erer. Bir anlam-
da işçiler sermayenin sahibi olur. Bu aşama sosyalizm aşamasıdır.