Büyük Dinleri Tanımak



Yüklə 379,11 Kb.
səhifə50/52
tarix01.08.2018
ölçüsü379,11 Kb.
#59924
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   52

20. Boşanma


Boşanma İslam’da ve Yahudilikte caiz ve Hıristiyanlıkta yasaktır. Bu yasak İncillerde Hz. İsa’nın şahsına nispet verilen sayılı yasalardandır.

“İsa’nın yanına gelen bazı Ferisiler, onu denemek amacıyla şunu sordular: “Bir adamın, herhangi bir nedenle karısını boşaması kutsal yasaya uygun mudur?” İsa şu karşılığı verdi: Kutsal yazıları okumadınız mı? Yaradan başlangıçtan insanları erkek ve dişi olarak yarattı ve şöyle dedi: Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak. Şöyle ki, onlar artık iki değil, tek bedendir. O halde tanrının birleştirdiğini, insan ayırmasın. Ferisiler İsa’ya, “öyleyse” dediler, “Musa neden erkeğin boşanma belgesi verip karısını boşayabileceğini söyledi?” İsa onlara, “İnatçı olduğunuz için Musa karılarınızı boşamanıza izin verdi” dedi. “Başlangıçta bu böyle değildi. Ben size şunu söyleyeyim, karısını fuhuştan başka bir nedenle boşayıp başkasıyla evlenen, zina etmiş olur. Boşanan kadınla evlenen de zina etmiş olur.” (Matta, 19:3-9).

Hıristiyanlar bazen bir evliliğin başından beri batıl olduğunu ilan ediyorlar. Bu da eşlerin ayrılabilmesi için meşru hilelerdendir. Diğer taraftan dikkat edilmelidir ki, günümüzde Amerika’daki ve bazı Hıristiyan ülkelerdeki evliliklerin hemen hemen yarısı boşanmayla sonuçlanıyor. Bu boşanmalar devlet tarafındandır ve kilise bunları kabul etmemektedir. Ancak Protestan kilisesi boşanma konusunda daha fazla esneklik göstermektedir.

Yahudilikte boşanma erkeğin elindedir. Ancak 1000 yıl önce Haham Graham, kadının da rızasını şart koşmuştur. Yahudiler Tevrat’ın emri gereği (Yasanın tekrarı, 24:1) ne zaman karılarını boşasalar ona bir boşanma belgesi yazıp, söz vermiş oldukları mehiri ödemekle yükümlüdürler.


21. Kısas, Diyet ve Af


Kısas, diyet ve af konusu birkaç şekildedir:

1. Tevrat’ta olduğu gibi sadece kısas belirtilmiştir.

2. Talmud’da olduğu gibi kısas ve diyet belirtilmiştir.

3. Kuran-ı Kerim’de olduğu gibi kısas, diyet ve af belirtilmiştir.

4. İncil’in zahirinde (Matta, 5: 38-39) olduğu gibi sadece af belirtilmiştir. Ancak Hz. İsa Tevrat’ın hükümlerini kaldırmak üzere gelmediği için (Matta, 5:17) kısas (ve belki de diyetin) de onun asıl şeriatında var olduğu söylenmelidir.

22. Pak ve Necis


Çeşitli dinlerde genel olarak pak ve necis konusu vardır. Ancak bu iki ifadeyi zihnimizdeki anlamda daha geniş tutmalıyız. Mesela, eski Yahudi şeriatında (70 yılında mabedin yıkımından önce) bazı cilt hastalıkları, sahibini necis ediyordu ve o hastanın halktan ayrılıp harabelerde yaşaması gerekiyordu. Bir kimsenin kendisine yaklaşması durumunda da “necis necis” diye bağırması gerekiyordu (Levililer, 13:45). O, iyileştikten sonra kâhinin yanına gidiyordu ve kâhin onu muayene edip pak olduğuna hükmediyordu. Sonra da geniş olarak açıklaması Levililer, 14:1-57’de geçen ilginç bir kurbanlık merasimi gerçekleştiriyordu.

Kirlilik insanda veya insan harici bir şeyde olabilir. İnsanın kirlenmesi İslam şeriatında iki çeşittir: Fiziksel (habes) ve ruhsal (hades). Her iki çeşidin de bir takım maddeleri insanın önünden ve arkasından çıkmasıyla yakından irtibatı vardır. Ancak bununla sınırlı değildir. Uyku, baygınlık, sarhoşluk, delilik, cinsel ilişki, ölmek, ölüye dokunmak[1] ve benzeri bir takım işler de insanın kirlenmesine neden olmaktadır. Şimdi de ruhun kirlenmesine bakalım:

1. Bilerek ve genel (mesela, cinsel ilişki sonucu).

2. Bilerek ve kısmi (mesela, tuvalete gitme sonucu).

3. Bilmeyerek ve genel (mesela, ihtilam veya adet görme sonucu).

4. Bilmeyerek ve kısmi (mesela, uykunun ağır basması sonucu).

İslami taharet su, toprak, güneş, istihale, intikal, Kelime-i şahadet getirmek ve diğer bazı yollarla gerçekleşebilir. Fiziksel kirlerden arınmanın niyete ihtiyacı yoktur. Ancak fıkıh kitaplarının taharet konusunda geçtiği üzere bir takım kuralları vardır. Ruhsal kirlerden arınma niyetle beraber olmalıdır. Serbest olduğu dönemde veya kirlilik dönemi bittikten sonra; bedenin bir bölümünde (abdest ve teyemmüm) veya bedenin tamamında (gusül).

Çeşitli dinlerde ilginç necaset ve taharet çeşitleri bulunabilir ki bunun açıklaması ayrı bir zaman istiyor. Dinlerde kapların fiziksel ve ruhsal kirlerden arınmasının da dikkat çeken kuralları vardır. Mesela Yahudiler, Yahudi olmayan birinin yapmış olduğu kabı dine uygun olarak temizliyorlar. Sabiiler kaplarını bazı durumlarda vaftiz ediyorlar. İslam fıkhında köpek veya domuzun, içine başını sokmasıyla veya şarapla necis olan bir kabı temizlemek için özel hükümler vardır.

Katolik ve Ortodoks Hıristiyanlarının keşişin yanında günahlarını itiraf etmesi, İslam’daki abdest hükmündedir ve onu yapmadan Aşa-i rabbani törenlerine katılamazlar.

[1] Şia fıkhında ölüye dokunmak gusül gerektirmektedir.

23. Sünnet


Sünnet tıbbi bir ameliyattır ve esasen dini bir inanç olarak temizlik amacıyla yapılmaktadır.[1] Hıristiyanlarda ve Zerdüştlerde sünnet yoktur. Sadece (genellikle İngilizce konuşan ülkelerde) Hıristiyanlardan az bir kesimi onu sağlık amacıyla yapıyorlar.

Sünnet Yahudilikte üzerinde önemle durulan bir farz ve Allah’ın Hz. İbrahim’le ahdidir.[2] Çocuğun dünyaya geldiği sekizinci günde gerçekleştirilen bir törende Yahudi ruhanisi tarafından yapılır. Onlar sünnet farzına önem verdiklerinden dolayı Yahudi olmayan çocukları da sünnet ediyorlardı.

İslam’ın bazı mezhepleri sünneti farz bilir ve bazıları da özellikle vurgulanmış bir sevap iş olarak görürler. Şia fıkhında sünnet baliğ oluncaya kadar babanın üzerine ve baliğ olduktan sonra da onun kendisine farz olur. Çocuğu yedinci gününde sünnet etmek sevaptır. Sünnetin hac ve umre dışında hiçbir amelde bir etkisi yoktur. Sünnetli bir şekilde dünyaya gelen çocuğun tekrar sünnet edilmesi farz değildir. Böyle bir durumda sünnet yerine neşter sürmek sevaptır. Dinler bilimi açısından bu sevap amel olan sünnetin inançla ilgili bir konu olduğuna şahittir.

Kızların sünneti, otuzdan fazla Asya ve Afrika ülkesinde (tıpkı Malezya, Endonezya, Mısır ve Sudan gibi. Hatta bu iki ülkenin Kıpti kilisesinin takipçisi olan Hıristiyanlar nezdinde bile) yaygındır. Dünya sağlık örgütünün verdiği bilgiye göre şu anda dünya üzerinde yaklaşık yüz altmış milyon sünnet edilmiş kadın vardır.[3]



[1] “Çocuklarınızı yedinci günde temizleyin. Şüphesiz o, etin bitmesinde en güzel, en temiz ve en çabuk şeydir. Şüphesiz yeryüzü sünnetsizin idrarından kırk sabah necis olur. ” (Nebevi Hadis: el-Kâfi, c.6, s.35)

[2] Yaratılış, 17:9-14.

[3] Sünnetin tarihçesi hakkında daha fazla bilgi için bak. Usture-i Kurbani, s. 215-273.

Yüklə 379,11 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə