Büyük Dinleri Tanımak



Yüklə 379,11 Kb.
səhifə47/52
tarix01.08.2018
ölçüsü379,11 Kb.
#59924
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   52

14. Katılık ve Esneklik


Dinlerin katılık ve esneklik dereceleri farklıdır. Bazıları dinin katı ve bazıları da esnek olduğunu ifade ediyorlar. Ehl-i Sünnetin İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin fıkıh konularında esnek ve İmam Şafi’nin katı olduğu meşhurdur. Bu tür farklılıklar Şia fakihlerinde de görülmektedir.

Dinlerin takipçilerinden bazıları kendi dinlerinin katılığı ve bazıları da o dinin esnekliğiyle övünürler.

İslam dini esnektir ve şeriatı kolay inanç olarak adlandırılmıştır.[1] Müslümanlar ilahi öğretilerle Allah’tan unutma veya hatalarından dolayı kendilerini sorguya çekmemesini ve kendilerinden öncekilerin üzerine yüklemiş olduğu yükü onların üzerine yüklememesini istiyorlar (Bakara/286). Hz. Resulullah’dan (saa) gelen bir hadise göre ümmetin dokuz şeyden kaynaklanan ihlalleri günah olarak yazılmamaktadır: Hata, unutkanlık, cahillik, gücün yetmemesi, zaruret hali, zorlama, kötüye yormak, yaratılış üzerindeki tefekkürde vesvese etmek, dile ve amele dökülmediği sürece de haset etmek.[2]

Evet, bu kolaylıklar İslam ümmetine hastır. Bu maddelerin tamamı diğer dinlerde bu tarzda değildir. Yahudilik hükümleri oldukça zordur. Hıristiyanlıkta günah işlemeye karar vermek de günah sayılmaktadır. Takiye, mutlak olarak haramdır. Hindistan ve Çin dinlerinde batını temizlik için en düşüğü inek idrarını içmek ve onun pisliğini yemek olan zor alıştırmalara tahammül etmek gerekmektedir.

İslam’da günahların çoğu için dünyada herhangi bir ceza kararlaştırılmamıştır. Bir takım sayılı günahlar için de belirlenmiş olan cezalar birçok şart aramaktadır ve en küçük bir şüphede iptal edilmektedir.

İslam dini öğretim yönünden kolay olmanın yanı sıra Allah’ın kolaylık istediğini (Bakara/185) ve dinde insanlar için kaldıramayacakları bir yük olmadığını (Hac/78) ilan ettiği gibi ameli yönden de kolaydır ve sürekli görmezden gelmektedir. Mesela, teslis ve Hz. İsa’nın ilahlık inancını kâfirlik olarak görmesine rağmen (Maide/17, 72-73), Hıristiyanları gölgesi altında korumakta ve sosyal haklarına saygı göstermektedir.

Bu kolaylıktan dolayı münafık ve Müslüman anne-babadan dünyaya gelen herkes İslam toplumunun bir üyesidir. Böyle bir kimseye Müslüman denilir, onunla evlenilmesi caizdir ve kestiği hayvanın eti helaldir. Onun canı, malı ve haysiyeti muhteremdir. Kanının bedeli diğer Müslümanlarla aynıdır. Böyle bir kimse öldüğünde sıradan bir Müslüman gibi teşyi edilmelidir. Guslü, kefenlenmesi, cenaze namazı ve onun defnedilmesi her Müslüman kifayi farzdır. Bunların tamamı dünyayla ilgilidir. Ancak ahirette herkes hesap vermelidir.

[1] “Allah beni ruhbanlıkla değil, kolay olan dosdoğru bir dinle gönderdi.” (Nebevi Hadis: el-Kâfi, c.5, s.494)

[2] el-Kâfi, c.2, s.463.

15. İyilik


Dinler iyiliğe davet etmektedir. Dinlerdeki kızıl haç gibi büyük ve faal olan kuruluşlar bu amaçla oluşmuşlardır.[1] Hıristiyanlar bazen insancıl hizmetlerine değinmek için iyilik yapan Samiri anlamında “Good Samaritan” ifadesini kullanırlar. Hz. İsa’nın dilinden bir örnekte iyilik yapan Samiri (Samirilerin aşağılanmış fırkasından), çölde yol kesenler tarafından yaralanmış olan bir adamı ölümden kurtarıyor (Luka, 10: 25-37).

[1] Dinlerin nişaneleri de vardır: İslam için hilal ve Hıristiyanlık için de haç meşhurdur. Tabi bu iki simge arasında çok fark vardır. Hilal simgesi İslam fıkhında geçmemiştir ama haç, ibadet törenlerinde ve diğer törenlerde temel bir role sahiptir. Yahudiler, altı yapraklı bir çiçeği meydana getiren üst üste iki üçgen şeklindeki Davud’un kalkanının simgesini Yahudiliğin ve özellikle de Siyonizm’in simgesi yapmışlardır. Onlar uluslar arası Kızılhaç komitesini “Kızılhaç” ve “Kızılay” yanında “Davud’un kızıl kalkanını” da resmen tanımaları için ikna etmeye çalışmaktadırlar ama şimdiye kadar bir başarı elde edememişlerdir.

16. Beslenme


Beslenme dinlerin önemli konularından biridir. İnsanın besin kaynaklarından biri de ettir ve et yeme hususunda üç görüş vardır:

1. Hayvana zulüm sayıldığından dolayı her çeşit et haramdır. Bu görüş bütün Cinaların, Hinduların çoğunluğunun ve Budaların bir kısmının görüşüdür.

2. Bütün etler helaldir ve yiyeceklerin insan saadetinde bir rolü yoktur. Bu görüş de Hıristiyanların görüşüdür.

3. Bazı etler helal ve bazı etler de haramdır. Bu görüş Müslümanların, Yahudilerin, Zerdüştlerin, Sabiilerin ve diğer bazı dinlerin görüşüdür. Bu görüş sahiplerinin eti yenilmesine izin verilen hayvanlar hakkında çokça ihtilafları vardır. Bu ihtilaflar kimi zaman bir din içerisindeki fırkalara kadar uzamaktadır.

Yahudilikte etin süt ürünleriyle yenilmesi haramdır. İşgal edilmiş Filistin’de iyiliği tavsiye etme ve yasaklardan sakındırma grupları zaman zaman restoranları denetleyerek müşterilere etle beraber süt ürünleri verilmemesini sağlıyorlar. Yahudilerin ekmekle beraber birkaç çeşit yemeği yemek için ellerini şeraitlerine uygun olarak yıkamaları farzdır ve bu Yahudiliğin abdesti sayılmaktadır. Bu iş çeşitli durumlarda farz olmaktadır (yemekten sonra parmakların iki eklem yerini yıkamak farzdır). İncillerde geçtiği üzere bazı Yahudiler Hz. İsa’ya havarilerin ekmek yemek için neden ellerini dine uygun olarak yıkamadıkları hususunda itirazda bulunuyorlardı. Hz. İsa, bu işin insanlar tarafından uydurulduğunu söylüyordu. O şöyle dedi:

“Dinleyin ve şunu belleyin: İnsanı kirleten, ağzına giren değildir. Ağzından çıkandır insanı kirleten. Bu sırada öğrencileri ona gelip: Biliyor musun, Ferisiler bu sözü duyunca gücendiler, dediler. İsa şu karşılığı verdi: “Göksel babamın dikmediği her fidan kökünden sökülecek. Bırakın onları; onlar körlerin kör kılavuzlarıdır. Eğer kör köre kılavuzluk ederse, her ikisi de çukura düşer. Petrus: Bu benzetmeyi bize açıkla, dedi. Siz de mi hâlâ anlamıyorsunuz? Diye sordu İsa. Ağza giren her şeyin mideye indiğini, oradan da ayakyoluna atıldığını bilmiyor musunuz? Ne var ki ağızdan çıkan, yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten de budur. Çünkü kötü düşünceler, cinayet, zina, cinsel ahlaksızlık, hırsızlık, yalan tanıklık ve iftira hep yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten bunlardır. Yıkanmamış ellerle yemek yemek insanı kirletmez.” (Matta, 15: 10-20).

Helal bir yemeğin bir takım dış sebeplerden dolayı haram olması mümkündür. Mesela kendiliğinden ölmüş bir hayvan çeşitli dinlerde haramdır.

Aynı şekilde bir yemeğin belirli bir zamanda haram olması da mümkündür. Mesela, İslam’da içinde safran bulunan bir yemek, ihramlı kimseye haramdır. Katolikler Cuma günleri kırmızı et yemezler. Zira İncillerin nakline göre, Hz. İsa Cuma günü çarmıha gerilmiştir.



Yüklə 379,11 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə